Osmanlı'nın Yemen'deki Şehirlerinden Zebit ve Kalesi
Osmanlı'nın ''Demirin bile erdiği kent'' diye adlandırdığı Zebit, Osmanlı askerinin en önemli duraklarından biri olmuş Tarihi kentte hala ayakta duran Osmanlı kalesi bir döneme tanıklık yapıyor Bir zamanlar İslam dünyasının ilim merkezi olan Zebit kenti tarihi dokusuyla görenleri hayran bırakıyor
Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı feth etmesiyle Osmanlı himayesine girmeyi kabul eden Yemen, bugün içinde barındırdığı birçok Osmanlı eseri, kenti ve kalesiyle geçmişin izlerini taşımaya devam ediyor.
Bu izlerin en önemlilerinden Zebit kenti, tarihi dokusu, Osmanlı kale ve camileriyle ayakta durarak bir döneme tanıklık ediyor. Bir zamanlar İslam Dünyası'nın ilim ve irfan merkezi olan Zebit, aynı zamanda Peygamber aşığı Veysel Karani gibi birçok İslam aliminin de ilim, irfan yaydığı dergah ve medreselere ev sahipliği yapmış.
Osmanlı askerinin Kızıldeniz sahillerinden Yemen'e giriş yaptığı Hudeyde kentine iki saat mesafede bulunan Zebit kenti, kutsal toprakların korunmasında stratejik bir öneme sahip.
Klasik Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde olduğu gibi bir dış surla çevrelenmesinin yanı sıra iç surları da olan kale tüm orijinal haliyle ayakta duruyor. Osmanlı saray ve kale anlayışıyla yapılan Zebit kalesi, Osmanlı valisi ve askerine aynı anda ev sahipliği yapmış.
Bir tarafında burç şeklindeki kısmıyla Osmanlı valilerini ağırlayan kalenin diğer bölümlerinde ise askerlere ait koğuşlar bulunuyor. Kent, Osmanlı valilerinin halk ile bütünleşirken, tebası altındaki asker ve memurlarla da aynı çatı altında yaşadığını gözler önüne seriyor.
Mustafa Paşa, Sinan Paşa, Yemenli Hasan Paşa ve son dönemlerde Ahmet İzzet Paşa'ya kadar birçok Osmanlı valisine ev sahipliği yapan kale, Akdeniz sahillerini batıdan elde edemeyen dönemin güçlü denizci ülkesi Portekizlilerin Kızıldeniz sahilinden bu emellerine ulaşma hedefini önlemek isteyen ve kutsal toprakları korumayı hedefleyen Osmanlı'nın en büyük silahı olmuş.
Demirin bile eridiği kent
Zebit kenti kerpiç evleri, dar sokakları ve çöl sıcağının kucağında ziyaretçilerini karşılarken, Osmanlı kaynaklarında "Demirin eridiği kent" olarak adlandırılmasıyla da meşhur. Bir tarafından Tihame çölü ve diğer tarafında Kızıldeniz ile çevrelenen kent inanılmaz bir sıcağın altında kent sakinleriyle birlikte ziyaretçilerini bekliyor. - Sana