Kanlı Baskının İlk Tanıkları Gemiyi Anlattı

Mavi Marmara gemisinde kanlı baskının canlı tanığı iki gazeteciye İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan tarafından incelemeleri yapılan gemiye kamerasız ve fotoğraf makinesiz çıkmalarına izin verildi.

Mavi Marmara Gemisinde bugün sabahtan itibaren TAEK ekibinin radyasyon ve kimyasal taramasının ardından İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı idaresindeki 18 kişilik uzman ekibin incelemeleri gün boyu sürdü. Mavi Marmara gemisinde gözle görülür temizlik yapıldığı, bazı kurşun izlerinin ve deliklerinin macunlanıp, kapatılarak üzerlerinin boyandığı belirtildi. Bu arada yüzlerce mermi izinin bulgusuna ulaşıldığı gemide, ekibin çalışmaları devam ederken kanlı saldırının canlı tanıkları Sabah Gazetesi Muhabiri Mediha Olgun ile Star Gazetesi Muhabiri Halil Bilek'in ısrarı üzerine Başsavcı tarafından gemiye çıkmalarına izin verildi.

İki gazeteci gemiyi uzman ekip ve Başsavcı Mustafa Ercan ile fotoğraf makinesiz olarak gezdi. Ayrıca o saldırının canlı tanıkları olması nedeniyle bilgilerine başvuruldu.

Yaklaşık 20 dakika süren gezi sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Star Muhabiri Halil Bilek, farklı bir gemiyle karşılaştıklarını kaydederek, "Tertemiz bir gemi sunmuşlar. Lavaboları bile temizlemişler, ortalıktaki kan izleri temizlenmiş ama yeleklerde kan izi var. Kısmi temizlik yapmışlar, kanları temizlemişler. Gemide kurşun çekirdeğinin dışında şarjör bile var. Epey acemice çalışma yapmışlar" dedi.

Kanlı baskının yaşandığı gemiye tekrar binmenin, içeriyi görmenin hiç de hoş olmadığını vurgulayan Bilek, yaklaşık üç dört gün beraber yaşadıkları insanların öldükleri yerler olduğunu, o açıdan pek hoş olmadığını söyledi. Bilek, kanlı kıyafetlerin topluca bir yere yığılı olduğunu, basın odasındaki koltukların masaların üzerine, restoranlarda veya lokantalarda kapatma zamanı uygulanan sistem gibi istiflendiğini söyledi.

Sabah Gazetesi Muhabiri Mediha Olgun da, Mavi Marmara gemisine çıktığında o anı yeniden yaşar gibi hissettiğini belirterek, "Saldırı anını tekrar yaşıyorum gibi hissettim. Her tarafta kan izi vardı. Gemi hiç bu kadar temiz olmamıştı. Köşede yığılmış olarak eşyalar vardı. Toparlanmış bir temizlikçiye gitmiş kadar temizlerdi, hepsi poşetlenmişti. Onların içinden bir şey çıkar mı, bilemiyorum, her yeri çok iyi aramışlar. Bazı yerlerde kurşun kovanları bulunmuş, bunlar da halatların çok yoğun olduğu bölgelerde çıkmış oraları çok iyi arayamamışlar. Kaptan köşkünün orada da kurşun izi vardı. Lavabolar tertemiz. Gayet güzel bahar temizliği yapılmış gemide, inanamadım, bu kadar temiz beklemiyordum. Doğal olarak kurşun izleri temizlenmiş de, bazıları kapatılmamış. Tuvaletleri temizlemişler, bizi götürdüklerinde yerler, tuvaletler pis sudan geçilmiyordu, paçalarımızı çemreyip de gidiyorduk tuvaletlere, şimdi mis gibi. Viledalarla çok iyi, sağlam bir temizlik yapılmış" diye konuştu.

Ne hissettiğinin sorulması üzerine duygulanan Mediha Olgun şunları söyledi:

"Sormayın ya... çok korkunçtu. Yani şey gibi tekrar aynı şeylere dönüyorsunuz. İlginç bir şey zaten biz bunun gerçek olduğuna yeri geliyor inanmıyorum, hala açıkçası bir kabus gibi geliyor bana. Dışarıdan bakıldığında bazı insanlar küçümsüyorlar bunu, öyle tavırlar da var ama beklemediğiniz bir anda her şey şölen havasındayken, bu şekilde bir saldırı, sabahın köründe yarı uyur, uyanık halde yakalandığınız bir saldırıyı gerçekten unutmak hiç kolay değil."

Ufuk AKTUĞ- İSKENDERUN- Hatay- DHA

Haberler