Haberler

"Yüce Divan", Şerafettin Elçi Başvurusunu Reddetti

Güncelleme:

42. Hükümette Bayındırlık Bakanlığı yapan ve 2 yıl hapis yatan Elçi'nin yakınlarının, "Mahkumiyetin kaldırılması ve tazminat" talepleri reddedildi.

42. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nde Bayındırlık Bakanlığı yapan ve Anayasa Mahkemesinin "Yüce Divan" sıfatıyla yaptığı yargılama sonucunda 1983'te 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan merhum Şerafettin Elçi'nin yakınlarının, "mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırılması, beraate ve tazminata karar verilmesi" talepleri reddedildi.

TALEP YENİLENDİ

Yüce Divan'ın "değişik iş" kararında, Elçi'nin avukatı Kemal Vuraldoğan aracılığıyla başvuruda bulunduğu, vefatın ardından avukatla vekalet ilişkisinin sona erdiği, ancak bu aşamada çocuklarının aynı avukatla talebi yeniledikleri özetlendi.

O DÖNEMDE ANAYASA ASKIDA OLDUĞU İÇİN YARGILAMA YAPILAMADI

Başvurunun üç gerekçeye dayandırıldığı bildirilen kararda, bunların ilkinin, Elçi'nin ilk yargılanması öncesinde Anayasa'nın askıya alındığı, bu nedenle anayasal kurum olan Yüce Divan'ın yargılama yapamayacağı olduğu aktarıldı.

İkinci gerekçenin, "hukukiliği bulunmayan Milli Güvenlik Konseyince yapılan soruşturma ve Yüce Divan'a sevk işleminin mahkumiyet sonucunu doğurmayacağı", üçüncünün ise "hüküm günü, dönemin Başbakanı Bülend Ulusu'nun, Anayasa Mahkemesini ziyaret ederek, mahkumiyet kararını veren heyete etki ettiği iddiası" olduğu belirtildi.

"YENİLEME TALEBİ CEZA MUHAKEMESİ KANUNA DAYANMALI"

Son gerekçenin, Yüce Divan heyetinin, masum bir kişi hakkında, siyasal etki altında mahkumiyet verdiği iddiası olduğu bildirilen kararda, Yüce Divan'ın, yargılamanın yenilenmesi taleplerini değerlendirirken,  Ceza Muhakemesi Kanunu'ndaki maddelere dayanması gerektiği kaydedildi. 

"GEREKÇELER SOMUT DELİLLER OLMALI"

Bu durumda, başvuru gerekçelerinden ilk ikisinin yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak görülemeyeceği, zira bunların kanunda sayılan nedenler içerisinde yer almadığı kaydedilen belirtilen, "Yargılamanın yenilenmesi için gösterilen gerekçe, somut delillerle desteklenmelidir. Başvurucular vekili Yüce Divan'da yargılama yapan hakimlerden 'bazılarının' ya da 'tamamının' tarafsızlığını yitirdiği iddiasındadır. Burada tarafsızlığını yitiren hakimin kim olduğu belirtilmemiştir" değerlendirmesinde bulunuldu.

Dönemin Yüce Divan hakimlerinin Ulusu'nun ziyaretinden etkilendikleri iddiasına ilişkin delillerin bir televizyon programında geçen görüntüler, Elçi'nin duyumlarını aktardığı söyleşiler ve iddiayla ilgili bazı tanıklar olduğuna işaret edilen kararda, "üç delilin de somut olmaktan uzak olduğu" belirtildi.

"İDDİAYI ARAŞTIRACAK, HAKLI KILACAK KANITLAR YOK"

Kararda, şöyle denildi: "Başvuruda iddia vardır, ancak iddiayı araştırmayı haklı kılacak ciddiyette bir delil gösterilmemektedir. Başvurucular vekili tarafından somut verilere dayanmayan iddialar ileri sürülmüş, zanna dayalı hususlar soyut ifadelerle bildirilmiş, bu zanların gerçek olup olmadığının araştırılması istenmiştir. Bu durumuyla talebe konu hukuka aykırılığın soruşturulmasını haklı gösterecek nitelikte delillerin sunulması koşulu yerine getirilememiştir." 

Kararda, bu sebeplerle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmesi gerektiği bildirildi.

"TAZMİNAT SÖZ KONUSU DEĞİL"

Mevzuata göre vefat halinde yargılamaların sürdürülmediği, ancak mali hakları ilgilendiren hususlarda dava ve infaz işlemlerinin devam ettirildiği kaydedilen kararda, başvurunun mali hak ve menfaatlere ilişkin olmaması karşısında müteveffa Elçi ile ilgili uyarlama talebinin, "hukuki yararın mevcut olmaması" gerekçesiyle reddedildiği, yargılama yenilenmediğinden tazminata hükmedilmesinin de söz konusu olmadığı belirtildi.

"MAHKEME DARBE İZLERİNİ SİLMEKTEN KAÇIYOR"

Kararı değerlendiren Avukat Vuraldoğan ise "Anayasa Mahkemesinin 12 Eylül darbesi ile yüzleşmekten, mahkemedeki darbe izlerini silmekten kaçındığını" ileri sürdü. 

"Darbecilerin isteği ile verilen kararın ortadan kaldırılmasını beklediklerini" ifade eden Vuraldoğan, "Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yaşı ve af tartışmaları nedeniyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi 12 Eylül davasında esastan karar veremeyebilir ya da verdiği karar kesinleşene kadar dava ortadan kalkabilir. Bu nedenle  Elçi'nin yeniden yargılanma talebi, yargının 12 Eylül'le yüzleşmesi ve hesaplaşması için önemli bir fırsat sunuyor. Bu fırsatın devlet aklı veya siyasi hesaplar nedeniyle kaçırılmaması lazım" dedi.

"1983'TE YÜCE DİVAN MAHKUM ETTİ"

Başvuruda, Elçi'nin, bakanlığı sırasında "bazı kamu görevlilerini keyfi tasarruflarla üst görevlere atadığı, işçi alımlarında keyfi hareket ettiği, böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla" 1983'te Yüce Divan tarafından mahkum edildiği anımsatılmıştı.

"DÖNEMİN BAŞBAKAN'I YÜCE DİVANI ZİYARET ETTİ"

Cezaevinden çıktıktan sonra Elçi'yi ziyaret eden dönemin Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanı Ömer Altay Egesel'in "Yüce Divan üyelerinin aslında beraatine karar verdiği, ancak karar günü meydana gelen bir gelişme neticesinde kararın değiştirildiğini" ifade ettiği savunulan dilekçede, dönemin Başbakanı Ulusu'nun hüküm günü Yüce Divan'ı ziyaret ettiğine ilişkin tanıklıklar aktarılmıştı.

1961 Anayasası'na göre, bakanların Yüce Divan'a sevk kararının TBMM'ye ait olduğu belirtilen dilekçede, buna rağmen, Elçi'nin, "darbecilerin tasarrufuyla", Yüce Divan'a sevk edildiği ifade edilerek, bu açık hükme rağmen, Elçi'nin yargılanmasının, CMK'nın, yargılamanın yenilenmesine ilişkin maddelerine uygun olduğu savunulmuştu.

Kaynak: AA / Güncel

Ceza Muhakemesi Kanunu Şerafettin Elçi Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title