Japonya'nın kura müdahale edebilmesi için gözler ABD ile yapılan anlaşmaya çevrildi
Japonya Merkez Bankası, yendeki sert değer kaybı ve artan enflasyon nedeniyle politika faizini 25 baz puan artırarak %0,75'e çıkardı ancak bu adım yendeki zayıflığı durduramadı. Japonya Maliye Bakanı, aşırı hareketlere karşı müdahale sinyali verdi. Analistler, Japon hükümetinin döviz kurunu stabilize etmek için gerekli önlemleri alacağına dikkati çekti.
ALİ CANBERK ÖZBUĞUTU - Yenin dolara karşı son zamanlarda sert değer kayıpları yaşamasıyla Japon yetkililerin kura müdahale edebileceğine dair beklentiler güçlenirken, bu olası müdahalenin Japonya ile ABD arasında eylül ayında döviz kuru üzerine yapılan anlaşmanın şartlarına bağlı olacağı tahmin ediliyor.
Japonya'da yenin dolar karşısında yaşadığı değer kaybı, ülke ekonomisinin önemli sorunları arasında yer alıyor.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), ülkede artan enflasyonist baskılar ve yendeki değer kaybı nedeniyle politika faizini beklentiler dahilinde 25 baz puan artırarak yüzde 0,75'e çıkarırken, bu oran son 30 yılın en yüksek seviyesi olarak kayıtlara geçti.
Ancak Bankanın attığı bu adım, yendeki değer kaybını durdurmak için yeterli olmadı.
BoJ Başkanı Kazuo Ueda'nın bir sonraki faiz artırımının hızı ve zamanlamasına ilişkin net bir sinyal vermemesi, kararların verilere bağlı olacağını ve toplantıdan toplantıya değerlendirileceğini ifade etmesi, yendeki zayıflığın ve tahvil faizlerindeki yükselişin sürmesine neden oldu.
Analistler, Japonya'da kasım ayına ilişkin yıllık enflasyonun yüzde 2,9 seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, politika faizinin yüzde 0,75'e yükseltilmesinin yeterince sıkı bir duruş sergilemediğini kaydetti.
Bu gelişmelerin ardından Japonya Maliye Bakanı Satsuki Katayama, yendeki aşırı hareketlere karşı müdahaleye hazır olduklarını açıkladı.
Katayama, BoJ Başkanı Ueda'nın açıklamalarının ardından yenin değer kaybına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, mevcut durumun temel ekonomik dinamikleri yansıtmadığını söyledi.
Japonya'nın eylül ayında ABD ile döviz kuru politikası konusunda vardığı anlaşmaya değinen Katayama, "Hükümet, aşırı hareketlere karşı uygun önlemleri alacaktır." ifadelerini kullandı.
Dolar/yen paritesi de BoJ'un faiz artırımına rağmen 157 seviyelerinden yalnızca 156 seviyelerine geriledi.
Japon yetkililer, paritenin Temmuz 2024'te 161,96'ya çıkarak 1986'dan bu yana en yüksek seviyeyi görmesinin ardından döviz kuruna müdahale etmişti.
Faiz makasının hızla kapanmayacağına yönelik görünüm Japon parasını baskılıyor
Asya piyasaları analisti Sadi Kaymaz, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Japonya'da para, kur ve maliye politikalarının son dönemde giderek karmaşık ve çok bilinmeyenli bir denklem halini aldığını söyledi.
BoJ'un faiz artırım patikasında hangi hızla ilerleyeceğinin ve nereye kadar devam edeceğinin belirsizliğini koruduğunu belirten Kaymaz, kur cephesinde ise Japon yenindeki değer kaybına yönelik baskının sürdüğünü ifade etti.
BoJ'un yeterince şahin bir duruş sergilememesinin ya da piyasalar tarafından böyle algılanmasının başlıca etkenlerden biri olduğunu vurgulayan Kaymaz, "Yine ağır ağır da olsa yükselen Japon faizlerine rağmen, gelişmiş Batı ülkelerinde faizlerin görece yüksek seviyelerde direnç göstermesi de başka bir etken. Faiz makasının hızla kapanmayacağına yönelik görünüm nedeniyle de Japon parası değer kaybediyor." diye konuştu.
Bu noktada, Japon ev hanımları olarak karakterize edilen yatırımcıların, yerel para birimiyle borçlanarak Avustralya ve Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ya da gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelmeye devam ettiğini aktaran Kaymaz, şunları söyledi:
"Fakat bu noktada ABD de denkleme dahil. Japonya'ya uyguladığı tarifeleri yüzde 15'e çıkaran Washington yönetiminin Japon mallarının kur üzerinden daha da ucuzlaştığını görmek istemediği biliniyor. Böylece eylül ayındaki Tokyo-Washington mutabakatına da bir göz gezdirmek gerekebilir. Bir kere çerçeve anlaşma kapsamında bazı kilit kelimelerin müdahale şartı olarak öne çıktığını belirtmem lazım. Mesela aşırı oynaklık. Mesela düzensiz hareketler. Yahut temellerden kopmuş olmak. ABD yönetimi, genel olarak G20 kapsamında da geçerli olan bu ilkelerin gözetilmesini şart koşuyor."
Kaymaz, Japon hükümetinin de genel yaklaşımının bu yönde olduğunu belirterek, Maliye Bakanı Katayama'nın açıklamalarının piyasa tarafından ciddi bir müdahale sinyali olarak algılandığına işaret etti.
Buna karşın Japon yeninde henüz aşırı oynaklık görülmediğine dikkati çeken Kaymaz, "Aynı şekilde dalga boyu büyük, düzensiz hareketler de mevcut değil. O nedenle müdahaleyi bugünden yarına beklememek lazım diye düşünüyorum. Kurda oynaklığın artması ve para biriminde değer kaybının aniden hızlanması durumunda ise Japon yetkililerin kullanabileceği kelimelere dikkat etmek gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.










