Haberler

Dolar Yükseldi, Hesaplar Değişti

Fed politikalarının bu yıl gelişmekte olan ekonomiler üzerinde yarattığı baskının yanında, yılın son döneminde yaşanan iç gelişmelerin etkisiyle doların tarihi zirveye yükselmesinin ardından, gelecek yıla ilişkin beklenti ve ekonomik tahminler belirsizlik kazandı Garanti Yatırım Başekonomisti Altınsaç:

BELGİN YAKIŞAN - ABD Merkez Bankası ( Fed ) politikalarının bu yıl gelişmekte olan ekonomiler üzerinde yarattığı baskının yanında, yılın son döneminde yaşanan iç gelişmelerin etkisiyle doların tarihi zirveye yükselmesinin ardından, gelecek yıla ilişkin beklenti ve ekonomik tahminler belirsizlik kazandı.

Gelecek yıl global sermaye akımlarının yönü ve seçimlerin, ekonomiyi etkileyecek 2 önemli gelişme olduğunu, dış kırılganlıkların da yüksek olduğu bir döneme girildiğine dikkati çeken analistler, 2014'ün sermaye hareketleri açısından önem teşkil ettiğini ve bu nedenle TL'nin dolar karşısındaki performansının yatırımcı güveni açısından önemli olduğunu vurguladı. Dışarıda Fed içeride ise siyasi gelişmelerden kaynaklı dolardaki tarihi yükseliş, bazı kurumların 2014 yılına ilişkin beklenti ve tahminlerinde değişikliğe gitmesine neden olurken, bazı kurumlarsa gelecek yıla ilişkin tahmin yapmak yerine, senaryolar üzerinden hareket ediyor.

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, yıla zaten "Kırılgan Beşli"nin içinde ve Fed politikaları gölgesinde 1-0 yenik başlandığını kaydederek, gelecek yıl için yüzde 2,5 gibi bir büyüme rakamı ile çalıştıklarını kaydetti.

Altınsaç, "2014 için yüzde 2,5'lik büyüme tahminimizi oluştururken, yılın ilk yarısında yüzde 1,5, ikinci yarısında ise yüzde 3,5 büyüme ile çalışıyorduk. Şu aşamada yüzde 2,5'lik büyüme tahminimiz üzerinde belirgin riskler oluşmuş durumda... Özellikle 2014'ün ilk çeyreğinde ekonomide öngördüğümüzden daha fazla baskı görebiliriz. TL'de değer kaybı daha da devam eder ve kalıcı olursa, 2014 yılında yüzde 2,5'lik büyüme tahminimizi gözden geçirmemiz gerekir" diye konuştu.

Şu anda 2014 için çalıştıkları yüzde 6,7'lik enflasyon beklentilerinin ya da piyasadaki enflasyon öngörülerinin bir geçerliliğinin kalmamış gözüktüğünü de aktaran Altınsaç, "TL'deki değer kaybı ve enflasyonun hala resmi hedefin üzerinde seyrediyor olması, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 2014 yılının ilk aylarında da sıkı para politikası uygulamaya devam etmesine neden olacak" dedi. Global piyasalarda görece olumlu bir hava oluşması ve enflasyonun dizginlenmesi durumunda, TCMB'nin sıkı para politikasını hafifleteceğini belirten Altınsaç, bu durumda Merkez Bankası'nın ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini de düşüreceğini belirtti.

Altınsaç, 2014 yılı ilk çeyreğinde Fed'in tahvil alımlarını azaltmaya başlaması ile TL üzerindeki baskının süreceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yine de TCMB'nin sıkı para politikasına devam etmesi ve global ölçekte gevşek para politikalarının sürmesiyle TL'deki değer kaybının sınırlı olacağını düşünüyoruz. 2014 sonu Dolar/TL beklentimiz 2,04 ve Avro/TL beklentimiz ise 2,73 seviyesinde... 2014 ikinci yarısının TL açısından daha olumlu geçeceğini düşünüyoruz. Yıl sonuna doğru ise enflasyondaki gerileme ve ekonomideki yavaşlamayla faizlerde tekrar düşüş bekliyoruz. Gösterge tahvil faizinde 2014 sonu beklentimiz yüzde 8,0 bileşik seviyesi. BIST 100 endeksi için 2014 sonu hedef değeri 84,600. Yüzde 15 artış potansiyeline işaret ediyor, özellikle gelecek yılın ilk yarısında oynaklığın devam edeceğini ve yükselişlerin sınırlı kalacağını tahmin ediyoruz."

Zor yıl

Finansinvest Yatırım Danışmanlığı Yönetmeni Serhan Yenigün de ekonomik krizin başlangıcında gelişmekte olan ülkeler lehine pozitif bir ayrışma beklentisinin dile getirildiğini belirterek, gerçekte böyle olmadığını ve 2009'dan itibaren gelişmiş ve gelişen ülke borsalarının paralel hareket ettiklerine dikkati çekti.

Yenigün, asıl ayrışmanın, yoluna girmeye başlayan ekonomilerin farklı hızlarda toparlanmaları ve ABD'de krizden çıkışın çok daha hızlı olması ile mayıs ayında tahvil alımlarının sonlandırılacağına ilişkin sinyalle başladığını kaydederek, burada gelişen ülkelerin pozitif değil, belirgin bir şekilde negatif ayrıştığını söyledi. ABD'de işlerin yoluna girmeye başlamasının, likidite bağımlısı haline gelen gelişen ülke borsalarının zayıf kalmasının ana sebebi olduğunu dile getiren Yenigün, "Gelişen ülke piyasaları 2014'e bu negatif ayrışmanın moral bozukluğuyla giriyor, ancak ucuz kalan değerlemeler gelecek yıla ilişkin umutları hala canlı tutuyor" diye konuştu.

Türkiye'nin 2014'te bu yıldan daha iyi ancak zor bir yıl geçireceğini aktaran Yenigün, şunları söyledi:

"2013'e girerken not artırım beklentileriyle bambaşka bir hikayesi olan Türkiye'nin 2014'e girerken böyle bir hikayesi yok. 2014'te gerçekleşecek seçimler ve TCMB'nin önemi artan politikaları bu yıl bize özel başlıklar olacak ancak, bunların hiçbiri not artırım beklentileri kadar etkili parametreler sunmuyor. 2014'te yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi siyasi gündemi şekillendirse de bu alandan negatif bir etki göreceğimizi düşünmüyorum. Yakın coğrafyamıza (Suriye, İran, Kuzey Afrika gibi) ilişkin jeopolitik risk parametresinin ise 2013 ortalamasının altında kalmasını bekliyorum. Elbette, bu konuda öngörüde bulunmak zor ancak, son gelişmeler bahsi geçen bölgelerde tansiyonun azalacağına işaret ediyor."

TCMB'nin enflasyon, döviz piyasaları, cari açık ve büyümenin sürdürülmesi konularında izleyeceği politikaların, gelecek yıl içeride daha fazla öne çıkacağını vurgulayan Yenigün, genel anlamda 2014'te TCMB'nin 2013'e görece daha sıkı politikalar izleyeceğini, ancak bunun büyümeyi frenleyecek etkiler getirmeyeceğini ifade etti. Yenigün, buna ek olarak, döviz kurlarındaki geçişkenliğin azalması ve TL bazında enerji maliyetlerinde azalma beklediğinden, 2014'te enflasyonun 2013'ün altında kalacağını dile getirdi.

ABD tahvil faizlerinin Fed'in çıkışına dair ilk şoku atlatmasının ardından TL bonoların yılın ikinci yarısında alım fırsatları sunabileceğine işaret eden Yenigün, küresel fonların Türk varlıklarına yeniden ilgi göstermesinin de aynı döneme denk geleceğini, Borsa İstanbul'un da 2014'te yeniden 93 binlere yönelme ve tarihi rekorunu tazeleme olasılığının düşük bulduğunu belirtti.

Yenigün, "Ancak yine de 2014'ün kazandıran bir yıl olmasını bekliyorum. Küresel ekonomiler için lokomotif etkisi olan ABD'nin toparlanması, bugünlerde etkili olan Fed kaygılarını yatıştıracaktır. Bu da 2007 ve öncesi dönemlere ait sağlıklı fiyatlama mekanizmalarının geri dönmesine ve Türk şirketlerinin büyüme, karlılık ve değer yaratma potansiyelinin yeniden fiyatlanmasına neden olacaktır. BIST 100 Endeksi'nin 2014'te yüzde 15-20 arasında bir getiri sağlamasını bekliyorum" diye konuştu. - İstanbul

Kaynak: AA / Ekonomi

Garanti Yatırım Merkez Bankası Fed Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title