DHA YURT BÜLTENİ - 13

Güleda, ölmemek için 17 saat mücadele edip, 3 kez kaçmaya çalışmış

Isparta'da, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer P. (19) tarafından önce boğazı sıkılıp, kabloyla boğulduktan sonra kalbinden bıçaklanarak, öldürülen üniversiteli Güleda Cankel'in (19), hayatta kalabilmek için 17 saat mücadele ettiği, 3 kez kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı. Güleda'yı öldürmek için Muğla'dan gelip, 2 gün otogarda bekleyen Zafer P.'nin, kızın kaldığı aparta gittiği saatten cinayeti işlediği zamana kadar geçen 17 saati anlattığı, emniyetteki ifadesine DHA muhabiri ulaştı.

Olay, dün saat 11.00 sıralarında, Isparta Fatih Mahallesi'ndeki apartta meydana geldi. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı Zafer P. tarafından önce boğazı sıkılıp, kabloyla boğulduktan sonra kalbinden bıçaklanarak, öldürüldü. Muğla'dan gelerek, işlediği cinayetten 3 saat sonra polis merkezine gidip, teslim olan Zafer P.'nin ifadesine ulaşıldı. Üniversiteli Güleda'nın, hayatta kalmak için 17 saat mücadele ettiği, bu sürede 3 kez Zafer P.'nin elinden kaçmaya çalıştığı ortaya çıktı.

2 GÜN OTOGARDA BEKLEMİŞ

Zafer P.'nin, emniyetteki ifadesinde, Güleda Cankel ile görüşmek için 15 Kasım Cuma günü Muğla'dan Isparta'ya gittiğini ardından kızın kaldığı aparta geçtiğini söylediği belirtildi. Evde kimse olmadığını anlayınca otogara döndüğü öğrenilen Zafer P.'nin 2 gün burada beklediği, 17 Kasım Pazar günü saat 18.00 sıralarında ikinci kez Güleda'nın kaldığı aparta gittiği, ışığın yandığını görünce zili çaldığı kaydedildi.

GÜLEDA, SON KEZ ANNESİYLE KONUŞMUŞ

Güleda Cankel'in kapıyı açıp, kendisini görünce hızla kapattığını, 'Seninle konuşmam gerekiyor' deyince yeniden açtığını anlatan Zafer P., emniyetteki ifadesinde şunları söyledi:

"İçeri girdim, yaklaşık 5 dakika sonra kapı çaldı. Gelen, Osman diye biriydi. Güleda, içeri almak istemedi. Ben Osman'ı gördüm, aşağı beraber indik. Osman, bana, Güleda'yı rahat bırakmamı söyledi. Ben de '5 yıllık arkadaşlığımız var, nasıl bırakayım?' dedim. Güleda'yı telefonla aradım. Açmadı, Osman'la apartın önüne geldik. Kendisi dışarıdaydı. Osman, 'Sen gelme Güleda'yla konuşmam lazım' dedi. Ben de gitmedim. Bir süre sonra yanlarına gittiğimde Osman, Güleda'ya dönerek, 'Zafer'e söylemek istediğin bir şey var mı?' dedi. Güleda 'Yalnız kalmak istiyorum' dedi. Osman'a gitmesini söyledim. O da gitti. Güleda ile eve çıktık. 'Eğer bana iyi davranırsan kötü davranmazsan seninle beraber devam edebiliriz' dedi. Beni neden bıraktığını sorduğumda '5 yıl senin gibi birini boşa sevmişim. Sen gereksiz birisin' dedi. Tokat attım, küfretmeye başladı, tekme attı. Annesini ve Osman'ı aramak istedi. Telefonunu aldım. Mesaj attığı için annesi aradı. Telefonu kendisine verdim. Konuştular ama benden bahsetmedi. Kapatınca telefonu geri aldım."

3 KEZ KAÇMAK İSTEMİŞ

Zafer P., ifadesinin devamında, telefonu elinden aldıktan sonra Güleda'nın, kapıya doğru koşmaya başladığını; ancak anahtar kendisinde, kapı da kilitli olduğu için kaçamadığını söyledi. Güleda Cankel'i boğazını sıkarak, yan odaya götürdüğünü anlatan Zafer P.'nin, şunları kaydettiği öğrenildi:

"Boğazını sıktığım için hava alamadığını, dışarı çıkmak istediğini söyledi. Dışarı çıktık. Markete gittik. Aniden beni itekleyerek, kaçmaya başladı. Sonra geri gelip, telefonunu istedi. Birini aramak istediğini söyledi. Ben de verdim. Osman'ı aradığını görünce telefonu geri aldım, yere atıp, kırdım. Bir kez daha kaçmaya başladı. Peşinden koştum ve yakaladım. Aparta kadar kucağımda götürdüm. 'Eşyalarımı ver, gideceğim' dedim. Eve çıktım. Tekme attı. Ben de boğazını tekrar sıktım. Bir süre sonra hava alamadığını söyledi. Dışarı çıkmak istediğini belirtti. Ben de 'Kaçmayacaksan çıkarız' dedim. 'Kaçmayacağım' dedi; ancak dışarı çıkınca tekrar kaçmaya başladı. Yakaladım. Apartın önüne geldiğimizde tokat attım, ittirdim. Yere düştü. Bağırmaya başladı. Kafasını çarptı."

OLAY YERİNE GELEN POLİSLERE ŞİKAYETÇİ OLMAMIŞ

Çevredekilerin ihbarı üzerine, olay yerine sağlık ve polis ekiplerinin geldiğini; ancak Güleda'nın kendisinden şikayetçi olmadığını öne süren Zafer P.'nin, "Onu ambulansla hastaneye götürdüler. Benden şikayetçi olmadığı için birileri beni otogar civarında bıraktı. Para çektim, taksiyle hastaneye gittim sonra Güleda'yla beni karakola götürdüler. Güleda, şikayetçi olmadı. Onu polis aracıyla evine götürdüler. Beni de ifademin ardından bıraktılar. Ben de aparta gittim. Nasıl olduğunu sordum. Başının ağrıdığını, midesinin bulandığını söyleyince tekrar hastaneye götürdüm. Saat 05.00 sıralarında eve döndük, uyumuşuz. Saat 10.00 gibi kalktık. Kahvaltı yaparken Güleda, bana, 'Sen nasıl erkeksin? Bana saldırdın, beni dövdün' dedi. Bu sırada Osman, telefonla beni aradı. Konuşmak istediğini söyledi. Ben de Muğla'da olduğumu söyledim. Güleda'ya aralarında bir şey olup olmadığını sordum" dediği öğrenildi.

ÖNCE ELLERİYLE SONRA KABLOYLA BOĞUP BIÇAKLAMIŞ

Zafer P., Güleda Cankel'i saat 11.00 sıralarında öldürdüğünü belirttiği ifadesinde, "Boğazını sıktım. Yatağa yatırdım. Morarmaya başladı. Sesi gitti, boğazından hırıltılar geliyordu. Orada bulunan kabloyu gördüm. Boğazına sardım ve sıkmaya devam ettim, sonra kalbini kontrol ettim. Yaşadığını görünce mutfağa gidip, bıçak aldım, kalbine sapladım. Yarım saat sonra evden çıkarak, annemi aradım, cinayet işlediğimi söyledim. Sonra karakol yakınına gittim. Yarım saat bekledim. Bu sırada babam başta olmak üzere diğer akrabalarımı da aradım. Bana teslim olmamı söylediler. Ben de karakola geldim" dedi.

(GÖRÜNTÜLER GEÇİLDİ)

HABER: Müslim SARIYAR - ISPARTA

=========================

Ecem'in katiline ömür boyu hapis cezası

Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, Ecem Balcı'yı (17) öldürerek cesedini ormanlık alana gömdüğü suçlamasıyla yargılanan Süleyman Kara (45), ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Gölcük'te yaşayan Ecem Balcı, geçen yıl 5 Ocak günü kayboldu. Kızının kaybolmasının ardından bunalıma giren ve rahim kanseri olan Esra Ercömert, 14 Ocak günü Kandıra Kaltalkayası mevkiinde kayalıklardan denize atlayarak, intihar etti. Anne Ercömert'in cansız bedeni, denizde yapılan aramaların ikinci gününde bulunarak, toprağa verildi. Annesinin intiharı üzerine de ortaya çıkmayan genç kızın izini süren polis, Ecem Balcı'nın en son annesinin erkek arkadaşı Süleyman Kara ile görüştüğünü belirledi. Bu sırada başka bir suçtan tutuklanarak cezaevine konulan Süleyman Kara'nın ifadesi alındı. Süleyman kara, Ecem'i öldürdüğünü itiraf ederek, cesedi gömdüğü yeri gösterdi. 15 Şubat gecesi Gölcük'ün Ayvazpınar köyündeki ormanlık alanda yapılan kazıda Ecem Balcı'nın cesedi bulundu.

Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçen celse görülen duruşmada savcı, Süleyman Kara'nın 'Çocuğu kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını, tutuksuz yargılanan Keziban A., Rıfat Özgür Y., Yusuf K. ve İbrahim D. hakkında ise 'Suç delillerini gizlemek' suçundan ayrı ayrı hapis cezası verilmesini talep etti.

Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya tutuklu sanık Süleyman Kara görüntülü sistem aracılığıyla, Ecem Balcı'nın babası Gökhan Balcı ve tutuksuz yargılanan sanıklar ile avukatlar katıldı. Savcı önceki davada verdiği mütalaasını tekrar etti.

EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ

Avukat Aslıhan Şen ilk mütalaaya karşı olduklarını, cinayetin tasarlanarak işlendiğini söyleyerek, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti.

Baro Başkanı Bahar Candemir Gültekin ise, "Sanıkların üzerine atılı suçu işlediği sabittir. Gencecik kızın yaşam hakkı alınarak vahşice öldürüldüğü açıktır. Tüm sanıklar hakkında cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak ve herhangi bir indirim uygulanmaksızın belirlenmesini istiyoruz." dedi.

Ecem Balcı'nın babası Gökhan Balcı, "Bir çocuk kolay yetiştirilmiyor. 17 yaşına gelmiş, ağır hastalık atlatmış güçlü bir çocuğun hiç gözünün yaşına bakmadan kıydılar. En ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyorum" diye konuştu.

'GERÇEK KATİLİN DIŞARIDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ'

Sanık avukatı ise, "Süleyman Kara tarafından yapıldığı ile ilgili yakınlarının iddiaları yanlıştır. Bu hastalık sırasında da Süleyman Kara, Ecem'in yanındaydı. İlk duruşmadan beri Süleyman Kara ifadesini işkence altında verdiğini hep anlattı. Ecem'in öldürüldüğü tarihte Ecem'in telefonu Gökhan Balcı'nın tarafından görüşme yapılıyor. Bunları kimin yaptığını talep ettik ancak mahkeme kabul etmedi. Otopsi raporunda herhangi bir darp veya cebir izi ateşli silah yarası gibi şeyler tespit edilmedi ifadeleri var. Adli Tıp Kurumu'nun raporunda sadece Süleyman Kara'nın ifadesine göre verilmiş. Hiçbir tıbbı durum yok. Aracın bagajında gezdirildiği söyleniyor. Kısa bir incelemenin akabinde ölmüş olan bir kişi hakkında hiçbir emareye rastlanmadı. Ecem'i öldüren gerçek katilin dışarıda olduğunu düşünüyoruz. Biz de aile kadar gerçek katili bulmak istiyoruz. Ayrıca bir kadının evladı kayıpken intihar etmesini akla sığdıramıyoruz. Bu taleplerimiz reddedildi. Mahkemenin önemli tanığı Aslı A. getirilemedi. Polis evi arıyor hiçbir şey bulamıyor ancak bir gün sonra Aslı A. eve gittiğinde günlüğünü ve telefonunu çok rahat bulabiliyor. Süleyman Kara'nın beraatini talep ediyoruz" dedi.

İŞKENCE YAPILDIĞINI İDDİA ETTİ

Söz hakkı verilen Süleyman Kara şöyle ifade verdi:

"Bir buçuk yıldan beri görmediğim komiser orada. Bana işkence edenlerin başı o. Bana çok küfür etti. Delilleri karartıp da bu davayı burayı neden getirmiş. 'Senden kurtulacağız hapiste şişleneceksin' dedi. O komisere her seferinde küfür ediyorum. Karakolda kendim gördüm çırılçıplak gezdirirken kameranın bana baktığını. Benim onlara sunduğum delilleri meydana çıkarsınlar. Kızının çok değerli olduğunu söyleyen Gökhan Balcı gelsin çözelim. Eğer o görüntüler çıksın her şey çözülecek. Ben kötü bir insan değilim ki. Adli Tıp'ta tıkandınız, resmen oynanmış. Adamlar biz bir şey bulamadık yaşamamış ama kendilerine gelen telefona göre bir şeyler yazmışlar. 6 satır yazıdan başka bir şey değil. Ben bu kızın öldürüldüğüne inanmıyorum. Kendi kendini öldürmüş olabilir. Başı ağrıyordu başına masaj yapıyordum. Kızından iyi tanıyordum. Başında babası yoktu. Cinayet yok. Raporun incelemesini istiyorum. Hiçbir doktor bu raporu kabul etmez."

Mahkeme heyeti, Süleyman Kara'yı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Tutuksuz yargılanan sanıklara ise 6 aya varan cezalar verildi.

(GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK)

HABER: Selda Hatun TAN/İZMİT (Kocaeli),

============================

'Askeri tatbikat balinaların yönünü şaşırttı'

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Antalya'nın Finike ilçesinde karaya vuran ve vatandaşlar tarafından kurtarılan gagalı balinanın, askeri tatbikatta meydana gelen patlamalar ve güçlü sonar sinyalleri nedeniyle yönünü şaşırdığını kaydetti.

Finike'de 16 Kasım Cumartesi kıyıya vuran ve gözüne kanca battığı tespit edilen gagalı balina, vatandaşlar ve görevliler tarafından kurtarılarak yeniden denize bırakıldı. AÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, balinaların nadir kıyıya vurduklarını söyledi. Balinaların birbirleriyle ses çıkararak iletişim kurduklarını hatırlatan Prof. Gökoğlu, "Geçen hafta Akdeniz'de büyük bir tatbikat gerçekleştirildi. Bu askeri bir tatbikattı. Tatbikat sırasında kullanıla güçlü sonarlar ve yapılan atış sırasındaki güçlü patlamalar bu türden canlıların yönlerini şaşırmasına neden olur. Balinalar ağırlıklı olarak işitme merkezlerinin etkilenmesi sonucu karaya vururlar" diye konuştu.

Akdeniz'de balinaların sık sık görüldüğünü de belirten Prof. Dr. Gökoğlu, dev deniz memelisinin zararsız olduğunu kaydetti.

Görüntü Dökümü

------------------

Röp: Mehmet Gökoğlu

Balıkçı barınağından detay görüntüler

-----------

Balinalardan ARŞİV görüntü sistemde

Haber: Alparslan ÇINAR - Kamera: Tolga YILDIRIM/ANTALYA,

===================

Kübra öğretmeni aracına çarpıp durdurduktan sonra öldürmüş

Mersin'de öğretmen Kübra Aşkın'ın (37) 14 Şubat Sevgililer Gününde eski eşi Davut Demir (41), tarafından tabancayla vurularak öldürülmesi olayının görgü tanıkları, zanlının önce Kübra öğretmenin aracına çarptığını ardından da aracından inerek ateş ettiğini söyledi.

Olay, 14 Şubat günü Yenişehir ilçesi İstemihan Talay Caddesi Demircanlar Kavşağı'nda meydana geldi. Çamlıbel Kız Meslek Lisesi'nde öğretmen olan Kübra Aşkın, 2 yıl önce boşandığı gemi mühendisi Davut Demir tarafından tabancayla vurularak, öldürüldü. Tutuklanan Davut Demir hakkında 'Kasten öldürme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya bulundurma' suçlarından müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın duruşması bugün 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davanın ikinci celsesine Kübra öğretmenin annesi ve kardeşleri de katıldı.

Duruşmada söz verilen Kübra öğretmenin ablası Zehra Özsel (37), kardeşinin kendisiyle her şeyi paylaştığını belirterek, sürekli tehdit altında yaşadığını söyledi. Özsel, "Kardeşim hiçbir şey istemedi. Mal mülk talep etmedi. Sadece canını kurtarmak istediö dedi.

Kübra öğretmenin kız kardeşi Saliha Aşkın (25) ise, zanlının önceki duruşmada ifade ettiği, "Saliha'yı ben okuttum" sözlerini yalanlayarak gözyaşları içerisinde, "Ablam çok iyi bir insandı. Herkese yardım ederdi. Ben sanığın ablamı bir kere bile sevdiğini görmedim. Böyle sevgi olmaz olsun. Tek bir kuruş parası kursağımdan geçmedi. İyi ki de geçmemiş. Ben kendi paramla ve annemin emekli maaşıyla okudumö diye konuştu.

ANNE SEBİRHAN AŞKIN: O BENİM MELEĞİMDİ

Duruşmada söz verilen anne Sebirhan Aşkın'ın sözleri ise herkesi duygulandırdı. "Ben kızlarımı babasız büyüttüm" diyen anne Sebirhan Aşkın, şunları söyledi: "Ben kimsenin yardımını görmedim. Bir eşimin maaşı dışında kimseden 5 kuruş para yardımı almadım. Zanlı bana para teklif ederdi ben kabul etmezdim. Kızlarımın maaşı ile dalga geçiyordu. Kızıma eziyet ediyormuş benim haberi yoktu. Ben kızlarımı melek gibi büyüttüm. O benim meleğimdi. O benim kuzumdu. Oraya gitti melek oldu. En ağır cezayı almasını istiyorum.ö

GÖRGÜ TANIKLARI: ARAÇTAN İNİP ATEŞ ETTİ

Duruşmada ayrıca görgü tanıkları da dinlendi. Olayın görgü tanıkları zanlının önce Kübra öğretmenin aracına çarptığını ardından da aracından inerek ateş ettiğini söyledi. Tanıkları ve taraf avukatlarını dinleyen mahkeme heyeti duruşmaya 5 dakika ara verdi. Aranın ardından müdafi avukatlarının 'HTS' kayıtlarının istenmesine yönelik talebini reddeden mahkeme başkanı, kamera kayıtlarının incelenmesi talebini kabul ederek duruşmayı 23 Ocak 2020'ye erteledi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

KADIN PLATFORMLARI TOPLANDI

Adliye önünde bir araya gelen çok sayıda Kadın Platformu üyeleri, 'Kadın cinayetlerine, erkek şiddetine ve erkek adalete karşı sokaklardayız' pankartı açtı. Burada platform adına açıklama yapan Gizem Tatar, "Bugün, boşandığı erkek tarafından katledilen Kübra öğretmenin davasını takip etmek, erkek yargının, erkek egemen sistemin yakasında olmak için buradayız" dedi.

Görüntü Dökümü

-------------

-Adliye binasından görüntü

Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN,

========================

Eşini 3 ay önce kaybettikten sonra intihar eden kadın, toprağa verildi

Hatay'ın Samandağ ilçesinde 3 ay önce eşi gözü önünde dövülerek öldürülen, dün de kendisini iple asarak yaşamına son veren 3 çocuk annesi Yağmur Ç. (32), gözyaşları arasında toprağa verildi.

Olay, dün saat 18.00 sıralarında, Samandağ ilçesi Yeni Mahalle'de meydana geldi. 3 kardeş, anneleri Yağmur Ç.'yi iple asılı bulunca, komşularından yardım istedi. Komşularının ihbarı üzerine gelen sağlık ekipleri, Yağmur Ç.'nin hayatını kaybettiğini belirledi.

Polisin olay yerinde yaptığı incelemenin ardından Yağmur Ç.'nin cansız bedeni, otopsi için Hatay Adli Tıp Kurumu'na kaldırıldı.

EŞİ YOL VERME KAVGASINDA ÖLDÜRÜLMÜŞ

3 ay önce Yağmur Ç.'nin gözü önünde eşi Gökhan Ç., yol verme kavgasında gözü önünde dövülerek öldürülmüştü. Gökhan Ç.'nin ölümünün ardından ilçede binlerce kişinin katıldığı bir yürüyüş düzenlenmiş ve toplum içinde yaşanan şiddet olayları protesto edilmişti. Yürüyüşe Yağmur Ç. ve 3 çocuğu da katılmıştı.

TOPRAĞA VERİLDİ

Yapılan otopsi işlemlerinin ardından Yağmur Ç.'nin cenazesi, bu sabah ailesine teslim edildi. Yeni Mahalle'deki evinde helallik alınmasının ardından Yağmur Ç.'nin cenazesi, Yeni Mahalle Asri Mezarlığı'na götürüldü. Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Yağmur Ç., gözyaşları arasında eşinin mezarının yanında toprağa verildi.

Cenazeye Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz, oda başkanları, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Görüntü Dökümü

-------------

Cenaze namazı

Tabutun yakınlarının omuzlarında taşınması

Definden görüntü

Yakınlarının fferyadı

Kalabalıktan görüntü

Kadının sağlık fotoğrafı

Haber-Kamera: Ali ARSLAN/SAMANDAĞ,(Hatay),

============================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel