Ankara: Mhp'den Hükümete "Ekonomi" Eleştirisi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, hükümetin ekonomi politikasının, "milletten al, yabancılara ver" olduğunu ileri sürdü. Vural, AK Parti'nin ekonomik kararları, Soros'la birlikte aldığını öne sürdü.

Vural, yaptığı yazılı açıklamada, AK Parti'nin dış politikadaki teslimiyetçilik politikasının aynısını ekonomide de sürdürdüğünü belirterek, "Milletimizin menfaatini dikkate almayan bu ekonomi politikası, son gelişmelerle iflas bayrağını çekmiştir. Mayıs ayının ilk haftasından sonra başlayan ekonomik gelişmeler sonucunda ülkemiz bir yüzde 27'lik devalüasyonla, yüzde 30'luk borsa çöküşüyle ve faizlerin yükselmesiyle karşı karşıya kalmıştır. Türkiye bir krizin içindedir" dedi.

Ekonomide bu denli sert gelişmelerin AK Parti'nin görmezden geldiği sorunlarla krize yaptığı çağrılar olduğunu savunan Vural, hükümetin aldığı tedbirlerin de spekülatörlerin talepleri doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti. AK Parti döneminde cari işlemler açığının 2002'ye göre 15 kat, dış ticaret açığının ise 4 kat arttığını hatırlatan Vural, bütün bu gelişmeler yaşanırken, dalgalı döviz kuru politikası uygulandığı söylenmesine rağmen, denge kuru oluşturulamadığını vurguladı. AK Parti'nin düşük kur ve yüksek faizle cari işlemler açığını finanse etmek için sıcak para aracını kullandığının bildiren MHP'li Vural, şunları kaydetti:

"Böylece AK Parti hem sıcak paraya yüksek gelir fırsatı sunmuş hem de ekonomimizi spekülatif bir atağa karşı dirençsiz hale getirmiştir. AK Parti vur-kaç fonlarının isteklerini yerine getirmeye devam etmektedir. AK Parti'nin uyguladığı bu politika ülke kaynaklarının dışarıya akmasına ve saadet zincirlerinin böyle bir fırsattan yararlanmasına zemin hazırlanmıştır. AK Parti, böyle bir spekülatif atağa karşı ekonomik tedbirleri almamıştır. Şimdi sorulması gereken; 'Bu spekülasyondan kimler yararlanmıştır? AK Parti'nin ekonomi politikasında dizginler başkalarının eline geçmiştir. Bu nasıl bir ekonomi politikasıdır?' sorularıdır. Aldığınız kararlar milletimizin aleyhine gelişmektedir. AK Parti Merkez Bankası Başkanı'nın seçimini krize sokmuş, Merkez Bankası Başbakana görevine müdahale etmemesi gerektiğini hatırlatmak zorunda kalmıştır. Merkez Bankası'nın gelişmelere müdahale araçları etkin olamamıştır. Şok faiz artırımı döviz kurunun yükselmesine engel olamamış, Merkez Bankası'nın kura sınırlı müdahalesi gerçekleşmiş, ancak kurun yükselmesini önleyememiştir. Başbakan, alay edercesine IMF'e olan borçlarımız istersek öderiz demiş, ancak bu gelişmelerle IMF'e nasıl bağımlı olduğu, adeta teslim olduğu ortaya çıkmıştır. Rezervlerin yüksek olduğundan bahsetmiş, yüksek rezerve rağmen dolardaki yükselişi durduramadığı ortaya çıkmıştır. Başbakan burnunun ucunu bile görmekten aciz olduğunu göstermiştir. Bütün bu gelişmeler AK Parti Hükümeti'nin karşılaşılan krizi görmeyerek, spekülatif zeminin oluşmasına ve spekülatif atak karşısında da etkin bir politika uygulayamadığını ortaya koymaktadır. Dün alınan tedbirler tam bir teslimiyet anlayışıdır. AK Parti, sıcak paraya mahkum olduğunu açıklamıştır. 2006 Ocak ayında faize stopaj getiren AK Parti, bugün bundan vazgeçmek durumunda kalmıştır. Bunu yaparken yerli ve yabancı ayrımcılığıyla yabancılara imtiyaz verilmiştir. Milletimiz, 'Ekonomideki bu gelişmelerle ilgili aldığınız bu kararlar Türkiye'de bulunan Soros'un tavsiyeleri midir? Babacan Soros'la ne görüşmüştür?" sorusunun cevabını aramaktadır. AK Parti, 'Ne olursunuz döviz getirin' anlayışı içinde Türkiye'yi bir batağın içine sokmuş, bu bataktan çıkarmak için de çırpındıkça daha çok batmaktadır. Ne acıdır ki bataklığa Türk milletini de sürüklemektedir. Bugün Türkiye maalesef bu spekülatif atakla hem faizlerini artırmak hem de yüksek döviz kuruna devam etmek zorunda bırakılmıştır. AK Parti'nin sıcak para politikası, vur-kaç politikalarına teslim olmuştur. Milletimizin cebinden uluslararası fonlara kaynak aktarılmıştır. AK Parti'nin kullandığı tercihler devam ettiği takdirde Türkiye bundan çok daha büyük ve derin bir krizle karşılaşabilecektir."

Haberler