Ankara: Cumhurbaşkanı Sezer, Ankara Üniversitesi 60. Yıl Kutlama Törenine Katıldı

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, üniversitelerin akademik, yönetsel ve mali özerkliğe, yerinden yönetim ilkesine dayanan, katılımcılığa, çok sesliliğe olanak tanıyan, saydam, hesap veren, liyakata dayanan, etik değerlere bağlı demokratik yönetim biçimine kavuşturulmalarının, çağdaş üniversiteye ulaşma yolunda önemli bir zorunluluk olduğunu belirterek, "Akıldışılıktan ve bağnazlıktan uzak, dogmalara sapmadan, bilimsel düşünceyi ön planda tutan, uygulamaya ve araştırmaya dayanan programlarla ilgi ve merakı canlı kılan bir eğitim sistemi, çağdaş üniversitenin olmazsa olmaz koşuludur" dedi.

Ankara Üniversitesi 60. Yıl Kutlamaları Kapanış Töreni, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Bölümü konferans salonunda gerçekleştirildi. Kapanış törenine Cumhurbaşkanı Sezer, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, Ankara Valisi Kemal Önal ve çok sayıda akademisyen katıldı. Ankara Üniversitesi Konservatuarı Korosu'nun konseriyle başlayan törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Sezer, Ankara Üniversitesi'nin Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecine büyük katkı sağladığını ve aydınlık Türkiye'nin gelişip güçlenmesinde etkili olduğunu söyledi. Ankara Üniversiteli olmanın öğrenciler için bir övünç kaynağı olduğunu ve bu üniversiteyi bitirerek yaşama atılanlara gurur ve güven verdiğini vurgulayan Sezer, "Sizlerden biri olarak bunu yakından duyumsamakta, üniversitemizin kazandırdığı değerlerin toplumsal yaşamda büyük yararını görmekteyim" diye konuştu.

Yükseköğretimdeki amaçlarının bilimselliği temel alan çağdaş üniversitenin uygulama ve çok yönlü işlevselliğine ulaşmak olduğunu dile getiren Sezer, çağdaş üniversitenin koşul ve ortamının oluşturulması, üniversitelerin donanım, altyapı ve kaynak yönünden yeterli olanaklara sahip kılınmaları, dünya üniversiteleriyle rekabet edebilecek düzeye taşınmalarının, Türkiye'nin aydınlanma sürecini hızlandıracak bir atılım olacağını kaydetti. Üniversitelerin karşılaştıkları sorunların, gelişmelerinin önünde büyük engel oluşturduğunun bilincinde olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Sezer şunları, "Üniversitelerin akademik, yönetsel ve mali özerkliğe, yerinden yönetim ilkesine dayanan, katılımcılığa, çok sesliliğe olanak tanıyan, saydam, hesap veren, liyakata dayanan, etik değerlere bağlı demokratik yönetim biçimine kavuşturulmaları, çağdaş üniversiteye ulaşma yolunda önemli bir zorunluluktur. Akıldışılıktan ve bağnazlıktan uzak, dogmalara sapmadan, bilimsel düşünceyi ön planda tutan, uygulamaya ve araştırmaya dayanan programlarla ilgi ve merakı canlı kılan bir eğitim sistemi, çağdaş üniversitenin olmazsa olmaz koşuludur. Günümüzde üniversitenin başarısı, bilimsel yayın sayısı, öğrencilerin tercih yoğunluğu, öğretim elemanlarının niteliği, öğrencilere sağladığı sosyal olanaklar, altyapı ve donanım yeterliliği, bilim politikalarına katkısı, araştırma-geliştirme çalışmaları, üniversite-sanayi ve üniversite-toplum işbirliği gibi ölçütlerle değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, Ankara Üniversitesi'nin, çağdaş üniversite ölçütlerini yakalayan bir yükseköğretim kurumu olma başarısını göstermesini övgüye değer bulduğumuzu vurgulamakta yarar görüyorum. Ankara Üniversitesi'nin benimsediği hedefleri gerçekleştireceğine, uluslararası yükseköğretim platformunda saygınlığını sürekli artıracağına yürekten inanıyoruz. Her zaman ve her koşulda ülkenin ve toplumun gereksinimlerine yanıt oluşturma kararlılığı içinde gördüğümüz Ankara Üniversitesi'nin tüm yönetici, öğretim elemanı ve öğrencileriyle, Atatürk ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde, insan hakları, düşünce özgürlüğü ve bilimsel saygınlıktan ödün vermeden çalışmalarını sürdüreceğine güvenimiz sonsuzdur" açıklamasında bulundu.

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE TAVSİYELER

Cumhurbaşkanı Sezer konuşmasında, Ankara Üniversitesi öğrencilerine tavsiyelerde de bulundu. Türk gençliğini, bilimi ve teknolojiyi kullanan, demokrasiye, insan haklarına saygılı, erdemli, sorunlara neden-sonuç ilişkisi içinde çözüm üretebilen, araştıran, sorgulayan, etik ve ulusal değerlere bağlı, Atatürkçü düşünceyi özümsemiş, bilimin ve aklın yol göstericiliğinden ayrılmayan, dünyanın her ülkesinde çalışabilecek donanıma sahip, sağduyulu, çağdaş bireyler olarak yarınlara hazırlamanın temel öncelik olması gerektiğini vurgulayan Sezer, üniversite eğitiminin, bu yöndeki çabaların en önemli basamağını oluşturduğunu söyledi. Sezer, "2005-2006 Akademik Yılı'nın sonuna yaklaştığımız bugünlerde, kiminiz okulunuzu bitirmenin, kiminiz de farklı beklenti ve umutlarla bir üst sınıfa geçmenin mutluluğu içindesiniz. Üniversitede öğrendiğiniz bilgiler ilerde yaşamınızı yönlendirecektir. Sizlerin yetişmesi yalnızca üniversite öğretimiyle sınırlı kalmamalıdır. Çağdaş dünyanın katılımcı bireyleri olarak, dogmalardan uzaklaşıp düşüncenizi özgürleştirerek bilinçlenmeli, hayal gücünüzü ve yaratıcılığınızı geliştirmeli, okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, tüm bilgi kaynaklarını iyi kullanmalısınız. Atacağınız her adımın, ileride söz sahibi olacağınız ülkemiz için büyük önem taşıdığını anımsatmak istiyorum. Sorumluluklarınızın bilinciyle hareket etmeli, çok çalışmalı, tüm arayışlarınızda ülke yararını gözetmelisiniz. Temiz toplumu savunmalı, etik değerlerin üstün tutulması için çaba göstermeli, yeniliklere ve değişimlere açık kimliğinizle toplumu zenginleştirmelisiniz. Amacı bilinen yönlendirmelerden, dogmalardan ve boş inançlardan etkilenmeden, bilimsel ve eleştirel düşünce sistemini benimsemeli, ülkenize ve insanlığa yararlı bireyler olmalısınız. Tüm bunların yanında ve her şeyden önce Atatürk ilke ve devrimlerini yol gösterici bellemeli ve benimsemelisiniz. Bilmelisiniz ki, Atatürkçü düşünce sistemi çağdaş dünyanın ve aydınlık Türkiye'nin vazgeçilmezleridir. Sizlerin, laik ve demokratik Cumhuriyet'e karşı görev ve sorumluluklarınızı en iyi biçimde yerine getireceğinize, gerektiğinde sorumluluk almaktan kaçınmayacağınıza yürekten inanıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras da konuşmasına, bugün Türkiye'de yeni kurulan 15 üniversiteyle birlikte 68 devlet ve 24 vakıf üniversitesi bulunduğunu söyleyerek başladı. Devlet üniversitelerinin hemen hepsinin büyük ekonomik ve idari sıkıntılarla uğraştıklarını, bu sorunların da üniversitelerin ilerlemesi açısından büyük engel oluşturduğunu ifade eden Aras, dünya üzerindeki hiçbir devletin topyekün savaş, bütün ülkeyi içine alan tabii felaketler veya salgın hastalıklar dışında üniversitelerinin bütçelerini kesmediklerine işaret etti. Türkiye'de ise bu yıl devlet üniversitelerinin ancak üçte birinin projeleri için bütçelerinde artış sağlayabildiğini, üçte biri önemsiz artış veya azalmalar kaydederken diğer üçte biri oluşturan üniversitelerin bütçelerinde ise yıllık enflasyona ek olarak yüzde 15-52 arasında azalmalar olduğunu dile getirdi. Bu şartlar altında Türk devlet üniversitelerinin gelişme gösterebilmesi, öğrencilerin ve araştırıcıların daha iyi koşullarda çalışabilmesi ve eğitim öğretim görebilmelerinin çok zorlaştığına dikkat çeken Aras, "Adeta enflasyonla savaşın kazanılması üniversitelerin aldığı devlet desteğini kesmeye bağlanmıştır. Halbuki beklentimiz ülkemizin gelirlerinin arttığı bu dönemde en az enflasyondaki artışı kapsayan ve bunun üzerinde bir devlet desteği almaktır. Bu, üniversitelerimizin gelişmesi için vazgeçilmez bir durumdur. Diğer taraftan akademik özerkliği destekleyen idari ve mali özerkliğin olmaması, elde edilen gelirlerin rasyonel ve hızlı bir şekilde yatırımlara dönüşmesini engellemektedir. Bizler akademik ve idari özerkliğin üniversitelerimize tanınmasını sabırsızlıkla bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"TÜRBAN KONUSU, ARTIK ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDEN TAMAMEN ÇIKARILMALIDIR"

Türkiye'de birçok toplumsal sorunun çözümsüz olarak durduğunu ve toplumu gerdiğini, toplumsal olayları körüklediğini kaydeden Aras, "Bunların içinde Türk hukuk sistemi ve bağlı bulunduğumuz Avrupa hukuk sistemi tarafından çözülmüş ve değiştirilmesi mümkün olmayan kesin kararlara bağlanmış olmasına karşın türban sorunu olarak somutlaşan, kız öğrencilerin kılık kıyafetiyle ilgili olup, hukuken günümüzde sorun olmaması gerekirken bazı çevrelerce devamlı gündemde tutularak gerginlik nedeni haline getirilen bu konu, artık ülkemizin gündeminden tamamen çıkarılmalıdır" diye konuştu. Kız öğrencilerin kamusal alan dışında istedikleri gibi giyinebileceklerini, istedikleri gibi hareket edebileceklerini belirten Aras, bunun güvencesinin laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve devleti olduğunu söyledi. Aras şöyle konuştu:

"Ancak kamusal alan içine alınmış olan yargı kararlarının değişmesi, iç ve dış hukuk süreçleri tüketildiği için mümkün olmadığından bu kararlar laik ve demokratik toplum yapımızın ayrılamaz unsuru olarak varolacaktır. Bu nedenle konunun tartışılması bir daha ülkemizin gündemine gelmemeli ve kesinleşmiş bu kararlar defalarca tartışmaya açılarak gerginlik yaratılmamalıdır. Bunun sağlanması toplumsal gerilimi azaltacak, insanlarımızı birbirlerine yakınlaştıracaktır."

Prof. Dr. Aras, Ankara Üniversitesi'nin 60. kuruluş yıldönümü nedeniyle ilgi alanları itibarıyla Türkiye'ye en fazla hizmet etmiş, bilim, kültür ve edebiyat alanında değerli çalışmaları bulunan 5 kişiye Ankara Üniversitesi Senatosu'nun fahri doktora unvanı verme kararı aldığını açıkladı. Aras bu kişilerin Prof. Dr. Vamık Volkan, Prof. Dr. Talat Halman, gazeteci İlhan Selçuk, Dr. Bilal Şimşir ve yazar Turgut Özakman olduğunu duyurdu. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ile iç ve dış politik durumun, Türk insanının sımsıkı bir arada durmasını gerektirdiğini vurgulayan Aras, Atatürk ilke ve devrimlerini hiçbir tartışmaya gerek bırakmadan korumak, kollamak ve çağdaşlıkla geliştirmenin Türk insanını bir arada tutacağını ifade etti. Aras, bunun bölücülüğe karşı da Türkiye'yi güçlendireceğini kaydederek, "Bütün bunları sağlamada laik ve demokratik cumhuriyet ideallerinin benimsenmesi yeterli olacaktır" dedi.

Prof. Dr. Aras'ın konuşmasının ardından Onursal Doktora payesi verilen Volkan, Halman, Selçuk, Şimşir ve Özakman'ın özgeçmişleri okundu. Ankara Üniversitesi Rektörü Aras, sahneye davet edilen Volkan, Halman, Selçuk, Şimşir ve Özakman'a cübbe giydirdi ve madalya taktı. Cumhurbaşkanı Sezer de, Onursal Doktora payesi verilen yazar ve bilim adamlarını kutladı.

Haberler