Altın tavsiyeler
Emekli Öğretmenden Genç Öğretmenlere Altın Tavsiyeler
24 Kasım Öğretmenler Günü'nde bir grup genç öğretmen, 14 yıldır böbrek hastası olan emekli öğretmen Binnaz Yel'i evinde ziyaret edip gününü kutladılar. Bu anlamlı ziyaretten son derece memnun kalan ve duygulanan Binnaz Yel, tecrübelerine dayanarak genç öğretmenlere altın tavsiyelerde de bulundu.
24 Kasım Öğretmenler Günü, Esenler'de çok farklı kutlandı. Resmi programların dışında Esenler Belediyesi Sosyal Yardım İşler Müdürlüğü'nün organizatörlüğünde kimsesiz yaşlılar, öğretmenleri okullarında ziyaret ederken, genç öğretmenler de yaşlı kimsesiz emekli öğretmenleri evlerinde ziyaret edip gönüllerini aldılar. Ziyaret edilen öğretmenlerden birisi de Mimar Sinan Mahallesi'nde ikamet eden ve 14 yıldır böbrek yetmezliğinden muzdarip olduğu için 4 duvar arasında yaşam mücadelesi veren emekli öğretmen Binnaz Yel'di.
Türk - İsveç Kardeşlik İlk Öğretim Okulu öğretmenleri ve Okul Aile Birliği Başkanı Dilek Poman, Esenler Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri ellerinde çikolata ve çiçeklerle Binnaz Yel'in kapısını çaldı. Esenler Belediyesi'nin "Yalnız Değilsiniz" projesi kapsamında sık sık ziyaret ettiği Binnaz Yel, misafirleri karşısında görünce son derece duygulandı. Haftada 3 gün diyaliz makinesine girmek mecburiyetinde kalan ve kimsesi olmadığı için annesi Müşerref Yel ile birlikte kalan Binnaz Yel, ziyaretten son derece memnun kaldığını belirtip herkese ayrı ayrı teşekkür etti. Genç öğretmenler de Binnaz Yel'in elini öpüp Öğretmenler Günü'nü kutlayıp, sağlık ve sıhhat dilediler.
Tavsiyelerde bulundu
Daha sonra emekli öğretmen Binnaz Yel ile genç öğretmenler arasında samimi ve hoş bir sohbet başladı. 56 yaşındaki Binnaz Yel, sohbet sırasında genç öğretmenlere mesleğin püf noktalarını anlatıp tavsiyelerde bulunmadan da duramadı.
Kendi zamanına göre şimdiki imkânların çok daha fazla olduğunu, eğitimcilerin de, öğrencilerin de bunun kıymetini bilmesi gerektiğini söyleyen Yel, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu hatırlatıp özetle şunları söyledi: "Bize 40-50 öğrenci verilirdi. Teneffüs saatinde bile olsa hepsiyle teker teker ilgilenirdim. Yakasını düzeltir, elimi başına koyar bir şekilde sevdiğimi hissettirirdim. Çocuk öğretmenini sevmezse başarılı olamaz. Tahtaya çıkardığımda cevabını tam veremezse bile (aferin) derdim.
Yazısı çirkin olduğunda kırmaz, (güzel) der, (şöyle yazarsan daha güzel olur) diyerek yazısının güzelleşmesini sağlardım. Başarısız öğrencilerle özel olarak ilgilenir, imkânlar ölçüsünde okulda, öğrencinin kendi evinde, hatta kendi evimde özel dersler verir, onu diğer çocuklarımla aynı seviyeye ulaştırmak için elimden geleni yapardım. Sizlere de tavsiyem şudur: Elinizden geldiğince öğrencilerinize zaman ayırın. Tabii ki boş zamanlarınızda gezmek dolaşmak isteyeceksiniz. Ama onları da unutmayın."
"Ben olamadım, sen ol" yanlış
Sohbette emekli öğretmen Binnaz Yel, ailelere de bazı tavsiyelerde bulundu. Ailelerin çocukları haddin fazla sıkmaması ve belli kurallar çerçevesinde özgür bırakması gerektiğini ifade eden Yel, "Genelde anne ve babalar ideallerindeki meslekleri çocuklarında görmek istiyorlar. (Ben olamadım, sen ol) zorlamasında bulunuyorlar. Bu son derece yanlış. Çocuklarımıza kendi olamadığımız şeyleri mecbur kılıyoruz. Oysa çocuklar kendi yetenek ve istidatlarına göre yönlendirilmeli" dedi.