Haberler

Bir haftasonu kararnamesi klasiği ve istanbul sözleşmesi

Av. Ali Cenk AHİ

Av. Ali Cenk AHİ

Senior Partner / Ahi Law Firm
21.03.2021 10:33

Cumartesi günü çıkan Resmî Gazetede, çok önemli bir Cumhurbaşkanı kararı yayınlandı: Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi Hakkında 3718 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı.

Bu kararın tam metni özellikle Kadın Hakları Savunucuları ve Sivil Toplum Örgütlerince sosyal medyada da dünden bugüne sık sık paylaşıldı. İstanbul Sözleşmesi'nin 20.03.2021 tarihinde yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile feshedilmesine yönelik tepkiler, vatandaşlar açısından giderek artmaktadır. Kadın hakları savunucuları bundan sonraki süreçte şiddetin daha da artacağını öngörürken, biz hukukçular da uluslararası sözleşmelerin sadece Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilemeyeceğini belirtmek isteriz. Öte yandan İstanbul Sözleşmesi'nin ardından, sözleşmeyi referans alarak çıkartılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un bu durumda ne olacağı hususunda endişelerimizi de kamuoyuyla paylaşmak mecburiyetindeyiz.

Cumhurbaşkanı, verilen Kararla, "İstanbul Sözleşmesi"nin "Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine" karar vermiştir. Sözleşme, niteliği itibari ile çok taraflı bir Uluslararası Sözleşmedir ve hala varlığını sürdürdüğünden Cumhurbaşkanı kararı aslında "fesih" değil, "çekilme"dir.

Her ne kadar İstanbul Sözleşmesi'nin 80. Maddesinde taraf devletlere "çekilme" hakkı tanınmış ve çekilme Uluslar arası Hukuk açısından uygun ise de Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 104. Maddesinin 17. Fıkrası: "Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez. Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir." Demektedir.

Uluslararası antlaşmaların onaylanması konusu, yürütme yetkisine ilişkin bir konu olmayıp Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi,bu şart bakımından Anayasamıza aykırıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın kurduğu sistemde, uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisi, yürütme organı ile yasama organı arasında paylaştırılmıştır. Anayasamızın 104'üncü maddesinin 11'inci fıkrası uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisini Cumhurbaşkanına vermektedir. Ancak aynı Anayasanın 90'ıncı maddesi, Cumhurbaşkanının uluslararası antlaşmaları onaylayabilmesini Türkiye Büyük Millet Meclisinin "onaylamayı bir kanunla uygun bulması" şartına bağlamaktadır. Dolayısıyla uluslararası antlaşmaların onaylanmasının kanunla uygun bulunması, yasama yetkisi kapsamında olan bir konu olduğu için Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemez.

Bu nedenle, İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Feshedilmesi Hakkında 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, bu Kararın dayanağı olan 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi dolayısıyla hukuka aykırıdır.

Anayasamızda veya kanunlarımızda Cumhurbaşkanına uluslararası antlaşmaları sona erdirme veya feshetme yetkisi veren bir hüküm yoktur. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Cumhurbaşkanına böyle bir yetki verilemez; açıkladığımız üzere Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 90'ncı maddesinin 1'nci fıkrası kapsamında bulunan uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisi "yürütme yetkisi" kapsamında bir konu değil, "yasama yetkisi" kapsamında bir konudur.

Kanaatimce Türkiye'de uluslararası antlaşmaları onaylama yetkisinin Anayasayla düzenlendiği gibi uluslararası antlaşmaları sona erdirme yetkisi de Anayasayla veya Anayasaya aykırı olmayacak bir şekilde kanunla düzenlenmelidir.

İstanbul Barosu'nun Kadın Hakları Merkezi de dün yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı'nın uluslararası sözleşmeleri fesih etme yetkisi olmadığı için kararın "yok hükmünde" olduğunu ve sözleşmenin halen yürürlükte olduğunu ifade etmiştir. Birçok Kadın Hakları Savunma Örgütü de kararı tanımadıklarını belirtmiştir.

Özellikle Türkiye'de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin bu denli yoğun olduğu bir dönemde İstanbul Sözleşmesi'nden fesih (ya da çekilme adına her ne denilirse denilsin) kadınlarımız için hayati önemde iken kararın hukuki olmadığını düşünen bir hukukçu olarak Cumhurbaşkanı feshinin yok hükmünde olduğunu savunmaktayım.

title