Manisa: Ab Yolunda Esnaf Ve Sanatkarın Durumu

Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanı Hasan Geriter, Avrupa Birliği (AB) yolunda mesleki eğitimde esnaf ve sanatkarın çok hazırlıksız olduğunu, bazı AB ülkelerinin nüfusuna eşit olan esnaf ve sanatkara yönelik hükümetin yeni projeler hazırlaması gerektiğini ifade ederek, "Bir esnaf ve sanatkar modeli oluşturmak zorundayız" dedi.

Geriter, yabancı yatırımcıların da buradan elde edecekleri karı kendi ülkelerine götürmek için geldiklerini öne sürdü.

Türkiye'de mesleki eğitimde esnaf ve sanatkarın AB'ye ne kadar hazır olduğu konusunda açıklamalarda bulunan MESOB Başkanı Hasan Geriter, AB'nin Türkiye'ye "hayır" demesinin mümkün olmadığını belirterek, "Şu anda globalleşen dünyada büyük şirketler Türkiye'de de şirketler AB ile ilgili ticari anlamda bu sürecin bir an önce çabuklaşması konusunda gayret gösteriyorlar. Bizi ilgilendiren kısmı ise esnaf ve sanatkar AB'ye hazır mı, değil mi? Bunun tartışmak zorundayız" dedi.

ESNAF VE SANATKAR ENFLASYONU

Türkiye'nin kalabalık bir ülke olduğunu ve buna paralel olarak da esnaf ve sanatkar sayısının fazla olduğu ülkelerden biri olduğunu kaydeden Geriter, "Türkiye'de 5 milyona yakın esnaf ve sanatkarın var olduğunu görüyoruz. Bunu aktif olarak baktığımızda sayı 3 milyona inmektedir ve bu rakam bazı Avrupa ülkelerinin genel nüfusuna eş anlamda. Yani bugün her esnaf ve sanatkar yanlarında çalıştırdıkları ve aile fertleri ile bakarsak en az 15 veya 20 milyonluk bir nüfusu teşkil etmektedir. Avrupa'nın bir çok ülkesi sadece 10 milyonluk nüfuslar içerisinde. Tabi hal böyle olunca esnaf ve sanatkarın bu yeni sisteme geçişi nasıl olduğu sorusunu hep beraber sormak zorundayız. Bizden önce de bizi idare eden hükümetlerimiz bu konuda esnaf ve sanatkarla yeni projeler oluşturmak zorunda ve bu projeleri de esnaf ve sanatkara yönelik uygulamalar içerisinde Avrupa standartlarına nasıl uyum sağlarızı dile getirmek zorundalar. Ama şu anda bakıyoruz ki esnaf ve sanatkarla ilgili yeni hazırlanmış projeler ve bununla ilgili türlü hedefleri net bir şekilde önümüze gelmiş değil. İşte sıkıntımız burdan kaynaklanıyor. Türkiye'de hem dünyayı etkisi altına alan küresel eksenli bir endüstiride gelişmeler var hem de ekonomik sistemde gelişme ve değişim var. Bu bilgi ağında gelişme ve değişmede Türkiye'de tespit edilen iki kesim var. Bu kesimlerden biri çiftçi ve tarımda çalışan tarım sektörümüz, ikincisi de esnaf ve sanatkarlar. Esnaf ve sanatkarlar bir tarafdan küresel ekonomik sistemlerin karşısında işini kaybediyor sonra da müşterisini kaybediyor. Akşam iş sahibi olarak yatanlar sabah kalktığında işsiz olarak kalkabiliyorlar. Diğer esnaf ve sanatkarlara baktığımız zaman da aynı olayların altında kaldıklarını görüyorsunuz. Çünkü esnaf ve sanatkarlık eldeki yeterliklikle ilişkilendirilmemiş ve arz talep dengesi kurulmamış. Türkiye'de esnaf ve sanatkar enflasyonu var. Sokağa, mahalleye, ilçeye hizmet etmek gibi amaçları olan sınırlı bir çerçevede gayesi olan esnaf ve sanatkarların dünyadaki küresel rekabete açık olmaları lazım. Yani Türkiye'den başka bu hizmetleri verebilecek niteliklerde olması gerekir. Aynı zamanda Türkiye'deki organize sanayilerin yan sanayi konumuna gelmeleri gerekir. Bunun için de öncelikle teknolojik alt yapının hazırlanması bir de mesleki bilgi ve becerilerin de arttırılması gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda bir de Türkiye'de esnaf ve sanatkar enflasyonu olduğunu görüyoruz. Bu anlamda esnaf ve sanatkarların bittiği ortaya çıkıyor" diye konuştu.

Türkiye'de bir esnaf ve sanatkar modeli oluşturmak gerektiğini vurgulayan MESOB Başkanı Hasan Geriter, Türkiye'nin ideal seçtiği dünya standartlarına uygun mal ve kalite üretebilecek, mevcut organize sanayisini yan sanayi olarak çalıştırabilecek ve dünyanın her tarafı ile rekabete açık bir esnaf ve sanatkar modeline ihtiyaç olduğunu, bunun için de hükümetlerin büyük bir proje yapması ve taraflarını da bu işlere ortak etmesi gerektiğini söyledi. Ancak ne geçmiş hükümetlerin, ne de mevcut hükümetin böyle bir projeye şu ana kadar yönelmediğine dikkat çeken Geriter, "Sadece söylenen şey şu: 'Esnaf ve sanatkarlarla ilgili olarak kredileri arttırdık ve faizleri düşürdük'. Şimdi krediyi arttırmakla ben bu bilgi ve becerilere sahip bir esnaf ve sanatkar olarak bana 100 milyar krediyi 5 yıl geri ödemesiz verseniz ben ne yapacağım? Değişim ve dönüşümü nerede sağlayacağımı bilmiyorum. Teknolojik yapıları hangi alanda genişleteceğimi bilmiyorum. Uluslararası ticareti bilmiyorum. Ülkemin organize sanayisini yan sanayi olarak verecek durumda değilim. Türkiye'nin öncelikli olarak üzerinde durduğu sadece orta ölçekli sanayide KOBİ'lerde planlı programlı çalışmakla beraber, esnaf ve sanatkarlarla ilgili hizmetler verilmiyor. Bu biraz da hükümetlerin tamamının işine geliyor. Niye? Türkiye'de yaklaşık 10 yıldır yatırımlar durmuş. Yani enflasyonu kısmak için zaten devlet yatırım sahasından çekildi, özelleştirmeyi teşvik etti. Özel yatırımlar da yok. Yurt dışından gelen yatırımlar var. Bu yatırımlar da genellikle iletişim teknolojisine yöneliyor. Sektördeki istihdam artırıcı yatırımlara değil. Nereye geliyorlar? Bankacılık sektörüne geliyorlar. Bankacılık sektöründe ne kadar bir istihdam arttırabilir? Ya da tüketimle ilgili marketler zincirini oluşturmaya geliyorlar. Bizim tüketim, hazır potansiyelimizi emme basma tulumba gibi emecek karını da kendi ülkesine gönderecek yatırımlar için geliyor. Özel sektör de çok dehşet yatırımlar yapmıyor. Onlar da burada ki mevduatlardan dolayı genellikle 3. dünya ülkesi dediğimiz biraz da teknik alt yapısı uygun olan Bulgaristan, Romanya ve Kafkas cumhuriyetleri gibi ülkelere yatırımlara gidiyor. Yani 200 bin işadamı yurt dışında yatırım yapıyor. Bir taraftan Türkiye için iyi, bir taraftan da kötü. On binleri seyreden bir işsizlik var. Yıllık nüfus artışını da dikkate aldığımız zaman dakikada 4 kişiye iş bulmanız gerekiyor. İş sahaları tıkanmış, iş sahaları her zaman herkesi tehdit ediyor. Sosyal açıdan, ekonomik açıdan ve politik açıdan tehdit ediyor. Siz iktidar olsanız ne yaparsınız? Tek istihdam sahası esnaf ve sanatkarlık. Nitekim sanatkarlık iyice öldüğü için gelişen teknoloji geleneksel manada usta ve çırak ilişkisi olduğu için bizleri de tehdit etti ve bozdu. Şu anda esnaf ve sanatkarlarımız yanlarında kesinlikle çırak bulamıyorlar. Bulsalar da günün ekonomik şartlarına göre onları eğitme durumları yok. Küçük sanayiye giderseniz bir çok işyerinin kapanma ile karşı karşıya kaldığını görürsünüz" şeklinde konuştu.

Alınması gereken tedbirler konusunda ise Geriter, "Burada bir tek tedbiri, sadece esnaf ve sanatkarlar şunu alır diyemeyiz. Bu dönem, bu ülkeyi bundan sonraki yüzyıllara taşıyabilecek bir karar aşamasıdır. Kararlar tek taraflı değil ve o iş ile ilgili birimlerin uzun süreli bir çalışma yapması gerekir. O çalışmaların da bizle ilgili olan kısımlarını masaya bizi idare eden hükümetimiz ile eldeki şartlarda masaya yatırılması gerekir. Ama bunlarında çok acilen olması gerekir" dedi.

Haberler