Hayvancılıkta AB Kotası Uyarısı
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Hayvan Yetiştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Avrupa Birliği'nin (AB) Kendi Belirlediği Standartlara Uymayan Türk Sütünün Bir Zerresini Bile Pazarına Sokmayacağı Gibi, Kendisine Ciddi Sorun Durumuna Gelmiş Süt ve Süt Ürünleri...
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Hayvan Yetiştirme Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Avrupa Birliği`nin (AB) kendi belirlediği standartlara uymayan Türk sütünün bir zerresini bile pazarına sokmayacağı gibi, kendisine ciddi sorun durumuna gelmiş süt ve süt ürünleri ile sığır stoklarını Türkiye`ye pazarlayacağını iddia etti.
İzmir`de Türkiye Hayvancılığının Geliştirilmesi Üzerine Teknik ve Ekonomik Yaklaşımlar` adıyla bir konferans veren Prof. Dr. Kaymakçı, AB ile müzakere sürecinde süt, süt ürünleri, et, hububat, şeker ve tütüne üretim kotaları getirileceğini söyledi. Prof. Dr. Kaymakçı, ``AB`nin belirlediği standartlar esas alınacak. Türkiye, bugün AB`ye tam üye olsa, süt kotası yıllık 3 milyon ton olacak. Türkiye`nin yıllık üretim miktarı ise 10.5 milyon ton. Bu durumda 7.5 milyon ton fazlalık süt dökülecek ve bunları üreten sığırlar kesilecek. Yetkililer, üyeliğe geçme süreci olarak kabul edilen on yıl içinde, süt kotasının 5- 6 milyon tona çıkarılabileceğini umut ediyorlar. Bu durumda bile, en azından 5 milyon ton sütün döküleceği görülüyor. Buna bağlı olarak, milyonlarca sığır, koyun ve keçiyi kesmek zorunda kalacağız`` dedi.
AB`nin süt kotası getirmede birinci amacının elinde birikerek sorun olan süt gölleri, tereyağı dağları ve et buzullarını Türkiye`ye satmak olduğunu belirten Prof. Dr. Kaymakçı, ``ancak bunu AB üyesi olacak yurttaşlarınız için, benim elimde sağlıklı süt ve ürünleri var. Bunları tüketebilirler`` diye konuştu. Bu durumda, Türk sütünün Türkiye`de tüketilmesi olanaksız olacak. Süt kotasının ikinci amacı ise stok sığırları satmak. AB tarafından getirilen süt kotasının ardındaki gerçek, `acaba ellerindeki süt ve süt ürünleri ile bunları yaratan sığır stoklarının eritilmesine yönelik bir tezgah olabilir mi` düşüncesi`` diye konuştu.
Çözüm olarak kısa dönemde üreticilerin en az AB`de olduğu gibi desteklenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Kaymakçı, orta ve uzun dönemde ise Türkiye`deki işletmelerin büyütülmesi, uzmanlaşması, girdilerin ve çıktıların üretici ile tüketici lehine düzenlenmesi, kooperatiflerin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.
AB ile müzakere sürecinde gerekli önlemler alınmaz ise süt hayvanlarını kesmek zorunda kalan işletme sahiplerinin üretimden çekileceğini ve işsiz kalacağını belirten Kaymakçı, ``mandıra ve küçük imalathanelerin kapısına kilit vurulacak. Türkiye yurt dışından süt ve ürünleri almak zorunda kalacak. Bu durum dışalım açığını arttıracak`` uyarısında bulundu.