Dışişleri Bakanı Fidan: Ypg'nin Elindeki Silahlı Unsurlar Suriye Yönetiminin Emrine Girmek Zorundadır

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’nin yeniden inşası ve uluslararası işbirliği konusunu ele aldığı konuşmasında, Türkiye'nin Suriye politikasının insani ve güvenlik boyutlarına değindi. Mülteci geri dönüşleri ve YPG'nin durumu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

(ANKARA)- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Bir yılın ardından Suriye : Toparlanma ve yeniden inşa" başlıklı konferansta yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye'nin Suriye politikasının insani, diplomatik ve güvenlik boyutları hakkında konuştu.

Türkiye'nin "açık kapı politikasıyla savaş mağdurlarına kucak açmasının tarihi bir dayanışma örneği olduğunu" vurgulayan Hakana Fidan, "bu süreçte karşılaşılan iç siyasi tepkilere ve maliyetlere rağmen Ankara'nın ilkesel duruşundan taviz vermediğini" belirtti.

Esad'ın kendi halkına yönelik uygulamalarını, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze politikalarına benzeten Fidan, "rejimin süreç içerisinde meşruiyetini ve varlığını tükettiğini" kaydetti. Rejim değişikliğini Suriye halkı için yeni bir başlangıç olarak niteleyen Fidan, "çözümün bölgesel sorunlara bölgesel sahiplenme ilkesiyle mümkün olacağını" vurguladı.

Fidan, Suriye'nin iç savaşın ardından normale dönmesi için gereken zaman ve maaliyeti vurgulayarak, "Ülkenin temel ihtiyaçlarının karşılanması, altyapının onarılması ve hayatın yeniden normale tamamıyla dönmesi için gerekli olan finansal rakam 216 milyar dolar olarak hesaplanmış" şeklinde konuştu. Suriye'nin yeniden inşası için uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin işbirliğinin önemine işaret eden Hakan Fidan, bu konuda çalışmaların sürdüğünü aktardı.

Mültecilerin durumuyla ilgili olarak ise Fidan "Göçmenlerle veya mülteci kardeşlerimizle ilgili bizim durduğumuz yeri biliyorsunuz. Bizim için asıl olan gönüllü ve onurlu geri dönüş. Biz hiçbir zaman için sayıları ne kadar olursa olsun bir zorlayıcı tedbir ortaya koymadık" dedi.

Fidan, "Suriye'deki silahlı grupların tek bir ulusal ordu çatısı altında birleşmesinin ülkenin istikrarı ve ekonomik kalkınması için hayati önem taşıdığını" belirtti. Farklı silahlı yapıların varlığının doğru olmadığını ifade eden Fidan, terör örgütü YPG konusunda şu ifadeleri kullandı:

"Başından itibaren DEAŞ ile mücadele bahanesiyle bölgede geniş bir alana yayılan, işgalci durumunda olan, enerji kaynaklarının üzerinde oturan YPG burada şu anda yeni yönetimle belli bir uzlaşma içerisinde olacak mı, olmayacak mı? Bu da şu anda elimizdeki sorunlardan biri. 10 Mart tarihinde bir mutabakata varıldı. Şu ana kadar bu konuda birtakım somut adımlar atıldığını görmedik. En son Doha Forumu sebebi ile Suriye Dışişleri Bakanı kardeşim Esad Şeybani ile konuştuğumda çok fazla olumlu gelişmenin olmadığını söyledi. Biz Türkiye olarak bu sürecin ilerlemesini, sulh ile meselelerin çözülmesini, yeni bir çatışmanın ve yeni bir karşı karşıya gelişin kimsenin lehine olmayacağını her zaman için söylüyoruz. Dolayısıyla, burada sürecin diyalog yoluyla ilerletilmesi önemli. YPG'nin şunu görmesi gerekiyor, hiçbir ülkede iki tane silahlı unsur olmaz. Elinizdeki silahlı unsurlar, Suriye yönetiminin emrine girmek zorundadır."

"İsrail kendi güvenliğini başkalarının güvensizliği üzerinden sağlamamalı"

İsrail'in yayılmacı politikalarının Suriye üzerindeki istikrarsızlaştırıcı etkisine dikkat çeken Fidan, "Tel Aviv yönetiminin kendi güvenliğini komşularını kaosa sürükleyerek sağlayamayacağını" ifade ederek, şunları kaydetti:

"İsrail kendi güvenliğini başkalarının güvensizliği üzerinden sağlamamalı. Tam tersine başkalarının istikrarlı olduğu, güvenli olduğu, müreffeh olduğu bir denklem içerisinde bir işbirliğini, bir güven ilişkisini tesis edebilmeli. Bunun yolu Filistinlilerin hakkı olan devlet konusundaki inadından, karşı duruşundan vazgeçmesi, Gazze'deki soykırımı durdurup, anlaşılmış barış anlaşmasının bir an önce hayata geçmesi ve bölgedeki sorunların çözümü için bölgedeki makul ülkelerle gerçekten makul konular üzerinde konuşması. Tek taraflı güç kullanımı, Amerika'nın sınırsız desteğiyle bir yere kadar size zemin kazandırır. Zemin kazandırdığını düşündüğünüz her yerin aslında uzun vadede sizin için bir tehdit alanı olduğunu göremiyorsunuz."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title