CHP'li Sarıbal: "Türkiye Büyürken Tarım Küçülüyorsa, Gelecekte Çok Daha Ağır Bir Gıda Krizinin Habercisidir"
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye'nin tarım politikalarını eleştirerek, tarımın küçülmesinin gelecekte ağır bir gıda krizine yol açabileceğini vurguladı. İktidarın uyguladığı neoliberal politikaların tarımda istikrarsızlık yarattığını belirten Sarıbal, çiftçilerin karşılaştığı maliyet artışlarına dikkat çekti.
(ANKARA) - CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, tarım politikalarını eleştirerek, "Türkiye büyürken tarım küçülüyorsa, bu büyüme sürdürülebilir değil; aksine gelecekte çok daha ağır bir gıda krizinin habercisidir" dedi.
Sarıbal, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin son 25 yılın en sert tarımsal küçülmesiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.
IMF ve Dünya Bankası tarafından dayatılan, 2000'li yılların başından itibaren siyasi iktidarlarca uygulanan neoliberal politikaların tarımda derin bir istikrarsızlık yarattığını vurgulayan Sarıbal, bu süreçte tarımın büyüme hızının sürekli olarak gayrisafi yurt içi hasılanın gerisinde kaldığını ifade etti. Sarıbal, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:
"Son 22 yılda Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,4 oranında büyürken, tarım katma değerindeki büyüme yalnızca yüzde 3'te kaldı. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomi yüzde 3,7 büyürken, tarım sektörü yüzde 12,7 oranında küçüldü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın da ifade ettiği bu tablo, ekonomi literatürüne 'negatif büyüme' gibi trajikomik bir kavram kazandırdı. Yüzde 12,7'lik küçülme yanlış tercihlerle, ideolojik körlükle ve plansızlıkla yaratılmış bir politik sonuçtur. Türkiye büyürken tarım küçülüyorsa, bu büyüme sürdürülebilir değil; aksine gelecekte çok daha ağır bir gıda krizinin habercisidir."
"Sonuç, verim düşüşü, kalite kaybı ve daha az üretimdir"
Sarıbal; mazot, gübre, ilaç ve tohum gibi temel girdilerdeki fahiş artışların çiftçiye verilen desteklerle telafi edilemediğini belirterek, endüstriyel tarım modelinin yoğun girdi kullanımına dayandığını ancak bu girdilerin büyük ölçüde çok uluslu şirketlerin kontrolünde olduğunu vurguladı.
Ticari tohum ve pestisit piyasasında BASF, Bayer, Corteva ve Syngenta gibi şirketlerin küresel pazara hakim olduğuna dikkati çeken Sarıbal, "Bu şirketler küresel tohum pazarının yüzde 56'sını, pestisit pazarının ise yüzde 61'ini kontrol ediyor. Gübrede de en büyük 10 şirket, pazarın yaklaşık yüzde 40'ına sahip" dedi. Türkiye'nin tohumdan gübreye, mazottan tarım makinelerine kadar temel girdilerde dışa bağımlı olduğunu belirten Sarıbal, döviz kurlarındaki artışın maliyetleri hızla yükselttiğini, bunun da çiftçiyi girdi kullanımını azaltmaya zorladığını ifade ederek, "Sonuç, verim düşüşü, kalite kaybı ve daha az üretimdir" değerlendirmesinde bulundu.
"İktidarın övündüğü 74 milyar dolarlık tarımsal hasıla, çiftçinin cebine girmiyor"
Sarıbal, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"2024 verilerine göre tarımda istihdamın yaklaşık 4,8–5 milyon kişi düzeyinde oldu; bu, toplam istihdamın yaklaşık yüzde 15'ine karşılık geldi. Bu işgücüne rağmen çalışan başına düşen katma değerin son derece düşük. 2015 yılı sabit ABD doları fiyatlarıyla 2024'te kişi başına tarımsal katma değer Türkiye'de yalnızca 14 bin dolar seviyesinde kaldı. Aynı gösterge Arjantin'de 174 bin dolar, Avustralya'da 127 bin dolar, ABD'de 85 bin dolar, Hollanda'da 80 bin dolar, Almanya'da 57 bin dolar, Fransa'da 47 bin dolar ve hatta Özbekistan'da 18 bin dolar. İktidarın övündüğü 74 milyar dolarlık tarımsal hasıla, çiftçinin cebine girmiyor."








