Adana, Savaştan Kaçanların "Aktarma Merkezi" Oldu

İsrail`in Lübnan`da saldırılarının giderek artması üzerine hem Türkiye, hem diğer batılı ülkeler hızla bu ülkedeki yurttaşlarını çekerken, kaçış hattının aktarma merkezi Adana oldu.

Lübnan`dan deniz ve karayolu ile Mersin ve Hatay`a gelenler, otobüslerle Adana`ya ulaştırılıp, savaşın ilk şokundan kurtarıldıktan sonra, uçaklarla ülkelerine gönderiliyor. Birçok büyükelçilik bu nedenle Adana`ya `yardım ekipleri` gönderdi. Geçici konaklamalar için otellerin yeterli olmayacağı düşünülerek spor salonları da bu amaçla devreye alındı.

Valilik, Belediye ve Adana Havalimanı`nda bu hizmetlerin koordinasyonu için özel birimler oluşturuldu. Kızılay, uyku tulumu ve battaniye sağladı. Günde 2 bin kişiye yemek dağıtımı için özel bir yemekçilik şirketiyle anlaşma sağlandı. Seyyar mutfak kurulup, gelenlere sıcak yemek ikram edildi. Temizlik ihtiyaçları için de personel görevlendirildi.

Spor salonunda konaklayan Kanadalılara gece İnegöl köfte, pilav, salata, meyve suyu ve lokma tatlısı ikram edildi. Konuklara sabah kahvaltısında ise içinde kaşar, beyaz peynir, domates, salatalık ve yeşil biber bulunan sandviç ve meyve suyu dağıtıldı. Kanadalı yetkililer, akşam yemeğinde et bulunması nedeniyle kahvaltı için verilen sandviçte et olmamasını istedi.

Avustralya`dan Kanada`ya kadar birçok ülkenin vatandaşı, ilk kez bir savaşın sıcaklığını yaşamış olmaları nedeniyle, ülkelerini terk eden Lübnanlılar da herşeylerini ülkelerinde bırakmaları yüzünden şok yaşıyor.

Bu arada binlerce yabancının zorunlu olarak geleceği Adana ve Mersin`de turizme yönelik tanıtım faaliyetleri de artırıldı.

İLK ABD`Lİ GRUP

Lübnan`dan kaçanların tahliye işlemleri dün gece saat 23.10`da gelen deniz otobüsüyle başlayıp, sabaha kadar sürdü. Kanada hükümetinin girişimleri sonucu, merkezi KKTC`nin Magosa kentinde bulunan Ak- Fer Deniz Taşımacılığı Şirketi`nden kiralanan Saint- Vincent bayraklı `Emeraud` adlı deniz otobüsü ile 17`si ABD`li, kalanı Kanadalı olmak üzere 221 kişi Mersin`e getirildi.

Beyrut`tan ayrıldıktan sonra Magosa`da yakıt ikmali yapan deniz otobüsüyle Mersin Limanı`na ulaşan ABD`li ve Kanadalılar`ın gelişini yerli ve yabancı 50`ye yakın gazeteci izledi. Yolcular inmeden önce Kanada Büyükelçisi Yves Brodeur, eşiyle birlikte deniz otobüsüne çıktı, kendini tanıtıp, kısa bir konuşma yaptı. Gelenlere Türk topraklarında ve güvende olduklarını söyleyen Büyükelçi konuşmasının sonunda alkışlandı. Büyükelçi indikten sonra yolcuların tahliyesi başladı. Türk Kızılay ekibi, İsrail`in bombalarından kaçan 221 kişiyi, Türk Bayrağı`nın renklerini simgeleyen kırmızı ve beyaz karanfiller vererek karşıladı. Savaş mağduru ABD`li ve Kanadalılar, pasaport ve gümrük işlemleri sonrası limandan ayrıldı. ABD`nin Adana Konsolosluğu görevlileri tarafından karşılanan ABD`liler, askeri otobüsle polis eskortu eşliğinde İncirlik Üssü`ne götürüldü ve buradan da uçakla ülkelerine gönderildi.

Kanadalılar da kiralanan yolcu otobüsleriyle daha önceden ihtiyaçlarını da giderebilecekleri şekilde düzenlenen Adana`daki Serinevler Spor Salonu`na götürüldü.

YARALIYA MÜDAHALE

Beyrut`a atılan bir bombanın şarapnel parçasıyla karın bölgesinden yaralanan 25 yaşındaki Kanadalı bir kadın, Türk doktorları tarafından tedavi edildi. Adı açıklanmayan kadının vücudundaki şarapnel parçaları temizlenip, pansumanı ve tedavisi yapıldı.

Kaçan Kanadalılar arasında bulunan 71 yaşındaki Samira Sheatila da yaşadığı korkunun etkisiyle ve kurtulmanın verdiği heyecanla deniz otobüsü Mersin`e yaklaşırken kalp spazmı geçirdi. Deniz otobüsündeki doktorun ilk müdahalede bulunduğu 3 çocuk annesi Samira Sheatila, rıhtıma getirilen sedyeyle alınıp ambulansla Mersin`deki özel bir hastaneye kaldırıldı. Sheatila yapılan muayenenin ardından gerekli ilaçlar verilip taburcu edildi.

BİR GECEDE 870 KİŞİ

Mersin Limanı`na dün gece gelen ilk geminin ardından saat 02.00`den itibaren kısa aralıklarla 3 deniz otobüsü daha Kanadalılar`ı Mersin`e getirdi. Beyrut`tan ayrıldıktan sonra Magosa`da yakıt ikmali yapan `Akgünler- I` adlı deniz otobüsüyle 191, `Prince of Girne` adlı deniz otobüsüyle 94, `Akgünler-III` adlı deniz otobüsüyle 364 Kanadalı Mersin`e ulaştı. Böylece bir gecede Beyrut`tan kaçan 17`si ABD`li, 853`ü Kanadalı 870 kişi Mersin`e getirilmiş oldu. Yorgun ve bitkin oldukları gözlenen Kanadalılar da otobüslerle Adana`daki spor salonuna götürüldü ve büyük bölümü bu sabah uçaklarla ülkelerine gönderildi.

TEK TATLI HATIRA

Kanada`nın, Türkiye Büyükelçisi Yves Brodeur, Lübnan`da değişik kentlerde 50 bin vatandaşlarının yaşadığını belirterek, ilk etapta bu ülkede yaşayan 4 bin Kanadalı`yı getirmeyi planladıkları söyledi. Lübnan`dan gelecek Kanadalılar`ın Adana`da kısa süreli konaklayacaklarını bildiren Büyükelçi Brodeur, ``Günde ortalama bin kişiyi getirip, Adana`ya göndermeyi planlıyoruz. Bu amaçla Adana`da bir spor salonunu yaşam alanı olarak düzenledik. Sonuçta birkaç saatliğine de olsa onların dinlenmesini, ihtiyaçlarını gidermelerini sağlamak istedik. Mersin`den karayoluyla Adana`daki spor salonuna getirilen vatandaşlarımız yaklaşık 3 saat işlemler yapılana kadar dinlenip, daha sonra Adana Havalimanı`ndan uçakla Kanada`ya gönderilecek. Vatandaşlarımız sıkıntı, stres ve korku yaşadıkları günlerin yanında tek tatlı hatıra olarak yardım elini uzatan Türk halkını, Mersin ve Adana`yı unutmayacaklar. Yardımları nedeniyle Türk Hükümeti`ne, Adana ve Mersin valileri ve belediye başkanları ile diğer yöneticilere teşekkür ederim. Türkler`e minnettarız`` dedi.

MERSİN VALİSİ: ONBİNLER BEKLENİYOR

Mersin Limanı Yolcu Salonu`na gelen Mersin Valisi Hüseyin Aksoy da, tahliye işlemlerini inceledi. Kanada Büyükelçisi`ne ihtiyaçlarını soran Vali Aksoy, Lübnan`dan kaçanların da elini sıkarak, `Hoşgeldiniz` dedi. Vali Aksoy, Lübnan`dan getirilecek çeşitli ülke vatandaşlarının sayısının on binleri bulabileceğini belirtti.

GİDELİM DE NERESİ OLURSA OLSUN

Kanadalılar arasında bulunan Danila Saab, Türk halkına yardımları için teşekkür etti. Yolculuk öncesi Lübnan`da saatlerce beklediklerini anlatan Saab, daha sonra gelen gemiye nereye gideceklerini bilmeden bindiğini söyledi. Saab, ``Gemiye binerken `Gidelim, bombalardan kurtulalım da neresi olursa olsun` düşüncesi içindeydik. Türkler`e çok teşekkür ederiz. Güvende olduğumuz için mutluyuz`` dedi.

Beyrut`a dönmeyi artık düşünmediğini söyleyen Bill Bouce, ``Savaşın ortasında kaldık. Büyük sıkıntılar çektik. Oradan ayrılmamız için Kanada hükümeti gerekli çalışmaları yaptı. Bizi bir araya getirerek transferimizi gerçekleştirdi. Yaşadıklarımdan sonra oraya bir daha dönmeyi aklımdan bile geçirmem`` diye konuştu.

Haberler