DHA YURT BÜLTENİ-8
Aksaray'da iki minibüs çarpıştı: 8 yaralıAksaray'da emniyet şeridine durup yolcu alan minibüse arkadan gelen başka bir minibüsün çarpması sonucu 8 kişi yaralandı.
Aksaray'da iki minibüs çarpıştı: 8 yaralı
Aksaray'da emniyet şeridine durup yolcu alan minibüse arkadan gelen başka bir minibüsün çarpması sonucu 8 kişi yaralandı.
Kaza, saat 07.00 sıralarında Aksaray- Ankara karayolunun 10'uncu kilometresinde meydana geldi. Topakkaya Beldesi'nden kent merkezine yolcu taşıyan Selahattin Mutlu (48), yönetimindeki 68 D 0039 plakalı minibüsle, yolcu olmak için emniyet şeridinde durdu. Bu sırada İstanbul'dan Gaziantep'e giden Yılmaz Budak (58) yönetimindeki 34 PM 2138 plakalı minibüs çarptı. Kazada sürücülerden Yılmaz Budak ile diğer minibüsteki yolcular Murat Mutlu (23), Kiraz Altınkaynak (66) Mustafa Akyön (38), Yılmaz Ay (50), Fatma Baysal (39), Emine Oruç (41) ve Ali Altınkaynak (75) yaralandı. Olay yerine çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Tedavi altına alınan yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
(Görüntü Dökümü
-------------------Kaza yapan araçların görüntüsü-Olay yerinden genel detaylarHastanede yaralıların görüntüsü Minibüs sürücüsü Selahattin Mutlu röp Haber-Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA))==========================
Terk eden eşini öldürüp, intihar girişiminde bulundu
Adana'daki evini terk ederek Mersin'in Tarsus ilçesindeki babaevine gelen Emine D. (32), eşi Serdar D. (36) tarafından tabancayla başından vurularak öldürüldü. Aynı tabancayı başına ateşleyen Serdar D., ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.Adana'da oturan 2 çocuk annesi Emine D., şiddetli geçimsizlik yaşadığı eşi Serdar D.'yi terk etti. Tarım işçisi olan Emine D., çocuklarıyla birlikte, Adana'dan, Mersin'in Tarsus ilçesi Yenice Mahallesi'ndeki babasının evine geldi. Eşi gibi tarım işçisi olan Serdar D. de bugün sabah kayınpederinin evine geldi. Burada konuşmaya başlayan çift arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Serdar D., yanında getirdiği ruhsatsız tabancayı çekip, eşini başından vurdu. Emine D. kanlar içinde yerde kalırken, Serdar D. ardından aynı tabancayı kendi başına dayayıp, ateşledi.İhbar üzerine eve polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralı olarak ambulansla Tarsus'taki özel hastanede götürülen Emine D., tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.Ağır yaralanan Serdar D. ise kaldırıldığı Tarsus Devlet Hastanesi'nde tedaviye alındı.Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.Görüntü Dökümü
-------------------------Hastane acilindeki ambulanlardan arşiv görüntülerAmbulanstan hasta indirilmesinden arşivAcil tabelasıHaber-Kamera: Okan ÇALIŞKAN/TARSUS,(Mersin),
========================
Taş suyunun, kanser hücrelerini önlediğini iddia etti -
Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi (ESOGÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Ayhancı, taş suyunun kanser hücrelerini önleyici etkisi olduğunu iddia etti.Dünyada ilk kez taş suyunun kanser üzerinde etkisini araştıran ve Türkiye'de ilk defa ürettiği yapay kanla ismini duyuran Prof. Dr. Adnan Ayhancı, 5 farklı üniversitede 10 yıldan beri yaptığı araştırmayla taş suyunun kanser hücrelerini önlediğini bulduğunu savundu. Özel taşlardan ve özel tekniklerle ürettiği taş suyunun kanser hücrelerini önleyici etkisi olduğunu tespit ettiğini iddia eden Prof. Dr. Ayhancı, son aşamasında oldukları ilaç için gerekli fonların sağlanması ve bürokratik engellerin kaldırılması halinde bir yıllık çalışmayla bunun halka arz edilebileceğini söyledi.
Dünyada çok büyük bir hızla yayılan kanser için Türkiye'nin her yıl kanser ilaçlarına 5 milyar dolar para harcandığını hatırlatan Prof. Dr. Ayhancı, "Biz ülke olarak kansere ilaç tedavisi için çok para veriyoruz, yılda 5 milyar dolar harcamamız var. İşte bunun için bu çok önemli ve iddialı bir proje. Sadece ülkemiz için değil, bütün insanlık için çok önemli bir proje. Düşünün kanseri maden suyu gibi içtiğiniz bir su yeniyor. İçtiğiniz su sizi kanserden hem koruyor hem de iyileştiriyor. Biz bunu pazarlayabiliriz, marketlerde su olarak satabilir ve başka ülkelere rahat bir şekilde satabiliriz. Ülkemiz ekonomik açıdan da çok şey kazanır, ama tabii ki öncelikle bunu sonuçlandırmamız lazım. Bu şekilde elde edilmiş bir suyla önleyici olarak bunu insanlarımıza verirsek, insanlığa sunarsak bu dışarı giden paralar cebimizde kalacak. Tabi bu konuda bürokratik desteğe ve fonlara ihtiyacımız var" diye konuştu.
Taş suyunun ilaca dönüşmesinde yaptıkları çalışmaları anlatan Prof. Dr. Ayhancı, yan etkiye rastlamadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Biliyorsunuz, su bir besin maddesi olmasının yanında içerisinde bulundurduğu mineral ve bileşiklerle vücudumuzdaki her türlü biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesinde etkin bir rol oynamaktadır. Vücudumuzun PH dengesinin korunmasından başlayarak, hücrelerdeki moleküllere ve organellere dağılma ortamı oluşturmasına; besinlerin, artık maddelerin ilgili yerlere taşınmasına kadar pek çok görev alıyor. Uzun süredir üzerinde çalıştığımız taş suyunun anti bakteriyel etkilerinin olduğunu saptayınca bu sefer anti kanser etkisine baktık. Kanser alanında kanser için kullanıldığında yan tesirleri yok. Şimdiye kadar hiçbir yan tesiri bulamadık ve normal hücrelere de zarar vermiyor. Biz kendi imkanlarımızla belli bir yere getirdik. Taş suyunu hayvan deneylerinde kullandık. Dokulara zarar veren hiçbir madde bulunmadı. Bunun yanı sıra anti mikrobiyel özelliği var."
Görüntü Dökümü
------------------Profesörün açıklamaları-Öğrencilerle salonda buluşması-Salondaki konuşması-Genel ve detay görüntülerHaber-Kamera: Nezir GÜNEŞ/MARDİN,
========================
Emekli polis memurunun ahşap oyma dekoratif eserleri beğeni görüyor
Amasya'da, 26 yıllık görev süresinin ardından emekli olan polis memuru Yücel Gökrem (48), ahşap oyma sanatına gönül vererek, yüzlerce eser yaptı. Gökrem'in ağaç köklerini özenle oyup, ortaya çıkardığı dekoratif eserler, beğeni görüyor.
Amasya'da uzun yıllar polis olarak görev yapan Yücel Gökrem (48), 2018 yılında emekli olduktan sonra ilgi duyduğu ahşap oyma sanatı için Amasya Belediyesi'nce Kültür Merkezi'nde açılan kurslara katıldı. Gökrem, hobi olarak gönül verdiği ahşap oymacılığında, aldığı kurs eğitimleri sayesinde kendisini kısa sürede geliştirdi. Gökrem'in, maharetli elleriyle ağaç köklerini özenle oyup, ortaya çıkardığı dekoratif eserler, görenlerin ilgisini çekiyor.
'ÖĞRENMENİN YAŞI YOK'Boş zamanlarını değerlendirmek için ahşap oyma sanatı kursuna gittiğini söyleyen Yücel Gökrem, "Emekli olduktan sonra ahşap oymacılığı kursuna katıldım. 26 yıl polis olarak görev yaptım, şimdi sanatla uğraşıyorum. Değişik bir duygu, polislik mesleğiyle alakası olmayan bir alan ama farklı bir durum, çok güzel bir his, stres atıyorum. Öğrenmenin yaşı yok, emekli olduktan sonra topluma faydalı işler yapabilmek için mücadele veriyorumö dedi.Görüntü Dökümü
---------------------Yücel Gökrem'in yapmış olduğu ahşap ürünlerden detaylarYücel Gökrem'in, ahşaba şekil verirken görüntülerinden detaylarYücel Gökrem ile röportaj
Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA,