Haberler

Dha yurt bülteni - 1

HDP önündeki eylemde 18'inci gün (ek)AİLE SAYISI 44 OLDUBitlis'te yaşayan Fahrettin Akkuş, HDP il binası önüne gelerek, İstanbul'un Sultangazi ilçesinde, 2015'te terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Erkan (24) için oturma eylemine katıldı.

HDP önündeki eylemde 18'inci gün (ek)
AİLE SAYISI 44 OLDU

Bitlis'te yaşayan Fahrettin Akkuş, HDP il binası önüne gelerek, İstanbul'un Sultangazi ilçesinde, 2015'te terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Erkan (24) için oturma eylemine katıldı. Akkuş ile birlikte eylemdeki aile sayısı, 44'e çıktı. Bitlisli Fahrettin Akkuş, oğluna kavuşmadan oturma eyleminden ayrılmayacağını belirterek, şunları söyledi:
"4 yıl önce kayboldu çocuğum. Bir daha haber alamadım. Buraya çocuğumu almaya geldim. Lise okuyordu, askere gideceğini söylemişti. Askerliğine 2 ay kala Sultangazi'de kayboldu. Ben de yola çıktım, bu çocuğu almaya geldim. Almasam buradan gitmem. Bastonumla yatacağım, kalkacağım. Çocuğumu almadan gitmem. Dünyayı kopardım, hiçbir yerde bulamadım. Aldığım bilgilere göre terör örgütü PKK'nın elinde. Çocuğum kaybolduktan sonra üzüntüden ve sinirden felç geçirdim. 1,5 yıl hastanede kaldım. Hem psikolojik olarak kötü oldum hem böbreğim gitti hem de felç geçirdim. 4 yıldır ne bayram ne normal gün yaşadım, hep ağladım."
AİLEYİ TEHDİT ETTİĞİ İDDİASIYLA GÖZALTINA ALINDI
HDP önünde oturma eylemi yapan Remziye Akkoyun'u tehdit ettiği iddia edilen M.N.G. (68), polis ekiplerinin düzenlediği operasyonla gözaltına alındı.
4 yıldır kayıp oğlu Azad'ın PKK'lı teröristlerce kaçırıldığını iddia edip, 3 Eylül Salı günü oturma eylemine başlayan Remziye Akkoyun, eşiyle hastaneye giderken, HDP'li birinin yanlarına gelip, "Partimizi neden rahatsız ediyorsun?" dediğini iddia etmesinin ardından şüphelinin yakalanması için polis ekipleri çalışma başlattı.
Akkoyun'un beyanı üzerine çalışma başlatan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Akkoyun'un geçtiği noktadaki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Güvenlik kameralarında yapılan incelemede Akkoyun'u tehdit ettiği ileri sürülen M.N.G. dün akşam saatlerinde düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürülen M.N.G.'nin, yapılan araştırma sonucunda terör örgütü PKK'nın propagandasının yapıldığı çeşitli eylemlere katıldığı tespit edildi. Şüphelinin emniyetteki sorgusu sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------
HDP il Binası önü
Fahrettin Akkuş'tan detay
Akkuş'un konuşması
Oğlunun resmini tutması
Genel ve detay görüntüler
+++
Remziye Akkoyun'un konuşması (Haber Kodu: 190920121 olan saat 13.02'de geçilmiş görüntünün içindedir)

Haber-Kamera: Mücahit YOLCU - Emrah KIZIL - Mehmet Mucahit CEYLAN / DİYARBAKIR,

=================

Hayatını kaybeden Neslican, 'Yaşamayı çok fazla istiyorum' demişti

RİZE'de, sol bacağının kesilmesine neden olan kanser hastalığına karşı yürüttüğü mücadele azmi ile tanınan ve sosyal medya fenomeni haline gelen Neslican Tay (20), hayatını kaybetti. Genç kızın son paylaşımında 'Yaşamayı çok fazla istiyorum' sözleri ise  yürekleri dağladı.
Rize'nin Gülbahar Mahallesi'nde ailesi ile oturan Neslican Tay, 2 yıl önce kanser hastalığına yakalandığını öğrendi. Tümör nedeniyle sol bacağı kesilen genç kız, hayattan kopmadı, azmi ile kanser hastalarına örnek oldu. Sosyal medya hesabından hastalığını duyuran ve kanserle mücadele edeceğini açıklayan Neslican, yaşadıklarını ve tedavi süreçlerini takipçileri ile paylaştı. Kısa sürede 1 milyon takipçi sayısına ulaşan Neslican, bir yandan tedavi görürken, diğer yandan Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü kazanarak eğitimini sürdürdü. Kanser hastalığı ile mücadelesi sırasında kendisi gibi hastalara verdiği moral ve destekle tanınan Neslican, fenalaşınca İstanbul'da bir hastanede yoğun bakıma alındı. Genç kız dün akşam saatlerinde hayatını kaybetti.
'YAŞAMAYI ÇOK FAZLA İSTİYORUM'
Neslican Tay, yoğun bakıma alınmadan önce paylaştığı son mesajında şu ifadelere yer verdi:
"Bu yaşadığım kaçıncı nüks ya da metastaz sayamıyorum. Ciğerlerim zaten berbat durumda. Benim tümörüm en iyi kemoterapi ile durdurulabiliyormuş. O yüzden kemoterapi almaya başlayacağım. Bunu kabul etmem çok zor oldu. Çünkü gerçekten iyileşeceğime çok inanıyorum. İyileşmeyeceğimi bir gün bile düşünmüyorum ama iyileşirken bu kadar acılı olması beni çok yıpratıyor. Saçlarımı kaybetmek, yaşam kalitemin düşmesi, özgürlüğüm vesaire kemoterapinin getirdiği bir sürü acı şey var maalesef. Bunları yaşamak gerçekten istemiyorum ama onunla savaşmak için, bu hayatta kalmak için bunu yapmam gerekiyorsa kemoterapiye alacağım ve o şekilde devam edeceğim. Konuştuğumda bile sesim gidiyor zaten. Bir ciğerim resmen çalışmıyor tümörler yüzünden. 'Bu kadar ileriye gidemezsin. 2 adım attığımda nefesimi kesemezsin. Sen nesin, kimsin de benim vücudumu, benim hayatım bu kadar etkiliyorsun. Madem beni bu kadar etkiliyorsun alıyoruz kemoterapiyi ve paşa paşa seni öldürüyoruz' dedim. Çünkü bunu yapmak zorundayım, savaşmak zorundayım, onu yenmek zorundayım. Çünkü gerçekten bu hayatta kalmak istiyorum. Çok acılı olacak yine bir sürü şey yaşayacağım hiç umurumda değil ben hayatta kalmayı, yaşamayı çok fazla istiyorum. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağım. Ben ağlarken çok çirkin oluyorum benim gözyaşım akmamalı."

Görüntü Dökümü
-----
Neslican Tay'ın son konuşması
+++
Sosyal medyada yaptığı çeşitli paylaşımlar

Haber: Arzu ERBAŞ / RİZE,

==========================

Muğla'da orman yangını

Muğla'daki ormanlık alanda, henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Yangında 10 hektarlık ormanlık alanın zarar gördü.
Ortaca ilçesinin Tepearası mahallesinde kızılçam ağaçlarıyla çevrili ormanlık bölgede, dün saat 18.30 sıralarında, henüz belirlenemeyen nedenle yangın başladı. Bölgeden yükselen dumanları görenler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'ne ait 2 helikopter, arazöz ve orman işçileri söndürme çalışmalarına başladı.
KONTROL ALTINA ALINDI
Muğla'nın Ortaca ilçesindeki Tepearası Mahallesi'nde bulunan ormanlık alanda çıkan yangın, ekiplerin müdahalesi sonrası söndürüldü. Yaklaşık 10 hektarlık ormanlık alan yangın sonrası zarar gördü.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------
Yangın bölgesinden görüntü
Ekiplerin müdahalesinden görüntü

Haber-Kamera: Süleyman İLTER - Cavit AKGÜN / MUĞLA,

======================================

Kastamonu'da feci kaza: 2 ölü, 3 yaralı

Kastamonu'da ticari taksi ile kamyonun çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, aynı aileden 2 kişi hayatını kaybederken, 3 kişide yaralandı. Polis, olay yerinden kaçan kamyon sürücüsünü yakalamak için çalışma başlattı.
Kaza, dün akşam saatlerinde Kastamonu-Daday karayolunun 3'ncü kilometresinde meydana geldi. Hasan Daban idaresindeki 37 T 0502 plakalı ticari otomobil, plakası ve sürücüsü öğrenilemeyen kamyon ile çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle ticari taksi, şarampole yuvarlandı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri, kazada yaralanan Yusuf Eymen Daban (1), Hüseyin Daban (63), Hasan Daban, Bahar Daban ve Fatma Daban'ı hastaneye kaldırdı. Yusuf Eymen Daban ile dedesi Hüseyin Daban, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Öte yandan kazaya karışan kamyon sürücüsü ise olay yerinden kaçtı. Bölgede güvenlik önlemleri alan polis ekipleri, kaçan sürücüyü yakalamak için çalışma başlattı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------
Olay yerinden görüntü

Haber-Kamera: Gürkan YILMAZ / KASTAMONU,

==========================================

Geri manevra yapan minibüsün altında kalan yaşlı adam öldü
O ANLAR KAMERADA

Bolu'nun Göynük ilçesinde, geri manevra yapan kargo minibüsünün altında kalan Mehmet Günay (76) yaşamını yitirdi. Kaza anı ise güvenlik kamerasına yansıdı.
Kaza, dün öğle saatlerinde Göynük ilçe merkezinde meydana geldi. İddiaya göre geri manevra yapan sürücüsünün ismi öğrenilemeyen kargo dağıtım aracı, arkasından geçen Mehmet Günay isimli yaşlı adamı fark etmedi. Günay, aracın altında kaldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen 112 Acil ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan yaşlı adam, Göynük Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Günay, buradaki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Kargo şirketinin sürücüsü ise gözaltına alındı. O anlar bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
---------------
-Kaza anı

Haber: Murat KÜÇÜK / GÖYNÜK(Bolu),
==================================

Traktör kullanırken pompalı tüfekle vurulan muhtar, öldü

AMASYA'da, merkeze bağlı Saraycık Köyü Muhtarı Turan Aktaş (65), traktör kullanırken pompalı tüfekle uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Cinayet şüphelisi S.B. ise saklandığı ahırda yakalanarak, gözaltına alındı.
Olay, dün öğlen saatlerinde Saraycık köyünde meydana geldi. İddiaya göre S.B., daha önce husumetli olduğu köy muhtarı Turan Aktaş'a traktör üzerindeyken pompalı tüfekle ateş açtı. Aktaş vücuduna isabet eden saçmalarla olay yerinde hayatını kaybetti. Olaydan sonra kaçan S.B. ise saklandığı ahırda jandarma ekiplerince yakalanarak, gözaltına alındı. S.B.'nin sorgusu sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Jandarma aracı detay
-Cinayet zanlısının adliyeye getirilişi detay
-Diğer detaylar

Haber-Kamera: Sinan HARMANCI / AMASYA,
========================================

Barajda ölü bulundu

KÜTAHYA'da İbrahim Akgün (50), Enne Barajında ölü olarak bulundu.
Kütahya'ya 25 kilometre uzaklıktaki Enne barajına piknik yapmak için gidenler, suyun üzerinde hareketsiz yatan bir kişinin olduğunu fark ederek durumu 112 çağrı merkezine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine jandarma, sağlık ekipleri ile AFAD ekipleri sevk edildi. Ölü olarak bulunarak sudan çıkarılan kişinin İbrahim Akgün olduğu belirlendi. Savcılık ve jandarma ekiplerinin incelemesinin ardından Akgün'ün cesedi otopsi için Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.
Muhsin Balı, arkadaşı olan İbrahim Akgün'ün karın ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede rahatsızlığının kanser belirtisi olduğunu öğrendiğini ifade ederek, "Salı günü kendisi hastaneye gitti. Hastanede doktor kanser belirtisi var demiş. Tabi sonra gastrolojiye sevk ediliyor. Mide ağrısından dolayı kolonoskopi yapılacaktı. Çok iyi biriydi, sorunu yoktu birlikte çalışıyorduk. 7-8 aydır işe gelmiyordu. İşte bugün de böyle bir durumla karşılaştık. Yalnız olduğu için hastalık hastası olmuştu. Sıkıntılı bir süreç vardı biz hep yanındaydık. Ama bir anlık bir şey olmuş. Doktor zaten kesin kanser teşhisi koymamış belirtisi var diye psikolojik olarak bizi aradığında ağlıyordu. Bunun etkisiyle depresyona girmiş olabilir diye düşünüyoruzö şeklinde konuştu. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Enne barajı
-Sağlık ekipleri
-Akgün'ün cesedinin çıkarılması
-Cenaze aracına taşınması
-Akgün'ün fotoğrafı
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ / KÜTAHYA,

======================================

Düzce'de otoyolda 3 otomobil çarpıştı: 5 yaralı

Düzce'de, TEM Otoyolunda 3 aracın çarpışması sonucu 1'i bebek 5 kişi yaralandı. Kazada bir otomobilde kafesinin içinde bulunan kuş telef oldu.
Kaza 17.00 sıralarında, TEM Otoyolu Gümüşova rampaları mevkiinde meydana geldi. Ankara istikametine gitmekte olan Yunus Yaman idaresindeki 67 TY 230 plakalı otomobil sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu bariyerlere çarparak orta şeritte durdu. Hasan Hüseyin Erdoğan idaresindeki 34 UVS 77 plakalı otomobil orta şeritte duran otomobile, Mehmet İlbey idaresindeki 41 GR 175 plakalı otomobil ise Hasan Hüseyin Erdoğan idaresindeki otomobile çarptı. Kazada, Yunus Yaman ve 8 aylık olan kızı Alya Gökçen Yaman, Hasan Hüseyin Erdoğan ve eşi Şerife Erdoğan, diğer otomobilde bulunan Sümeyye İlbey yaralandı. Kazayı görenlerin haber vermesi olay yerine Düzce ve Sakarya'dan itfaiye ekipleri geldi. Araçlardan çıkarılan yaralılar yol kenarına alınırken, 112 Acil ekipleri beklendi. 112 Acil Sağlık ekiplerinin gelmesi ile ilk müdahaleleri yapılan yaralılar Düzce'de bulunan hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındı.
Kazada, Hasan Hüseyin Erdoğan'a ait araçta kafesinin içinde bulunan kuş telef oldu. Kazayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü
-----------
Kaza yapan araçların görüntüsü
Yaralıların yol kenarında beklerken görüntüsü
Yaralı bebeğin 112 ekiplerince taşınırken görüntüsü
İtfaiye ekiplerinin kurtarma çalışmaları
Polis ve sağlık ekiplerinin görüntüsü detaylar
Kuştan görüntü

Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ / DÜZCE,

======================================

Otomobil, kamyonete çarptı: 1'i ağır 4 yaralı

Karaman'da otomobilin kamyonete arkadan çarpması sonucu meydana gelen kazada 1'i ağır 4 kişi yaralandı.
Kaza, dün saat 21.50 sıralarında Karaman-Ereğli karayolunun 5'inci kilometresinde meydana geldi. Sezer Gökdermir (35) idaresindeki 70 EP 339 plakalı otomobil, aynı yönde ilerleyen Ömer Arı (49) idaresindeki 70 ES 813 plakalı kamyonete arkadan çarptı. Çarpmanın etkisi ile kamyonet orta refüje çıkarken Sezer Gökdemir idaresindeki otomobil yolun kenarında bulunan elma bahçesine girerek durabildi. Kazada her iki araç sürücüsü ile birlikte kamyonette bulunan Ayşe Arı (45) ve kızı Sıla Arı (11) yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Sürücü koltuğunda sıkışan Sezer Gökdemir ekiplerin 20 dakikalık çalışması sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Yaralılar olay yerinde bekletilen ambulanslarla Karaman Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Ekiplerin kurtarma çalışması
Sıkışan sürücünün kurtarılarak sedyeye alınması
Kaza yapan araçlardan detay
Olay yerinden genel detaylar

Haber-Kamera: Muammer ŞEN / KARAMAN,

=======================================

Leyla'nın 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşması başladı (4)
AMCA TUTUKLANDI

Ağrı'da kaybolduktan sonra ölü olarak bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir davasında, tanıkların dinlemesinin ardından mahkeme heyeti sanık avukatlarına söz verdi. Yaklaşık 10 saat süren ilk duruşma sonunda heyet, kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuksuz sanık amca Yusuf Aydemir'in tutuklanmasına karar verdi. Mehmet Ali Aydemir'in tutukluluk halinin devamını kararlaştıran heyet, diğer 5 tutuksuz sanık hakkındaki adli kontrol kararlarının da devam ettirilmesini uygun buldu. Mahkeme heyeti, duruşmayı 21 Şubat'a ertelendi. Tutuklanma kararı sonrası Yusuf Aydemir'in yakınları duruşma salonu önünde fenalık geçirdi. Karara tepki gösteren aile, ağlayarak adliyeden çıktı. Davanın diğer tutuksuz sanığı amca Musa Aydemir de ağabeyinin tutuklanmasına tepki gösterdi. Adliye çıkışı Musa Aydemir, "Tebrikler savcılığın çalışmadığı ve soruşturmayı yürütmediği ve şuan da tutukluların olduğu bir adalet gördüğünüz gibi" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------
Ailelerin adliyeden çıkması
Ağlayarak adliyeden çıkan aile yakınları
Aile yakınlarının tepkisi
Tutuklanan Yusuf Aydemir'in sedye ile götürülmesi
UCİM genel başkan yardımcısı Yücel Ceylanın'ın açıklaması
UCİM genel başkan Saadet Özkan'ın açıklaması
Erzurum Barosu avukatlarından Oğuzhann Akyüz'ün açıklaması
Ağrı Barosundan Ömer Fidan'ın konuşması

Haber-Kamera: AĞRI,

======================

Kayıp oğlunu 14 yıldır 'yaşlandırılmış robot resmiyle' arıyor

Eskişehir'de 2005 yılında anneannesinin evinin önünde oynarken kaybolan 4 yaşındaki Tarık Eymen Uslu'nun ailesi, 14 yıldır çocuklarına kavuşmayı bekliyor. Baba Önder Uslu, kayıp oğluna ait fotoğrafın yaşlandırma yöntemiyle 3 kez robot resminin yapıldığını belirterek, "Ailenin bütün fertlerinden resimler alınıp şuan ki yaşına göre bir çalışma yapılıyor. Tabi bu emniyetin yaptığı bir çalışma daha çok. 13 ve 11 yaşına ait çizilmiş robot çalışması var" dedi.
Eskişehir'de esnaf olan Önder Uslu ile 2006 yılında boşanan Hatice Atici'nin 3 çocuğundan biri olan Tarık Eymen, 2005 yılında anneannesinin evinin önünde oynarken kayboldu. Yapılan tüm aramalara rağmen bulunamayan Tarık Eymen'den 14 yıldır bir haber bekleyen baba Önder Uslu, artık genç yaşta olan oğlunun kendilerini hatırlayıp araştırarak bulmasını umut ediyor. Geri kalan 14 yılda çok büyük üzüntüler yaşadıklarını kaydeden baba Önder Uslu, "Bu olay olalı 14 sene geçti. 15. senenin içerisindeyiz. Olayın ilk anları, ilk günleri, ilk zamanları her şey hararetli hareketli her şey yaşandı. Araştırmaların hepsi bütün ihtimaller sonuçların hepsi biz bir şey elde edemediğimiz için bugünlere kadar geldi. Tabi biz aile olarak bunun acısını çektik. Acılar yaşadık ve her şeyi gördük. Bugün bizim geldiğimiz noktada ateş düştüğü yeri yakar. İnsan acısını yaşamak için sebepler arar ama biz bunları yaşayamadık. Şuan Eymen genç bir çocuk, ergenlik yaşında. Bunu bütün gençlere konuşmak yanlış olabilir belki ama bir çocuk bir genç 14-15 sene öncesinde çocukluğunda bir Eymen ismi hatırlıyor ise çocukluğunda bir Eskişehir, bir aile, bir ağabey, bir abla hatırlıyor ise dönüp baktığı zaman bunların araştırmasını yapabilecek durumda ise biz bunu bekliyoruz" dedi.
14 yıl önce oğlunun kaybolmasına ilişkin herhangi bir görgö tanığı varsa artık konuşması gerektiğini belirten Uslu, şunları söyledi:
"O gün her ne yaşandıysa bunun mutlaka bir görgü tanığı olayın içinde birileri bir takım insanlar vardır. Mutlaka vardır yani. O günkü şartlarla konuşamamış olabilirler. O günkü şartlarda bir şeyleri söyleyememiş olabilirler ama yıllar geçti aradan. İçlerindeki vicdana ve yüreğe sesleniyorum. Bugün çıksınlar bir itirafçı gibi değil de bir vicdan sahibi bir yüreği sızlayan bir insan olarak çıkıp bize bildikleri bir şey varsa ve bunu söylerlerse her şey aydınlığa çıkacaktır. Değilse bugün için Allah'tan başka diyecek bir şeyimiz yoktur. Toprağımız yok yani ve böyle ihtimaller konuşulduğu zaman başına bir şey geldi hayatta olmasa dahi gideceğimiz bir toprak yok. Böyle bir ihtimal dahi varsa birinin çıkıp da bize bir itirafçı değil de vicdan sahibi birinin konuşmasını bekliyoruz"
ROBOT RESİMLERİYLE BÜYÜDÜ
Önder Uslu, 14 yıldır kayıp olan oğlunun Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından dönem dönem yaşlandırma yöntemiyle robot resimlerinin yapıldığını söyledi. 8, 11 ve 13 yaşlarındaki hallerinin robot resim olarak çizildiğini anlatan Uslu, "Tabi olayın sonucu olmayınca ve aradan yıllar da geçince burada emniyetin kriminal bölümü işin içine giriyor. Dosya kapanmadığı için güncelleme yapılamıyor. Bizim talebimizde emniyetin çalışmalarıyla belli bir zaman içinde bu işte teknolojik bazda kriminal işler olarak robot resimler çiziliyor. Tabi bunlar aileden alınan resimler, çocuğun çevre gelişimine göre yapılan teknik işler. Ailenin bütün fertlerinden resimler alınıp şuan ki yaşına göre bir çalışma yapılıyor. Tabi bu emniyetin yaptığı bir çalışma daha çok. 8, 11 ve 13 yaşına ait çizilmiş robot çalışması var. Çok büyük umutlarla gittiğimiz noktalardan çok sönük vaziyette ve her şeyimiz bitik olarak döndüğümüz olaylar da var. Bize gelen olayların yüzde 99'u boş çıktı. Bu zaman zarfında kayıp çocuklar konusunda Türkiye çok yol kat etti. Mecliste ki araştırma komisyonunun verdiği önergelerden sonra ve emniyetin yaptığı çalışmalardan sonra şuan bir çocuk kaybolsa anında kaybolduğu bölgeye mesaj atılıyor. Şuan ki teknolojiyle birlikte zaten bilinçlendirme çokça arttı. Tabi bizim zamanımızda onlar çok zayıftı. Biz onun sıkıntısını çok çektik. Bir çok konuda geri kaldık. Olay anı, olay günü ve olay zamanıyla ilgili hiçbir şey yapamadık. Sıkıntımız orada zaten olay anının olmaması" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü
---------
-Baba Önder Uslu ile röp.
-Kayıp oğlunun fotoğrafları
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN - Hakan TÜRKTAN / ESKİŞEHİR,

=======================================

Denizli'de, şafak vakti uyuşturucu operasyonları

Denizli'de, polisin uyuşturucu tacirlerine yönelik dün sabah erken saatlerinde düzenlediği operasyonlarda 6 kişi gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda çeşitli uyuşturucu maddeler ele geçirildi.
Denizli Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, önceki gün şafak vakti düzenlediği operasyonlarda, uyuşturucu madde ticareti yaptıkları tespit edilen 6 adrese baskın yaptı. Polisin yaklaşık dört aydır sürdürdüğü teknik ve fiziki takip sonucunda yaptığı baskınlarda, uyuşturucu ticareti yaptığı belirlenen 6 kişi gözaltına alınırken, evlerde aramalar yapıldı. Aramalarda, kokuya duyarlı narkotik köpekleri de kullanıldı. Merkezefendi ilçesine bağlı 1200 Evler Mahallesi'ndeki bir evde yapılan aramalarda, ayakkabı kutusuna saklanmış halde eroin bulundu. Aramalarda toplam 10 gram eroin, 11 gram esrar maddesi, 14 uyuşturucu hap ele geçirildi. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 6 kişi dün sevk edildikleri adliyede tutuklandı.

Görüntü Dökümü
-----------
Operasyonlardan görüntü
Evlerde köpekle yapılan aramalardan görüntü
Bulunan uyuşturucu maddelerden görüntü
Zanlıların adliyeye sevk edilmesinden görüntü
Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN - Deniz TOKAT / DENİZLİ,

======================================

Kuruyan Oruçlu Göleti'ndeki balıkları yağmur kurtardı

KIRKLARELİ'nin Babaeski ilçesinde, bilinçsiz sulama ve yağışsız geçen mevsim nedeniyle kuruma noktasına gelen Oruçlu Göleti'nde balık ölümlerinin yaşanması üzerine baraja tankerlerle bırakılan 250 ton su ile yağmur yağışı can çekişen balıkları kurtardı.
Babaeski'ye bağlı Oruçlu köyündeki üreticilerin tarlaların ve hayvanların su ihtiyacını karşıladığı Oruçlu Göleti'nde, bir hafta önce balık ölümleri yaşanmaya başladı. Mısır, ayçiçeği, yonca gibi 2 bin dönüm ekili araziyi sulamak için kullanılan ve yağış almayan gölet, bilinçsiz tarım sulaması ve kurak geçen mevsim nedeniyle kurudu. Gölette yaşayan binlerce balık öldü. Kırklareli Valiliği kuruyan gölette oksijensiz kalıp yaşam mücadelesi veren balıkları kurtarmak için devreye girdi. Vali Osman Bilgin'in talimatıyla İl Özel İdaresi, 15'er tonluk tankerlerle gölete toplam 250 ton su taşındı.
Bölgede düm sabah saatlerinde başlayan ve etkili olan yağış, barajda telef olma tehlikesi yaşayan balıklara can suyu oldu. Göletteki su seviyesi artarken oksijen almakta zorlanan balıklar da yüzmeye başladı. DSİ yetkililerinin incelemede bulunduğu gölette, su seviyesinin her geçen saat arttığı belirtildi. Oruçlu köyünde yaşayan vatandaşlar, balıkların imdadına taşınan su ile dün etkili olan yağışın yetiştiğini belirterek, "Bugün balıkların yüzmeye başladığın gördük ve bu su seviyesi onların yaşaması için yeterli" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Suyla kaplanan göletten detaylar
Yüzmeye başlayan balıklar
Balıklardan detaylar
Yükselen sudan detaylar
Göle bakan vatandaşlar
Daha önce ölen balıklar
DHA muhabiri Ali Can Zeray anons
Köylülerle röp.
Detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY / BABESKİ(Kırklareli),
==================================

Cumhurbaşkanı Erdoğan, husumetli aileleri barıştırdı, 'barış' yemeğine telefonla bağlandı

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde husumetli 4 aile için düzenlenen 'barış' yemeğine telefonla bağlanarak, "Ne varsa barışta var" mesajı verdi.
Ergani ilçesinde 2011 yılında kız kaçırma meselesi nedeniyle yaşanan tartışmaya akrabaların da katılmasıyla büyüyen ve 8 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olay nedeniyle Gül, Kaplan, Kahraman ve Karaduman aileleri arasında husumet oluştu. Bazı ailelerin farklı şehirlere göç etmesine neden olan husumet, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın araya girmesiyle son buldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 8 Eylül günü yaptığı Malatya ziyareti sırasında Güllü Karaduman'ın 3 kız kardeşiyle birlikte aileler arasındaki husumeti anlatması üzerine eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu'nu arayarak ailelerin barıştırılmasını istedi. Yaklaşık iki hafta süren çabaların ardından husumet nedeniyle farklı illere göç eden aileler bir araya getirildi.
Husumetli ailelerin barıştırılması için Ergani ilçesinde düzenlenen barış yemeğine eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu, ilçe protokolü ile husumetli ailelerin fertleri katıldı.
'İSLAM BARIŞ DİNİDİR'
Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan barış yemeğine telefonla bağlanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Öncelikle Gül, Karaduman, Kaplan, Kahraman ailelerini bu mübarek Cuma gününde Cuma namazını kıldığımız bu saatte en kalbi duygularla selamlıyorum. Değerli kardeşlerim bildiğiniz gibi bizim dinimiz İslam, barış dinidir ve Arapçada 'Sin' kelimesi İslam'ın köküdür barış anlamına gelir. Sizler bugün elhamdülillah böyle bir barışı gerçekleştirdiğiniz için sizleri şahsım milletim adına en kalbi duygularla selamlıyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Çünkü ne varsa barışta var. Yine sevgili Peygamberimizin özellikle barış üzerinde birçok hadisi şerifi var. Bunlardan bir tanesi korkutucu olmayınız müjdeleyici olunuz ve ben inanıyorum ki sizlerde bugüne kadar şu veya bu nedenle yazılmış olan bu süreci geride bırakıp bundan sonra ayeti kerimede Rabbimizin buyurduğu gibi 'Müminler ancak kardeştir' dolayısıyla kardeşlerin arasında bu tür dargınlık kırgınlık olmaz olmamalı. Şimdi sizler de inşallah bu kardeşliğinizin, kardeşliğimizin görevini bundan sonraki süreçte yerine getirerek Rabbimin yarattığı Rabbimin emrettiği gibi yaşarsanız bizleri de aileleri de mutlu etmiş olursunuz. Bu mübarek Cuma gününde de sizlere kalbi selamlarımı gönderiyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun. Rabbim aranızdaki muhabbeti arttırsın daim kılsın" dedi.
Programda konuşan Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu, İslam'ın bir barış ve esenlik dini olduğunu söyledi. Vali Güzeloğlu, "Bu hayırlı işin en başından beri meselenin barışa dönmesinde, iki ailenin bu husumetinin giderilmesinde ve böylesi bir kardeşlik zeminin tesis edilmesinde saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın çok yakın takibi arzusu ve isteği vardı. Biraz önce de sağ olsunlar itham ederek bu barışın tamama ermesine katkıda bir kez daha bulundu. Rabbim ondan razı olsun. Şüphesiz burada teşekkür etme noktasında saygıdeğer Bakanımız Bekir Bozdağ beyefendiye de ayrı bir başlık açmamız lazım. İlk günden itibaren Sayın Bakanımız bu meselenin sonucuna ermesinde barışın gerçekleşmesinde bir kardeşlik ruhu içerisinde her an ve her zaman bizimle birlikte oldu. Adım adım adeta gelişmeleri takip etti ve bugün de yoğun gündemine rağmen aramıza geldi. Kendilerine teşekkür ediyoruz Ergani'mize hoş geldiniz diyoruz" diye konuştu.
'BARIŞTAN VE KARDEŞLİKTEN DAHA GÜZEL BİR ŞEY YOKTUR'
Vali Güzeloğlu'nun ardından söz alan Bekir Bozdağ ise barış ve kardeşlikten daha değerli bir şey olmadığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
"İnsanların birbirini sevmesi, sayması, değer vermesi, yüceltmesi kadar güzel bir şey yoktur. Biz birbirimizi seversek, sayarsak, yüceltirsek esasında kendimizi yükseltmiş kendimizi daha iyi bir noktaya taşımış oluruz. Barıştan ve kardeşlikten sevgiden ve saygıdan daha güzel şey yoktur. Allah tekrar kardeşliğimizi, sevgimizi saygımızı artırsın."
Taraflar arasındaki husumet, barış yemeğinin ardından sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Yemekten Gnel ve detaylar
Erdoğan telefon bağlantısı
Vali Güzeloğlu konuşma

Haber-Kamera: ERGANİ(Diyarbakır),

==========================

TBMM Başkanı Şentop, Doğan Güngör'ün cenaze törenine katıldı
TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Kırşehir'de Konsey Araştırma A.Ş. Başkanı Nasuhi Güngör'ün vefat eden babası Doğan Güngör'ün (77) cenaze törenine katıldı.
Nasuhi Güngör'ün babası Doğan Güngör, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Güngör için Kırşehir'in Mucur ilçesinde cenaze töreni düzenlendi. Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Vali İbrahim Akın, AK Parti Kırşehir Milletvekili Mustafa Kendirli, ilçe protokolü ve aile yakınları katıldı. TBMM Başkanı Şentop, törende yaptığı konuşmada, "Önemli olan salih amel ile gitmek. Biz onun hayatı sırasında yaptıklarıyla buna şahidiz. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. Yakınlarına, sevenlerine başsağlığı diliyorum" dedi. Doğan Güngör'ün cenazesi, Çarşı Camii'nde ikindi namazı ardından kılınan cenaze namazından sonra, omuzlarda cenaze aracına taşınarak, Yeniköy mezarlığında toprağa verildi.
Görüntü Dökümü:
-Cenaze namazı
-Mustafa Şentop'un cenaze töreninde konuşması
-Genel detay
Süre: 255 MB
Haber-Kamera: Abdurrahman DULKADİR/KIRŞEHİR,

====================

'Türkiye 192 ülkeden 5 milyon yabancıyı misafir ediyor'

TEKİRDAĞ'da geçici koruma kapsamındaki Suriyeliler başta olmak üzere uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri ile diğer göçmen gruplarına, 'Biz Bize Sohbetler' etkinliği düzenlendi. Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, göçmenin adının özellikle Türkiye'de Suriyeli olduğunu belirterek, "Bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu ifade etmek isterim. 192 farklı ülkeden 5 milyon misafirimiz var" dedi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) iş birliğinde  geçici koruma kapsamındaki Suriyeliler başta olmak üzere uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri ile diğer göçmen grupların yoğun olarak yaşadığı illerde ev sahibi toplum ve yabancı toplumdan geniş bir katılım ile düzenlenen ve Trakya Bölgesinin tamamını kapsayan, 'Biz Bize Sohbetler' etkinliğinin yedincisi Tekirdağ'da gerçekleştirildi. Tekirdağ Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıya Vali Yardımcısı Ali Dursun, Kırklareli Vali Yardımcısı Bekir Sıtkı Kocakundakçı, Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Dr. Gökçe Ok, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu'nun yanı sıra bölgedeki tüm kamu kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, yerel ve yabancı kanaat önderleri ile vatandaşlar katıldı.
'3 MİLYON 600 BİN SURİYELİYİ BARINDIRDIĞIMIZI SÖYLEYİNCE ŞAŞIRIYORLAR'
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Daire Başkanı Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu, "Türkiye coğrafi konumu olarak, Asya, Avrupa ve Afrika'nın köprü durumunda olması nedeniyle tarihin her döneminde farklı farklı göçlere şahit olmuştur. Tüm sıkıntılara karşı tüm mazlumlara kucak açmış bir milletin çocuklarıyız. Son yıllarda yaşamış olduğumuz Suriye krizi, bir insanlık dramı karşısında yaklaşık 3 milyon 600 bin kişiye burada ev sahipliği yapmanın insanlık adına bir gururunu yaşıyoruz. Sayın genel müdürümle bir yurt dışı gezimizde yapmış olduğumuz temaslarda kendi ülkelerinde 11 göçmeni nasıl yerleşeceği ile ilgili, 11 göçmenin göçü nasıl yöneteceği olaylarını duyduğumuz zaman biz kendilerine gülüyor ve ayıpla karşılıyoruz. 3 milyon 600 bin Suriyeliyi ülkemizde barındırdığımız söylediğimiz zaman şaşırıyorlar. Bunu nasıl yönetiyorsunuz diye bize sorular soruyorlar. Biz de göçün sadece akılla  yönetilemeyeceğini aklın yanında vicdanın olması gerektiğini ve tarihsel birikimimizle beraber, sabır ikinci akıl diyerek göç yönetimine farklı bir bakış açısı getirerek, vicdan boyutunda ele aldığımız söyleyerek göçü yönettiğimizi söylüyoruz. Batı entegrasyon kelimesini kullanıyor. Bazı topluluklar asimile politikaları yürütüyor. Ama biz uyum diyoruz. Çünkü uyum iki topluluk ortak noktada buluşabileceği birlikte yaşam kültürünün oluşabileceği bir değer" dedi.
'TÜRKİYE 192 ÜLKEDEN 5 MİLYON YABANCIYI MİSAFİR EDİYOR'
Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, Türkiye'de bugün 192 farklı ülkeden 5 milyon yabancı yaşadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bugün ülkemizde 192 ülkeden 5 milyon yabancı dostumuzu misafirimiz aramız da yaşıyor. Maalesef tabii modern zamanlarda günümüz de en  önemli kavramlarında biri de göçmenin adının özellikle Türkiye'de  Suriyeli oluşu. Bunun çok büyük bir haksızlık olduğunu ifade ederek sözlerime başlama isterim. 192 farklı ülkeden 5 milyon misafirimiz var. Türkiye sadece bu dönemde ensal ve muhacir ahlakı üzerinden Suriyeli kardeşlerine misafirlik yapmıyor. Kendi gönül coğrafimizi temsil ettiğimiz Balkanlardan, Kafkaslara kadar ve doğumuzdan, güneyimize kadar bu coğrafyanın insanı dediğimiz gönlümüzle bir şekilde bağı olan aklımızın ruhumuzun ve vicdanımızın dostları olan bu coğrafyanın çocukları da burada kendilerine yer bulmaya çalışıyorlar. Bizim çok ciddi ve büyük meselelerimiz var. Fakat maalesef bir asırdır tam manasıyla bazı gerçeklerden kopuk yaşıyoruz. Çocuklarımıza ilk orta ve lise çağında coğrafya dersi veriyoruz ama siyasi coğrafyadan tam manasıyla bahsetmiyoruz. Tarihi derinlikler ve bir takım analizlerden de mahrum bırakıyoruz. Bizim doğu Türkistan Uygur gibi bir gerçekliğimiz var. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz de misafirlerimiz gözümüzün bebeği başımızın tacı. Hiç bir zaman vazgeçemeyeceğimiz bir gerçeklik. Bizim Kafkaslar ile ilgili derdimiz ve sıkıntımız var. Oradaki her gözyaşı bizim yüreğimizi dağlıyor. Bizim Alaska Türklerimiz var .Bizim Gazzelilerimiz, Filistin, Bayırbucak Türkmenlerimiz var. Bizim Balkanlardan gelen kardeşlerimiz var. Balkanlardaki toprak kaybından sonra Anadolu'ya sığınan asli unsurlarımız var. Bugün burada bu kürsüden size seslenen kardeşinizden sizden farklı bir hikayeye sahip değil açıkçası. Ellerinizi ve karışık akıllarını bu coğrafyadan çekerseniz ve bu coğrafyanın her karış toprağı bu coğrafyanın çocuklarına yeter. Biz bin yıldır vatan eylediğimiz bu toprakların kadrini ve kıymetini biliyoruz. Bin yıl daha kıyamete kadar bu topraklarda kalabilmenin bedelini de biliyoruz."
Gökçe Ok, göç serüveni ve bir göç yolculuğundan dünyanın bütün ülkelerinin etkilendiğini ifade ederek, "Avrupa'da hükümetler düşüyor. Siyaset, ekonomi, finans, kültür teknoloji, her yer çalkalanıp değişime uğruyor. Biz aziz milletimizden aldığımız destekle şanlı devlet geleneğimizden aldığımız tarih boyunca bize elini uzatan bize çağrıda  bulunan hiç bir mazlum ve mağdurun yüzünü yere düşürmemişiz, boynunu eğdirmemişizdir. Özellikle bugün 3 milyon 600 bin Suriyeli olmak üzere burada bir şekilde bize sığınmış veya çalışmak amacı ile gelmiş  bize katkıda bulunmak amacı ile gelmiş olan bütün misafirlerimize ve kardeşlerimize şunu ifade etmek isteriz. Tarih boyunca dün olduğu gibi bugün de ve yarın da Türkiye Cumhuriyeti devleti sizleri hiç kimseye ve hiç bir şeye muhtaç etmedi, bundan sonra da etmeyecektir. Tek bir felsefimiz var, birlikte olacağız  Bütün dünya ya nahnü hakikatini haykıracağız" dedi.
Toplantıdaki konuşmaların ardından Çerkezköy Halk Eğitim Merkezi'nde eğitim gören Suriyeli çocukların ve gençlerin gösterileri büyük bir ilgiyle izlendi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------
-Toplantıya katılanlar
-Toplantıya katılan protokol üyelerinden görüntü
-Dr. Aydın Keskin Kadıoğlu'nun konuşması
-Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok'un konuşması
-Suriyeli çocukların folklor ve vurmalı çalgılar ile gösterileri
-Genel ve Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet YİRUN / TEKIRDAĞ,
=======================================

Irak'a ait tarihi eserler törenle teslim edildi

Hatay'ın Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan 2008 yılında Türkiye'ye sokulmak istenilen etnografik nitelikteki 80 parça eser ile Ankara Anadolu Medeniyetleri müzesinde koruma altında tutulan tarihi mühür, esas sahibi olan Iraklı yetkililere teslim edildi.
Hatay Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen törene Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Hatay Valisi Rahmi Doğan, Emniyet Genel Müdürlüğü İnterpol Europol Daire Başkanı Lütfi Çiçek, Irak'ın Ankara Büyükelçisi Hassan H.A. Janabi, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüsnü Işıkgör,  kurum müdürleri ile STK temsilcileri katıldı. İnterpol Europol Daire Başkanı Lütfi Çiçek, "Şu ana kadar dünyanın dört bir tarafından 4 bin 250'ye yakın sikke ve kültürel mirası Türk kültürüne kazandırdık. Bunların arasında 2012 yılında kanun hazinesinden getirilen broşumuz var. 2017 yılında Urartu dağ keçisi heykeli ve 2018 yılında Zeugma Müzesi'ne kazandırdığımız Zeugma mozaikleri var. 194 ülkenin aradığı yaklaşık 52 bin tarihi eser var Türk İnterpol'ü olarak yaklaşık 206 bin eseri ülkemize getirmeye çalışıyoruz" dedi.
Irak'ın Ankara Büyükelçisi Hassan Janabi ise, "Bizim devletimiz birçok savaşa maruz kalmıştır en son mücadelemizi de DAEŞ'e karşı veriyoruz. Bu çetelerin en büyük suçlarından biri de bu tarihi eserleri imha etme çabalarıdır. Biz bu sebeple bizim eserlerimizin kaçırılmasına engel olmak için başka devletlerle iş birliği içerisinde olacağız. Burada önemli medeniyet bu nedenle bu eserlerin imha edilmesine engel olmalıyız. Bu medeniyetler hepimizi birleştiriyor. Biz Türkiye'ye bizim için yapmış olduğu bu fedakarlıktan dolayı teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
TARİHİ ESERLER ÇIKARILDIĞI YERDE GÜZELDİR
Türkiye'nin tarihi eser kaçakçılığı ile mücadele konusunda hassas bir çalışma gerçekleştirdiğini ifade eden Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan ise şunları söyledi:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak tarihi eserlerin, kültürel mirasın yer değiştirilmesi ve kaçakçılığı konusunda son derece hassasız, bunun mağduru bir ülkeyiz ülkemiz insanlık tarihinin odak noktası olduğu için hiçbir ülkede yer almayan tarihi miras bize nasip olmuştur. Bizim ülkemiz bu anlamda olağan üstü bir zenginliğe sahip bunları müzelerimizde sergiliyoruz ama maalesef bir çok eserimizde kaçakçılık kurbanı olarak başka ülkelere kaçırılmış durumda bu konuda da mağduruz ve bununla mücadele konusunda son derece hassasız. Her eserin çıkarıldığı yerde bulunduğu coğrafyada sergilenmesi çok daha önemlidir. Bu anlayışla da 2008 yılında Cilvegözü'nde yakalanan ve Irak'tan kaçırıldığı anlaşılan bu eserleri Irak'a teslim etmenin mutluluğunu hep beraber yaşıyoruz."
Hatay Valisi Rahmi Doğan ise, "Bugün burada biz kendi imkanlarımızla bulduğumuz yakaladığımız bu eserleri tekrar orijinine bir törenle teslim ediyoruz, Bu Türk milletinin yüceliğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyüklüğünü göstermektedir"dedi.
Konuşmaların ardından imzalanan protokolün ardından Cilvegözü Sınır Kapısı'nda 3 Şubat 2008'de ele geçirilen 20 ipek halı, 49 mobilya takımı, 2 soba, 2 kapı kanadı, 2 sandık ile 4 parçadan oluşan toplam 80 parça eser ile Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nden Hatay'a nakledilen M.Ö. 2000 yılına ait tarihi mühür M.Ö. 2000 yılına ait tarihi mühür, Irak'a götürülmek üzere yetkililere teslim edildi.

Görüntü Dökümü
----------
Katılan protokolden genel görüntüler
İnterpol Europol Daire Başkanı Lütfi Çiçek'in konuşması
Eserlerden detay görüntüler
Irak Büyükelçisi Hassan Janabi'nin konuşması
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan'ın konuşması
Hatay Valisi Rahmi Doğan'ın konuşması
Devir teslim protokolünün imzalanması
Katılan protokolün eserleri incelemesi

Haber-Kamera: Hüseyin BOZOK - Halil İbrahim KARAÇAY / HATAY,
==============================================

Okul temeli kazısında, Roma dönemine ait mezar taşı bulundu

BURSA'nın İnegöl ilçesinde, hayırseverler tarafından yaptırılan ortaokul inşaatının temel kazısında, Roma dönemine ait mezar taşı bulundu.
İnegöl Yenice Eğitim ve Yardımlaşma Derneği tarafından Yeniceköy Mahallesi'nde yaptırılan 15 Temmuz İmam Hatip Ortaokulu'nun temel kazısı sırasında, kepçe operatörü, toprağın altında büyük bir taş olduğunu fark etti. İşçiler, çıkardıkları taşın tarihi eser olduğu ihtimali üzerine durumu jandarma ve müze müdürlüğü yetkililerine bildirdi. Bölgeye gelen Bursa Arkeoloji Müzesi yetkilileri tarafından yapılan incelemede taşın, Roma dönemine ait bir mezar taşı olduğunu belirledi. Mezar taşına, incelenmek üzere el konulurken, bölgede başka tarihi eserlerin olacağı ihtimali üzerine okul inşaatı durduruldu. Bölgede, önümüzdeki günlerde arkeologlar tarafından kazı yapılacağı öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
-Kazı çalışmasından detaylar
-Mezardan detaylar

Haber-Kamera: Yavuz YILMAZ / İNEGÖL(Bursa),
==========================================

Dalgıçlar, dicle nehri'nde saatlerce çöp topladı

DİYARABAKIR'daki Dicle Nehri'ne giren AFAD ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki dalgıçlar saatlerce çöp topladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca yürütülen Sıfır Atık Projesi kapsamında Diyarbakır'da 'Dicle Nehrini temizliyoruz" etkinliği düzenlendi. Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu'nun katılımıyla yapılan etkinlikte, dalgıç Dicle Nehri'ne girip, çöp topladı. AFAD ve Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki dalgıç ekipler, Dicle Nehri'nde saatlerce topladıkları çöpleri, nehrin kenarında sergileyerek, çevre temizliğine dikkat çekti.
Etkinlikte konuşan Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeloğlu, Sıfır Atık Projesi'nin önemine değindi. Diyarbakır'da 'Sıfır Atık Projesi'nde önemli çalışmaların yapıldığını anlatan Vali Güzeloğlu, "Diyarbakır'ın tarihi, en özel ve en güzel yerlerinden birindeyiz. Emine Erdoğan hanımefendinin başlattığı ve bizzat yönettiği bu projede bizler de Diyarbakır olarak projenin başladığı ilk andan itibaren büyük bir sorumlulukla bu projeyi ele aldık. 2018 yılı sonu itibarıyla Sıfır Atık Projesi'nde en fazla odak merkezine ulaşan il Diyarbakır, Türkiye'de birinci sırada yer almıştır. 1855 odak merkezi dediğimiz, kamu kurumu, okul, askeriye, hastaneler, üniversiteler vb. alanlarda büyük, işletmeler, alışveriş merkezleri gibi noktalarda en fazla 2 sıfır atık kampanyasında en fazla odağa ulaşan il oldu. Zannediyorum bu yılın sonunda da aynı başarıyı göstereceğiz. 2019 yılı sonu itibarıyla. Bu perspektifte bugün de atık sorununa dikkat çekmek, çevre duyarlılığını artırmak ve bunun sonuçlarını toplumla paylaşmak adına Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak özel bir çalışma gerçekleştirdik. Dicle Nehri'nin temizlenmesi ve en önemlisi farkındalık oluşturması adına bir çalışma gerçekleştirildi. Çıkan ürünler de maalesef hala bu konuda dikkatli olmadığımızı hala sorumsuzca Dicle Nehri dahi ortak yaşam alanlarımıza ve zenginliklerimize attığımızı gösteriyor" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
Valinin gelişi
Valinin AFAD, itfaiye, dalgıçla sohbet etmesi
Valinin detay bilgi alması
Valinin açıklaması
Genel ve detay

Haber-Kamera: Elif FİLİZ - Rihan ALP/ DİYARBAKIR,

===================

Besihanedeki yangından koyunlar böyle kurtarıldı

ISPARTA'da bir besihanede çıkan yangında 2 küçükbaş hayvan telef olurken, alevlerin arasındaki koyunların kurtarılma anı cep telefonu kameralarına yansıdı.
Isparta merkeze bağlı Bozanönü köyünde dün gece Yakup Yıldız'a ait besihanede henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken, Yakup Yıldız ve çevredekiler ise içerdeki koyunları kurtarmaya çalıştı. Ekipler yarım süren çalışmanın ardından yangını kontrol altına alıp söndürürken, 2 küçükbaş hayvan telef oldu.
Diğer yandan Yakup Yıldız ve çevredekilerin koyunları kurtarma anı cep telefonu kamerasına yansıdı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------
Besihanede çıkan yangında koyunların kurtarılma anı
Yangının söndürülmesinden görüntüler
Detaylar
Görüntü Boyutu: 50 MB

Haber: Ali Çevikbaş- Kamera: ISPARTA-DHA)

===================

İran'dan Gazipaşa'ya ilk charter seferi
İRAN'ın başkenti Tahran'dan Gazipaşa-Alanya Havalimanı'na ilk charter seferiyle 168 yolcu geldi.
Tahran'dan Gazipaşa-Alanya Havalimanı'na 168 yolcusuyla inen uçak, havacılık seremonisi olan 'su takı' töreniyle karşılandı. Törene Gazipaşa Kaymakamı Cemil Öztürk, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu Gazipaşa Belediyesi Başkan Yardımcısı Adem Kaya, Alanya Belediyesi Başkan Yardımcısı Nazmi Yüksel, TAV Genel Müdürü Ekrem Akgül, Havalimanı İşletme Koordinatörü Cengiz Aşıklı katıldı.
Törende konuşan Kaymakam Cemil Öztürk, Tahran ile GZP Havalimanı arasında karşılıklı seferler başlamasından dolayı mutlu olduğunu söyledi. Seferlerin iki ülke için de büyük önem taşıdığını aktaran Kaymakam Öztürk, bu uçuşla Gazipaşa- Alanya Havalimanı'na uçağı inen ülke sayısının 13'e çıktığını kaydetti. Havalimanına inen yolcu sayısının 850 bine ulaştığına dikkati çeken Cemik Öztürk, yıl sonuna kadar bu rakamın 1 milyon 100 bine ulaşmasını tahmin ettiklerini bildirdi.
ALTAV ve ALTİD Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu ise charter seferi başlamadan önce Alanya'ya tatil amacıyla gelen İranlı turistlerin Adana, Isparta ya da Gaziantep üzerinden aktarmalı uçuşlarla bölgeye ulaştıklarını belirtti.
Tahran-Alanya uçuşlarını gerçekleştiren Abibal Tour Acentesinin sahibi Hamid Mohajerani ve beraberindeki heyet, ilk uçuşun ardından Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel'i makamında ziyaret etti. ALTAV ve ALTİD yönetimiyle 3 yıl önce İran'da düzenlenen turizm fuarında yaptıkları çalışmanın meyvelerini bugün toplamaya başladıklarını belirten Başkan Yücel, "Direkt uçuşların başlamasına destek veren Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na teşekkür ediyorum. Turizm çok önemli bir adım oldu" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
Uçaktan yolcuların inişi
Yolculara protokolün çiçek ve hediye vermesi
Uçak personeline pasta kesimi
Kaymakam Cemil Öztürk konuşma
Haber- Kamera: Yücel BULUT/GAZİPAŞA-ANTALYA-DHA)
=============


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title