TÜM KATEGORİLER
AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı Açıklaması
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Geçmişe baktığımızda siyaseti itibarsızlaştıran, daha çok vesayet odaklarını öne çıkartan, siyaseti yürütenlerin halktan çok o vesayet odaklarının gözüne baktığı bir dönemi hatırlamakta fayda var. Kastedilen (abidik gubidik başbakanlar) onlardır.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Geçmişe baktığımızda siyaseti itibarsızlaştıran, daha çok vesayet odaklarını öne çıkartan, siyaseti yürütenlerin halktan çok o vesayet odaklarının gözüne baktığı bir dönemi hatırlamakta fayda var. Kastedilen (abidik gubidik başbakanlar) onlardır." dedi.
Bostancı, parlamentoda gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Almanya ile problem yaşadığını belirtti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin Almanya'da konuşma yapmalarının engellendiğini anımsatan Bostancı, "Esasen bu sadece Almanya'da gözlemlediğimiz bir problem değil, genel olarak Avrupa'nın yaşadığı, içe kapanma eğiliminin bir parçası olarak karşımıza çıkan tablo." diye konuştu.
Naci Bostancı, Avrupa'nın 200-250 yıllık tarihe ulaşan değerleriyle çelişir biçimde küresel ufkunu yitirdiğini, kendi içine kapandığını ifade etti.
Avrupa'nın, "mülteci krizi", "yabancı düşmanlığı", "İslamofobi" dediğini, yavaş yavaş "Türk karşıtlığı" gibi bir havanın da teşekkül etmeye başladığını kaydeden Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, 'aynı zamanda gelirim, eğer kapıda kalırsam veya içeri alınır, konuşturulmazsam dünyayı ayağa kaldırırım' dedi. Bu tavır, Almanya'nın kendisini hangi durumda olduğunu görmesi bakımından, örnek oluşturacak bir tavra işaret ediyor. Çünkü, bir problem krize dönüştüğünde gerçek manada fikir sahibi olursunuz, 'Gerçekte biz ne yapıyoruz, nasıl bir durumla karşı karşıyayız?' diye. Buna krizi derinleştirmek denir. Öyle bir gelişme yaşanır mı bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleridir ama kriz yaşanmadan akılcı siyaset, sanki kriz varmış gibi buradan bir resim çıkartmaktır, kendisine ilişkin bir durum değerlendirmesi yapmaktır. Umarım Almanya bunu yapar.
Biz Almanya'ya hasım değiliz. Uzun tarihi dostluğumuzu, ortaklıklarımızı biliyoruz. Bu bildiğimiz hususları, Almanya'da bilen politikacılar olduğunu biliyoruz. Onların da bu tür problemler karşısında seslerinin daha yüksek çıkmasını bekleriz. Mesele, sadece Türkiye meselesi değil, mesele aynı zamanda, Türkiye'nin parçası olmak istediği Avrupa'ya ilişkin bir mesele. Bunu böyle görmek lazım."
"Bahçeli'nin tavrı son derece kıymetli"
Bostancı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, bu aşamada ortaya koyduğu tavrın son derece saygıdeğer, kıymetli ve aynı zamanda Türkiye'nin hukukuna sahip çıkan bir tavır olduğunu bildirdi.
Bahçeli'nin yanı sıra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın da benzer tutumları sergilediklerini anlatan Bostancı, "Biz, Türkiye'nin kendi içindeki siyasi tartışmalardan öte, Türkiye'nin hukukunu koruma konusunda bütün partilerin ortak bir tavır göstermesini en değerli husus olarak görürüz." değerlendirmesini yaptı.
AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in sözcüsünün, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Nazi benzetmesine içerlediği ve kabul edilemez olduğunu ifade etmesi" ile ilgili sözlerinin anımsatılması üzerine, şunları kaydetti:
"Nazilikten sadece utanmak yetmez, aynı zamanda o tecrübeden sonuç çıkarmak lazım. Böyle öfkelenmek yerine, bu gönderme ile ne kastediliyor, buna ilişkin bir okuma yapmak daha kıymetli olurdu diye düşünüyorum. O utanç verici Nazilik dönemine ilişkin adım adım nasıl gelindiğini, bir grup çeşitli eylemlerle ortaya çıkan Nazilerin sonradan nasıl kitlesel bir hale dönüşüp Almanya'da iktidara el koyduklarını hatırlamak lazım. Bizden çok Almanya'nın bunları bilmesi, bilmek de yetmez aynı zamanda bugünkü Almanya siyasetine ilişkin buradan sonuçlar çıkartması lazım. Ben o sonuçları çıkartacak birikimin, aklın, müktesebatın Alman politikacılarda olduğunu düşünürüm. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı da bir atıftır, dikkat çekmedir."
"Kışkırtıcı tarzda değerlendirmeler yapmak doğru olmaz"
Bostancı, bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "15 Temmuz'da vatandaşa, Meclise uçaklardan bomba atanlar bugün hayırcılardır", Başbakan Binali Yıldırım'ın da "16 Nisan'da evet çıkarsa terörü bitireceğiz" sözlerini anımsatarak, muhalefetin, "Bugün niye bitiremiyorsunuz?" sorusunu yönelttiğini belirtmesi üzerine, şöyle konuştu:
"Meşru zeminlerde olmak kaydıyla, halk oylamasında birileri evet, birileri hayır diyecektir. Önemli olan zeminlerin meşruiyetidir. Bir halk oylamasının demokratik karakterini tayin eden, evetler ve hayırlardır. Buna ilişkin hiçbir problem yok. Fakat, evet ve hayır blokları teşekkül ederken, terör örgütlerinin adeta saf tutmuş bir şekilde hayır tarafında yer almaları dikkat çekicidir. Baştan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Başbakanımızın yaptığı atıf, hayır vermeyi düşünen ve bunu meşru zeminlerde yapan vatandaşlara ve siyasetçilere yönelik bir dikkat çekmedir.
Meclisi F-16 ile bombalayan terör örgütü ve temsilcileri eğer bugün 'hayır' deyin şeklinde pozisyon aldıysa, bunu bir kez daha düşünmek lazımdır. Niçin, böyle bir pozisyon alıyor, niçin PKK'nın sözde bir takım kadroları hayır çıkması için çaba gösteriyor? Bu, terör örgütlerinin evet ve hayırdaki pozisyonlarına ilişkin bir hatırlatma, dikkat çekme, bir kez daha bunun üzerinde muhakeme etmeye çağırmadır. Onun ötesinde anlamlar yüklemek veya da kışkırtıcı bir tarzda değerlendirmeler yapmak doğru olmaz."
Naci Bostancı, "Hayır" oyu vereceklerin elbette kendi gerekçelerinin olduğunu vurgulayarak, "Muhakkak onlar da bu terör örgütlerine ilişkin muhakeme yapacaklardır, yapıyorlardır da." dedi.
Bostancı, siyaset zemininde, seçmenin her türlü veriyi değerlendireceğini kaydetti.
AK Parti Grup Başkanvekili Bostancı, iktidarın, terörle mücadelede son derece başarılı olduğunu bildirdi.
"İstikrarsızlaştırma girişimlerine karşı bir mukabele"
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin siyasette istikrarı sağlaması bakımından önemine vurgu yapan Bostancı, şöyle konuştu:
"Bölgemizdeki gelişmeler dikkate alındığında; Türkiye'ye yönelik istikrarsızlaştırma girişimleri bugünlük, yarınlık bir iş değil. Önemli olan sağlam bir şekilde durmak. İstikrarsızlaştırma girişimlerine karşı da mevcut teklifin bir mukabele olduğunu... Kimin mukabelesi? Sırtında yumurta küfesi olanların mukabelesi, işin başında olanların mukabelesi. Yoksa devletin içinde işler nasıl yürüyor, buna ilişkin bir fikri ve değerlendirmesi olmayan, böyle bir yumurta küfesi olmayanların tavrı değildir. Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin değerlendirmelerin hepsi iktidardan gelenlerdir. Sırtında yumurta küfesi olanlardır, bugün de öyledir. O bakımdan, inşallah bunun her bakımdan hayırlı olmasını bekleriz."
Naci Bostancı, Başbakan Binali Yıldırım'ın "Abidik gubidik başbakanlar" dediği anımsatılarak, "Bu abidik gubidik başbakanlar kimlerdir?" sorusu üzerine, Başbakan Yıldırım'ın esprili bir dili olduğunu ifade etti.
Başbakanın, bu sözlerle, "Birtakım mühendisliklerle, halktan yeterli yetkiyi almaksızın Meclis üzerinde vesayet kurarak işbaşına başbakan getirme, birtakım insanları öne çıkartma gayretlerine" atıf yaptığını anlatan Bostancı, bu gayretlerin geçmiş dönemlerde olduğunu kaydetti.
Bostancı, "Abidik gubidik Başbakana örnek verebilir misiniz?" sorusuna, "Ben isim olarak vermem ama yakın siyasi tarihi bilenler gayet iyi hatırlayacaklardır. Geçmişe baktığımızda siyaseti itibarsızlaştıran, daha çok vesayet odaklarını öne çıkartan, siyaseti yürütenlerin halktan çok o vesayet odaklarının gözüne baktığı bir dönemi hatırlamakta fayda var. Kastedilen onlardır. Sayın Başbakanımızın kendine has esprili dili içerisinde atıf yaptığı, siyasete yönelik istikrarsızlaştırma girişimleridir." yanıtını verdi.
