Haberler

İnsanlığın ve sporun belası ırkçılık

Zafer Ayaz

Zafer Ayaz

Head Coach
21.04.2024 03:35

Dünyada insanın uydurduğu en bela şeydir ırkçılık. Kendini diğerinden üstün görmek, kendini beğenmişlik ve kibir insan olma kavramını tamamen alt üst eden bir olaydır. 2024 yılında bile bazı zihniyetlerin yüzlerce yıl önceki geri kafalılığı taşıması ne kadar çok şaşırtıcı. Geçmişten günümüze birçok spor müsabakasında ırkçılık zorbalığını görmek hem şaşırtıcı hem de aşırı üzücü bir olay. Özellikle Batı medeniyeti dediğimiz, övdüğümüz ve ileri muasır medeniyetler dediğimiz Avrupa ve Amerika da ırkçılık olayları ile karşılaşmamız da dehşet verici bir durum. Premier Ligden, Bundesliga ya kadar üst seviye liglerde maalesef özellikle Afrika kökenli futbolculara karşı ırkçı saldırılar yaşanmakta. Çok değil bundan 40 yıl öncesinde Avrupa toplumlarının sömürdüğü Afrika ülkelerinin oyuncularına bir özür borçları olması gerekirken onlara hala saldırgan ırkçı tutum sergilemeleri resmen bir iki yüzlülük niteliğinde. Avrupa liglerinde ırkçılık sadece Afrika kökenli sporculara yapılırken ender olarak Asya ve İslam coğrafyası kökenli sporculara uygulanan bir zulüm olmaktadır. Tam tersi Amerika kıtasında, Afrika kökenli sporculara ırkçılığa daha az maruz kalırken Asya ve Güney Amerika kıtalarından gelen oyuncular ırkçılık mağduriyetini daha yoğun yaşamaktadırlar. Bu durumda göstermektedir ki kıtalar arası ırkçılık farklılıkları oluşumu söz konusudur. Özellikle Amerika'nın NFL ve NBA gibi %90 ı siyahi oyunculardan oluşan liglerinde bile içten içe ırkçılık olayları yaşanması da akıl alıcı bir şey değildir.

İbtihaj Muhammed, Afro-Amerikalı Müslüman bir kadın. Kendisi ABD'nin ilk başörtülü olimpiyat madalyası sahibi bir kadın atlet ama gelin görün ki hayatı boyunca birçok ırkçı saldırılara göğüs germek zorunda kaldı. Teksas'da katıldığı bir müsabakada başörtüsü çıkartılmaya çalışıldı. Yolda yürürken, herhangi bir yeri bombalamayı düşünüp düşünmediği şeklindeki saldırganlıklarla muhatap olmak zorunda kaldı. 2016 Olimpiyatlarına hazırlanırken, dönemin ABD Başkanı D. Trump tarafından hedef bile gösterildi ama o her şeye rağmen mücadelesini bırakmadı.

Ya efsane olan Muhammed Ali ye yapılanlara ne demeli ? 18 yaşında katıldığı 1960 Roma Olimpiyatları'nda altın madalya kazandıktan sonra ünü giderek artmaya başlayan Muhammed Ali, ABD' ye döndüğünde hiç beklemediği bir olayla karşılaştı. Yemek, yemek için girdiği bir lokantada '' burada sadece beyazlara servis yapılıyor'' yanıtı üzerine hemen orada ABD'nin bu madalyayı hak etmediğini düşündü ve madalyasını '' Ohio Nehri'ne attı. Tüm aramalara rağmen bu madalya bulunamadı ve 1996 Atlanta Olimpiyatları'nda bu madalyanın yerine başka bir altın madalya Muhammed Ali'ye verildi. Düşünün bir ülkede doğup büyüyor ve o ülke için mücadele edip başarılı oluyorsunuz sonuçta derinizin rengi ya da inancınız nedeni ile ırkçılığa maruz kalıyorsunuz.

Amerikan futbolunun ligi olan NFL de ırkçılık ise oyunculardan ziyade coach'ların maruz kaldığı bir durum. Mesela NFL'de hiç siyahi takım sahibi yok ayrıca siyahi Head Coach'ların sayısı da çok az. 2019-2021 sezonları arasında Head Coach luk yapan siyahi Brian Flores Miami Dolphins ten kovulunca NFL i kendisine ırkçılık yaptığı için dava etti.

Tarihe sarsıcı bir şekilde geçmiş bir ırkçılık protestosu vardır ki hala unutulmuş değildir. 1968 Meksika olimpiyatlarında 200 metre yarışında dereceye giren Tommie Smith ve John Carlos'un şeref kürsüsünde ABD bayrağı göndere çekilirken siyah eldivenli yumruklarını havaya kaldırmaları olimpiyatları dahi gölgede bıraktı. Bu protestoyu daha anlamlı kılan olay ise yarışmada ikinci olan beyaz atlet Peter Norman'ın yakasına iliştirdiği '' İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi'' kokartıyla destek vermesi oldu. Bu ilginç protestodan sonra, olimpiyat komitesi adeta çılgına döndü ve bu 3 sporcuyu hemen olimpiyat köyünden kovdu. Hatta bununla kalmayarak onlara türlü yaptırımlar uygulayarak spor kariyerlerini bitirme noktasına getirdiler. Bu olaylar maalesef hep gelişmiş toplumların içinde yaşanan örnekler.

Avrupa kıtasında da olaylar pek farklı değil maalesef. Barcelona'nın Kamerunlu ünlü yıldızı Samuel Eto'nun yaşadığı ırkçılık zorbalığı verilebilecek en çirkin örneklerden biri. Dünyanın bir numaralı Futbol kulübünün oyuncususunuz ve bir Avrupa topluluğu üyesi bir ülkenin liginde muzlu maymun sesli saçma sapan hareketler yapan insanların saldırısına uğruyorsunuz ve bunları yapanlar dişe dokunur bir cezada almıyorlar. Mario Balotelli de ırkçılık saldırılara göğüs germek zorunda kalan dünya starlarından biri. Diğer bir uygar ülke olan Almanya da maalesef soydaşımız olan Mesut Özil e yapılan ırkçı saldırılar ve sonrasında Özdil in Almanya milli takımını bırakması ve sonrasında Türkiye de futbola devam etmesi akla sığmayacak bir bağnazlığın ürünü değil mi. Bir diğer futbolcumuz olan İspanya'nın Celta Vigo takımında forma giyen milli yıldızımız Okay Yokuşlu' da ırkçı saldırılardan nasibini alanlardan maalesef. Nitekim 2-0 kaybedilen maçın faturası, asker selamı verdiği için anlamsız bir şekilde kendisine kesildi ve faşist yakıştırmalarında bulunuldu. Hatta ünlü sporcuyu tahrik etmek adına tribünlerden bölücü terör örgütü adına pankartlar açılsa da milli futbolcumuz soğukkanlılığını koruyabildi.

Irkçılık tabi ki sırf sporcuları etkilemiyor spor etkinliklerinde sahne alan sanatçılara kadar bile uzanıyor. Fransa'da Mali kökenli Fransız şarkıcı Aya Nakamura'nın Paris Olimpiyatları'nın açılışında sahne alacağı haberi bile Fransa'nın karışmasına ve Aya'nın ırkçı protestolara maruz kalmasına sebep oldu. Aslına baktığınızda ırkçılık bir topluluğun içten içe yaşadığı eziklik durumunu bastırmaya çalışması olarak yorumlanabilir. Mali 70'lerin başında Fransa'nın sömürgesiydi ve bir sömürgeden gelip Dünyanın en ünlü spor organizasyonunun açılışında sahne alması sonucu yaşanan ırkçılık olayları Fransa da ki bir kısım grubun ezikliğinin hortlamasından başka bir şey değildi.

Futbolun mabedi olan İngiltere de de maalesef durum içler acısı bir vaziyette. 2020 yılında Championship'te Millwall taraftarları, maç öncesi diz bükerek ırkçılığı protesto eden oyuncuları yuhaladı. Düşünün koca bir stat dolusu insanın ırkçılık karşıtı bir gösteriye destek vermesi gerekirken ırkçılığa destek çıkması akıl tutulması değil de nedir. 2019 sezonunda Tottenham ve Chelsea arasında oynanan maçta ev sahibi Tottenham taraftarının Chelsea'li Antonio Rüdiger'e ırkçı söylemlerle saldırması oyuncunun sinir krizi geçirmesine sebep olmuştu

Daha saymakla bitmeyecek birçok iğrenç olay. Ülkemizde de gelişmiş ülkeler kadar olmasa da maalesef sahalarımız da ırkçı olayları görüyoruz. Biz de biraz tribünsel ya da kitlesel olarak değil de fevri olaylar olmakta. Mesela eski futbolcu Emre Belözoğlu da Newcastle United forması giydiği dönemde Bolton oyuncusu El Hadji Diouf'a ırkçı bir hakarette bulunmuştu. Belözoğlu Fenerbahçe formasıyla, Trabzonspor oyuncusu Didier Zokora'ya ırkçı sözler sarf etmişti.

Özellikle UEFA Irkçılık konusunda sıfır tolerans ilkesi ile mücadele etmektedir. Ama gelin görün ki şuana kadar yeterince etkili olmayı başaramadılar. Ama inanıyorum ki bir gün birbirimize saygı göstermeyi öğreneceğiz.

title