Haberler

Mersin'de "Yeni Anayasayı Tartışıyoruz" Paneli

Gazeteci-yazar Ahmet Altan, Anayasanın Şöyle ya da Böyle İyiye Doğru Değişeceğini Belirterek, "Anayasa Değiştirdiğimiz İçin Türkiye Değişmeyecek, Türkiye Değiştiği İçin Anayasa Değişecek" Dedi.

Gazeteci-Yazar Ahmet Altan, anayasanın şöyle ya da böyle iyiye doğru değişeceğini belirterek, "Anayasa değiştirdiğimiz için Türkiye değişmeyecek, Türkiye değiştiği için Anayasa değişecek" dedi.

Mersin Sanayici ve İşdamları Derneği (MESİAD) tarafından düzenlenen "Yeni anayasayı Tartışıyoruz" konulu panele, Gazeteci-Yazar Ahmet Altan ile Gazeteci-Yazar Yasemin Çongar konuşmacı olarak katıldı.

MESİAD Başkanı Mustafa Güler'in açış konuşmasının ardından konuşan Çongar, 1982 yılında hazırlanan anayasada hiç bir siyasi partinin yer almadığını hatırlatarak, 1982'de bile Türkiye'ye dar gelen, bugün her yanından bütün dikişleri atmış, hiçbir şekilde toplumun kabul etmediği bu anayasanın değişmesi gerektiğini ifade etti. Küreselleşmeci, üretime ve insana dönük bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirten Çongar, AK Parti'nin seçmene yeni Anayasa sözü verdiğini, verdiği bu söz doğrultusunda yeni Anayasa

taslağı hazırlandığını, ancak bu taslağın sanki bir dayatma gibi ortaya yere konmasına yönelik haklı eleştiriler bulunduğunu ifade etti.

AK Parti'nin önerisi olarak atanan bilim kurulunun bu çerçevede bir çalışma yaptığını söyleyen Çongar, "O taslağı ilk çıktığında okudum. Bir araya gelen Anayasa hukukçularının hem AK Parti'nin onlara verdiği sivil, demokrat, Türkiye'nin bugününü kucaklayabilecek bir Anayasa olsun gibi çok genel bir direktif çerçevesinde, hem de Türkiye'deki mevcut şartları göz önüne alarak bir hazırlık yapmışlar. O kurulla konuştuğunuz zaman kafalarındaki ideal taslağı hazırlamadıklarını görüyorsunuz. Bunun ideal

olduğunu düşünmüyorum. Keşke AK Parti, kendi önerisi olarak kendi düşüncelerine uygun ve kendi yapmak istediklerini en ileri düzeyde yapan bir taslakla ortaya çıksaydı" dedi.

Siyasi partilerin de Anayasa konusunda bir çalışma içinde olması gerektiğini kaydeden Çongar şunları söyledi:

"Olmamalarını ben abes görüyorum. Belki ilk başta yeterince hazırlığı yapılmayan ve konuşulmayan ama herkesin çok farkında olduğu eleştiriler su yüzüne çıkınca, TOBB aldığı bir kararla bölge toplantıları düzenleyeceğini açıkladı. Kendi alternatif anayasalarını değil ama kendi alternatiflerini genel çerçeve içerisinde ortaya koyacaklar. Yani Türkiye, işadamıyla, yatırımcısıyla bu konuyu aslında çok daha fazla tartışacağı bir zemine kavuşuyor. O nedenle ben biraz iyimserim. Burada medya olarak bize de çok

ciddi görev düşüyor. Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında biraz daha normal ve sakin bir gündem olsaydı, PKK'nın saldırıları sonrasında, 'Kuzey Irak'a giriyor muyuz? Girmiyor muyuz? Operasyon ne zaman başlayacak? Barzani'yi mi hedef alırız? Amerika ile mi savaşırız?' gibi savaş çığırtkanlığı ve tartışmaları olmasaydı, biraz daha sakin bir dönem geçirseydik, belki bu sivil anayasaya dönük tartışmalar sivil toplumda, iş dünyasında olması gerektiği gibi adım adım ilerleyebilecekti."

Gazeteci-Yazar Ahmet Altan ise Türkiye'de artık insanların köklü değişiklikleri isteyecek kadar cesur hale geldiklerini belirterek, anayasa değiştiği için Türkiye'nin değişmeyeceğini, Türkiye değiştiği için anayasanın değişeceğini kaydetti. O halde yeni anayasanın iyi bir Anayasa olması gerektiğini söyleyen Altan, "Olmazsa onu da değiştirirler" dedi.

Türkiye'de bir devrim yaşanacağını, çünkü artık bütün yapının değiştiğini, ilişki biçiminin değiştiğini anlatan Altan, 20 yıl önce neredeyse kimse birbiriyle ticaret yapmaz, sadece devletle yaparken, artık bunun sona erdiğini söyledi.

Konuşmasında türban konusuna da değinen Altan, türban sorununun devletle değil, erkeklerle ilgili bir sorun olduğunu savunarak, şöyle devam etti:

"Muhafazakar erkeklerle muhafazakar olmayan erkeklerin birbirlerine güçlerini göstermek için yaptıkları bir savaştır. Bu iki erkek grup arasında kimin daha güçlü olduğunu gösterecek bir hikaye. Türban serbest kalırsa muhafazakarların erkekleri ordunun erkeklerini dövmüş olacak. Türban yasak olduğu sürece de ordunun erkekleri (Burada tek erkek biziz) diye dolaşacak. Türk medyasının başka işi gücü yok, bunu bir tablo konusu yapıyor. Bir de şehirli kadınlar bundan korkuyor. Bundan sonra devleti belli bir

nizama sokacak bir anayasanın geleceği açık. Sadece kendi grubumuzun haklarını korumak düşüncesi son derece aşağılık bir şey. Bu düşünce dindarlarda da, sosyal demokratlarda da, muhafazakarlarda da, Alevilerde de, Sünnilerde de, Kürtlerde de, Türklerde de var. Sen eğer kendi grubundan olan birinin acısıyla ilgilenmiyorsan, kendini kurtaramazsın. Onun canını acıtan seni de acıtır. Güneydoğu'da insanlar ölüyor. 13-14 yaşında çocuklar. Asker dedikleriniz 20 yaşlarında, PKK'lı dedikleriniz 13-15-20 yaşlarında.

Bunlar daha çocuk. Siz o çocukları da birbirinden ayırıyorsunuz. Bu ülkedeki çocuklara sahip çıkmazsanız, bu çocukları ırklarına, mezheplerine, dinlerine göre ayırırsanız olmaz. Anayasa şöyle ya da böyle iyiye değişecek. Bu kaçınılmaz. Bu Anayasa ile, darbe ile olmaz. Bencil olduğunuz sürece, ölen insanların bazıları için üzülüp, bazıları için sevindiğiniz sürece, bazı insanların haklarının korunup, bazılarının haklarının yenmesine sessiz kaldığınız sürece, dünyanın en iyi anayasasına da sahip olsanız, siz

bir işe yaramazsınız. Burada değişecek olan sadece anayasa değil. Vicdanlarla ilgili bir sorun var bu ülkede. Eğer bir Kürt çocuğu öldüğünde seviniyorsan, ya da bir Türk çocuğu öldüğünde seviniyorsan, bir türbanlı kıza kötü davranıldığında seviniyorsan, bir Alevi çocuğu dövdüklerinde seviniyorsan, sen vicdansız bir toplumsun. Anayasa kısa sürede hazırlanır biter. Ama bu toplumun içinde bir hastalık var. Bence bunun nasıl tedavi edilmesi gerektiği düşünülmelidir."

(HK-AB-MEF-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title