TÜM KATEGORİLER
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kaymakçı, 2019 Türkiye - AB ilişkilerini değerlendirdi
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı, "2020'de Türkiye, AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Biz bunu samimiyetle istiyoruz.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı, "2020'de Türkiye, AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Biz bunu samimiyetle istiyoruz. Umarız AB tarafı da ilişkilerde neden olduğu sıkışma ve soğukluğu ortadan kaldırır" dedi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakçı, 2019 yılında Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri ve 2019-2024 döneminde AB yönetiminden beklentileri değerlendirdi. Sheraton Ankara Hotel'de gerçekleştirilen toplantıda Kaymakçı, 2020 yılında Türkiye - AB ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılacağının sinyallerini verdi.
Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Kaymakçı, Birleşik Krallık'ın 2016 yılında yaptığı referandum sonucu AB çıkma kararı aldığını hatırlatarak, sürecin hala devam ettiğini belirtti. Brexit sürecinin yılan hikayesine döndüğünü söyleyen Kaymakçı, "2019'a baktığımızda en önemli konulardan bir tanesi 2016 yılında başlayan Brexit sürecinin hala çözüme kavuşmamış olması. Brexit bir yılan hikayesine dönüştü. Birleşik Krallık 2016 yılında yaptığı referandumla AB'den kıl payı çıkma kararı aldı. Ama bir türlü bu çıkış gerçekleşmiyor. İki tane başbakanın görevini kaybetmesine neden oldu. 12 Aralık'ta bir seçim yapıldı. Bu seçim Brexit ihtimalini güçlendirmiş görünüyor. Brexit'in AB açısından iki tane önemi var. Birincisi; eğer Brexit gerçekleşirse bir üye ülke ilk defa AB'den çıkıyor olacak. 2016 yılında referandum yapıldığında başka ülkelerde AB'den çıkar mı diye bir endişe vardı. Ama tam tersi bir gelişme oldu. AB üyeliğine ve AB'ye güven daha da arttı. Bu arada AB, Birleşik Krallık'a karşı ortak bir tutum aldı. 12 Aralık'tan sonra Brexit'i savunan bir hükümet, başbakan iş başında. Brexit'in gerçekleşmesi söz konusu. Bizim açımızdan bakarsak; 'Bir üye ülke AB'den çıkarken, Türkiye niye üye olmak istiyor' diye sorular geliyor. Birleşik Krallık aslında AB'nin hiçbir zaman tam üyesi olmamıştı. Birleşik Krallık 'Euro'ya katılmadı. Birleşik Krallık 'Schengen'e katılmadı, AB'nin güvenlik ve dış politikasına her zaman katılımcı bir tutum sergilemedi. Dolayısıyla tam bir üye değildi. Birleşik Krallık başından beri AB için her zaman oyunbozan olarak algılandı. Çıkması da şaşırtıcı bir gelişme olmayacak. Ama hala Brexit'in gerçekleşmeme ihtimali var" ifadelerini kullandı.
"Brexit'in nasıl gerçekleşeceği bizim için önemli"
Türkiye açısından Brexit sürecini değerlendiren Kaymakçı, "Brexit'in nasıl gerçekleşeceği bizim için önemli. Birleşik Krallık, gümrük birliğinin altında bir ilişki kurarsa, AB'den ayrıldıktan sonra, o zaman bizim Birleşik Krallık'la yeni bir ticari ilişki modeli belirlememiz gerekecek. Aksi taktirde birçok sektörde sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Türkiye, AB'ye ortaklık ilişkisiyle bağlı. Bizim ortaklık anlaşmamızdan kaynaklanan Birleşik Krallıkta yaşayan vatandaşlarımızın edindiği bazı haklar var. Ayrılma gerçekleştiğinde bu haklarda da yıpranma olacak. Bu haklar kaybedilecek ya da geçerli olmayacak. Müzakerelerimizi sürdürüyoruz" dedi.
"Aşırı sağın yükselmesi Türkiye'yi sıkıntıya sokuyor"
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) ticaret kurallarına uymayarak tek taraflılığı arttırdığını söyleyen Kaymakçı, AB'nin de karşılık verdiğini belirtti. AB'nin dünyanın en büyük ticari yapılarından biri olduğunu vurgulayan Kaymakçı, "AB'de ve batıda gördüğümüz bir başka gelişme, popülizmin artması. ve aşırı sağın yükselmesi. Bu birçok ülkede aşırı sağ partilerin iktidara gelmesine ve iktidara ortak olmasına neden oldu. Bu da bizim açımızdan AB genişlemesini sıkıntıya sokan bir durum. Gerek İslam'a gerekse Türk toplumuna karşı da bazı ön yargıların yeniden canlanması gibi bir durumla karşı karşıyayız. Batı cephesinde tek taraflılığın arttığını görüyoruz. ABD'den kaynaklanıyor. ABD'nin ticaret konusunda aldığı tek taraflı kararlara AB'de yanıt vermeye başladı. Ticaret düzeninde kural temelli bir anlayıştan, karşılıklı engellemelerin ortaya konduğu bir ticaret sistemine gidiyoruz. AB'nin dünyanın en büyük ticari yapılardan biri olduğu düşünülürse bu gayet önemli bir konu" şeklinde konuştu.
"Trump, AB bütünleşmesine soğuk yaklaşıyor"
ABD'nin daha önce Avrupa'daki istikrar ve barışı önemsediğini söyleyen Kaymakçı, ABD Başkanı Donald Trump'ın Brexit sürecini desteklediğini ve Avrupa'daki birliği ABD'ye tehdit olarak gördüğünü vurguladı. Kaymakçı, "Eskiden ABD, AB bütünleşmesini savunurdu. Bunu Avrupa'da istikrar, barış ve aşırı milliyetçiliğin önlenmesi gibi görürdü. Ama şu anda Donald Trump yönetimi Brexit'in hayırlı bir iş olduğunu iddia ederek, AB bütünleşmesine soğuk yaklaşıyor. AB'nin karşılaştığı önemli sorunlardan bir tanesi de üye sayısının 28'e ulaşmış olması ve üyeler arasında belli farklılıkların görülmeye başlanması. Bunun Macaristan ve Polonya gibi örnekleri var. 2018'de Macaristan ve Polonya bazı anayasal değişiklikler geçirdi. AB, bu yasaların Kopenhag Siyasi Kriterleriyle çeliştiğini öne sürerek bu iki ülkeyi izlemeye aldı. Bu durum AB ülkeleri arasında gruplaşmaya neden oldu" diye konuştu.
"Türkiye'ye daha objektif bakılacağını ümit ediyoruz"
Avrupa'da ve AB'de karizmatik liderlik sergileyen lider olmadığına dair eleştirilerin arttığını söyleyen Kaymakçı, "Yeni bir Avrupa Parlamentosu oluştu. Bu parlamento önceki dönemlerle karşılaştırıldığında yeni üyelerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Neredeyse yüzde 65'i yeni. Bu bizim açımızdan şu açıdan önemli; AB Parlamentosu'nda 4-5 dönemdir milletvekilliği yapan, Türkiye'ye karşı aşırı ön yargılı bazı isimler vardı. Türkiye'ye daha objektif bakılacağını ümit ediyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"2020'de Türkiye, AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var"
Yeni Avrupa Komisyonu'nu da değerlendiren Kaymakçı, "Avrupa Komisyonu'na Almanya'nın eski Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, göreve geldiği günden bugüne kadar Türkiye'ye olumlu açıklamalarda bulundu. Güvenlik sektöründen gelmesi de bizim için önemli. En azından Türkiye'nin AB ve NATO'ya katkısını bilen bir isim. Von der Leyen, göreve geldiği ilk gün Cumhurbaşkanımızı aradı ve Türkiye, AB ilişkilerinin ele alındığı bir görüşme yapıldı. Bizim beklentimiz Türkiye, AB ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılması. Aksi takdirde mevcut ortamda sıkışma var. Avrupa Komisyonu Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İspanya'nın eski Dışişleri Bakanı. Türkiye'yi tanıyan bir isim. Umarız Borrell'le de daha yakın çalışma imkanımız olacak. 2020'de Türkiye, AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açma fırsatımız var. Biz bunu samimiyetle istiyoruz. Umarız AB tarafı da ilişkilerde neden olduğu sıkışma ve soğukluğu ortadan kaldırır" ifadelerini kullandı.
"Son 6 kriteri bir paket halinde geçirmek istiyoruz"
Türkiye'nin AB'ye giriş şartları arasında bulunan 72 kriterden 66 tanesinin yerine getirildiğini belirten Kaymakçı şunları kaydetti:
"Aslında bir kriter daha yerine getirildi. Ama biz fiilen yerine getirmiş görmüyoruz. Europol'le operasyonel iş birliği anlaşması artık bizim ve AB açısından imzaya hazır. Bizim amacımız son 6 kriteri mümkün olursa bir paket halinde geçirmek. Ayrıca geri kabul anlaşmasının tüm boyutlarıyla uygulanması kriterini de büyük ölçüde yerine getirebileceğiz. Bu alandaki çalışmalar devam ediyor." - ANKARA
