Ankara Tabip Odası: "Sağlık Bakanlığı'nın Birinci Basamak İçin Ayırdığı Kaynak Yetersizdir"
Ankara Tabip Odası, koruyucu sağlık hizmetlerinin gerekliliği konusunda Sağlık Bakanlığı'nı eleştirerek, birinci basamak sağlık hizmetlerine ayrılan kaynakların yetersiz olduğunu vurguladı. Açıklamada, aile hekimlerinin iş yükünün artmaması için koruyucu sağlık hizmetlerine daha fazla bütçe ayrılması gerektiği belirtildi.
Haber: Semanur COŞKUN
(ANKARA) - Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, "Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine ve ölçeğinin genişliğine karşı Sağlık Bakanlığı'nın birinci basamak için ayırdığı kaynak yetersizdir. Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmadığı takdirde hizmetlerin organizasyonunda ve sunumunda, Aile Hekimlerinin ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarının iş yükünde artış kaçınılmaz hale gelir. Sağlıklı bir toplum için koruyucu sağlık hizmetlerinin kamucu bir perspektifte yeniden planlanması ve finansal açıdan güçlendirilmesi gerekmektedir" açıklamasını yaptı.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu, "Sağlık Bakanlığı Bütçesinde Koruyucu Sağlık Hizmetlerinin Adı Yok!" başlığıyla yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
" Sağlık Bakanlığı'nın güncel resmi verilerine göre, 2024 yılında tüm basamaklarda toplam hekime müracaat sayısı 1 milyar 47 milyon 877 bin 901'e ulaştı. Sağlık Bakanlığı kışkırtılmış sağlık talebini kontrol altına almak yerine 2025 yılında 12,6 olan kişi başı hekime müracaat sayısının 2026 yılında 12,45'e yükseltilmesini planlıyor.
Sağlık sistemi mevcut altyapısı ile bu yükü kaldıramaz durumdadır ve birinci basamakta Aile Hekimlerine başvuru sayısı 449 milyon 571 bin 734'e, kişi başı Aile Hekimine müracaat sayısı 5,2'ye ulaşmış durumdadır. 2025 yılında toplam hekime müracaatın yarısını Aile Hekimleri oluşturmuştur.
Aile Hekimliği, halk sağlığının korunmasında, koruyucu sağlık hizmetinin sunumunda ve planlamasında yapıtaşlardan biridir. Koruyucu sağlık hizmetleri, sadece hastalıkla mücadeleye değil, hastalığa neden olan risk etkenlerini tespit ederek bunların bertaraf edilmesine, halk sağlığını doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen toplumsal etkenlerin saptanmasına, sağlığın toplumsal düzlemde korunmasına ve geliştirilmesine odaklanır."
Açıklamada, koruyucu sağlık hizmetlerinin bağışıklama, erken tanı, aile planlaması, sağlıklı beslenmenin teşviki, sağlık eğitimi ve çevresel risklere yönelik müdahaleleri kapsadığı belirtilirken, bu kapsamda bebek, çocuk ve ergenlerin izlenmesi ile doğurganlık çağındaki kadınlar, gebeler ve lohusalar için izlem ve danışmanlık hizmetleri sunulduğu vurgulandı.
"Sağlık hizmetlerinin kamucu bir perspektifte yeniden planlanması gerekmektedir"
"Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemine ve ölçeğinin genişliğine karşı Sağlık Bakanlığı'nın birinci basamak için ayırdığı kaynak yetersizdir" denilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
"Son 5 yıllık dönem incelendiğinde her yıl Sağlık Bakanlığı bütçesinin büyük bölümü tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılmakta olup, koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan kaynak ortalama yüzde 25 seviyelerinde seyretmektedir.
2026 yılı Sağlık Bakanlığı toplam bütçesinin de yüzde 27,54'ü (406 milyar 255 milyon 829 bin TL) koruyucu sağlık hizmetleri için ayrılmıştır.
Birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmadığı takdirde hizmetlerin organizasyonunda ve sunumunda, Aile Hekimlerinin ve Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarının iş yükünde artış kaçınılmaz hale gelir. Sağlıklı bir toplum için koruyucu sağlık hizmetlerinin kamucu bir perspektifte yeniden planlanması ve finansal açıdan güçlendirilmesi gerekmektedir."














