9. Cumhurbaşkanı Demirel İzmit'te: - ''cumhurbaşkanlığı Denilen Makam, Hizmet Kime Ait? Halka Ait Değil Mi? Halk Niçin Kendisi Bunu Seçmiyor Da Milletvekiline Seçtiriyor''

Türkiye'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ''Cumhurbaşkanlığı denilen makam, hizmet kime ait? Halka ait değil mi? Halk niçin kendisi bunu seçmiyor da milletvekiline seçtiriyor'' dedi.

Demirel, Kocaeli Üniversitesince Umuttepe Yerleşkesindeki Kültür Merkezinde düzenlenen ''2006 Haziranında Türkiye ve Dünya'' konulu söyleşiye katıldı.

Demirel, Türkiye'nin dünyadaki yenilikleri iyi takip edip kullanabilir hale gelmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin ortak pazar ekonomisine geçmesiyle devletin fonksiyonlarının değiştiğini ve devletin ekonomiden elini çekmeye başladığını ifade eden Demirel, şöyle konuştu:

''Devlet ticaretin, sanayinin, finansın içinden çıkacaktır. Bunları bireye devredecektir. Şahsa devredecektir. Bunları bireyler, şahıslar yapacaktır. Onun için yeni dünya değişime, rekabete ve küresel şartlara dayanacaktır. Türkiye, yeni dünyanın şartlarını öğrenebilirse, anlayabilirse o zaman o önümüzdeki on sene zarfında Türkiye'nin daha iyi istikrarı yakalayabilmesi mümkündür.''

Yeni düzende tek başına ayakta durabilen ülkelerin bulunmadığını, en güçlü olan ülkelerin bile diğer bir ülkenin desteğine ve yardımına muhtaç olduğunu söyleyen Demirel, Türkiye'nin zaman kaybetmemesi için dünyada meydana gelen yenilikleri takip edip alabilmesi ve kullanabilmesi gerektiğini vurguladı.

-SORULAR-

Demirel, konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

''İktidar ile devlet sistemleri arasında bir çatışma mı söz konusu? Bu konuda düşünceniz nedir ?'' sorusunu Demirel şöyle yanıtladı:

''Zaman zaman her ülkede iktidar ile kurumlar arasında sürtüşmeler olabilir. Bizim ülkemizde de olması hoş bir şey değildir. Siyasi iktidar da devletin parçalarından birisidir. Devlet, kurumlarla temsil edilir. Kurumların sorumlulukları, görevleri anayasamızda mevcuttur.

Devletin kurumları ile siyasi iktidar arasındaki sürtüşme daha ileri gider ve milleti rahatsız edici olur, devletin işlemesini yavaşlatırsa, veya devletin işlemesine zarar verici hale gelirse yapılacak tek iş vardır. Kurumları değiştiremeyeceğinize göre, millete gidersiniz.''

Siyasete geri dönüp dönmeyeceği sorusu üzerine de Demirel, 8 yıl Başbakanlık, 7 yıl Cumhurbaşkanlığı, 20 yıl milletvekilliği ve 5-6 yıl da muhalefet liderliği yaptığını ifade ederek, ''Benim siyasi mevkii hedefim yoktur. Türkiye her şeyi bana verdi. Benim Türkiye'den isteyebileceğim bir şey yok. 40 yıl Türkiye'nin hizmetinde bulunan birisi olarak düşüncelerimi, tecrübelerimi, bugün halkıma, genç nesillere aktarmak durumundayım'' dedi.

-CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ-

Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ile ilgili görüşleri ve kendi döneminde bunun niçin yapılmadığının sorulması üzerine Demirel, şöyle konuştu:

''Eğer sizin elinizde bir şey yapma imkanı yoksa, 'bunu neden yapmadınız' sorusuna muhatap olmazsınız. Benim elime anayasayı değiştirecek kuvvet hiç geçmedi. Halbuki varsayalım ki 1965 seçimlerinde anayasayı değiştirecek kuvveti sağladık, sağlayamadık da yani, yüzde 53 oy aldık. Yüzde 53'e yakın da milletvekili aldık. Ama yetmiyordu, anayasayı değiştirmeye. Ama bu dönemde benim başka zorluklarım vardı. Türkiye'nin başka öncelikleri vardı.

Bazı şeylerin zamanı gelince yenir. Ham meyveyi koparıp yemezsiniz. Meyvenin olgunlaşacağı zamanı beklersiniz. Zaten meyve olgunlaştığı zaman koparamasanız altına düşer. Şimdi meyve olgunlaşmış. Meyveyi koparmasanız altına düşecek.

Cumhurbaşkanlığı denilen makam, hizmet kime ait? Halka ait değil mi? Halk niçin kendisi bunu seçmiyor da milletvekillerine seçtiriyor. Avrupa'nın 26 ülkesinde bu seçilir hale gelmiş. Bugün anayasa değiştirecek güç de siyasi iktidar da elinde, bu hale gelmiş. Seçildiği zaman tartışmaların hepsi biter. Şimdi şu düşünce var. Halka seçtirirsek halk seçmesini bilir mi? Burada başlıyor benim kavgam. Halka inanmayan bir demokrasi olmaz.''

Haberler