Haberler

Samsun'da "Yerelde Sürdürülebilir Kalkınma" Paneli

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (Omü) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, Bölgede Suyun Tuzluluk Oranının Arttığını, Toprağın Tansiyonunun Fırladığını Belirtti. Ayan, Tekkeköy İlçesindeki 2 Mobil Santral Eğer 800 Bin Kişinin Yararlandığı İçme Suyuna Zarar Veriyorsa Bunun Bir İhanet Olduğunu Vurguladı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, bölgede suyun tuzluluk oranının arttığını, toprağın tansiyonunun fırladığını belirtti. Ayan, Tekkeköy ilçesindeki 2 mobil santral eğer 800 bin kişinin yararlandığı içme suyuna zarar veriyorsa bunun bir ihanet olduğunu vurguladı.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile işbirliği içinde DPT'ce uygulanan "Sürdürülebilir Kalkınmanın Sektörel Politikalara Entegrasyonu Projesi"nin tanıtımı toplantısı çerçevesinde "Yerelde Sürdürülebilir Kalkınma. Neler Yapabiliriz?" konulu panel düzenlendi.

Proje Yöneticisi Atila Uras'ın yönettiği panele, OMÜ Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Kerim Edinsel, Prof. Dr. Sancar Barış, Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, Ekolojik Yumurta Üreticisi Ahmet Aydın, Yerel Girişimci Salim Ayla, Organik Fındık Birliği Başkanı Mehmet Özmen ve Türkiye Teknik Elemanlar Vakfı (TÜTEV) Samsun Şube Başkanı Dursun Aksoy konuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Kerim Edinsel, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanabilmesi için kaynağa ulaşmada eşitlik ve kaynakların tüketilmemesinin önemine dikkat çekerek, "Sürdürülebilir kalkınmaya mikro projelerin önemli katkısı var ama devletler gösteriş olsun diye proje hazırlatmayacak. Samimi olacak. Bu konu küresel bir konu" dedi.

Prof. Dr. Sancar Barış, insanların neyi sürdürülebilir kılmayı bilmesi gerektiğine değinerek, kendisinin 15 yıl önce Doğanca köyündeki kahvehaneden kovulduğunu, çünkü o zaman Kızılırmak Deltası'ndaki kuş popülasyonunun varlığını insanların varlığına tercih ettiğini ifade etti. Barış, "Kuşun mu, insanın mı sürdürülebilirliği önemli. Elbette insanın. Ancak insanın yaşayabilmesi için bütün canlıların korunması gerektiği de unutulmamalı. Biz kuşları düşünürken aynı zamanda insanı da düşünmüş oluyoruz" uyarısında bulundu.

Barış, sulak alanların sürdürülebilirliği noktasında orada sivri sinek bulunacağını, dolayısıyla çevrede yaşayan halkın hastalıklara maruz kalacağını hatırlatırken de, "O halde sürdürülebilirliğini istediğimiz her şeyin karşılığını insanlara vereceğiz. Birilerinin temiz yaşaması adına kirli yaşamaya maruz bırakılan insan hakkını ister" hatırlatmasını yaptı.

Yrd. Doç. Dr. Ali Kemal Ayan, 800 bin insanın içme suyunu karşılayan Çakmak Barajı havzasında uygulanan projeye atıfta bulunarak, "Biz, Çakmak Barajı havzasındaki çiftçilerimizi konvansiyonel tarımdan vazgeçirdik. Bu insanlar artık baraj gölünü kirletmeyecek uygulamaları yaygınlaştırıyor. Bu olurken eğer Tekkeköy ilçesindeki mobil santrallerin Samsun'un içme suyuna zararı varsa bu bir ihanettir" diye konuştu.

Ayan, Samsun'daki ovalarda suyun tuzluluk oranının arttığını, toprağın tansiyonunun fırladığını da söyleyerek, sürdürülebilirliğin ne olduğu bilinse deltaların bu hale getirilmeyeceğine işaret etti.

Yeşil Küre Organik Ürünler Tarım Hayvancılık Ltd. Şti.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, Türkiye'deki 19 bin sertifikalı organik yumurta tavuğunun 10 binini kendisinin Samsun'un Bafra ilçesinde ürettiğini dile getirerek, "Bizde bürokrasi ve siyaset her alanda engel çıkarıyor. Normal şahıs adına işletilen işletmelere sorun çıkarılmazken, şirket adı altında ne yaparsan yap olmadık sıkıntılar veriliyor. Organik yumurta, mısır, frenk soğanı, karpuz, biber, patlıcan üretiyorum. Bunların satışından da iyi kazanıyorum. Bölge üreticilerine de yaygınlaşıyor. Ben istiyorum ki organik tarım, insan neslinin sürdürülebilirliği için bütün dünya tarafından yapılsın" şeklinde konuştu.

Aydın, büyükbaş hayvan çiftliğini de organiğe dönüştürmeyi düşündüğünü, ancak organik süt piyasasının cazibesinin olmadığına işaret ettiği konuşmasında, "Avrupa'da mama üreticileri 0-2 yaş arası çocuklara ürettikleri mamalarda organik süt kullanmak zorunda. Türkiye'de de böyle bir uygulamaya geçilirse biz de büyükbaş hayvancılıkta organik üretime geçeriz" dedi.

Organik buğday üretimi alanındaki girişimleriyle dikkat çeken Salim Ayla ise, şöyle konuştu:

"Ülke olarak sürdürülebilir kalkınmada iyi bir notumuz olmasa da Samsun Allah'ın lütfuyla birçok özelliğe sahip. Allah'ın izniyle de her şeyi yapmaya muktedir. Samsun'daki zekaların yönlendirilmeye ihtiyacı var. Köyünü bırakıp şehre göçmüş insanların bey olmaktan kurtulup 'bizim' denilen insanlar olmasına ihtiyaç var. Yoksa kim ne kadar proje üretirse üretsin, insanının kalbine giremedikçe başarıya ulaşamaz. İnsan unsuru asla ihmal edilmemeli. Kalbi ihmal edilen insana ulaşamadığınızda ne plan yaparsanız yapın başarıya ulaşamazsınız. Büyüklerimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Bizim beğenmediğimiz eskiler, fosseptiğin içine hayvan akciğeri atıyor, akciğerde üreyen bakteriler fosseptiği yok ediyor. Alın size sürdürülebilir kalkınma. Bunu kim biliyor? AB üyesi ülkeler de Türkiye'de samimi olacak. Türkiye AB'ye yararlanılması gereken topluluk, AB'de Türkiye'yi sömürülmesi gereken ülke olarak görmeyecek. Samimiyet olmazsa ve karşılıklı güven tesis edilmezse sürdürülebilir kalkınma da mümkün olmaz. Niyetlerimizi düzelteceğiz. Böyle yaparsak karşılıklı maksimum verim alırız. İnsanın olmadığı, sevilmediği hiçbir değer, bu ister kalkınma ister başka bir şey olsun ne ilahi nazarda kabul görür ne de uygulama alanı bulur."

TÜTEV Başkanı Dursun Aksoy ile Organik Fındık Birliği Başkanı Mehmet Özmen de köylerin organik tarım ve devamında ekolojik turizmle gelişebileceği yolları anlattı.

(AG-SA)

27.09.2007 18:33 TSİ

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title