Haberler

CHP'nin Adalet Kurultayı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşünün korku zincirini kırdığını belirterek, "Cesaret ve umudu ateşledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşünün korku zincirini kırdığını belirterek, "Cesaret ve umudu ateşledi. Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu." dedi.

Kılıçdaroğlu, 26 Ağustos'ta başlayan ve 4 gün süren Adalet Kurultayı'nın sonuç bildirgesini açıklamak üzere Kocadere köyü kamp alanında yaptığı konuşmada, bu kurultayda demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hattın çizildiğini belirtti.

Adaletin yok edildiği, korku, endişe ve çaresizlik duygusunun toplumu teslim aldığı bir süreçte milyonların adalet için yürüdüğünü aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi. Adalet yürüyüşüyle başlayan süreç adalet arayışının en geniş biçimde konuşulması, tartışılması, sonuçlar çıkarılarak hedefler saptanması için bir kurultay talebini ortaya koydu. Dört gün süren kurultayımız bize demokrasi, adalet ve huzur ekseninde bir siyasi hat çizmiştir. Bu hat Türkiye'nin karanlıktan çıkış hattıdır. Bu hat demokrasi, adalet ve huzur isteyen herkesin ortak hattıdır."

"Devlet, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içinde yaşatmakla yükümlüdür"

Kemal Kılıçdaroğlu, adalet mücadelesinin meşru olduğunu vurgulayarak, devletin, yurttaşlarını huzur, güven ve refah içinde yaşatmak yükümlülüğü bulunduğunu, bunun yolunun da adaletten geçtiğini bildirdi.

Adaletten sapan iktidarlara karşı halkın hak, hukuk, adalet ve özgürlük mücadelesinin meşru olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Adalet temel bir haktır. Herkes adil bir siyasal-toplumsal düzende yaşama hakkına sahiptir. Devlet kişinin ekonomik, toplumsal ve siyasal düzenden adaletli olarak pay almasını ve yönetime katılma olanaklarını sağlamakla yükümlüdür" değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün Türkiye'de adalet hakkının sistematik olarak ihlal edildiğini savunarak, şunları söyledi:

"Mahkemeler bağımsız ve tarafsız değildir. Millet mahkemelerden umudu kesmiş, siyaset yargıya hakim olmuştur. Hakimler hukuka değil iktidarın beklentilerine göre karar vermektedir. Siyasi planların parçası olarak milletvekilleri tutuklanmakta, bu yolla aslında milli irade hapsedilmektedir. Çözüm, derhal bağımsız ve tarafsız yargı inşa edilmeli, yargıya güven tesis edilmeli, tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır."

"15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin inancı ve kararlılığı ile engellenmiştir"

Devlette liyakat sisteminin çöktüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Liyakat yerine sadakat, layık olan yerine sadık olan tercih edilmektedir. Kayırmacılık ve yolsuzluk yerleşik usul haline gelmiştir. Devlet kapıları ve imkanları yetenekli ve başarılı olanlara kapalı, arkası güçlü, sırtı kalın olanlara ise açıktır. Yükselmenin yolu başarıdan değil rüşvet ve torpil düzeninden geçmektedir. Devlet parti devletine dönüşmüş, kuvvetler ayrılığı yok edilmiş, fiilen tek adam rejimi tesis edilmiştir. 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi milletin inancı ve kararlılığı ile engellenmiştir. Ancak ardından iktidarın 20 Temmuz darbesi ile yeni bir darbe hukuku oluşmuş, can ve mal güvenliği kalmamıştır. Çözüm, kuvvetler ayrılığı esasına dayalı, denge ve denetleme mekanizmaları olan demokratik devlet oluşturulmalı, hukuk düzeni darbe hukukundan temizlenmeli, liyakat sistemi kurularak halkın devlete güven duyması ve kaliteli kamu hizmeti alması sağlanmalıdır."

Kılıçdaroğlu, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek, "Mühürsüz seçimle millet iradesine tecavüz edilerek, gayrimeşru bir anayasa oluşturulmuştur. Seçim barajı ve siyasi parti düzeni milli iradenin tam olarak parlamentoya yansımasını engellemektedir. Adaletsiz seçim kampanyalarıyla kamu kaynakları tamamen iktidar lehine kullanılmaktadır. Oysa demokrasinin yolu adaletli seçimden geçer. Seçim adaleti olmadan milli irade olmaz. Çözüm, demokrasi ve milli iradenin hakim olması için adil ve meşru bir seçim düzeni oluşturulmalı, sivil toplumun etkin denetimine imkan tanınmalıdır." diye konuştu.

Gelir bölüşümünün adaletsiz olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul olduğu bir düzen hakimdir. İşsizlik ve geçim sıkıntısı halkın en büyük sorunudur. Ekonomi hukuki güvence altında değildir. Belirsizlik ve keyfilik girişim özgürlüğünü yok etmektedir. Çözüm, sosyal devlet tesis edilerek gelir adaleti sağlanmalı, refah paylaştırılmalı, hukuk güvenliği altında ekonomi rahatlatılmalıdır." diye konuştu.

Ülkede totaliter tek adam rejimin kurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyasal olarak tüm yetkileri tek elde toplayan rejim şimdi kültürel egemenliği de ele geçirme peşindedir. Bu rejim bireyin nasıl düşüneceğini, nasıl yaşayacağını, ne giyeceğini, ne konuşacağını, neye inanacağını tek merkezden belirleme çabasındadır. Bu amaçla yaşam tarzına ve inançlara müdahaleci, tek tipçi uygulamalar yerleşmektedir. Çözüm, yaşam tarzı ve inançlara müdahale edilmemeli, özgürlükler korunmalı ve genişletilmeli, camiye, kışlaya, adliyeye ve okula siyaset sokulmamalı, tarikat, cemaat ve inanç grupları iktidar odağı ve ortağına dönüştürülmemelidir."

Eğitimden bütün paydaşların şikayetçi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Ne öğretmenler ne öğrenciler ne de veliler memnundur. Müfredat bilimsel değil ideolojik esaslara göre hazırlanmaktadır. Atatürk ve Cumhuriyet gibi ortak değerlerimiz unutturulmak istenmektedir. Herkes tek tip okula mahkum ve mecbur edilmektedir. Çözüm: Aklı ve bilimi esas alan, ortak değerlerimizi çoğulculuk ekseninde koruyan, fırsat eşitliğini sağlayan bir eğitim reformu yapılmalı, eğitim hem bireysel hem de toplumsal olarak yoksulluktan kurtulmanın en önemli aracı olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de toplumsal yaşamın eşitsizlik, kutuplaşma ve çatışma ekseninde devam ettiğini belirterek, siyasi iktidarın her geçen gün kamplaşma ve kutuplaşmayı derinleştirdiğini, ötekileştirme ve çatışma üzerinden iktidar üretme siyaseti güttüğünü savundu.

Bu durumun toplumsal yarılmayı artırdığını ve uzlaşma alanlarını daralttığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bir yandan terör, bir yandan kutuplaşma siyaseti bir arada yaşama kültürünü tahrip etmektedir. Kadın, genç, çocuk ve dezavantajlı gruplar eşitsiz yaşam koşullarına terk edilmektedir. Toplumun huzuru kalmamıştır. Çözüm, çatışma, kutuplaşma ve ötekileştirme siyaseti terk edilmeli, ayrılıklar uzlaşma dili ve yöntemleriyle ele alınmalı, huzur siyaseti inşa edilmelidir." ifadesini kullandı.

"Dürüst ve objektif gazetecilik ateşten gömlek giymeye dönmüştür"

Medyanın ağır baskı altında bulunduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Fiili bir sansür söz konusudur. Gazeteciler tutuklanmakta, gazetecilik yargılanmaktadır. Dürüst ve objektif gazetecilik ateşten gömlek giymeye dönmüştür. Devlet kaynaklarından beslenen havuz medyası eliyle operasyonel medya yaratılmıştır. Muhalefet operasyonel medya eliyle hizaya sokulmak istenmektedir. Çözüm, medya üzerindeki hukuki, fiili, mali ve manevi baskı kaldırılmalı, tutuklu gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya kuvvetler ayrılığı sistemi içinde dördüncü kuvvet olarak görülüp anayasal güvence altına alınmalıdır."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Adalet yürüyüşü ile korkunun yerini cesaret, çaresizliğin yerini umut almıştır. Bu kurultay ise buna bir kolektif demokratik güç mahiyeti kazandırmıştır. Katılımcılar tek adam rejimi karşısında çaresiz ve yalnız olmadıklarını hissetmişlerdir. Bugün güçlünün hüküm sürdüğü, güçsüzün süründüğü bir düzen vardır. Bu düzen değişmelidir. Bu düzeni adalet ve huzur talebi ekseninde oluşacak kolektif demokratik güç değiştirecektir. Demokrasi, adalet ve huzur hareketi doğmaktadır. Adalet yürüyüşü ve Adalet Kurultayı daha şimdiden bir büyük demokrasi, adalet ve huzur hareketine dönüşmüştür. Bu hareket çıkış hattının hareketidir. Bu hareket farklılıklar üzerinden değil, ortak noktalar üzerinden tarif edilen bir harekettir. Ortak noktalar demokrasi, adalet ve huzur talebidir. Bu talepleri olan herkese yer vardır. Kayıtsız kalma. Seyirci olma. Bir tuğla da sen koy."

(Bitti)

Kaynak: AA / Politika

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu Kocadere Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title