Mersin: Teknolojinin Dile Zararları
Mersin Üniversitesi (Meü) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hürriyet Gökdayı, Türkçe'nin, Teknolojiye Karşı Korunması Gerektiğini Söyledi.
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hürriyet Gökdayı, Türkçe'nin, teknolojiye karşı korunması gerektiğini söyledi.
Teknolojilerin, İngilizce temel alınarak üretildiği için başta internet ve cep telefonları olmak üzere birçok alanda başka diller ve Türkçe üzerinde bazı olumsuzluklar doğurduğunu ifade eden Gökdayı, bu olumsuzlukların alfabedeki ç, ı, ğ, ş, ö, ü gibi harflerin, internet alan adlarında ve elektronik posta adreslerinde kullanılamaması şeklinde karşımıza çıktığını belirtti. Ünlü sesleri gösteren harflerin yazılmaması ve sözcüklerdeki rast gele yapılan kısaltmalarla yazım kurallarının hiçe sayıldığını kaydeden Gökdayı, "Elektronik posta adresimizi birisine söylerken ağzımızı eğip bükmek zorunda kalıyor veya kodlamaya çalışıyoruz. İnternette sohbet ederken (chat) veya yorum yazarken 'Yazım kuralları var, bunlara uymazsam anlaşılmama tehlikesi mevcut' demeden sözcükleri kısaltmaya, nokta virgül nedir bilmeden sözcükleri ip gibi dizerek yazmaya çalışıyoruz. Cep telefonlarından gönderilen ve adı üstünde 'kısa' olması gereken kısa mesajları, ekonomik kaygılarla olabildiğince kısaltabilmek için sözcükleri tanınmaz hale getiriyoruz. Bu tür davranışlara, görüntülü müzik yayını yapan televizyonlarda alt yazıyla gösterilen mesajlarda, internette yayımlanan haberlere yazılan yorumlarda, yine internetteki sohbet odalarında sohbet ederken kullanılan dilde ve cep telefonu mesajlarında rastlıyoruz" dedi.
Bu kısaltmaların Türkçe'ye özen gösterilmediğinin bir kanıtı olduğunu vurgulayan Gökdayı, "Sözgelimi, 'teşekkür' sözcüğü 'tsk', 'ben' sözcüğü 'bn', 'sempatik' sözcüğü 'smptk', 'bekliyorum' sözcüğü 'bklyrm' biçimlerinde kısaltılabiliyor. Bu davranışlar, Türkçe'yi kullanan insanların dil kullanımına özen göstermediklerini, dikkat etmediklerini, aldırmadıklarını göstermektedir" diye konuştu.
Bazı çevrelerde, bu olumsuz tavrı sergileyenlerin yalnızca "yaramaz" çocuklar ve gençler olduğuna, onların tutumlarının dil açısından pek sorun yaratmayacağına inanıldığını dile getiren MEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hürriyet Gökdayı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dili konuşan ve yazan küçük büyük herkesin dil bilincine sahip olarak sorumlu davranması gerektiği unutulmamalıdır. Dilin işlevlerini yerine getirebilmesi, kültürel birikimi gösterip geleceğe taşıyabilmesi için, dilbilgisi ve toplumsal kurallara uygun kullanılması gerekir. Bu nedenle, dilin yazımını bozacak, bu hususta karmaşa yaratacak eğilimlerden kaçınılmalıdır. Bunun yanında, internette ve cep telefonuyla Türkçe yazarken kurallara uymaya özen gösterilmeli, dilin teknolojinin getirdiği zorlamalara ve insanların dikkatsizliklerine karşı korunması gerektiği unutulmamalıdır. Aksi takdirde, dil insanlar arasında doğru, açık, anlaşılır iletişim kurma işlevini yerine getiremez. Toplum, aynı dili konuştuğunu sandığı halde birbirini anlamayan bireylerden oluşan bir toplum haline gelebilir. Böyle bir durumda zaten toplumdan söz edilemez."