Haberler

Elini Vicdanına Koy Cengiz!

Neymiş, Hande Ataizi Haklıymış! Neymiş, O Kamera Işıklarının Yoğun Baskısı Çok Fazlaymış! Neymiş, Kendisi de Orada Olsa Şemsiyeyi Çakarmış! İnanılacak Gibi Değil, Sevgili Okurlar. Bunları Yazan da Bir Magazinci Arkadaş.. Şimdi Sıcacık Medya Tower'da, Sıcacık Bir Ortamda Bir Masası, Bir de Köşesi Var!

NEYMİŞ, HANDE ATAİZİ HAKLIYMIŞ! NEYMİŞ, O KAMERA IŞIKLARININ YOĞUN BASKISI ÇOK FAZLAYMIŞ! NEYMİŞ, KENDİSİ DE ORADA OLSA ŞEMSİYEYİ ÇAKARMIŞ! İNANILACAK GİBİ DEĞİL, SEVGİLİ OKURLAR. BUNLARI YAZAN DA BİR MAGAZİNCİ ARKADAŞ.. ŞİMDİ SICACIK MEDYA TOWER'DA, SICACIK BİR ORTAMDA BİR MASASI, BİR DE KÖŞESİ VAR!

Magazin dünyası saçma-sapan bir dünya olmaya başladı son zamanlarda.

Oturdukları köşelerden ahkam kesen magazincilerle, karda-çamurda görev yapan paparazziler arasında bile 'zıt'lık yaşanmaya başladı!

Neymiş, Hande Ataizi haklıymış!

Neymiş, o kamera ışıklarının yoğun baskısı çok fazlaymış!

Neymiş, kendisi de orada olsa şemsiyeyi çakarmış!

İnanılacak gibi değil, sevgili okurlar. Bunları yazan da bir magazinci arkadaş.. Şimdi sıcacık medya tower'da, sıcacık bir ortamda bir masası, bir de köşesi var!

Yazıyor da yazıyor.. Sanki gece dünyasında çalışan çocukların zor koşullardaki şartlarını bilmeden yazıyor!

Bu işler artık bu kadar basit mi oldu?

Sarhoş bir sanatçı olmak ile düzgün bir sanatçı olmanın farkını anlamayacak kadar mı köreldik artık?

Hani bunu Ahmet Hakan yazsa, Ayşe Arman yazsa anlayacağız da Cengiz Semercioğlu yazınca anlayamıyoruz!

Çünkü Ahmet Hakan ile Ayşe Arman köşe yazarı. Sokak muhabirliği yapmadılar. Ama Cengiz Semercioğlu magazinin içinden, muhabirlikten gelen bir arkadaş.. İşin mutfağını, haberin kokusunu bilen bir arkadaş.

Yani Beyoğlu'nda gece kamerayla beklemese de, zamanında çok muhabirlik işlerine gitmiş bir arkadaş. Şimdi köşe yazarı oldu, mutlu oldu. Ama gece dolaşan çocuklar "tu kaka" oldu!

Tabii ki, paparazzi arkadaşların kendilerine bir çeki düzen vermesi lazım, tabii ki biraz daha saygı lazım, tabii ki biraz daha medenice davranmak lazım ama bu karşı tarafa "haklıdır", "ben de olsam çakardım" denmesini gerektirmez. Gerektirmemeli..

Onu hakimler, savcılar yapar; gazeteciler değil!

Yarın öbür gün, Hande Ataizi Cengiz Semercioğlu'nun programına katılırsa, Cengiz de ona sıkıştıran sorular sorarsa (Sanem Çelik'e sorduğu gibi) şemsiye yemeyeceği ne malum?

Bak Sabah'ın Magazin Müdürü Şengül Balıksırtı konuya nasıl yaklaşmış, sen nasıl yaklaşmışsın! Kendi görüşünü yazmış Şengül. Hande Ataizi'nin yaptığının yanlış olduğunu söylemiş ama Hande Ataizi'ne cevap hakkı da vermiş.

"Hande Ataizi kendisine soru soran muhabirlerin üzerine yürümüş, şemsiyesini parçalamış... Bu savunulacak bir hareket değil. İnsanın kendini tutabilmesi gerekiyor. Kontrollü olmak gerekiyor. (Ne yani, istenmeyen her soruda meydan savaşı mı yaşanacak?) Ama o da kendini şöyle savunuyor ve onu da dinlemek, anlamak gerek: 'Kameralar ışıklarını açtığı anda ne kadar tinerci, sarhoş varsa peşine takılıyor ve sokakta bir ordu gibi yürümeye başlıyorsun. Arkadaşlar bir süre çektiler, sonra artık yeter dedim. Ama maalesef dur durak yok... Birlikte yürüyoruz. İyi de nereye kadar?' İşte bu 'nereye kadar?' sorusu önemli bu noktada... Hepimizin sınırlarını bir kez daha gözden geçirmesinde fayda var... Böyle mi yaşayacağız biz? Aynı cephenin insanları olarak birbirimizle savaşarak mı? Olaydan haber çıktı tamam ama bu tür olaylar yarın öbür gün hiç istenmeyen sonuçlara götürür insanı... Bunu da unutmayalım lütfen. Yani karşılıklı kontrollü olmaktan söz ediyorum."

Yazarken terazinin ölçüsünü kaçırmamak, bir tarafı tutacağım diye öbür tarafı komple harcamamak lazım. Hele sen de öbür tarafla aynı mesleği yapıyorsan, biraz daha elini vicdanına koyman lazım sevgili Cengiz Semercioğlu..

gece.com

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title