Haberler

Temel Karamollaoğlu: "Yeni Belirlenen Asgari Ücret İlk Bakışta İdare Eder Gibi Gözükse de Ekonomi Politikaları ve Zihniyet Değişmedikçe Yine Birkaç...

Güncelleme:

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Yeni belirlenen asgari ücret, ilk bakışta idare eder gibi gözükse de ekonomi politikaları ve zihniyet değişmedikçe yine birkaç ay sonra eriyip gidecektir. Değil asgari ücretliler, artık memurlar bile açlık sınırında ücretlerle geçinmeye çalışıyor. Emekçilerimiz ve emeklilerimiz, gençlerimiz ve ev hanımları, veliler ve öğretmenlerimiz, esnafımız, sanayicilerimiz, memurlarımız, depremzede vatandaşlarımız, özetle her bir kesim artık laf değil icraat; yani somut ve kalıcı çözümler beklemektedir" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "Yeni belirlenen asgari ücret, ilk bakışta idare eder gibi gözükse de ekonomi politikaları ve zihniyet değişmedikçe yine birkaç ay sonra eriyip gidecektir. Değil asgari ücretliler, artık memurlar bile açlık sınırında ücretlerle geçinmeye çalışıyor. Emekçilerimiz ve emeklilerimiz, gençlerimiz ve ev hanımları, veliler ve öğretmenlerimiz, esnafımız, sanayicilerimiz, memurlarımız, depremzede vatandaşlarımız, özetle her bir kesim artık laf değil icraat; yani somut ve kalıcı çözümler beklemektedir" dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bugün parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, şunları söyledi:

"BAYRAM SEVİNÇLERİMİZE ACI HABERLERİN GÖLGE DÜŞÜRMEMESİNİ TEMENNİ EDİYORUM"

"Yılın ilk yarısını artık geride bırakıyoruz, önümüzdeki hafta ise mübarek Kurban Bayramı'nı idrak edeceğiz. Ben şimdiden milletimizin ve alem-i İslam'ın Kurban Bayramı'nı tebrik ediyor, bu mübarek günlerin ülkemize, coğrafyamıza ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Hac yolculuğuna çıkan bütün kardeşlerimize de kolaylıklar diliyor, sağlık ve afiyet içerisinde hac farizalarını tamamlamalarını temenni ediyorum. Malum ülkemizde dokuz günlük bir tatil dönemi olacak, bu haftadan itibaren yola çıkacak olan tüm vatandaşlarımızdan trafik kurallarına harfiyen riayet etmelerini istirham ediyorum, bayram sevinçlerimize acı haberlerin gölge düşürmemesini temenni ediyorum.

"BUGÜN EMEKLİLERİMİZE VERİLEN 2 BİN LİRALIK BAYRAM İKRAMİYESİ İLE SADECE DÖRT KİLO ET ALINABİLİYOR"

Muhterem kardeşlerim elbette Kurban Bayramı öncesi piyasalara baktığımızda da maalesef huzurlu bir bayram havasını göremiyoruz. Bu yıl genel olarak piyasalara baktığımızda büyükbaş hayvanlar 80-100 bin lira civarında, küçükbaş hayvanlar ise 6-10 bin lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor. Tabi alımlar ne seviyede olacak onu göreceğiz. Genelde bayramın ikinci ve üçüncü gününde bu fiyatlar başlangıçta biraz yüksekken biraz düşme eğilimine giderler. Tabi biz alanların halini düşündüğümüz gibi besicilik yapanların, satanların da halini düşünmekle mükellefiz. Küçükbaş kurban, asgari ücretin bugünkü fiyatlarla ve yeni rakamlarla bakıldığında neredeyse bir aylık maaşına tekabül ediyor bir asgari ücretlinin. Büyükbaş hayvan ise altı aylık bir gelire tekabül ediyor. Çok yüksek bir rakam. Bugün emeklilerimize verilen 2 bin liralık bayram ikramiyesi ile sadece dört kilo et alınabiliyor. Bugünkü şartlarda değil asgari ücretli ve emekli vatandaşlarımız, kamu işçileri ve memurlar için bir kurban almak oldukça zorlaştı gibi gözüküyor. Bizi bugün bu kötü tabloyla karşı karşıya bırakan husus, maalesef genelde ülkemizde uygulanan yanlış ekonomik politikaları ve özellikle de tarım ve hayvancılıkla ilgili politikalardır. Yanlış tarım ve hayvancılık politikaları ülkemizi bugünkü hakikaten garip ve acıklı durumla karşı karşıya bırakmaktadır. Üretici eğer kendisi hayatını ve faaliyetlerini de devam ettirmek istiyorsa oldukça bugünkü şartlarda yüksek bir fiyatı ortaya koyması lazım ama tüketicide onu alacak, tüketecek, parasının karşılığını ödeyecek bir gelir yoksa onun da bunu karşılaması mümkün değil. Bu da topyekün maalesef bir çöküşe sebebiyet vermektedir.

"'KAZAN KAZAN' POLİTİKASI DEĞİL, TAM OLARAK 'KAYBET KAYBET' POLİTİKASI'"

Hem vatandaşlarımız, yani tüketiciler olarak bizler sağlıklı, kaliteli ve ucuz gıdaya erişimde zorluk yaşıyoruz hem de çiftçimiz, besicimiz yani üreticilerimiz emeğinin karşılığını alamıyorlar. Yani 'kazan kazan' politikası değil, tam olarak 'kaybet kaybet' politikası. Tarım Kanunu'nun 21. maddesi çok açık; 'Tarıma bütçeden ayrılacak kaynak, GSMH'nin yüzde 1'inden az olamaz.' Nisan 2006'da çıkarıldı bu kanun, yani bugünkü iktidar tarafından. Ancak 17 yıldır bir kez bile, evet bir kez dahi uygulanmadı. Devasa şirketlerin milyarlarca liralık borçlarını tek kalemde silen bu iktidar, bir kez bile üreticilere yasada belirtilen bu tutarı vermedi. Israrla ve inatla; tarımı bitirecek, üreticimizi toprağına, köyüne küstürecek politikalar uygulandı. İnsanımız topraksız, Anadolu topraklarımız da insansız bırakıldı maalesef. İşte tüm bunların sonucunda; pazar tezgahlarında çeyrek karpuzları, kasap reyonlarında 1 kg et için 500 liralık fiyat etiketlerini görüyor, kurban pazarlarında 100 bin liralık rakamları konuşuyoruz bugün.

"YENİ BELİRLENEN ASGARİ ÜCRET İLK BAKIŞTA İDARE EDER GİBİ GÖZÜKSE DE EKONOMİ POLİTİKALARI VE ZİHNİYET DEĞİŞMEDİKÇE YİNE BİRKAÇ AY SONRA ERİYİP GİDECEKTİR"

Yine Saadet Partisi olarak her zaman dile getirdiğimiz bir husus daha var; ülke yönetiminde politikalar bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Siz adaleti ekonomiden, eğitimi sanayiden, tarımı sağlıktan, dış politikayı iç politikadan bağımsız düşünemezsiniz. Hepsi birbirini etkiler, birinde yapılan yanlış diğer tüm alanları da olumsuz etki oluşturur. Adalet açığını kapatmadan bütçe açığını, güven açığını kapatmadan cari açığı kapatamazsınız. Her yıl on binlerce 'diplomalı işsiz' üreten bugünkü çarpık eğitim sistemiyle, öyle dünyaya falan meydan okuyamaz, rekabet bile edemezsiniz. 'Asgari ücreti şu kadar yaptık, memur maaşını şu kadar yapacağız, bunları yaptık, şunları da yapacağız' cümleleri ile 21 yılda gelinen nokta işte burasıdır; bundan sonra aynı yanlış zihniyetle gidilecek bir yer de artık yoktur, kalmamıştır. Yeni belirlenen asgari ücret, ilk bakışta idare eder gibi gözükse de ekonomi politikaları ve zihniyet değişmedikçe yine birkaç ay sonra eriyip gidecektir. Değil asgari ücretliler, artık memurlar bile açlık sınırında ücretlerle geçinmeye çalışıyor. Emekçilerimiz ve emeklilerimiz, gençlerimiz ve ev hanımları, veliler ve öğretmenlerimiz, esnafımız, sanayicilerimiz, memurlarımız, depremzede vatandaşlarımız, özetle her bir kesim artık laf değil icraat; yani somut ve kalıcı çözümler beklemektedir.

"BU FACİADAN DERS ÇIKARILMIŞ OLSA BUGÜN BENZER HADİSELER TEKRAR TEKRAR YAŞANMAZDI"

Bakınız; üç gün önce Ankara Sivas Yüksek Hızlı Tren hattında Yozgat yakınlarında heyelan meydana geldi ve rayların altındaki toprak çöktü, kılavuz lokomotif raydan çıktı. 1 sene önce bu treni açmışlardı, ciddi bir kaza meydana geldi. Bunun üzerine durdurdular bütün hatları yeni baştan elden geçirdiler ama tamamlanmadan seçimden önce bu treni hizmete sokarlarsa bunun kendilerine fayda sağladığını düşündükleri için hızlı treni işletmeye aldılar ama arkasından böyle bir manzarayla karşı karşıya kaldık. Bu tip mantıkla ülke yönetilmez. Neden o hızlı trenin alt yapı hizmetleri mükemmel bir şekilde yapılmadı? Kim kontrol ediyor? Neden bunun farkına önceden varılamadı? Sadece felaket gelirken mi bunun farkına varılacak? Ayrıca son haftalarda birkaç farklı tren hattında da benzer hadiseler meydana geldi. Denizli'de, Kırıkkale'de. Bunu da unutmayalım. 2018'de Çorlu'da meydana gelen tren kazasında 7'si çocuk 25 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. 328 vatandaşımız da yaralanmıştı. Bu faciadan ders çıkarılmış olsa bugün benzer hadiseler tekrar tekrar yaşanmazdı kanaatindeyiz. Hangi işi yaptığınız kadar o işi nasıl yaptığınız önemlidir. Bu husus bugüne kadar hep göz ardı edilmiştir. Bu nedenle hazırlık ve fizibilite çalışmaları, alt yapı, üst yapı, maliyet, kalite verimliliği değerlendirmelerinden sonra yapılan her iş büyük ehemmiyet taşıyor. Bunları yapmadan siz bir işi yaptım bitirdim kanaatine gelirseniz vatandaş da bundan zarar görür iktidar da zarar görür, bunu unutmamamız icap eder.

"EĞER SİZ ÜLKEDE ÇEŞİTLİ KONULARDA SIKINTI DOĞMASIN İSTİYORSANIZ GEREKLİ TEDBİRLERİ ÖNCEDEN ALIRSINIZ"

Sağlıkta hepimizin bildiği bir gerçek var. Üç aşamadır sağlıkta. Önce koruyucu hekimlik vardır. Bu noktada daha hastalık gelmeden bir insanın sağlıklı olarak hayatını nasıl idame ettireceği bilinir. Herkes bu belirli kaideler uyarsa hastalanmaz ama ikinci aşamada herhangi bir şekilde hastalık zuhur ederse elbette onun da tedavisine ilaçla veya benzer usullerle tedavisine girilir. Ameliyat ancak zorunlu olduğu için üçüncü aşamada ele alınır. Ameliyat insan vücudunun belirli zarar gören bölgelerinin kesilip biçilmesiyle meydana getirilir. Ülke politikaları da buna benzer. Eğer siz ülkede çeşitli konularda sıkıntı doğmasın istiyorsanız gerekli tedbirleri önceden alırsınız. Eğer o tedbirleri alırsanız ülke bir sıkıntı ile karşılaşmaz ama eğer sıkıntılar artmaya başlarsa o zaman bir şeylerde eksiklik var demektir. Bu eksikliği giderici tedbirleri hemen almanız icap eder. Eğer o da fayda vermiyorsa ameliyat dönemine girilir ki işte burada insanların canı yanar, zarar görürler. O noktaya gelmeden ülkenin problemlerinin mutlaka çözülmesi gerekir. İşte bu iktidar maalesef bu hususlarda üzerine düşeni bir hakkın yerine getiremediği için birinci ikinci aşamalar geride kalıyor. Üçüncü aşamaya geldiğinde de vatandaşın derdi büyüyor. Atılan adımlar hemen çözüm, netice vermiyor.

"EN BAŞTA İKTİDARDA BULUNANLAR OLMAK ÜZERE, TÜM SİYASİLERE BÜYÜK SORUMLULUKLAR DÜŞMEKTEDİR"

Adaletten eğitime, ekonomiden tarıma, sağlıktan sanayiye ve dış politikaya varıncaya dek tüm sahalarda karşı karşıya kaldığımız problemlere neşter vurma zamanı geldi ve çoktan geçti bile. Artık kaybedecek tek bir saniyemiz yoktur. Kısır tartışmalarla, suni gündemlerle ve bilerek tırmandırılan toplumsal kutuplaşmalarla kaybedilecek enerjimiz kalmamıştır. İnsanımız bıkmış ve yorulmuştur, özellikle gençlerimiz umutsuz ve karamsardır. En vahimi ise seçim döneminin tartışmaları, kullanılan dil ve üslup, üretilen algı ve manipülasyonlar kardeşi kardeşe, babayı evlada küstürmüş; komşu ve akrabaların arasını açmıştır maalesef. Şimdi zaman kırgınlıkları, kızgınlıkları ve küskünlükleri bitirme; kimseye faydası olmayan bu tartışmaları artık geride bırakma zamanıdır. En başta iktidarda bulunanlar olmak üzere, tüm siyasilere büyük sorumluluklar düşmektedir. Açıkça ifade ediyorum; bu sokak çıkmaz sokaktır. Toplumsal fay hatlarını daha fazla çatırdatmanın kimseye bir faydası yoktur. Toplumsal yarılmayı daha da derinleştirecek söz ve davranışlardan derhal vazgeçilmelidir. Bu noktada en büyük görev iktidara düşmektedir.

'Biz ve onlar' söylemi, tüm muhalifleri 'terör' parantezine alma hevesi, insanların Müslümanlığını sorgulamaya kadar varan bu hoyrat tavırlar, kısa vadede birilerine oy kazandırmış gibi görünse de unutulmamalıdır ki, ülkemize kaybettirir ve onarılamayacak sorunlara yol açar. Hayatı normalleştirmek, insanlar arası ilişkileri bu zehirli dilden kurtarmak; atılması gereken en önemli adımlar arasındadır. Bu konuda ilk adımı atması gereken kişi ise Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'dır ve elbette ardından diğer tüm siyasi liderler ve partiler de aynı hassasiyeti göstermelidir.

Bugün yaşadığımız ahlaki, siyasi, iktisadi ve sosyal krizlerin çözümü adına herkesi sorumluluklarını kuşanmaya davet ediyoruz. Saadet Partisi olarak, bu hususta da her daim olduğu gibi taşın altına elimizi değil tüm gövdemizi koymaya hazırız. Seçim biter, söylemler kalır. Herkesi 'hangi pire için hangi yorganları yaktığını' düşünmeye ve bu kayıpları telafi etmeye davet ediyoruz. Bir kez daha hatırlatıyorum; önümüz bayram, dört ay sonra ise Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü. Ortak bir geçmişi olan 85 milyon vatandaşımızı, bugün ortak bir zeminde buluşturamazsak; ortak bir geleceği de asla inşa edemeyiz. Seçim bitti, artık havanın yumuşaması gerekir, herkesin bu konuda adım atması gerekir. Şimdiye kadar gördüklerimiz ve yaşadıklarımız; şimdiden sonrası hakkında fikir verir. Bir asırlık acılarımızdan, iyi ve kötü tüm tecrübelerimizden ders çıkarmadığımız takdirde; 2. yüzyılımızı sağlam temeller üzerine inşa edemeyiz. Alvarlı Efe'den ilhamla diyorum ki; ülkemizde huzur ve güven ortamı, kardeşlik iklimi tesis edilsin, bayram işte o zaman bayram olur.

"TERÖR DEVLETİ İSRAİL, BAŞTA BÖLGEMİZ OLMAK ÜZERE YERYÜZÜNÜN HUZUR VE BARIŞININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELDİR, MUHAKKAK VE ARTIK BİR AN EVVEL DURDURULMALIDIR"

Sözlerimin sonunda bir de her Ramazan'da ve her bayram öncesi katil İsrail'in alçak saldırılarına uğrayan Filistinli kardeşlerimizin olduğunu hatırlatmak isterim. Geçtiğimiz gün yine terör devleti İsrail'in işgal güçleri Cenin kentine vahşice saldırdı. Bu saldırılarda küçük bir çocuk ve 5 Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti, 30'dan fazla yaralı var. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar niyaz ediyorum, kardeş Filistin halkına sabır ve başsağlığı diliyorum. Bu katliam, 2023 yılında herkesin gözü önünde alenen işlendi. Ama her zamanki gibi herkes adeta kör, sağır ve dilsiz. Zulmedenler ve zulme sessiz kalanlar ortaktır. Bu durum, özellikle İslam alemi ve elbette tüm dünya için utanç vericidir. Bütün ülkeler, İsrail'e karşı çıkmalıdır. Kınıyoruz demek bir şey ifade etmez. Şimdi moda haline geldi, İslam ülkeleri İsrail ile 'normalleşmek' için sıraya girdi. Bu suskunluktan güç alan katiller, her geçen gün daha da şımarmakta, oluk oluk kan ve gözyaşı akıtmaktadır. Kurban Bayramı öncesi hem ülkemizin yetkililerine hem İslam ülkelerinin liderlerine ve dünya kamuoyuna bir kez daha çağrıda bulunuyorum; bu ateş herkesi yakar. Terör devleti İsrail, başta bölgemiz olmak üzere yeryüzünün huzur ve barışının önündeki en büyük engeldir, muhakkak ve artık bir an evvel durdurulmalıdır.

"BİR YARAYA MERHEM OLAMIYORSANIZ, KURDUĞUNUZ TEŞKİLATIN HİÇBİR KIYMETİ OLMAZ"

Son olarak Sudan'da yaşanan gelişmelere de kısaca temas etmek istiyorum. Sudan halkı, giderek korkunç boyutlara ulaşan bir katliamla karşı karşıya. Ne olduğunu, bunun altında neler yattığını bilmiyoruz gibi, ama şunu biliyoruz biz. Son zamanlarda Sudan'da ciddi manada altın rezervlerinin olduğu öğrenildi. Bu rezervleri işletmek isteyen ülkeler, Sudan'da huzur istemiyor; maalesef Sudan halkı da buna bigane kalıyor.

Ordu da ikiye bölünmüş, bir grup başkaları diğer grup da başkaları tarafından silahlandırılıyor ve masumlar hayatını kaybediyor. Son hadiselerde binden fazla insan hayatını kaybetti, kim dur diyecek? Kınamak, dile getirmek yetmez. Türk hükümetinin bu konuda mutlaka inisiyatif alarak, İslam ülkelerini bir araya getirip, ciddi tedbirleri aldırması icap eder. Cidde'de İslam İşbirliği Teşkilatı var, 57 üye ülke var. Neye yarar Allah aşkına bu? Bir yaraya merhem olamıyorsanız, kurduğunuz teşkilatın hiçbir kıymeti olmaz. Bu duygu ve düşüncelerle; basın toplantımıza katılımınız için teşekkür ediyor, sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı muhabbetle selamlıyor, şimdiden bayramınızı tebrik ediyor, hayırlı günler diliyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel

Temel Karamollaoğlu Asgari Ücret Ekonomi Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

Steam çöktü mü? 1 Mayıs Çarşamba Steam sorun mu var? 1 Mayıs'ta ne oldu? 1 Mayıs nasıl ortaya çıktı? 1 Mayıs belediye tatil mi? Belediyelerde 1 Mayıs tatil mi? 1 Mayıs maaş yatar mı, 1 Mayıs'ta maaş hesaba geçer mi? 1 Mayıs Konya'da elektrik kesintisi yaşanacak ilçeler! (GÜNCEL) MEDAŞ Konya elektrik kesintisi ne zaman bitecek? 1 Mayıs 2024 Sayısal Loto çekiliş sonuçları açıklandı mı? Sayısal Loto sonuçları saat kaçta açıklanacak? Sayısal Loto CANLI izle! Şans Topu sonuçları açıklandı mı? Şans Topu sonuçları ne zaman açıklanır? 1 Mayıs 2024 Çarşamba Şans Topu sonuçlarına ne zaman, nereden bakılır? Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 30 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 30 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu? 1 Mayıs Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 1 Mayıs İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 1 Mayıs 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 1 Mayıs 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 1 Mayıs Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi! Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçları ne zaman? Rövanş maçlarının tarihleri belli oldu 1 Mayıs'ta pazarlar açık mı, kapalı mı? 1 Mayıs Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi!
title