Haberler

İNTERNET VE SOSYAL MEDYADA ÖNE ÇIKAN YURT HABERLERİ

Sivas'ta koronavirüs tehlikesine rağmen mağaza açılışında izdihamSİVAS'ta bir iş yerinin açılışına özel uyguladığı indirimi duyanlar izdihama neden oldu.

Sivas'ta koronavirüs tehlikesine rağmen mağaza açılışında izdiham

SİVAS'ta bir iş yerinin açılışına özel uyguladığı indirimi duyanlar izdihama neden oldu. İndirimli ürünleri almak isteyenler ezilme tehlikesi geçirdi. Koronavirüs nedeni ile toplu alanlardan kaçınılması uyarısına dikkat edilmediği görüldü.

Eskikale Mahallesi Hoca İmam Sokak'ta bulunan ev eşyası satışı yapmak üzere bir mağazanın açılışı gerçekleştirildi. Mağaza sahipleri açılışa özel ürünlere indirim uyguladı. İndirimli ürünlerden faydalanmak isteyen yüzlerce kişi açılış saatinden önce dükkan önünde toplandı. Açılışın yapılmasıyla birlikte vatandaşlar mağaza içerisine akın etti. Koşarak mağazaya girenler ürünleri alabilmek için birbirleri ile yarıştı. Yaşanan izdiham nedeniyle birçok vatandaş ezilme tehlikesi geçirdi. Giriş kapısında sıkışanların yanı sıra kalabalıktan bunalan vatandaşlar çevredekiler tarafından kenara çekilerek sakinleştirildi. Ürün almayı başarabilenler kasa önünde uzun kuyruk oluşturdu. Koronavirüs tedbirleri kapsamında kalabalık alanlardan uzak durulması yönündeki tedbirlere rağmen yaşanan görüntü şaşkına çevirdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------

-Açılıştan görüntüler

-Mağazaya girenlerin oluşturduğu izdiham

-Yaşanan kargaşa

Haber : Rahmi MEYVECİ/SİVAS,

========================

Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde dezenfeksiyon çalışması

VAN Büyükşehir Belediye ekipleri, Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin tüm polikliniklerinde dezenfeksiyon işlemi yaptı.

Van Büyükşehir Belediyesi ile ilçe belediyeleri, kamu kurum ve kuruluşlar ile vatandaşların yoğun olarak bulundukları yerlerde dezenfeksiyon çalışması yaptı. Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Daire Başkanlığı ekipleri, her gün yüzlerce hastanın geldiği Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ni de dezenfekte etti. Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez'in talimatıyla, ekipler hastanenin poliklinik, laboratuvar, koridorlar, acil servis ve lavabolarında dezenfeksiyon işlemi yaptı.

Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Adil Allahverdi, "Büyükşehir Belediyemizin ilaçlama merkezi personelimiz tarafından toplu yaşamın olduğu tüm noktalarda en üst seviyelerde tedbirlerimizi alıyoruz. Bu çalışmalar kapsamında özellikle koronavirüs ve diğer tüm virüslere karşı Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de dezenfeksiyon çalışması yaptık. Çalışmalarımız rutin olarak devam edecek" dedi.

Dezenfeksiyon çalışmalarının kentteki tüm kamu-kurum ve kuruluşlarda yapılacağı belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Bölge ve Araştırma Hastanesi

-Hastanede dezenfekteyapan ekipler

-Dezenfeksiyon çalışmalarından genel ve detaylar

Behçet DALMAZ/VAN,

=============================

Minikler mektup yazdı, Mehmetçik videolu cevap verdi

MERSİN'de anaokulu öğrencileri, Diyarbakır'da görev yapan Mehmetçiklere moral vermek için mektup yazdı. Askerler de öğrencilere selam gönderdi.

Merkez Toroslar ilçesine bağlı Zeynep Toroğlu Çamlıbel Lions Anaokulu öğrencilerinden Mehmetçiğe anlamlı destek geldi. Minik öğrenciler, Diyarbakır Kulp Zeyrek Jandarma Karakolu'nda görevli askerlere mektup ve bayrak şeklinde boyanmış Türkiye haritası gönderdi. Miniklerin anlamlı desteğine Mehmetçik de kayıtsız kalmadı. Karakolda görev yapan askerler, miniklere görüntü çekip, selam ve sevgi gönderdi. Görüntüler, izleyenlerde duygusal anlar yaşattı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Anaokulundan detay ve genel görüntü

-Minikler resim çizerken

-Hazırlanan resimlerden görüntü

-Askerler miniklere selam gönderirken

Haber-Kamera: MERSİN,

=============================

Ardahan'da Mart karı etkili oldu

Ardahan'da  Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır' atasözü gerçek oldu. Kentte etkili olan kar  yağışı ve tipi şehri beyaza bürüdü.

Ardahan dün gece yarısından itibaren  tipi şeklinde başlayan kar yağışı nedeniyle bahara 'merhaba' demeye hazırlanırken yeniden karla kaplandı. Yağan kar nedeniyle araçlar trafikte güçlükle ilerledi. Belediye ve karayolları ekipleri, yolların kapanmaması için temizleme çalışmalarına başladı.Sabah kar sürpriziyle karşılaşan vatandaşlar ev ve işyerlerinin önünde biriken karları temizlediler. Ardahan'lı vatandaşlar 'Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır' sözünün gerçekleştiğini söylediler.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Kar yağışından görüntü

-Vatandaşlardan görüntü

-Kar temizliği yapan vatandaşlardan görüntü

-Sokak hayvanlarından görüntü

-Röp.

Haber-Kamera -Deniz BAŞLI - / ARDAHAN

========================

Engelli çocuğun bacağını kırıp, eve gönderen fizyoterapiste 'kınama' cezası

KAHRAMANMARAŞ'ın Türkoğlu ilçesinde yaşayan yüzde 100 engelli Efe Can Karataş'ı (15) bağdaş şeklinde oturtmak isterken bacağını kırıp hastane yerine evine gönderdiği öne sürülen fizyoterapist İsmail K., hakkında başlatılan idari soruşturmada 'kınama' cezası aldı. Anne Ayşe Bozdoğan karara tepki gösterdi.

Olay, 6 Kasım'da merkez Dulkadiroğlu ilçesindeki özel bir engelli rehabilitasyon okulunda meydana geldi. İddiaya göre, Ayşe Bozdoğan tarafından okula götürülen Efe Can Karataş, fizyoterapist İsmail K. tarafından bağdaş şeklinde oturtulmak istendi. Ancak bu sırada Efe Can'ın sol bacağı kırıldı. Canını yanan çocuk birden çığlık atmaya başladı. İddiaya göre fizyoterapist, ambulans çağırmak yerine Efe Can Karataş ve refakatçisi olan annesi Ayşe Bozdoğan'ı servisle Türkoğlu ilçesindeki evine götürdü.

AİLE ŞİKAYETÇİ OLDU

Ailesi tarafından Türkoğlu Devlet Hastanesi'ne götürülen ve çekilen röntgeninde sol bacağında kırık tespit edilen çocuk Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. Efe Can enfeksiyon rahatsızlığı nedeniyle 15 gün sonra ameliyata alınırken, ailesi de okul ve fizyoterapist İsmail K. hakkında şikayetçi oldu. Okul yönetimi ise iddiaların asılsız olduğunu öne sürdü.

"FİZYOTERAPİSTE KINAMA CEZASI UYGUN GÖRÜLMÜŞTÜR"

Ailenin şikayeti üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan soruşturma tamamlandı. Müfettişler, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125'inci maddesinin B fıkrasının A bendinde yer alan "Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kusurlu davranma" kapsamında İsmail K.'ye 'kınama' cezası verdi.

Olayın özel bir okulda gerçekleşmesine rağmen, çalışanların valilik oluruyla çalışmasından dolayı disiplin işlemlerinde Devlet Memurları Kanununun uygulandığı öğrenilirken, soruşturmanın sonucunu bildirmek için Dulkadiroğlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından aileye gönderilen yazıda şöyle denildi: "Soruşturma sonucunda fizyoterapist İsmail K.'nın yüzde 100 engelli olan Efe Can'ı seans esnasında oturtarak bacaklarına ağır bir şekilde baskı uygulaması sonucunda sol bacak kemiğinin kırıldığı fiili sübuta erdiğinden 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-a maddesi gereğince adı geçen fizyoterapistin kınama cezası ile tecziyesi uygun görülmüştür."

'AİLE KARARA TEPKİLİ'

Aile ise karara tepki gösterdi. Ayşe Bozdoğan, oğlunun bacağının kırılma sesinin hala kulaklarında olduğunu, okul yönetiminin Efe Can'ı hastaneye götürmek yerine servisle yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki eve gönderdiğini belirterek, adli soruşturmanın devam ettiğini ve bu işin peşini bırakmayacağını söyledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Yatakta yatan Efe Can

Ayşe Bozdoğan'ın Efe Can ile ilgilenmesi

Efe Can'ın kırılan bacağı

Bozdoğan ile röp.

Bozdoğan'ın Efe Can ile ilgilenmesi

Kınama cezası yazısı

Haber-Kamera: Ömer KOÇ / KAHRAMANMARAŞ

==============================

Koronavirüs vakaları sonrası kelle paçaya talep arttı

TÜRKİYE'de koronavirüsün görülmesinin ardından, sakatat denince ilk akla gelen lezzetlerden olan kelle paça, en çok tercih edilen çorba oldu. Canan Karatay'ın da önerdiği, Hollanda'nın Ankara Büyükelçi Yardımcısı Erik Weststrate'nin de içtiği kelle paça çorbasının satışları İzmir'de arttı.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkarak dünyaya yayılan ve 6 binin üzerinde insanın ölümüne yol açan koronavirüsün Türkiye'de de görülmesinin ardından önlemler artırıldı. Uzmanların sıraladığı önlemlerin başında kişisel temizliğe dikkat etmek geliyor. Doktorlar, salgına karşı en iyi korunma yollarından birinin sık sık ellerin yıkanması ve alkol bazlı hijyen ürünlerinin kullanılması olduğunu belirtiyor. Vatandaşlar kamuya açık alanlarda maske ve eldiven kullanırken, yanlarında da türlü temizlik ürünü taşımaya başladı. Tüm bunların yanı sıra birçok kişi, bağışıklık sistemini güçlendirmek için yediklerine de dikkat etmeye başladı. Vatandaşlar çeşitli organik ürünlere yöneldi. Sağlıklı beslenme konularında sıklıkla önerilerde bulunan doktor Canan Karatay salgının ilk görüldüğü zamanlarda verdiği beslenme önerilerinde ilk olarak kelle paça içilmesini tavsiye etti. Hollanda'nın Ankara Büyükelçi Yardımcısı Erik Weststrat de sosyal medya hesabından "Önlemlerimizi aldık. Artık tokalaşmıyoruz, dezenfektanlar, kağıt mendiller ve kelle paça" şeklinde paylaşımda bulundu.

İzmirli çorbalılarda da kelle paça satışları arttı.

'KORONAVİRÜSTEN KORKMAYIN, DOĞRU BESLENİN'

Koronavirüsün paniğe yol açtığını, öldürücülüğü yüzde 2 olan bu virüsün genellikle 80 yaş ile kronik bir rahatsızlığı olanlarda ölümlere yol açtığını belirten Diyetisyen Derya Zünbülcan, vücuduna iyi bakan ve kelle paça gibi kilit besinlerle beslenenlerin korkmaması gerektiğini söyledi. Zünbülcan, "Doğru beslenme ile koronavirüsün vücudunuza erişme, erişse de kalma ve çoğalma ihtimali azalır. Burada önemli olan koronavirüsten korkmak yerine vücudumuzu doğru besinlerle beslemektir. Kelle paça bu besinlerden biridir. İçerdiği yüksek kolajen oranı sayesinde bağışıklık sisteminizi destekler. Aslında kaşık kaşık şifa içiyorsunuz. Ama kalp hastalığınız varsa tüketim dozuna dikkat edilmeli. Miktarı aşmadan tüketirsiniz koronavirüsü ve diğer rahatsızlıklardan korunabilirsiniz. Sağlık problemleriniz varsa uzmana danışmadan tüketmemenizi öneriyorum" dedi.

'KOLAJEN DEPOSU EN YÜKSEK ÇORBA'

Bornova ilçesinde 11 yıldır döner, kebap, et ve çorba satışı yapan Yılmaz Akbıyık, koronavirüs salgınının kelle paça çorbasına ilgiyi artırdığını anlattı. İçeriğindeki kolajen, vitamin, minerallerle bağışıklık sistemini güçlendiren paça çorbasının kış aylarında soğuk algınlığı ve gripten koruduğuna dikkat çeken Akbıyık, paça çorbasının sarımsak, limon ve sirke içeriği ile antibiyotik kullanımına gerek bırakmadığını savundu. Akbıyık, "Günlük hazırladığımız ayak paça çorbamız var. Bu kolajen deposu en yüksek olan çorbadır. Birçok hastalığa iyi geliyor. Özellikle soğuk havalarda gribe aşırı iyi gelir. Bunu mutlaka tüketmeliyiz. Kelle paça çorbası terbiyeli yani sosludur. Kaynayan kemik suyuyla kelle etleri birleştiriliyor. Bu çorbaları günlük taze hazırlıyoruz. Hastalıklara iyi geldiğini biliyoruz. Koronavirüs nedeniyle son 1 haftadır satışlarda artış var. Bu virüsün ardından müşterilerimizde gözle görülür bir artış oldu" diye konuştu.

Çorba ustası Yüksel Karakan da şunları söyledi:

"Kelle paçayı haşlıyoruz. Çorba suyunu terbiyeli ve kemik suyuyla yapıyoruz. İlgi ayak paça ve kelle paçada da arttı. Kırığa, çıkığa, bel kaymasına iyi geldiği gibi koronavirüste de etkili. Son günlerde ilgi arttı."

'ŞİFA KAYNAĞI KELLE PAÇA'

Kelle paça çorbası içmek için sıraya girdiklerini söyleyen İlyas Kaşıkara da genç olduğunu ve kişisel temizliğine büyük önem verdiğini belirtip, "Sık sık ellerimi yıkarım. Mümkün olduğunca bir yerlere temas etmemeye çalışıyorum. Kelle paça şifa kaynağı bir çorba. Tadını seviyorum. İki, üç günde bir içerim" dedi.

Mesut Vatansever de "İki günde bir kelle paça çorbası içerim, grip olduğumu hatırlamam. Koronavirüsten korkmuyorum. Çorbamı içerim endişe yaşamam."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Muhabir anonsu,

-Kelle paça çorbasının yapılışından görüntü,

-Ayakların kesilmesi kaynatılmasından görüntü,

-Kazanlardaki ayak paça ve kelle paçadan görüntü,

-Çorba servisinden görüntü,

-Diyetisyen Derya Zünbülcan ile röp,

-Yılmaz Akbıyık ile röp,

-Müşterilerle röp.

Haber : Nevra UÇKAÇ - Kamera: Ahmet Turhan ALTAY - Tekin GÜRBULAK / İZMİR,

Haber Kodu : 200316010

==================================

Marmaris'in son sandaletçisi

MUĞLA'nın Marmaris ilçesinde, 25 yıl öncesine kadar sayıları 70'i bulan sandalet ustaları zamanla mesleği bırakınca, kentte mesleğin son ustası Fevzi Olca (58) kaldı. Ailesinden kalan iki katlı taş evi sergi ve atölyeye çeviren Olca, mesleğinin kaybolmaması için çabalıyor.

Marmaris'te Tepe Mahallesi 57 Sokak'ta, zamanla büyüyen Kapalı Çarşı'da, ilçenin son sandalet ustası Fevzi Olca, el emeğiyle dana ile kuzu derisinden sandalet üretiyor. Olca, annesi ve babasından kalan iki katlı taş evindeki atölyesinde hiçbir elektronik alet kullanmadan tamamen doğal ürünlerden sandalet üretiyor. Yaklaşık 25 yıl önce, Kapalı Çarşı'nın her bir köşesinde 70'i bulan sandalet ustalarının sayısı gün geçtikçe azalınca, tamamen el emeğiyle bu işi yapan son usta Fevzi Olca kaldı. Olca günümüz teknolojisine direnerek geleneksel yöntemlerle yaptığı sandaletlerden geçimini sağlarken bir yandan da mesleğinin son bulmaması için mücadele veriyor.

Barış Manço'nun eski eşi Lale Manço Ahıskalı, bir temizlik firmasının uzun yıllar 'Ayşe Teyze' adıyla reklam yüzü olan Alev Gündoğdu, arabesk müziğin güçlü seslerinden Ferdi Tayfur gibi sanatçılara el emeği sandaletler yapan Olca, mesleğini anlattı. Kızının mimarlığı tercih etmesi nedeniyle kendisinden sonra sandalet imalatını devam ettirecek kimsenin olmadığını belirten Olca, babasından kalan mesleği gücü yettiği sürece devam ettireceğini söyledi.

'BAŞKAN YARDIMCISINA KIZIP MEMURLUKTAN İSTİFA EDEREK BAŞLADI'

Babasının Marmaris'in ilk sandaletçilerinden olduğunu belirten Fevzi Olca, mesleğe başladığı dönemleri şöyle anlattı:

"Küçük atölyesinde bu işi yaparak ailemizi geçindirirdi. 1983 yılına kadar Marmaris'te otel, kafeterya gibi çeşitli işlerde garson olarak çalıştım. Daha sonra Marmaris Belediyesi Yazı İşleri Müdürlüğü'nde memur olarak işe başladım. Aynı zamanda dönemin İçmeler Futbol takımının da amatör oyuncusuydum. Hiçbir ücret almadan maçlara çıkıyordum. Bir gün böbreklerimden rahatsızlandım ve rapor aldım. Dönemin Belediye Başkan Yardımcısı, 'İşten kaçmak için mi rapor aldın' deyince, istifamı verdim. Bir süre işsiz kalmama rağmen babamın sandalet işiyle ilgilenmedim. Ancak, işsizliğe daha fazla dayanamayıp, 1987 yılında, babadan gelen yetenekle sandaletçiliğe başladım. Zamanla işin ustası oldum. Annem ve babam vefat ettikten sonra Marmaris'in simgesi olan iki katlı taş evi hem atölye hem de sergi alanı haline getirdim. 33 yıldır bir fiil babamdan kalan en eskisi 2 asırlık tahta kalıplar, 80 yıllık kesme, doğrama, çekiç gibi aletler ve dikiş makinesi ile sandalet yapıyorum.  Evime gelen herkes hangi ürünlerden sandalet yaptığımı görerek gönül rahatlığı ile alıyor. İmalatta kullandığım malzemeler ve yaptığım tük ürünleri de müze gibi evimde sergiliyorum."

ÇEYREK ASIRLIK MÜŞTERİLERİ VAR

Sentetik olmayan dana ve kuzu derisinden el emeği ile yaptığı sandaletlerin tercih edilmesinin nedeninin yaz aylarında ayakları terletmemesi olduğunu belirten Olca, "Türkiye'nin çeşitli şehirleri ile İngiliz, Alman, Fransız, Yunan vatandaşları başta olmak üzere 200'ün üzerinde 25 yıldır sandalet yaptığım müşterim var. İsteğe göre sandaletlerimde doğal ürünlerden yapılma işleme ve örgüler kullanırım. Yaptığım iş; beceri, emek ve sabır istiyor. Kışın doğal derileri işler ve yaza hazırlarım. Kışın fazla talep olmaz ama yazın artar. Günde iki sandalet yaparım. 25 yıldır benden sandalet alan müşterilerimin ayak kalıpları aklımdadır. Beni telefonla aradıklarında ayak numaralarını ve ölçülerini bilir, isteklerine göre 2 günde veya bir haftada ürünü bitirir teslim ederim" diye konuştu.

AYNI ZAMANDA ŞİİR YAZIYOR

Her ustanın mutlaka bir hobisi veya başka bir sanata ilgisi olduğunu vurgulayan Olca, şöyle devam etti:

"Benim de ilgim yaşam, insan, sabrı, sevgi ve saygı üzerine şiirler yazarım. Sandaletleri yaparken bir anda ilham gelir, şiir söylemeye başlarım. Söylediğim şiirleri unutmam sonra kağıtlara yazarım. Marmaris Ticaret Odası'nın 'Marmaris'in Değerleri' adı altında bir projesi var. Önümüzdeki aylarda 45 veya 50 şiirimi kitap haline getirmeyi planlıyorlar. Ayrıca son sandalet ustası olduğum için bununla ilgili bir belgesel hazırlayarak işin ustalıkları konusunda kitap basılacak. Evinde hobi olarak yapacak olanlar için resimli tariflerle anlatımlar olacak."

'EMEK ÇOK VE MADDİ GETİRİSİ AZ OLUNCA İLGİ DUYAN YOK'

Yanına gelip, sandalet yapımını öğrenmek isteyenler olduğuna dikkati çeken Olca, "Kendilerine yardımcı olmak istediğimi söylüyorum. Biraz sohbet edip gittikten sonra bir daha uğramıyorlar. Çünkü bu mesleği yapacak olanın sabrı, emeği ve yeteneği olması gerekiyor. Emek çok olup, maddi getirisi az olunca bir daha kimse gelip kapımı çalmıyor. Bu özel deriler İzmir ve Aydın'dan getirtiyorum. Kösele isteyene kösele, lastik isteyene lastik tabanlı sandalet yapıyorum. Yaptığım sandaletlerde hiçbir katkı maddeli ürün yok ve teknoloji kullanmadan üretiyorum." dedi.

HEM TERLETMİYOR HEM RAHAT

Olca'nın çocukluk arkadaşı Hamdi Gürpınar, her yaz ailecek birer sandalet aldıklarını belirtip, "Ayağımızda sandaletleri gören tatilci ve turistlere dükkanına yönlendiririz" dedi.

Olca'nın bir diğer çocukluk arkadaşı Necati Çalışkan da, "Her türlü ayakkabıyı denedim ama sandaletteki kadar ayağım rahat etmedi. Bu sandaletler yazın ayağımızı terletmiyor" dedi.

Olca, yaptığı sandaletleri özellik ve işlemesine göre 150 ile 350 TL arasında değişen fiyatlarla satıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

-Marmaris son sandalet ustası Fevzi Olca'nın Kapalı Çarşı içindeki bir ara sokakta bulunan atölye ve müzeye çevirdiği evinin dışardan görüntü

-Sandaletk ustası Olca'nın atölye e müzeye çevirdiği evin içerden görüntüsü

-Fevzi Olca'nın evinin bahçe duvarlarına astığı sandaletler ve yazdığı şiirlerden görüntü

-Fevzi Olca'nın evinin bahçesinde, babadan kalma, teknolojik aletler kullanmadan sandalet yapmasından görüntü

-Fevzi Olca ile röp.

-Olca'nın evinin ikinci katındaki babadan kalma asker çantası, dikiş makinesi, 200 yıllık tahta kalıplar ve diğer çeşitli eşyalardan görüntü

-Olca'nın çocukluk arkadaşları Hamdi Gürpınar ve Necati Çalışkan ile röp.

-Fevzi Olca'nın sandalet yaparken yazdığı şiirlerinden şiir okuması

-Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Ali GÜNDOĞAN / MARMARİS (Muğla),

Haber Kodu : 200316019

==================================

Kapıda kalan üniversiteli gençlerin imdadına itfaiye yetişti

AYDIN'ın Söke İlçesinde ekmek almak için çıktıkları evin anahtarını içeride unutan üniversite öğrencileri çilingir bulamayınca itfaiyeden yardım istedi. İtfaiye ekipleri üçüncü katın balkonuna çıkarak balkon kapısından içeri girdi.

Olay, saat 23.00 sıralarında Yenikent Mahalles'inde meydana geldi. Bir apartmanın 3'üncü katında kalan üniversite öğrencisi Hasan Erol (21) ve Emre Yılmaz (20) ekmek almak için kapıyı çekerek evden çıktı. Alışverişten sonra eve dönen gençler anahtarı evde unuttuklarının farkına varınca eve giremediler. Kapıyı açmak için internetten çilingir telefonu bulup aradılar ama kimse gelmedi. Gençler ne yapacaklarını düşünürken, ocakta bulunan yemeğin yangın çıkaracağı korkusuyla itfaiyeden yardım istedi. Kısa süre sonra gençlerin yardımına koşan itfaiye ekipleri merdiven yardımıyla 3'üncü katın balkonuna çıkarak balkon kapısından içeriye girdi.

"KİMSE GELMEDİ"

Üniversite öğrencilerinden Emre Yılmaz, "Ocakta yemek vardı. Arkadaşımla birlikte markete ekmek almaya gittik. Döndüğümüzde anahtarın içeride olduğunu fark ettik. İnternetten telefon numarası bulduk belki 30 çilingirci aradık ama kimse açmadı. Telefonu açanlarda dışarıda olduklarını söyledi. Öğrenci olduğumuz için çok fazla tanıdıkta yoktu. Bizde itfaiyeden yardım istedik hemen geldiler ve balkondan kapımızı açtılar. Eve girdik itfaiye ekiplerine teşekkür ederiz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

------------------------

-itfaiye ekiplerinin balkona çıkarak kapıyı açması

-Emre Yılmaz röp

-binadan görüntü

Haber - Kamera: İslam KELEŞ/SÖKE, (Aydın)

========================

Koronavirüs endişesi nedeniyle tatil beldelerine yazlıkçılar erken geldi

TÜRKİYE'de koronavirüs vakasının görülmesinin ardından, okulların tatil edilmesiyle birlikte, tatil beldelerinde yoğunluk arttı. Büyük şehirlerden Çeşme, Urla ve Seferihisar'daki tatil beldelerine gelen yazlıkçılar, yaz gelmeden evlerini açtı.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve hızla dünya genelinde yayılmaya devam eden koronavirüs (Kovid-19) vakasının Türkiye'de görülmesinin ardından, okulların da tatil edilmesiyle birlikte tatil beldelerinde yoğunluk yaşandı. İzmir'de yazlıkçılar, sezon başlamadan yazlık evlerini açtı, Çeşme, Urla ve Seferihisar'da yoğunluk oluştu.

Çeşme Alaçatı'da dondurmacılık yapan Ahmet Bağcı vatandaşların bölgeyi tercih ettiğini belirterek, "Burası yarımada olduğu için önü tamamen açık ve dolayısıyla havası da oldukça temiz. Burada huzur var. Özellikle hafta sonları çok kalabalıklaşıyor ve yavaş yavaş kalabalığın arttığını gözlemliyoruz. İzmir, İstanbul gibi bölgelerden gelenler var. Koronavirüs konusunda temkinliler. Gelen vatandaşlarımız yazlıklarını açmış vaziyette. Evlerinde huzurlu bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar" dedi.

'KORKUDAN GELDİLER'

Alaçatı Mahallesi'nde kuş yemi satışı yapan Mehmet Beşir, "Hafta sonu aşırı derecede kalabalıktı. Herkeste bir korku var. Koronavirüsten korkuyorlar. Dezenfekte edici maddeleri kullanırsak kolay kolay virüs buraya uğramaz. İstanbul'dan, Bursa'dan, İzmir'den birçok kişi Çeşme'ye geldi. Birçoğu da koronaviristen korkup, buraya geldi" diye konuştu.

İstanbul'da yaşayan ve Çeşme'nin Alaçatı Mahallesi'ndeki yazlığına gelen Metin Baş ise "İstanbul'dan geldik. Burada bu tarz virüslerin bulunmadığını düşünüyoruz" diye konuştu.

Koronavirüsün tüm dünyayı etkilediğini söyleyen ve İstanbul'dan Alaçatı'daki yazlığına gelen Dilek Baş, "Türkiye genelinde koronavirüs konuşuluyor. Umarım hafif olarak atlatırız. Özel anaokulum var ve velilerde ciddi bir panik olduğunu gözlemledim. Hepsi çocuklarını çekmiş durumdalar. Bir kurum sahibi olarak öğretmenlerimi, kurumumu düşünüyorum. Ekonomik anlamda inanılmaz bir yıpranma yaşayacağız. Umarım sağlıklı ve hafif atlatarak geçiririz" dedi.

'AÇIK HAVADA YAYILMADIĞINI DUYDUK'

Koronavirüs endişesiyle Çeşme'ye gelen Güner Gedik de, "Virüsün açık havada yayılmadığını duyduğumuz için soluğu burada aldık. Virüs sebebiyle endişeleniyoruz. Kalabalık ortamlara girmiyoruz. Ellerimizi yıkıyoruz, dezenfektan kullanıyoruz. Evden çıkmıyoruz, çıkacağımız zaman da açık havayı tercih ediyoruz" diye konuştu.

Kalabalıktan uzak durmaya çalıştığını söyleyen Ayşecik Gedik ise şunları söyledi:

"Bugün açık hava olduğu için Çeşme'ye geldik. Şu an burası daha az kalabalık. Çok fazla endişeleniyoruz. Dış ülkelerde gördüğümüz manzaralar bizi ürkütüyor. Kendimizce önlem almaya çalışıyoruz. Evin içini daha fazla dezenfekte ediyoruz" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Çeşme'nin Alaçatı Mahallesi'nden genel ve detay görüntü

-Ilıca Sahili'nden görüntü

-DHA Muhabiri Hande Nayman'ın anonsu

-Esnaf ve vatandaşlarla yapılan röp.

-Genel ve detay görüntüler

Haber: Hande NAYMAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,

===============================

Bu eve girenlerin başı dönüyor

KOCAELİ'nin Kartepe ilçesinde ters ev, içeriye girenlerde baş dönmesine sebep oluyor. Vertigo ve benzer hastalıkları olanların girmesinin yasak olduğu ters ev, fotoğraf meraklılarının yoğun ilgisini çekiyor.

Kartepe'de bulunan Ormanya Doğal Yaşam Parkı'nın yanında inşa edilen ters ev, Türkiye'nin birçok ilindeki benzerlerinden farklı olarak yüzde 3 eğimli olarak inşa edildi. Beynin yapının eğiminden ötürü yaşadığı yanılsama sebebiyle baş dönmesine sebep olan ters ev, fotoğraf tutkunlarının ise yoğun ilgisini çekiyor. Dubleks bir evin tamamen ters çevrilerek eşyaların tavana yerleştirildiği binaya girenler tavanda yürüdükleri hissine kapılıyor.

EŞYALAR ÖZEL BAĞLANTILARLA YUKARI TUTTURULUYOR

Vatandaşların yoğun ilgisinden dolayı ters evi Ormanya Doğal Yaşam Parkı'nın yanında kurduklarını belirten işletme sahibi Mustafa Kazanbaş, "Böyle bir yatırımın Kocaeli'de güzel olacağını düşünerek bu evi yaptırdık. Mevkii olarak da insanlar bu bölgeye yoğun bir rağbet gösterdiği için doğal yaşam parkını seçtik. Bu ev de aslında herkesin dikkatini çekiyor. Burayı yapmak için bir ev nasıl yapılıyorsa aynı prosedürler işliyor. Tek farkı burada evin ters kurulması. Onun dışındaki diğer tüm yasal zorunluluklar bu ev için de geçerli. Eşyaların hepsi özel bağlantılarla yukarıya tutturuluyor. Herhangi bir tehlike yok." dedi.

"BURAYA GELEN HER KİŞİ SİGORTALI OLARAK İÇERİYE GİRİYOR"

Tüm ziyaretçilerin sigortalandığını söyleyen Kazanbaş, "Buraya gelen her kişi sigortalı olarak içeriye giriyor. Şirketimiz tarafından üçüncü şahıs sigortası ile korunuyorlar. İçeriye girdiğinizde ilk anda bir baş dönmesi yaşanıyor. Bunun nedeni de evin sadece ters değil, aynı zamanda her iki tarafa da açılı olması. Bu yüzden özellikle vertigo ve benzer hastalıkları olan kişilerin girmesi yasak. Çünkü yoğun bir baş ağrısı yapıyor. Evin açılı olmasından kaynaklı olarak beyin eşyaları düzeltemiyor. Birçok ters evde sadece düz evi ters çeviriyorlar. O yüzden burada yaşanan etki o evlerde yaşanmıyor" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

----------------------------

Ters evin dış görüntüsü

Binanın içinden ters ve düz görüntüler

İşletme sahibi Mustafa Kazanbaş ile röp.

Ziyaretçi Nadiye Yılmaz ile röp.

Detay

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/KARTEPE(Kocaeli),

===============================

Şehit mezarlarına kırmızı-beyaz 11 bin şakayık dikildi

ÇANAKKALE'de 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105'inci yıl dönümü töreninin yapılacağı Şehitler Abidesi'ndeki sembolik şehit mezarlarına, Türk bayrağının rengi olan 6 bin kırmızı ve 5 bin beyaz olmak üzere toplam 11 bin şakayık çiçeği dikildi.

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı sorumluluğundaki Şehitler Abidesi'nde, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 105'inci yıl dönümü törenleri için hazırlıklar devam ediyor. 18 Mart günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşmesi beklenen tören için alan, Türk bayrakları ile donatıldı. Törenler sırasında denizde gerçekleştirilecek olan geçit töreni için seyir terası oluşturuldu. Şehitler Abidesi'ndeki tören kapsamında sembolik mezarlıkların temizliği ve bakımı yapıldı. Sembolik şehit mezarlarına Türk bayrağının rengi olan 6 bin kırmızı ve 5 bin beyaz olmak üzere toplam 11 bin şakayık çiçeği dikildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-Şehitler Abidesindeki sembolik mezarlardan genel ve detay görüntü.

-Şehitler Abidesindeki sembolik mezarlara dikilen 11 kırmızı beyaz şakayık çiçeklerinden genel ve detay görüntü.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE,

===============================

Kanser hastası Emir'e kanseri yenen öğretmenden evde eğitim

DİYARBAKIR'da 2 yıl önce beyninde tümör tespit edildiği için okula gidemeyen 7 yaşındaki Emir Aydın'a evde ders vermek için, daha önce kanseri yenen öğretmen Ahmet Şudut gönüllü oldu. Milli Eğitim Müdürlüğü bu talebe olumlu yanıt verince Ahmet Şudut, Emir'e evde eğitim vermeye başladı.

Kentte oturan 3 çocuklu Aydın ailesinin ortanca çocuğu Emir, 5 yaşındayken geçirdiği rahatsızlık sonucu hastanede tedaviye alındı. Tedavi gördüğü hastanede doktorlar Emir'in beyninde tümör tespit etti. Kanser teşhisi konulan Emir'in tedavisine başlandı. Oğlunun okul çağına gelmesiyle Mevlide Aydın, Emir'in doktorlarıyla görüştü. Doktorlar, Emir'in okula gidemeyeceğine karar vermesi üzerine anne Mevlide Aydın, oğlunun evde görmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne başvurdu. Milli Eğitim Müdürlüğü, Mevlide Aydın'ın başvurusunu incelemeye aldığı sırada Emir'in durumunu öğrenen ve geçen yıl yakalandığı akciğer kanserini erken teşhisle sonucu yenen Ahme Şudut, harekete geçti. Şudut, Emir'e evde ders vermeye gönüllü olduğunu Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bildirmesiyle talebi kabul edildi.

'KENDİMİZİ ÇOK ŞANSLI HİSSEDİYORUZ'

Öğretmen Şudut, Emir'e evde eğitim vermeye başladıktan kısa süre sonra dayanışma gecesi düzenledi. Sudut, Diyarbakır Öğretmenevi'nde düzenlenen gecede, Emir'in tedavisi için para toplandı. Geceye katılan İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Feysel Taşçıer, öğretmen Şudut'un sergilediği vefanın önemine dikkat çekerek, "Ahmet Şudut hocamız Türkiye'de ve dünyada eşi az bulunan bir çabayla çok büyük bir vefa örneği gösterdi hepimize. Kendimizi çok şanslı hissediyoruz böyle öğretmenlerle çalıştığımız için" dedi.

'İKİMİZ DE AYNI İLLETİN MAĞDURUYUZ'

Öğretmen Ahmet Şudut, ayrıca Emir'e, resim ve müzik öğretmenlerinin de eğitim vermesini sağladı. Şudut, 8 seanslık kemoterapi tedavisi gördüğünü, kanseri yendikten sonra Emir'e ders vermenin mutluluğunu yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Akciğerimde kitle için 8 seanslık bir kemoterapi ışın tedavisi gördüm. Bundan dolayı evde eğitim sistemine geçmek için İl Milli Eğitim Müdürlüğüne dilekçe verdim. Sağ olsun İl Milli Eğitim Müdürümüz Feysel Taşçıer uygun buldu ve beni evde eğitim sisteminde görevlendirdi. Emir Aydın, öğrencimiz beyin tümörü nedeniyle ameliyat olmuş ve okula gidemiyordu. O da evde eğitim almak için başvurmuştu. Yolumuz bu şekilde kesişti. Kasımın ayından beri birlikte çalışıyoruz. Birbirimizin dilinden iyi anlıyoruz. İkimiz de aynı iletin mağduruyuz. Ben atlattım. Sadece belli dönemlerde kontrole gidiyorum. Emir ile çalışmalarımız devam edecek. Gelecek yıl ikimiz de sağlığımıza kavuşursak özellikle o sağlığına kavuşursa doğal ortamda devam edecek. Emir ile çalışmalarımız evle sınırlı kalmıyor. Resim ve müzik öğretmenlerinden dersler alıyor. Ben de onu dış ortamda sosyal hayatın içine katmak için çalışmalarda bulunuyorum. Alışverişe gidiyoruz, sinemaya gidiyoruz. Kolejlerde kendi yaşıtlarıyla buluşturuyoruz."

Anne Mevlide Aydın ise oğlu Emir'in evde eğitim görmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini ileterek, "Evde eğitim olarak çok güzel gidiyor. Öğretmenimizden memnunuz. Emir de çok mutlu bu konuda. Yazmayı çok seviyor" dedi.

Görüntü Dökümü

-------

Emir için düzenlenen gece

Geceye katılanlar

Taşçıer'in açıklaması

Emir'in evde eğitim alması

Öğretmen Ahmet Şudut'un açıklaması

Emir'in annesi Mevlide Aydın'ın açıklaması

Genel ve detay görünütler

Haber-Kamera: Nurettin FİDANCAN, Selim KAYA/DİYARBAKIR,

Haber Kodu : 200316021

===============================

'Destek Eğitim Odaları'nın masa, dolap ve kitaplıklarını lisesiler yaptı

MUĞLA Milli Eğitim Müdürlüğü'nce özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler için 5 ilçedeki ilkokulda hayata geçirilen Destek Eğitim Odaları'nın masa, dolap, sehpa ve kitaplıkları lise öğrencileri tarafından yapıldı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), okullarda açılan destek eğitim odalarının yeni standartlara göre dönüştürülmesi için 2019'da çalışma başlattı. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrencilerin eğitim ortamlarını iyileştirme çalışmaları kapsamında, 2019 başında 33 ilde 79 olan yeni standartlarda Destek Eğitim Odası sayısı yıl sonunda 81 ilde 200'e, 2020 yılı başında ise 400'e çıkarıldı. Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde Menteşe, Bodrum, Fethiye, Köyceğiz ve Marmaris ilçesindeki 5 ilkokulda hayata geçirilen Destek Eğitim Odaları çalışmalarında, Menteşe Şehit Ziya İlhan Dağdaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri örnek davranış sergiledi.

Lisenin Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Alanı öğrencileri, Destek Eğitim Odaları'nda özel eğitime ihtiyaç duyan öğrenciler için kullanacakları masa, dolap, sehpa ve kitaplıkları kendileri yapmak istedi. Öğrenciler bu fikirlerini, okul müdürü Hamit İzdaş'a anlattı. İzdaş, 10'uncu sınıf öğrencilerinin teklifini İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre'ye iletti. Töre, teklif karşısında gurur ve mutluluğu bir arada yaşadı. Müdür Töre'nin onayının ardından öğrenciler 15 günde destek eğitim odalarının mobilyalarını bitirdi. Geleceğin marangoz adaylarının alın teri ve emekleriyle ortaya çıkan 5'i öğretmenler, 25'i ise öğrenciler için olmak üzere toplam 30 masa, 15 dolap, 5 sehpa ve 5 kitaplık ilçedeki okullara gönderildi.

MEB'E ÇAĞRI: DİĞER İLLERDEKİ DESTEK ODALARININ MOBİLYALARI DA YAPARIZ

Mobilya ve İç Mekan Tasarımı Alanı öğretmenlerinden Erkut Öksüz, "Öğrencilerimizin bu konudaki çalışmaları takdire şayandır. Onların sayesinde işlerimizi toparladık. Bakanlığımızca diğer illerdeki destek odalarının mobilyaları yapmamız istenirse makine parkımız buna müsait. İş gücü olarak da yeterli durumdayız" dedi.

MİLLİ EĞİTİM BAKANI'NDAN TEŞEKKÜR

Öğrencilerden Ali Emir, "Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk, geçen şubat ayında Muğla ziyaretinde bulundu. Bakanımıza yaptığımız çalışmaları sunduk. Bizlere teşekkür ederek başarılarımızın devamını diledi. Yaptığımız mobilyaların kardeşlerimize hayırlı olmasını diliyorum" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------------------------

-Öğrencilerin mobilya çalışmasından görüntü

-Öğrencilerin yaptıkları mobilyalarla görüntüsü

-Öğrencilerin Destek Eğitim Odası'nda ders işlemesi

-Öğretmen Erkut Öksüz ile röp.

-Öğrenci Ali Emir ile röp.

Haber: Cavit AKGÜN  - Kamera: Aykut KURT / MUĞLA, DHA

Haber Kodu : 200316027

===============================

Okulda günde 10 ton dezenfektan malzemesi üretiyorlar

MERSİN'de, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Bölümü'nde, günde yaklaşık 10 ton üretilen sabun, yüzey temizleyici ve çamaşır suyu ile okulların ve kamu kurumlarının dezenfektan ihtiyacı karşılanıyor.

Merkez Toroslar ilçesi Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kimya Teknolojisi Bölümü'nde, Milli Eğitim Bakanlığı'nın öngördüğü yoğunluklarda günde yaklaşık 10 ton dezenfekte ürünleri üretiliyor. Milli Eğitim Bakanlığı kurumları, belediyeler, tarım ilçe müdürlükleri, resmi ve özel kurumlar, şahsi ve küçük ölçekli işletmeler ile yurtlar tarafından talep edilen dezenfekte ürünleri için 24 saat mesai harcanıyor. Kimya Teknolojisi Alan Şefi Kamuran Alpergin gözetiminde yapılan üretime 6 öğretmen ve 10 öğrenci katılıyor.

'GÜNDE 10 TON ÜRETİM'

Okulda yapılan üretimle ilgili bilgi veren Alpergin, "Bakanlığımız tarafından dezenfektan ürünlerinin imalatı için 26 okula görev verildi. Bunlardan biri de bizim okulumuz. Biz hammaddeyi alıp burada işliyoruz. Kullanıma hazır hale gelen dezenfektan ürünlerini paketleyip, dağıtımını yapıyoruz. Günde yaklaşık 10 ton ürün imal ediyoruz. Ürün yer temizleyicisi olarak kullanılacak ise 1'e 10, sprey olarak kullanılacak ise 1'e 50 oranında sulandırmalarını öneriyoruz" dedi.

'BAKANLIĞIN ÇAĞRISI İLE DEZENFEKTE ÜRÜNLERİ İMAL EDİYORUZ'

Türkiye'nin çok zor bir dönemden geçtiğini belirten okul müdürü Mehmet Ali Deveci ise, "Vatandaşlarımızın koronavirüs tehdidine karşı gerekli önlemleri almaları için ihtiyaç olan dezenfekte ürünlerini imal ediyoruz. Bu imal ettiğimiz ürünleri kamu kurumları başta olmak üzere, özel kuruluşlara, apartmanlara, sitelere temin etmek için gece gündüz çalışıyoruz. İnsan sağlığı ve güvenliğine dikkat ederek bu çalışmaları sürdürüyoruz. Bu süreçte panik yapmaya gerek yok. Koronavirus, temas ile insanlara bulaşması söz konusu. Sadece bulunduğumuz alanları hijyenik hale getirerek, hijyen kurallarına dikkat ederek, bu tehdidi atlatabiliriz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

Üretimin yapıldığı okuldan görüntü

Üretilen dezenfekte ürünlerinden görüntü

Öğretmenler ve öğrenciler üretim yaparken

Kimya Teknolojisi Alan Şefi Kamuran Alpergin ile röp

Okul Müdürü Mehmet Ali Deveci ile röp

Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN,

Haber Kodu : 200316023

======================================

Cinsiyetçi ön yargıları aşıp tekne ihracatçısı oldu

AVRUPA'da gördüğü polietilen tekneleri Türkiye'de ilk kez düşük maliyetle seri olarak üreten girişimci Aygül Ay (28), Dubai, Katar, İran, Romanya ve Yunanistan'dan sipariş almaya başladı. İş hayatına atıldığı günden itibaren yoğun Ar-Ge çalışması ve zorlu geçen ortak bulma sürecinde karşılaştığı en büyük sorunun cinsiyetçilik olduğunu kaydeden Ay, siparişlere yetişemediğini, şirketinin logosuna da kız kardeşlerini sembolize eden çizgiler yerleştirdiğini anlattı.

Batman'da 6'sı kız, 9 çocuklu ailenin en küçüğü olarak dünyaya gelen Aygül Ay, henüz 2 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. Avusturya Lisesi'nde eğitim gören Ay, bazı sorunlar nedeniyle okulu yarıda bıraktı. Ancak sorunları aştıktan sonra eğitimini Gaziosmanpaşa Anadolu Almanca Lisesi'nde tamamladı. Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü'nde okuyan Ay, Goethe Enstitüsü'nün girişimiyle Almanya'ya çalışmaya gitti.

ŞİRKET LOGOSUNDA KIZ KARDEŞLERİNİ SEMBOLİZE ETTİ

Almanya'da bir şirkette pazarlama stratejileri üzerine çalışan Ay, Avrupa'nın birçok ülkesinde yaptığı seyahatlerin ardından Türkiye'ye dönerek denizcilik sektöründe girişim başlatmaya karar verdi. Hollanda'da gördüğü 'polietilen' tekneleri çok daha düşük maliyetle üretmeye çalışan Ay, zorlu geçen ortak bulma çalışmasının ardından Mersin'in Tarsus ilçesinde bu malzemeyle depo üreten bir firmanın sahibi Melih Avunduk'u (28) ikna ederek ortak oldu. Ay, kurduğu şirketin logosunda kız kardeşlerini sembolize eden çizgiler koydu.

'SUDA BATMASI İMKANSIZ'

Eylül 2019'da Tarsus Organize Sanayi Bölgesi'nde seri üretime başlayan Aygül Ay, "Özellikle darbelere ve zor koşullara karşı dayanıklı olan bu maddeden üretilen tekneler Avrupa ve kuzey Amerika'da yıllardır kullanılıyor ama yüksek fiyatlar nedeniyle Türkiye piyasasına pek giremediler. Türkiye'de de daha önce birkaç deneme olduysa da seri üretimi yapılamadı. Biz de bu açığı bulduk ama uygun ortam ve yatırımcı bulunamadığı için hep ertelendi. Bu iş ciddi teknoloji ve mühendislik isteyen bir ürün. İnsanlar fiber teknelerden bıktılar. Fiberin yıllık bakımları, çarptığı zaman delinmesi gibi sorunları var. Bu ürünün minimum 50 yıllık malzeme ömrü var. Suda batması fizik kurallarına göre imkansız. Cesaret gerektiren bir girişimdi, biz de bu cesareti gösterip ürettik" diye konuştu.

EN BÜYÜK PROBLEM CİNSİYETÇİLİK

Ay, girişim sürecinde karşılaştığı en büyük problemin cinsiyetçilik olduğuna vurgu yaparak, girişimi hakkında şu bilgileri verdi:

"Denizcilik sektörü, erkek egemen bir sektör. Şu an seri üretim yapan tek kadın girişimci benim. Bu projeyi hayata geçirebilmek için görüşmediğim yer kalmadı. Uzun süren test sürecinden sonra ürettiğimiz ürünlerden çok olumlu geri dönüşler aldık. Avrupa'dan ithal edilen 4 metrelik polietilen bir teknenin Türkiye'ye gelişi şu an 40-50 bin TL arasında satılıyor. Biz ise 3.55 metre tekneyi 6 bin, 4.30 metrelik tekneyi ise 9 bin TL'ye satıyoruz. Şu an Çin bile bizimle yarışamıyor. Başta, 'plastikten tekne mi olur?' diye önyargılar vardı ama teknenin dengesi, öz kütle avantajı çok iyi ve kullanım alanı çok fazla. Şu an üretimimiz çok yoğun. İç piyasanın yanı sıra Dubai, Katar, İran, Romanya, Yunanistan'dan çok büyük talepler var. Hobi amaçlı kullananların yanı sıra arama kurtarma çalışmaları için de talep ediliyor. Önümüzdeki birkaç ay için siparişimiz doldu."

'AFAD VE SAHİL GÜVENLİK EKİPLERİ İÇİN PRATİK'

Ay'ın ortağı Melih Avunduk ise polietilen teknenin her alanda kullanılabileceğine dikkat çekerek, "Biz normalde polietilen ile su deposu, tank, arıtma deposu gibi ürünler üretiyorduk. Aygül hanım ile tanışalı 2 sene oldu. Bizi bu ürüne ikna edince kalıplarını hazırladık ve AR-GE aşamasından sonra seri üretime başladık. Bu ürünün et kalınlığı iyidir, yosun tutmaz, ağırlığı hafiftir ve bakım gerektirmez. AFAD ve Sahil Güvenlik ekipleri için de pratik bir ürün. Fiber teknelerde küçük bir çarpmada büyük maliyetler çıkabilir. Yıllık bakımları fazladır ama bizim ürünümüzde böyle şeylere gerek yok. Sezondan sezona araba yıkar gibi yıkayabilirsiniz" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Tekneye dayanklılık testleri yapılırken

Tekneden genel ve detaylar

Girişimci Aygül Ay'ın teknenin yanında detay görüntüsü

Aygül Ay ile röp.

Ortağı Melih Avunduk ile röp.

Aygül Ay ile ortağı Melih Avunduk'un teknelerin yanında detay görüntüleri

Teknelerden detay

Dayanıklılık testleri yapılması

Teknenin yapım aşamalarından görüntüler

Polietilen maddesinden detaylar

Haber: Nuri PİR-Kamera: Rüşan Anıl ATAR/ADANA,

Haber Kodu : 200316028

======================================

1 kişinin öldüğü bıçaklı alacak kavgası kamerada

ADANA'da Ali A. (39) ve Abdullah A. (40), bir süre önce hayatını kaybeden Mehmet G.'nin alacağını tahsil etmek için gittikleri iş yerinde, borçlu oldukları öne sürülen kardeşler Tufan (32) ve Tamer (31) Yeşil ile çıkan kavgada bıçaklanarak yaralandı. Ali A. kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Kavga sonrası yakalanarak gözaltına alınan Tufan ve Tamer Yeşil, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Kavga anı ise güvenlik kamerasına yansıdı.

Olay, 7 Mart Cumartesi günü merkez Yüreğir ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, kardeş olan Tufan ile Tamer Yeşil, Mehmet G.'den 56 bin lira değerinde tavuk satın aldı. Tufan ve Tamer Yeşil, borçlarını ödemeden Mehmet G. hayatını kaybetti. Bunun üzerine Ali A. ile Abdullah A., borcu tahsil etmek ve bir kısmını almak için Tufan ve Tamer Yeşil kardeşlerin Süleyman Vahit Caddesi'ndeki iş yerine gelerek 56 bin lirayı istedi. Kardeşlerin, "Borcun bir kısmını ödedik, geriye 20 bin lira kaldı. Borcumuz size değil. Size para veremeyizö demesi üzerine taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışma kavgaya dönüşünce Tufan Yeşil, bıçakla Ali A. ile Abdullah A.'yı yaraladı. Kardeşi Tamer Yeşil ise parayı isteyen kişileri sopayla darbetti. Bu anlar iş yerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı.

TUTUKLANDILAR

Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve 112 Acil ekipleri sevk edildi. Kavgada yaralanan Ali A. ile Abdullah A., ambulansla hastaneye kaldırıldı. Abdullah A.'nın tedavisi sürerken, Ali A. ise 9 Mart Pazartesi günü hastanede hayatını kaybetti. Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, şüpheli iki kardeşi yakalamak için çalışma başlattı. Polisin şafak vakti operasyonunda yakalanan kardeşler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

Tarafların bıçaklı, sopalı kavgası

Haber-Kamera: ADANA,

======================================

Adem amcanın 'dostu' leylek, 24 saat kamera ile izlenebilecek

Bursa'da, balıkçı Adem Yılmaz ile kurduğu dostlukla tanınan ve 9'uncu yılda da kente dönen 'Yaren' isimli leylek, yuvasına kurulacak kamera sistemiyle hayvanseverler tarafından 24 saat izlenebilecek.

Uluabat Gölü kenarındaki Eskikaraağaç Mahallesi'nde yaşayan Adem Yılmaz ile 'Yaren' adını verdiği leylek arasındaki bağ bu yıl da devam etti. Baharın gelişini müjdeleyen leylekler, aynı zamanda Avrupa Leylek Köyleri Birliği'nin üyesi olan Eskikaraağaç Mahallesi'ne geldi. İlgi ile beklenen Yaren leylek de yuvasına döndü. Göçten geldiği günün sabahında, ağını atmak için göle açılan balıkçı Adem Yılmaz'ın yıllardır olduğu gibi bir kez daha kayığına konan Yaren leylek, görenlere duygulu anlar yaşattı. Adem Yılmaz'ın elleriyle beslediği leyleğin gelişi ise bölge halkında büyük sevinç yarattı.

YUVAYA KAMERA SİSTEMİ YERLEŞTİRİLDİ

Karacabey Belediyesi, Yaren leyleği hayvanseverlerle buluşturmak için yuvasına kamera sistemi kuracak. Yaren Leyleğin eşiyle birlikte olan birlikteliği ve gün içerisindeki yaşantısı, Karacabey Belediyesi'nin internet sitesinden  önümüzdeki günlerde kamera sistemi ile 24 saat takip edilebilecek.

Hayvanseverlerden gelen talep üzerine böyle bir çalışma başlattıklarını söyleyen Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, "8 yıldan beri Yaren isimli leylek, Adem amcamızın misafiri oluyor. Onunla birlikte ava çıkıyorlar. Adem Amca kendi elleriyle yaren leyleği besliyor. Adem Amca ile Yaren leyleğin hikayesi Türkiye'nin gündemine oturdu. 8 yıldan sonra bu yıl da leylek tekrar gelecek mi diye düşündük. Bütün hayvanseverlerin merakı buydu. Bir hafta sabırsızlıkla bekledik. Ümitsizliğe kapıldık, ama yuvaları temizlendikten sonra Yaren leylek geldi. Başta Adem Amca olmak üzere tüm hayvanseverleri sevince boğdu. Adem Amca ile Yaren leyleğin hikayesini sosyal medyadan takip eden binlerce vatandaşımız var. Biz de onlardan gelen istek üzerine Yaren leyleğin eşiyle birlikte konakladığı yuvasına, 24 saat içerisinde onların faaliyetlerini izleyebilecek ve hayvanseverlere izletebilecek şekilde bir kamera sistemini Karacabey Belediyesi olarak kuruyoruz. Yaren leylek, eşiyle beraber 24 saat yuvada hal ve hareketleri, konaklamaları ve oradaki yaşamı izleyicilerin gündeminde olacak. Biz de bunları vatandaşlarımızla paylaşacağız" dedi.

'YAREN'E DAHA YAKIN OLACAĞIZ'

Adem Yılmaz ise kurulacak kamera sistemiyle Yaren Leyleğe daha yakın olacağını belirterek, "8 yıldan beri her yıl 6 ay Yaren leylekle beraberdik. Bu sene 9'uncu yılımız oldu. Şükürler olsun, eşiyle beraber bu yıl tekrar geldi. Sürekli balığa çıkıyoruz. Yemliyorum. Onu bu şekilde besliyorum. Bir hafta geç geldiği için biraz tedirgin olduk, ama geldiği için şu an çok mutluyum. Şimdi Yaren leylek kamera sistemi ile izlenecek. Hal ve hareketlerini, yavrularını büyütmesini canlı olarak izleyeceğiz. Yaren leyleğe daha yakın olacağız. Benim için çok güzel bir şey" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------

-Leyleklerden detaylar

-Köyden detaylar

-Anons

-Leylek yuvalarının drone görüntüleri

Haber: Semih ŞAHİN -Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR/KARACABEY, (Bursa),


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Koronavirüs Haberler

Bakmadan Geçme

36 bin sözleşmeli sağlık personeli ataması ne zaman yapılacak, branşları ne? Uyku apnesi ehliyet alamıyor mu? Uyku apnesi nedir? Türk Telekom Sil Süpür nerede, uygulamanın neresinde? Emrah Büke kimdir? Şehit Polis Emrah Büke kaç yaşında, nereli, memleketi neresi? Emrah Büke cenaze namazı ne zaman kılınacak? Dostlara, arkadaşlara Cuma mesajları 2024! Cuma mesajı olarak gönderilebilecek anlamlı, kısa ve en güzel cuma mesajı! Vietnam yosun kurbağasının boyu ne kadardır? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 26 Nisan 2024 Cuma! Ken Edwards 1 dakika içinde kaç hamam böceği yemiştir? Survivor Bil Bakalım soru cevaplar 26 Nisan 2024 Cuma! 26 Nisan 2024 On Numara çekiliş sonuçları açıklandı mı? On Numara sonuçları saat kaçta? On Numara CANLI izle! Bugün kazanan numaralar neler? 26 Nisan 2024 Konya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Konya'da elektrik ne zaman gelecek? 26 Nisan İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! 26 Nisan 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 26 Nisan Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 26 Nisan Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 26 Nisan İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! Son Depremler! Bugün İstanbul'da deprem mi oldu? 26 Nisan AFAD ve Kandilli deprem listesi! 26 Nisan Ankara'da, İzmir'de deprem mi oldu?
title