Ankara: Bayraktar'dan "Ham Yağ İhracatı" Açıklaması
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (Tzob) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ham Yağ İhracatına İzin Vermenin Bindiğimiz Dalı Kesmek Olduğunu İfade Etti.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ham yağ ihracatına izin vermenin bindiğimiz dalı kesmek olduğunu ifade etti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Bayraktar, son günlerde zeytinyağı rekoltesinin 200 bin tonun üzerine çıkacağı gerekçe gösterilerek ham yağ ihracatının serbest bırakılmasına yönelik tartışmalar yapıldığını ve ham yağ ihracatındaki yasağın kalkması konusu gündeme taşındığını belirterek, bu açıklamaların aksine İzmir Ticaret Borsası'nın 2006/2007 sezonunda zeytinyağı üretiminin 166 bin 324 ton olacağının açıkladığını, yıllar itibarıyla zeytinyağı üretim rakamlarına bakıldığında 166 bin 324 tonluk rakamın görülmemiş bir rekolte olmadığını ve 2006/2007 sezonu zeytinde var yılının olduğu bir dönem olması nedeniyle üretimde geçen sezona göre bir artış olmasının da çok doğal olduğunu ifade etti.
Üretimdeki artış gerekçe gösterilerek üretici üzerinde fiyat baskısı oluşturulmaya çalışıldığını ve üreticinin pazarlama problemi ile karşı karşıya kalacağı bazı kesimler tarafından belirtildiğini kaydeden Bayraktar, yağlı tohum ithalatına 1 milyar doların üzerinde bir ödeme yapılan, bitkisel yağ açığının yaklaşık 800 bin ton olduğu Türkiye'de arz fazlasından söz etmenin ve ham yağ ihracatına izin verilmesini istemenin bindiğimiz dalı kesmekten başka bir uygulama olmadığını belirtti.
Türkiye'de zeytinyağı kutulu, varilli ve dökme olarak ihraç edildiğini ve lampant yani rafine edilmemiş ham zeytinyağı ihracatının ise Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın iznine tabi olduğunu hatırlatan Bayraktar, "Zeytinyağı ihracatımızda öne çıkan ülkeler sırasıyla İtalya, İspanya ve ABD'dir. İtalya en önemli tedarikçi ülkelerden biri olup, dünyanın en gelişmiş rafineri tesislerine sahiptir. Ham yağ ihracatına izin verilmesi halinde ülkemizde rafineri tesisleri, işleme girecek ürün miktarındaki azalmadan olumsuz etkilenecektir" dedi.
Ham yağ ihracatı yasak olduğundan kullanıma uygun olmayan yağlar rafinasyon işleminden sonra ihraç edildiğini ve ürün rafine edildiği için de tedarikçi ülkeler aldıkları ürünü ambalajladıklarında menşeini belirtmek zorunda kaldıklarını belirten Bayraktar, "Ham zeytinyağı ihraç edilmesi halinde ise alıcı ülkeler ürün menşeini belirtmek zorunda olmayacaklarından ülkemizin kendi adı ile dünya piyasalarında var olması mümkün olmayacaktır. Son yıllarda Türkiye imajının yerleştirilmesine yönelik çalışmalar bu durumdan olumsuz etkilenecek, yapılan çalışmalar da heba olacaktır" şeklinde konuştu.
Geçen sezon sofralık zeytin ithalatı tartışmalarının ardından bu sezonda ham yağ ihracatının serbest bırakılmasına yönelik tartışmaların kalıcı çözüm üretmekten oldukça uzak olduğunu ifade eden Bayraktar, "Zeytinyağında söz sahibi olmak için çaba sarf edildiği bir dönemde tedarikçi ülke konumuna sokulmak ülke menfaatleri ile bağdaşmamaktadır. Türkiye'de zeytin üretimi gelişme göstermektedir. Bu durumda üretimin doğru yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Gerek üretimin doğru yönlendirilmesi gerekse artan üretim nedeniyle pazarlama problemi ile karşılaşılmaması bakımından; AB'deki gibi zeytinyağı piyasasında yaşanabilecek sorunlara karşı özel stoklama yardımı verilmeli, prim miktarı öncelikle üretim maliyetleri dikkate alınarak belirlenmeli, tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim artırılmalı, bitkisel yağ açığımızın kapatılmasında zeytinyağı devreye sokulmalı, sofralık üretimlerin yağlığa kaymasının engellenmesi bakımından sofralık zeytin için de prim verilmeli, birlikler finansman bakımından güçlendirilmelidir. Zeytin ve zeytinyağında alınacak kararlarda ülke çıkarları doğrultusunda hareket edilmeli, 'zengin toprakların fakir bekçisi' olunmamalıdır" değerlendirmesini yaptı.