Haberler

Soylu: "Sizin Yargınız Olmayacak. Milletin Yargısı Olacak"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Siyaset yaparsın, belediye başkanı seçilirsin, milletvekili olursun, demokrasi çerçevesinde her şeyi yaparsın ama ülkenin beka meselesi olur, terörle ilgili bir meselesi olur da sen PKK ile kol kola girip ona can suyu taşımaya çalışırsan, bu millet sana...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Siyaset yaparsın, belediye başkanı seçilirsin, milletvekili olursun, demokrasi çerçevesinde her şeyi yaparsın ama ülkenin beka meselesi olur, terörle ilgili bir meselesi olur da sen PKK ile kol kola girip ona can suyu taşımaya çalışırsan, bu millet sana hesabını sorar bu millet. CHP'li kardeşlerime sesleniyorum; bunun gösterdiği yoldan ülkeniz için, milletiniz için gitmeyin ne olur. Bu yanlış bir yoldur." dedi.

Soylu, Saraçlar Caddesi'ndeki mitingde yaptığı konuşmada, terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini, geçen hafta 60 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi.

HDP'nin operasyonlardan rahatsızlık duyduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti:

"Oraya gittiğimizde komutan ve Vali bey de aynısını söyledi; 'HDP milletvekilleri 30 kişiyle beraber geldiler, operasyonun yapıldığı yere gitmek istiyoruz, bu operasyonları bitirin dediler, biz de onlara gereğini söyledik ve gönderdik' dediler. 7 Haziran'ı düşünün, AK Parti hükümeti kuramadı, hükümeti CHP kurdu ve bunlar da dışarıdan destekledi, pozisyon öyle değil miydi? Peki bizim evlatlarımız bu mücadeleyi yaparken, eğer böyle bir hükümette dışarıdan destekleyen ve içeride olan bir HDP, 'Bu operasyonu bitir' dediği andan itibaren bugün kol kola yürüdükleri ne yaparlar, bizim memleketimizin hali ne olur? Siyaset yaparsın, belediye başkanı seçilirsin, milletvekili olursun, demokrasi çerçevesinde her şeyi yaparsın ama ülkenin beka meselesi olur, terörle ilgili bir meselesi olur da sen PKK ile kol kola girip, ona can suyu taşımaya çalışırsan bu millet sana hesabını sorar bu millet. CHP'li kardeşlerime sesleniyorum; bunun gösterdiği yoldan ülkeniz için, milletiniz için gitmeyin ne olur. Bu yanlış bir yoldur. Bu milletin bugüne kadar çektiği acıları, yeniden çekebileceği bir yoldur.

Öteki taraftan kiminle birlikte? FETÖ ile değil mi? Bu nasıl genel başkan oldu? Kasetle oldu değil mi? Kaseti kim yaptı? FETÖ yaptı, değil mi? Peki niçin şimdi kol kola? ya diyeti var, ya korkuyor ya da esir esir. Ey CHP'li kardeşlerim; uçuruma götürüyor partinizi de ülkemizi de bir kavganın eşiğine götürmeye çalışıyor. Buna müsaade etmemek lazım."

Soylu, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a da seslenerek, "Sayın Baykal'a da söyledim; 'Gel Kılıçdaroğlu'nu da al gel. Sana, partiye nasıl tuzak kuruldu, nasıl bir dakika da açığa çıkarıldın gösterelim.' O da bana dedi ki 'O zaman ben geleyim.' Başım üzerine gel göstereceğiz ama ben ikiniz gelin istiyorum, bakalım Kılıçdaroğlu'nun yüzü kızaracak mı? Bugün kol kola olduklarının demokrasiye, siyasete nasıl tuzak kurduğunu, partilere nasıl tuzak kurduğunu, nasıl ele geçirmeye çalıştığını... Baykal'a bir şey daha demek istiyorum; bak sayın Baykal yıllarca bu ülkede siyaset yaptın. Girilmesi gereken konular var, girilmemesi gereken konular var. Sadece İçişleri Bakanlığına gelmen yetmeyecek galiba, Trabzon'da Peygamber Efendimize öyle bir söz ettin ki sen bir de Diyanet İşleri Başkanlığına bir git de orada Peygamber Efendimizle ilgili hangi sözler edilebilir, hangi sözler edilemez, bunu öğrenmen lazım." ifadelerini kullandı.

"Emdiğim süt helal olmazdı"

AK Parti çatısı altında nasıl siyaset yapmaya başladığını da anlatan Soylu, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında geçen bir diyaloğu paylaştı.

Yıllarca Doğru Yol Partisi'nde siyaset yaptığını dile getiren Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kıymetli Cumhurbaşkanımıza (o dönemin başbakanı), hastalığı sonrası geçmiş olsun ziyaretine gittim. Bana dedi ki 'Bu çatı altında gel birlikte siyaset yapalım.' 'Başbakanım, beni bağışlayın ben o defteri 2009'da kapattım. Referandumda çalıştım ama bu ülkeyi ancak sizin hizmet edebileceğinizi gördüm ve inandım. Müsaade ederseniz ben dışarıdan size elimden geldiğince yardım edeyim.' dedim. 'Süleyman bey, önümüzdeki 5-6 yıl ülke büyük zorluklarla karşı karşıya kalacak.' dedi.

Gezi olayları, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim, 15 Temmuz yaşanmamıştı, ülkemizde büyük sıkıntılar yaşanmamıştı. 'Elini taşın altına koyman gerekir, aksi takdirde milletimizi, ülkemizi zora sokacaklar.'dedi. Ben o gün konforuma baksaydım, İstanbul'da rahat bir hayat yaşıyor, dönem dönem televizyonlara çıkıyor, üniversitelere konferanslarda dönem dönem gidip konuşuyordum. Biraz kendime ehemmiyet vermiş olsaydım, 'Efendim bana müsaade edin' derdim. Ama 'Efendim talimat kabul ederiz, siyaset yapma niyetim yoktu ama ortaya koyduğunuz çerçeve bu memleket, bu millet, gelecek nesiller için önemli.' dedim.

Gezi olayları, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim, 15 Temmuz olduğu zaman, bileseniz ki o yiğit adamla, o cesur adamla, Marmaris'ten uçağa milleti için, inip inmeyeceğini bilmediği halde binen, 'ülkemi istila ettirmem' diyen, o insanla, onun arkasında, liderliğinde siyaset yapmamış olsaydım, Allah şahittir ki anamın emzirdiği süt helal olmazdı. Biz bu memleketin evlatlarıyız. Biz ay yıldızlı bayrağımızı gördüğümüz zaman yüreğimiz ülke sevgisiyle millet sevgisiyle çarpar."

"Meclis kendi işini yapacak"

"Meclisin güçsüzleşeceğini" savunanların olduğunu, bunun doğru olmadığını ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

"Güçlü Millet Meclisi ha... Bir gecede 25 milletvekilinin Doğru Yol Partisi'ne transfer edildiği ve başka bir hükümetin kurulduğu Meclis mi güçlü? 1971 yılında yüzde 5 enflasyon, yüzde 7 büyüme hızı varken 'Siz kenara çekilin, istediğim başbakanı getiririm' diyen Meclis mi güçlü? Yoksa kendi cumhurbaşkanını seçemeyen, 367 engeli getirilen Meclis mi güçlü? Hikaye uydurmayın. Meclis kendi işini yapacak, güçlü olacak, yasa yapacak, kanun yapacak, milletle hükümet arasında köprü oluşturacak. Ülkemin yarınlarına ait bir ümit ve umut ortaya koyacak. Hükümete çerçeve çizecek, kanunla, yasayla milletin söyledikleriyle. Bir taraftan yargının Meclisi istediği gibi ittiği, öbür taraftan hükümetin Meclisin üzerinde egemenlik kurduğu veya hükümet zayıfsa Meclisin istediği gibi hükümeti yönettiği, medyanın hükümeti yönettiği sistem, artık dünyada bizi hedeflerimize ulaştıracak bir sistem değildir, bu açıktır. Rahmetli Ecevit kimi cumhurbaşkanı yaptı? Ahmet Necdet Sezer'i değil mi? Sonra kafasına anayasayı yedi mi? Bu sistem, baba ile oğlu bu sistem kardeşle kardeşi birbirine düşürür.

Diyorlar ki 'yargı tek adama bağlanacak.' Kime bağlanmıştı yargı? 1960 darbesini yapıp 1961'de Menderes'i asarken karar verenler hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? Şimdi 71 muhtırasını yaparken, milletin meclisini tasfiye ederken sesini çıkarmayan hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? 17 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp idam edenler hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? Bu ülkede 28 Şubat sonrası İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın milletin sevgisi, muhabbeti var diye, önce Pınarhisar Cezaevi'ne gönderen sonra da ömür boyu siyasi yasaklayan hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? 17 Aralık sabahı sonrası, Menderes'ten 53 yıl sonrası, kıymetli Cumhurbaşkanımıza Menderes'e yapılan muameleyi yapmaya çalışan, yargı darbesi yapmaya çalışanlar hakimler, savcılar, yargıçlar değil miydi? Onlar 'sözümüzü tutan yargı istiyoruz' diyorlar. Buradan haykırıyoruz; 'sizin yargınız olmayacak'. Geçti o günler, milletin yargısı olacak."

Kaynak: AA / Politika

Süleyman Soylu Deniz Baykal AK Parti PKK Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title