Haberler

Dini Liderler İftar'da Buluştu... * Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu:

"diyanet İşleri Başkanlığı Müşterek, Ortak Kurumdur. Etnik, Irk, Mezhep Farkı Ayrımı Yapmadan Herkesi Kucaklayan Bir Kurumdur"

"Diyanet İşleri Başkanlığı müşterek, ortak kurumdur. Etnik, ırk, mezhep farkı ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir kurumdur"

Beyoğlu Belediyesi'nin gelenekselleştirdiği ve bu yıl Taksim Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen iftar yemeği, dini liderleri bir araya getirdi. İftar yemeğine, Neve Şalom Sinagogu Vakfı Başkanı Josef Nassi, Süryani Katolik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Basatemir, Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin ve bazı ülkelerin başkonsoloslarının da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

İftar yemeğinde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Ramazan ikliminin tüm İslam alemine dalga dalga yayılmasını dileyerek, İstanbul'un her zaman farklı dinlerin ahenk içinde yaşadığı önemli bir şehir olduğunu söyledi.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın herkesin diyaneti, ortak kurumu olduğunu ifade eden Bardakoğlu "Etnik, ırk, mezhep farkı, ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir kurumdur. Bundan sonra da görevine bu şekilde devam edecektir" dedi.

Konuşmasında geçen yüzyıllarda çok sayıda din savaşları olduğunu belirten Bardakoğlu, "21. yüzyılda anladık ki, dinlerin birbirini yok etmesinin hem imkanı yok, hem de anlamı yok. Çünkü hiçbir din birbirini yok edemedi. Din konusunu tarih ve bilimden ayırarak algılamanın da anlamlı olmadığını gördük. Ama biz Türkiye olarak dini üst bir değer olarak ele aldık, onu kamusallaştırdık ve böylece Türkiye tablosu ortaya çıktı. Asırlardır farklı dinler Türkiye'de barış, sevgi ve dostluk içinde yaşadı. Dini eğitimimizde farklılıklarla bir arada yaşamayı öğrendik. Bütün bunlar Türkiye'nin artılarıdır. Artık farklılıkların çok konuşulduğu bu ortamda özgürlük ve doğru bilgiye ihtiyacımız olduğunu çok daha iyi gördük. İnsanları bize benzetmeye çalışarak hür olamayız. Özgürlük, modern toplumların önemli bir eksenidir. Biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak dinlerin özgürlüğünü önemsiyoruz. Özgürlüğün olmadığı yerde biliyoruz ki samimiyetsizlik olur" diye konuştu.

Gerçek dindarlığın, ötekini yargılamaktan çok kendi öz hayatını gözden geçirmekle başladığını kaydeden Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, "Asırlardır Türkiye'de ve İstanbul'da diğer dinlerle kardeşlik içinde yaşanıyor. 'Gösteriş olsun diye değil, yıllardır böyle yaşadığımız için bu iftarda bir aradayız. İnanıyorum bu barış iftarları, Türkiye'de barışın, sükunetin, sevginin, saygının artmasına katkı sağlayacaktır ve dışarıya da güzel bir resim verecektir" şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, "Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde Mezhepler Genel Müdürlüğü kurulması konusu tartışılıyor. Mezhepler Genel Müdürlüğüne gerek var mı?" şeklindeki sorusunu da Bardakoğlu, şöyle yanıtladı: "Diyanet İşleri Başkanlığı herkesin diyanetidir, müşterek ortak kurumudur. Etnik, ırk, mezhep farkı, ayrımı yapmadan herkesi kucaklayan bir kurumdur. Bundan sonra da görevine bu şekilde devam edecektir. Dinin herkesi kucaklayan mantığından ve doğru bilgiden asla vazgeçemeyiz. Bu konuların bayramdan sonra tartışılacağını, biraz daha durulacağını ve bir yol haritasının belirleneceğini düşünüyorum."

Süryani Ortodoks Cemaati Ruhani Lideri Yusuf Çetin de yaptığı konuşmada, dünyayı Tanrı'nın manevi bir bahçesine benzettiğini söyleyerek, "Bu manevi bahçede değişik çiçek, ağaç ve meyveler bulunuyor. Eğer bu çeşitler olmasaydı monoton olurdu. Zira her meyvenin ayrı bir tadı vardır. Biz semavi din mensupları olarak bu bahçede kendi dini mezhebimize göre yüce yaradanı yükseltiyor ve şükürlerimizi sunuyoruz. Hepimiz tek Allah'a inanıyoruz. Onun bizden beklediği manevi ve kutsal meyveler vermek ve çevremize yaymaktır. Ramazan ayının dünyaya barış, sevgi ve dostluk getirmesini diliyorum" dedi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların, Beyoğlu'ndaki o manevi ruhtan beslendiklerini ifade ederek, "Toplumun bütün kesimlerinin uyumlu birlikteliği, ürettiği zenginlik ülkemize model oluyor. Diyebiliriz ki Beyoğlu bir birleşmiş kültürler topluluğudur. Görünen o ki, Beyoğlu'nun bu zenginliğini daha görünür kılmalıyız. Avrupa'nın, Amerika'nın Ortadoğu ve Afrika'nın da bizim geliştirdiğimiz yaşam modeline ihtiyacı var. Türkiye için ürettiğimiz bereketi dünyaya da sunmak zorundayız" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title