Haberler

Dha Yurt Bülteni-5

(ÖZEL)1)İNCİ KEFALİNİ JANDARMA KORUYORVAN Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen ve nesli koruma altında olan inci kefalinin üreme döneminin girmesiyle birlikte av yasağı da başladı.

(ÖZEL)

1)İNCİ KEFALİNİ JANDARMA KORUYOR

VAN Gölü'nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayabilen ve nesli koruma altında olan inci kefalinin üreme döneminin girmesiyle birlikte av yasağı da başladı. Avlanmanın yasak olduğu 15 Nisan- 15 Temmuz tarihleri arasında Van Jandarma Komutanlığı, kaçak avcılara göz açtırmamak için hem kıyıda hem de gölde gece gündüz nöbet tutuyor. Nisan ayı ortalarından itibaren yaşam alanı olan Van Gölü'nü terk ederek, üremek için akarsulara göç eden inci kefalinin bu yolculuğu sırasında av yasağı uygulanıyor.Yumurtalarını bırakmak için gölün tuzlu ve sodalı sularından çıkıp Alaska'daki somon balıkları gibi akıntının tersine yüzerek adeta uçarcasına derelere akın eden ve bu esnada da görsel bir şölen sunan balıkların avlanmaması için jandarma ekipleri hem kıyıda, hem de gölde gece gündüz nöbet tutuyor. Av yasağına uymayan bazı kişilerin kaçak avcılık yapmasını önlemek için Van İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, balığın göç güzergahlarında seyyar karakollar kurarak silahlı nöbet tutarken, Van Gölü'nde ise, Edremit ve  Erciş İlçe Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı timleri 7-24 nöbet tutarak kaçak avcılara göz açtırmıyor. Alınan ihbar ve denetimlerle kaçak avcılara müdahale eden jandarma sahil bot ekiplerine, karadan da asayiş ekipleri destek vererek göle ve akarsu ağızlarına atılan ağları tek tek toplayıp cezai işlem uyguluyor.

YASAK AVLANAN 824 TON BALIĞA EL KONULDU

Edremit Sahil Bot Tim Komutanı Jandarma Astsubay Serkan Köker,Van Gölü'nde özellikle üreme döneminde inci kefali balığını kaçak avlayanlara karşı yoğun bir mücadele yürüttüklerini belirterek şöyle konuştu:

"Van Gölü, 3 bin 574 kilometrekarelik alana sahip olup, Van İl Jandarma Komutanlığı sorumluluğunda bulunan bin 965 kilometrekare alan ve 274 kilometrelik kıyı şeridinde Erciş ve Edremit Sahil Bot Timleri olarak görev yapmaktayız. Sorumluluk bölgemizde yaşa dışı avlanma ile mücadelenin yanı sıra, arama-kurtarma, kültür ve tabiat varlıklarının korunması, kaçakçılık ile mücadele konularında da görev yapmaktayız. Bot timleri olarak, Van'ın simgesi olan  ve sadece Van Gölü'nde yaşayan inci kefalinin neslinin korunmasına yönelik çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. İnci kefali neslinin korunması amacıyla her yıl 15 Nisan-15 Temmuz tarihleri arasında başlayan av yasağı döneminde önleyici faaliyetlerimize ağırlık veriyoruz. Son 5 yılda 522 olaya müdahale ettik. Müdahale ettiğimiz olaylarda 220 şahsa işlem yapılırken, 13 bin metre ağ, 2 bin 700 metre misine ağı ele geçirildi. Yasak yöntemlerle avlanan 824 ton balığa da el koyduk. Şahıslara toplam 589 bin TL idari para cezası uygulandı."

İNCİ KEFALİ 14 BİN İNSANIN GEÇİM KAYNAĞI

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi  Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş ise, dünyada sadece Van Gölü'nde yaşayan inci kefali balığının bölgede çok büyük bir ekonomik kalemi oluşturduğunu söyledi. Yrd. Doç.Dr. Akkuş, "Yıllık 14 milyon  dolarlık bir ciroya sahip ve bölgede 14 bin insanın geçimini sağlıyor. Tabi, canlıların neslinin sürmesi ve doğal kaynakların devamlılğı üremeye bağlı. Eğer bir canlı üreyebilirse, neslini devam ettirebilir. 14 bin insanın geçimini sağlayan, inci kefali balığı, hem bölge, hem de  ülkemiz için çok büyük bir öneme sahiptir. İnci kefalinin neslinin çoğalması 15 Nisan -15 Temmuz tarihleri arası avlanması yasaklanan üreme dönemine bağlı. Bu dönemde inci kefali derelere giriyor ve bu dönemde kaçak avcıların hedefi oluyor. Şayet inci kefalini üreme döneminde koruyamazsak yani kaçak avcılığı önleyemezsek bu kaynağı sürdürebilirliğini önlememiz mümkün değildir. Bunu önleyebilirsek, çok daha uzun yıllar bu kaynaktan faydanalabiliriz. İnci kefalinin neslinin korunması için Van İl Jandarma Komutanlığı'nın amansız bir mücadele yürütüyor. Üreme döneminde jandarma ekipleri görev alıyor. Bu noktada inci kefalinin bugüne kadar gelmesinde en büyük başarı, en büyük sorumluluklardan birisi Van İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Edremit ve Erciş Bot timleri, üreme dönemi boyunca 7-24 saat esasına göre gölde görev alıyor ve kaçak avcılığı önlüyor. Bu noktada jandarmaya çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

-Sahil bot tim komutanlığı ekiplerinin jandarma botlarıyla Van Gölü'de nöbeti

-Sahil güvenlik botundan detaylar

-Jandarma sahil güvenlik botunun Van Gölü üzerinde ilerleyişi

-Bot üzerinde bulanan görevli ve silahtan detaylar

-Bot tim komutanı Jandarma Astsubay Serkan Köker ile ropörtaj

-Detaylar

-Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş ile ropörtaj

-Detaylar

-Jandarma ekiplerinin mahallelerde devriye atılması

-Jandarma ekiplerinin avlanma yapıldığı bölgelerde bot ile devriye atması

-Asayiş ekiplerinin karadan avlanmayı önlemek için devriye atması

-Detaylar

SÜRE: 4 Dakika 56 Saniye

BOYUT: 553 MB

Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN,-

===========================================================

2)ŞEHİTLER İÇİN KANOYLA İZMİR'DEN ÇANAKKALE'YE DENİZ YOLCULUĞU

İZMİR'den Çanakkale gitmek üzere kanoyla yola çıkan Gülhun ve İlker Gürbüz çifti, Foça ilçesinde mola verdi. Gürbüz çiftini, Foça Limanı girişinde Foça Yelken İhtisas Kulübü'nün küçük yelkencileri selamladı. Çanakkale Savaşı'nın 103. yıldönümünde 'Bizi Unutma' sloganıyla geçen cumartesi günü İzmir merkezden yola çıkan aktivist Gülhun Gürbüz ve İlker Gürbüz çifti, 180 deniz mili kat ederek Çanakkale'ye ulaşmayı hedefliyor. Çanakkale Kara Savaşları'nda şehit düşen dedelerini ve tüm yaşamını yitirenleri anmayı amaçlayan Gürbüz çiftinin yolculuğu, 23 Nisan'da Çanakkale'de sona erecek.

Foça Belediyesi Karakum Plajı'na mola için gelen Gülhun ve İlker Gürbüz çiftini, Foça Belediyesi ve Foça Yelken İhtisas Kulübü yöneticileri ile küçük yelkenciler karşıladı. Gürbüz çiftine, Foça Belediye Başkanı CHP'li Gökhan Demirağ adına çiçek sunuldu.

İlker Gürbüz, "Çanakkale Zaferi'nin 100. Yılında, İstanbul'dan Çanakkale'ye bir yolculuk yapmıştık ve o yolculuk tekrar etti. Bu yıl rotamızı değiştirdik. Bu bir farkındalık kampanyası. Amacımız Çanakkale Şehitlerimizi anmak. Savaşsız bir dünya hayal ediyoruz" dedi.

Gülhun Gürbüz ise, "Üç yıl İstanbul-Çanakkale yaptık. İzmir'i çok seviyoruz. Bu rotayı da görmek istedik. İnsanlarla tanışmak ve amacımızı anlatmak istedik. Amacımız atalarımızı anmak, Çanakkale ruhunu yeniden canlandırmak. Savaşların son bulmasını umut ediyoruz" dedi.

Geceyi Foça Belediyesi Karakum Plajı'nda kurdukları kampta geçiren Gülhun ve İlker Gürbüz çifti, bu sabah rotasına devam etti.

Görüntü Dökümü

--------------------

Çiften görüntü

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: FOÇA (İzmir),

======================================================

(ÖZEL)

3)MALATYA'DA ÇÖPLER ELEKTRİĞE DÖNÜŞÜYOR

MALATYA'da Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan 'Entegre Çevre Tesisi'nde saatte 2.2 megavat elektrik üretiliyor. Tesis bünyesindeki 'Çöpgaz Elektrik Santrali'nin de tamamlanmasıyla atıklarla, 250 bin hanenin elektrik ihtiyacına denk gelen 10 ila 12 megavat arasında enerji üretilmesi planlanıyor.

Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından Orduzu Karamildan mevkiinde 25 milyon dolar maliyetli 'Yap, işlet, devret' modeliyle 'Entegre Çevre Tesisi' projesi başlatıldı. 2017 Kasım ayında açılan tesiste, Türkiye'de ilk kez uygulanan biyogaz ile yakma ve gazifikasyon sistemleri bir arada kullanılıyor. Tesiste şu anda 60 bin hanenin elektrik ihtiyacına karşılık gelen saatte 2.2 megavat enerji üretilirken, proje kapsamında yapım aşamasında olan 'Çöpgaz Elektrik Santrali'nin de kısa süre sonra devreye gireceği belirtildi. Projenin tamamlanmasıyla birlikte, 10 ile 12 megavat arasında enerji üretilmesi planlanıyor.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, katı atıklarla enerji elde edilirken, çöplerin de ortadan kaldırıldığını söyledi. Çakır, 'Çevre Entegre Tesisi'nin Türkiye'de örnek bir tesis olacağını belirterek, "Burada katı atıkların çevreye vermiş olduğu zarar sade çevre olarak değil yeraltı sularına, hava kirliliğine özellikle metan gazının karbondioksitten 21 kat çevreye zararlı bir gaz. Bunların enerjiye dönüşmesi, geri dönüşümün öncellikle sağlanması bunlar çok önemli. Katı atıkların tamamen çevreye vermiş olduğu zararı ortadan kaldırarak düzenli bir şekilde bertaraf edilmesi. Katı atıkların bakıldığı zaman yüzde 70'i gibi sadece yüzde 30'u düzenli olarak depo sahasına gidiyor. Diğerleri de ön ayrıştırmayla enerjide elde edilerek tamamen ortadan kaldırılmış oluyor" dedi.

Tesisi farklı kılan birçok özelliğinin olduğunu ifade eden Çakır, "Bunu bir entegre tesisi olması önemli. Şu anda biz günlük 550- 600 ton civarında Malatya'dan gelen çöplerimiz var, katı atıklarımız var. Elde edeceğimiz enerji miktarı, 10 megavatın üzerinde. 10-12 megavat bir enerji elde edeceğiz. Bu Türkiye ortalamasında çöpten enerji edilmesinin 10 kat daha fazla bir enerji elde ediyoruz ki bu buranın farkındalığını ortaya çıkarıyor" şeklinde konuştu.

3 FARKLI TEKNOLOJİYLE ELEKTRİK ELDE EDİLİYOR

Atıkların 4 farklı işlemden geçirilerek 3 farklı teknolojiyle elektriğe dönüştürüldüğünü Çakır, şöyle konuştu:

"Burada ön ayrıştırma çok önemli çünkü geri dönüşümün hızlandırılması ham madde kullanılması anlamına da bakıldığı zaman büyük bir katkı sağlıyor. Bunda ön ayrıştırma var. Gazifikasyon sistemimiz var. Yakma ünitesine gidiyor öne ayrıştırmadan sonra belli bir bölüm. Çöpler gruplandırıldığı için özellikle evsel atıklar, hal atıkları gibi, sebze atıkları gibi atıklarında biyogaz tesisine gitmesi ve oradaki fermantasyonla yüksek miktarda enerji elde edilmesi amaçlanıyor. Gasifikasyondan, yakma sisteminden 4 megavat, deponi gazdan 4 megavat, biyogaz sisteminden de 2 megavatlık bir enerji elde edilecek. Şu anda tesisimizde gazifikasyon tesisimiz hizmete girdi. Denemeleri yapıldı. Enerji üretmeye başladı. Deponi gazı daha önceki katı atık sahamızdayız. Burası vahşi bir sahaydı ve buradan şu anda 2.2-2.3 megavatlık enerji elde ediyoruz. 2'nci yapmış olduğumuz yeni düzenli depolama sahamızda buraya 10 kilometre doğu tarafında. Buradan çıkan diğer en son kalan yüzde 30'luk atıkta oraya gidecek ve orada deponi gazdan yani metan gazından enerji elde edilmiş olacak."

YURT DIŞINDAN GELİP İNCELEYENLER VAR, BELEDİYELER ÖRNEK ALIYOR

Başkan Çakır, çeşitli belediyeden ilgililerin projeyi incelediğini belirterek, "Burayla ilgili bilgi alıyorlar, inceliyorlar. Yurt dışından gelip gezenler var. Burayı inceleyenler var. İnşallah 2 ay içerisinde tamamen şu anda çevre düzenleme çalışmaları bir yandan devam ediyor. Şu an gelip inceleyen belediyelerimizde buna benzer çalışmalara başlayanlar var. 12.2 megavat elektriğin karşılığı anlaşılması adına söylüyorum. 60 bin hanenin aydınlatma ihtiyacını karşılayacak bir kapasitesi var" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------------------------------

Tesisin havadan yakın ve genel görüntüleri

Entegrenin dışından görüntü

Entegrenin yakından detayı

Çöp aracından görüntü

Başkan Ahmet Çakır röp.

(Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 800 MB

==========================================================

4)ÇİFTÇİDEN ÖZ ELEŞTİRİ: SUYU BİTMEYECEK GİBİ KULLANDIK

BURDUR'da merkeze bağlı 7 köyü besleyen baraj yağış olmaması nedeniyle yeterli suyu toplayamayınca bu köylerde pancar ekimi yapılamadı. Tarlaları susuz kaldığı için pancar ekimi yapamayan üreticiler dört gözle yağmuru bekliyor. Bu ay içinde yağmur yağarsa üretici pancar yerine silajlık mısır ekecek, yağmazsa tarlalar boş kalacak.

Burdur'da kış dönemi yeterli yağış olmaması, mevcut suyun da kontrolsüz kullanılması pancar üreticisini olumsuz etkiledi. Özellikle merkeze bağlı Karaçal, Yarıköy, Yazıköy, Akyaka, Hacılar, Yassıgüme ve Düğer köylerinin tarımsal sulama ihtiyacının karşılandığı Karaçal Barajı'nda yeterli su seviyesine ulaşılamayınca bölgedeki üreticiler de ekim yapamadı. Geçen dönem 3 bin dekardan yaklaşık 30 bin ton pancar üretilen bu 7 köyde, bu yıl pancar üretimi yapılamayacak. Üreticiler ise bu ay bölge yeterli yağmur alırsa silajlık mısır ekecek.

'SUYU ÇOK KONTROLSÜZ KULLANDIK'

Merkeze bağlı Yassıgüme köyünde pancar üretimi yapan Kerim Bakır, "Bu yıl pancar ekimi yapamadık. Yağış olup da Karaçal Barajı yeterli seviyeye ulaşırsa silajlık mısır ekebileceğiz. Yağış olmazsa mısır da ekemeyeceğiz ve tarlalarımız bu yıl boş kalacak. Suyu çok kontrolsüz kullandık, hiç bitmeyecek gibi davrandık. Suyu tarlaya saldık gezmeye gittik. Çok sulamakla çok mahsul alacağımızı düşündük ama su geldi, gitti. Koskoca barajın dibi göründü. Şimdi de Medine fukaraları gibi yağmur yağsın diye bekliyoruz. Yağmur yağarsa yüzümüz güler. Hepimizin banka kredileri var, üretime güvenerek traktör aldık, ekipman aldık. Üretim yapamazsak ödemelerde de zorlanacağız" dedi.

'BU YIL İŞİMİZ ZOR'

Üretici Remzi Macit, "Bu yıl kış yağışlı geçmeyince barajımız kurudu. Pancar ekimini yapamadık. Bu ay yeterince yağmur yağıp barajımız dolmazsa işimiz çok zor. Kredi borcu olmayan çiftçi çok az. Mısır ekemeyince hayvan yemlerimizi de parayla alacağız. Mısır ekip kilogramını 15 kuruşa mal ettiğimiz silajı 30 kuruşa satın alacağız. 30 kuruşa mal ettiğimiz yoncayı, 70 kuruşa alacağız. Bu yıl işimiz zor" diye konuştu.

'YAĞIŞLAR OLMAYINCA BARAJ KURUDU'

Burdur Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir de mevsimsel değişiklikler nedeniyle bölgede yeterli yağışın olmadığını vurguladı. Demir, şöyle dedi:

"Karaçal Barajı'nın sınırları içerisinde Karaçal, Yarıköy, Yazıköy, Akyaka, Hacılar, Yassıgüme ve Düğer'den oluşan 7 köyümüz var. Köylülerimiz barajda suyun hiç bitmeyeceğini düşünerek yaptıkları yanlış sulama uygulamaları nedeniyle oluşacak mağduriyetleri göremedi. Bölgede ekili alan 55 bin dekar, bunun 38 bin dekarı 2017'de sulandı. Bölgedeki üreticilerimiz yıllık 15 milyon ton su kullanarak son 3 yılda 45- 50 milyon ton su kullandı. Barajın su kapasitesi ise 60 milyon tondur. Yağışlar da olmayınca baraj kurudu."

'7 KÖYDE YAPILAMADI'

Burdur Şeker Fabrikası'nın çalışma alanı içerisinde 105 bin dekar alanda pancar ekimi yapıldığını aktaran Demir, "Bunun 18 bin dekarı Sandıklı'da, geri kalan kısmı da Burdur'da üretiliyor. Pancar, su bitkisi. Karaçal Barajı'ndaki su kapasitesinin sulamaya verilmeyecek kadar az olması nedeniyle pancar üretimi bu yıl bu 7 köyde yapılamadı. Geçen dönem o bölgede 3 bin dekardan 30 bin ton pancar alınıyordu. Bu yıl olmayacak. Şeker pancarı üretiminde önemli bir alanı kaybetmiş durumdayız. Karaçal, Yarıköy, Yazıköy, Akyaka, Hacılar, Yassıgüme ve Düğer'de pancar ekemeyen köylülerimiz silajlık mısır ekim dönemini bekliyor fakat o da su isteyen bir bitki olduğu için onun da ekimi olmaz. Silajlık mısır büyükbaş hayvanlara yem olarak kullanılıyor. Mısır da ekemeyen köylümüz yemi de parayla satın alır duruma gelecek. Çiftçimizi zor günler bekliyor" dedi.

'BİRKAÇ YIL SULU TARIM YAPILAMAYACAK'

Bu duruma gelinmesinde sulama birliklerinin de hatası olduğunu savunan Demir, şunları söyledi:

"Suyu açıp denetimini yapamadılar. Su insanlığın geleceğidir. TBMM'de bir yasa çıkarılarak su birliklerinin çalışma alanları kısıtlanıp DSİ'ye yetki verilir onlar da iyi denetim yaparsa birkaç yıl içerisinde sorun çözülür. Bu durum önümüzdeki yıl da kolayca çözülemez. Allah'tan ümit kesilmez ama durum birkaç yıl bölgede sulu tarımın yapılamayacağını gösteriyor. 7 köyde çiftçilerimiz bu yıl tarlalarına hiçbir şey ekemeyecek gibi görünüyor. Önümüzdeki yıl ise mecburen hububata dönecekler. Arpa, buğday, çavdar ekecek. Sulanabilir durumda olan alanlara da hayvanları için çok fazla olmamak kaydıyla yonca ekmelerini tavsiye ediyorum. Yonca çok su tüketen bir bitki değildir. Başka alternatifleri yok."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Tarladan detay

RÖP 1: Kerim Bakır (Üretici)

RÖP 2: Remzi Macit (Üretici)

RÖP 3: İbrahim Demir (Ziraat Odası Başkanı)

Detay

245 MB /// 04.04"

Haber- Kamera Mesut MADAN/BURDUR,

========================================================

5)BURDUR'DA YÖRÜK YAREN GECESİ

BURDUR'da düzenlenen Yörük Yaren Gecesi'nde yerel sanatçılar türküler söylerken, sipsi resitali sunuldu.

Bu yıl 42'ncisi kutlanan Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Burdur Yörük Kültür Araştırma ve Yaşatma Derneği (YÖRKAYDER) tarafından Yörük Yaren Gecesi organize edildi. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu'ndaki etkinliğe Vali Şerif Yılmaz, Vali Yardımcısı Bahir Altunkaya, İl Emniyet Müdürü Arif Çankal, Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Özdemir, YÖRKAYDER Başkanı Alaettin Kalkan ile çevre illerden gelen Yörük dernekleri başkan ve üyeleriyle Burdurlular katıldı.

Gecede yerel sanatçılar Burdur yöresine ait türküleri seslendirdi. Sipsi resitali de sunulan gece sonunda Vali Şerif Yılmaz sanatçılara teşekkür etti.

Görüntü Dökümü

------------

Salondan detay

Yerel sanatçılardan detay

HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Ahmet Çakır Burdur Foça Politika Güncel Haberler

title