Haberler

Dünyanın Üçte Biri "İnce Hastalık" Riski Taşıyor

Verem Haftası Başladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün Verilerine Göre, Dünya Nüfusunun 3'te Biri Verem Enfeksiyonunu Taşıyor.

Verem Haftası başladı. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Dünya nüfusunun 3'te biri verem enfeksiyonunu taşıyor. Her yıl 8.9 milyon kişi veremle mücadele ederken, hastalığa yakalananların yüzde 20'si hayatını kaybediyor. Türkiye'de ise 2006 yılında 20 bin 526 verem hastası kayıt altına alındı. Verem hastalarının üçte biri ise İstanbul'da. Hastalığın bölgesel dağılımında ise Marmara Bölgesi birinci sırada.

Türkiye Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Zeki Kılıçarslan, Verem Haftası nedeniyle ANKA'ya yaptığı açıklamada, yetersiz beslenme, ağır çalışma koşulları, işsizlik ve yoğun kalabalıkların, özellikle büyük kentlerin gecekondu bölgelerinde, veremin ciddi bir tehlike olarak ortaya çıktığını belirtti. Kılıçarslan, bir patlama yaşanmasa da ciddi bir sorun olarak verem hastalığının devam ettiğini söyledi. "Sağlıkta dönüşüm programı" çerçevesinde uygulanan performans ölçümüne de değinen Zeki Kılıçarslan, "Bu programda önemli olan hastanın hastanede az yatması ve hastaneye para kazandırması. Tüberküloz hastalarının ise uzun süre yatarak tedavi görmesi gerekiyor. Durum böyle olunca da tüberküloz hastaları da, hocaları da, asistanları da istenmiyor" diye konuştu. Önemli olanın hastanenin para kazanmasından öte hastanın topluma kazandırılması olduğunu belirten Özkara, bu alanın yeniden dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

-DOÇ. DR. ÖZKARA: "ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ"

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Şeref Özkara da, günümüzde önemli hastalıkların başında gelen veremde yeterli ve dengeli beslenmenin önemine değindi. Hastalıkla ilgili ANKA'ya bilgi veren Özkara, ideal vücut kilosunun yüzde 10'un altına düşen her bireyin risk grubuna girdiğini belirtti. "Verem hastalığı" ve "verem enfeksiyonunun" farklı kavramlar olduğunu ve birçok kişinin bu enfeksiyonu taşıdığını belirten Özkara, verem enfeksiyonuna sahip olan kişiler nedeniyle uzun yıllar hastalığın devam edeceğini kaydetti. Son yıllarda Türkiye'de verem hastalığındaki artışın oldukça az olduğunu belirten Özkara, "Önemli olan erken teşhistir" dedi. Hastanın ardından ailesi ve yakın çevresine de koruyucu tedavi yöntemlerinin uygulanmasının önemini vurgulayan Özkara, tedavinin de mutlaka bitirilmesi, yarım bırakılmaması gerektiğini ifade etti.

Öte yandan, Sağlık Bakanlığı'nın, "Türkiye'de Verem Savaşı 2007" raporuna göre, verem hastalığında belirgin bir artış yok. Yetkililer, görülen "küçük artışların" nedeninin ise hastaların kayıt altına alınmaya başlaması olduğunu söylüyor.

2006 yılı verilerine göre, kayıt altında bulunan verem hastası sayısı 20 bin 526 oldu. Sağlık Bakanlığı, veremle savaşta birçok farklı yöntem uyguluyor. "Doğrudan gözetimli tedavi" yöntemi ile verem hastasının tedavisi boyunca alacağı her doz, uzman kişi denetiminde içiriliyor ve kaydı tutuluyor.

-HASTALIĞIN BELİRTİLERİ-

Verem; diğer adıyla tüberküloz, "Mycobacterium tuberculosis" mikrobunun bulaşması ile oluşan ve başlıca belirtileri öksürük, balgam çıkarma, kilo kaybı, iştahsızlık, ateş, gece terlemeleri ve kan gelmesi olan öldürücü bir hastalık. (ANKA)

(DNZ/ZG)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title