Cumhurbaşkanı Gül, "75. Dil Bayramı" Etkinliğinde Konuştu

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkçe'deki sorunların dilde değil, sorumluluklarını yerine getirmeyenlerde olduğuna dikkat çekerek, "Bizler nasıl ki yüzyıl öncesinin Türkçesi'ni konuşmuyorsak, yüzyıl sonra gelecek kuşaklar da bizim Türkçemiz'i konuşmayacak. Olumsuzluklara takılmak yerine, dilimizin gücüne inanmalı ve onu sevmeliyiz" dedi.

75. Dil Bayramı kapsamında Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından gerçekleştirilen tören, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla, Atatürk'ün Türk Dili Kurultayı'nı topladığı Dolmabahçe Sarayı Medhal Salon'da başladı. Törende bir konuşma yapan Gül, "Bu toplantı bilgisi tarafıma ulaştığında hem muhtevası hem de büyük Atatürk'ün 75 yıl önce bu mekanda konuya özel alaka göstermesi sebebiyle bu meseleyle yakından ilgilendim ve toplantının Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirilmesine özel ehemmiyet verdim.

Dil Bayramı toplantıları, dilimizin ve dil kullanımda karşılaşılan güncel sorunların tüm yönleriyle ve bilimsel yaklaşımlarla ele alınmasına, toplumdaki dil bilincinin oluşturulmasına ve geliştirilmesine imkan tanıyan bir etkinlik olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Yıllardır bu bilinçle ve coşkuyla devam ettirilen toplantılar dilimize sahip çıkma bakımından önemli bir hizmeti yerine getirmektedir" dedi.

Bir iletişim aracı olan dilin üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir zenginlik olduğunu ifade eden Gül, "Bu hassasiyetin her zaman canlı tutulması, konunun başka bir boyutunu oluşturmaktadır. Dilimize sahip çıkmak varlığımıza, tarihimize, kültürümüze, birliğimize, yarınlarımıza sahip çıkmakla eşdeğerdir. Türk dilimize hizmet eden dilimizin çağlar boyunca gelişmesine zenginleşerek bugünkü seviyesine ulaşmasını sağlayan cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'e yazar, şair ve ozanlarımıza, manevi dünyamızın

sembol şahsiyetlerine, düşünürlerimize, milletim ve devletim adına şükranlarımı sunuyor, aramızdan ayrılanları saygı, minnet ve rahmetle anıyorum" diye konuştu.

Gül, "Bu etkinlikte Türkçe'nin zor bir süreçten geçtiği, yozlaştığı, kirlendiği, bozulduğu söylemlerini bir yana bırakarak, -doğru yanları mutlaka vardır özelikle iş dünyasında, tabelalarda bunu görüyoruz- Türkçe'nin muhteşem gücünü gösteren gelişimlerden söz etmek istiyorum" şeklinde konuştu. Dil Bayramı'nın ruhunu yersiz karamsarlıklarla değil, dilin zenginliğinin, etkinliğinin, işlevselliğinin farkına vararak Türkçe ile gurur ve coşku duyarak kutlamak gerektiğini belirten Gül, "Devlet dili, edebiyat

dili, bilim dili, aynı zamanda halkın yaşayan dili, Türkiye'nin en güçlü dönemini yaşadığı günümüzde konuşur sayısı 10 bini aşmayan diller için söylenen yok olma tehlikesinin 70 milyon içeride ve 200 milyonun üzerinde dışarıda konuşuru olan Türkiye için geçerli olduğunun vurgulanması anlaşılır değildir" ifadelerini kullandı. Son yıllarda TDK bünyesinde de Türkçe'nin güçlü yönlerini gösteren gelişmeleri ön plana çıkarmanın daha yararlı olacağı düşüncesinde olduğunu aktaran Gül, şöyle konuştu:

"Büyük tartışmalarla geçen dönemlerin ardından Türkçe'nin özleşmesi konusundan belli bir kanala girdiğini söylemek yanlış olmaz kanısındayım. Bugün konuşma, yazı dili, halk dili ve aydın dili, edebiyat diliyle bilim dili gibi dilin çeşitli gerçekleşmeleri arasındaki fark, önceki dönemlerde kıyaslanmayacak oranda azalmıştır. Son dönemde edebiyatımızda roman patlaması yaşanmaktadır. Bu patlama roman satışlarıyla sınırlı kalmamış, farklı yazım türlerine ve yayınlarına da yansımıştır. Geçmiş dönemlerde

üretilen bu eserlerin günümüz gençleri tarafından ilgi görmesi, o zaman konuşulan dil ile bugünkü dili konuşan kuşakları birbirine yaklaştırması, bir anlamda uzun vadede dilimize güç katmaktadır. Bu umut verici canlanma artarak devam edecektir. Biz bunun sürmesi için elimizden geleni yapacağız."

TDK tarafından hazırlanan Güncel Türkçe Sözlük'e birkaç yıldır internet ortamında ulaşabildiğini ifade eden Gül, TDK tarafından hazırlanan ve adeta bir ulusun ortaklaşa yazdığı Güncel Türkçe Sözlük'ün önceki sözlüklerden daha fazla kelime barındırmasını, Türkçe'nin zenginliğinin göstergesi olarak algıladığını dile getirdi. Bunun yanında ağızlar, meslek dilleri, tarihi metinler gibi kaynaklardaki söz varlığını içine alacak çok daha hacimli 1 milyon kelimelik sözlüklerden bahsedilmeye başlandığını belirten

Gül, konuşmasına şöyle devam etti:

"Türkçe'nin muhteşem gücünü gösterecek böyle bir projenin hazırlanması ve internette kullanıma sunulması, bugünün bilim seviyesi ve teknoloji gelişimi gerçekleştirebilmiştir. Bugün dilimizin tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar geniş coğrafyada olması da Türkçe'nin gücünü göstermektedir. Mesela Almanya'da ana dil olarak konuşulan ikinci büyük dil durumundadır. Buna Çin'den Balkanlar'a, Sibirya'dan İran'ın içlerine kadar olan bölgede eskiden bu yana konuşulan Türk dilinin lehçelerini de eklerseniz

ortaya muazzam genişlikte bir coğrafya çıkacaktır. Hatta kanaatimce tüm bu tablonun bir sonucu olarak Türkçe yazan bir romancımız geçen Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür. Türkçe gittiği her yerde başka dillerle etkileşim içinde olmuş, onları etkilemiş ve onlardan etkilenmiştir. Türkçe'nin başka dillerle süregelen ilişkisinde ne derece baskın çıktığı özellikle Batı'da araştırmacıların ilgi alanı arasındadır. Avrupa ülkelerinde Türkçe konuşarak işlerin büyük bölümünün yerine getirilmesi, çoğumuzun

henüz farkında olmadığı yeni bir gelişmedir. Buna dikkat çekmek istiyorum. İnternette milyonlarca Türkçe sayfa bulunduğunu, televizyonlarenin farkına vararak Türkçe ımızın dünyanın dört bir tarafında izlendiğini, gazete ve dergilerimizin yüksek tirajlara ulaştığını da unutmayalım."

"DİL KONUSUNDA SORUN, SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEYENLERDE"

Türkçe gazete ve dergilerin başta Almanya ve Avustralya olmak üzere Türkiye dışında basılıp satıldığını vurgulayan Abdullah Gül, "Bunun anlamı şudur; Türkçe bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de varlığını, diğer dillerle etkileşimi sürdürecektir. Özetle Türkçe, daha önce de belirttiğim gibi yok olmayacak, hep var olacaktır. Bizim dilimiz zengindir, zengin olduğu kadar da köklü bir dildir" şeklinde konuştu.

Türkçe'nin zaman zaman sorunları olduğunun dile getirildiğini aktaran Gül, "Sorunların çoğu Türkçe'nin kendisinde değil. Bu dil, konuşuru olan bizlerin hayattaki tek ihtiyacına cevap vermektedir. Yeni ihtiyaçları karşılayacak yapıda olduğu ise herkesin malumudur. Onu işlemek, geliştirmek, o dille konuşan, düşünen, duygularını ifade eden, bizlerin işidir. Eğer bir sorun varsa Türkçe'de değil, dilimize karşı sorumluluklarını yerine getirmeyenlerdedir. Diller sürekli değişmektedir. Dili, durağan, standardı

bir kere belirlendikten sonra değişmez, değiştirilemez bir olgu olarak algılamak yanlıştır. Bizler nasıl ki yüzyıl öncesinin Türkçesi'ni konuşmuyorsak, yüzyıl sonra gelecek kuşaklar da bizim Türkçemiz'i konuşmayacak. Atatürk'ün başkanlığında 1932 yılında toplanan 1. Dil Kurultayı'nın yıldönümü olduğu için kutlayageldiğimiz Dil Bayramı'nın, Türk dili ve kültürü tarihindeki köklü değişimlerin sonucu olduğunu da akıllardan çıkarmamalıyız" diye konuştu.

Gül, bu söyledikleriyle Türkçe'nin hiçbir sorunu olmadığını ve her şeyin 'güllük gülistanlık' olduğunu kastetmediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:

"Canlı varlıklar gibi dilimizin de sorun var. Bunları hepimiz yakından biliyoruz. Bu olumsuzluklara takılıp kalmak yerine, öncelikle dilimizin gücüne inanmalı ve onu sevmeli ve işleyerek geliştirmeliyiz. Olumsuzlukları aşmak konusunda gerekli imkan ve araçlara sahibiz. Yeter ki amaçlarımızı gerçekleştirebilmek yolundaki çabaları ortak bir bilinç ve anlayışla yürütebilelim."

"ANA DİL BİLİNCİNİN KAZANDIRILACAĞI İLK VE ORTAÖĞRETİMDE ÖZEL HASSASİYET GEREKLİ"

Türk dilinin korunup geliştirilmesinde en büyük sorumluluğun TDK, üniversiteler başta olmak üzere, bütünüyle eğitim kurumlarına, devlet teşkilatına, edebiyatçılara, bilim adamlarına, sanatçılara, aydınlara ve yayınlarıyla geniş kitlelere seslenen basına düştüğünü ifade eden Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Özellikle ana dil bilincinin kazandırılacağı ilk ve ortaöğretimde bu konuya özel hassasiyet gösterilmesi gerekir. Onlar topluma referans olmak, Türkçe'nin doğru ve güzel kullanılması konusunda yol gösterici bir işlev üstlenmiş durumdadır. Onların Türkçe'yi doğru ve güzel şekilde kullanma konusunda hassasiyetleri ortaya koyacakları ve toplumla buluşturacakları bilimsel ve edebi eserler, kültürümüzün yükselmesini mümkün kılacağı gibi dil bilincine sahip kuşakların gelişmesini de sağlayacaktır. Sözlerime

son verirken dilimizin gelişmesine katkıda bulunan siz değerli bilim adamlarımı tebrik eder, başarılar dilerim." in farkına vararak Türkçe

Açılış töreni kapsamında sözlerin, deyimlerin, atasözlerinin anlamının, yazılışının, örnek cümlelerinin yer aldığı, içinde çeşitli arama seçeneklerinin anlamının, yazılışının, örnek cümlelerinin yer aldığı, her sözün doğru söylenişinin, söz varlığını geliştirici oyunların da bulunduğu Güncel Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu yoğun diskinin tanıtımı yapılarak ve ilk nüshası Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sunuldu.

Abdullah Gül, buradaki programının ardından Dolmabahçe Sarayı'nda Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Haris Silajdziç ile görüşmeye geçerken, Gül'ün programında yer alan 1. Ordu Komutanlığı ziyaretinin, 1. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Koçman'ın annesinin vefat etmesi üzerine iptal edildiği öğrenildi.

(EY-RA-ED-OK-Y)

Haberler