Camili Vadisi'ne Hes Yapımında Kamu Yararı Yok
RİZE İdare Mahkemesi'nin, UNESCO'nun, 'Dünya Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Artvin'in Borçka İlçesi'ndeki Camili Vadisi'nde yapımı planlanan Düzenli HES projesi için verdiği yürütmeyi durdurma kararının ardından, bölgede yapılan bilirkişi incelemesi sonrası hazırlanan rapor da kamuoyuna açıklandı.
RİZE İdare Mahkemesi'nin, UNESCO'nun, 'Dünya Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Artvin'in Borçka İlçesi'ndeki Camili Vadisi'nde yapımı planlanan Düzenli HES projesi için verdiği yürütmeyi durdurma kararının ardından, bölgede yapılan bilirkişi incelemesi sonrası hazırlanan rapor da kamuoyuna açıklandı. 12 sayfalık rapora göre yapılması planlanan HES projelerinin kamu yararı başta olmak üzere imar mevzuatına, planlama tekniklerine ve plan bütünlüğüne uygun olmadığı belirtildi.UNESCO'nun Dünya Biyosfer Rezerv Alanı ilan ederek koruma altına aldığı Camili Vadisi'nde Gülkar Enerji şirketi tarafından yapımı planlanan 5.05 megavat kurulu gücündeki Düzenli Regülatörü ve hidroelektrik santrali projesi için Rize İdare Mahkemesi'nin verdiği 'yürütmeyi durdurma' kararının ardından bölgede Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Cengiz Acar, KTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Osman Üçüncü, KTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi Dr. Ersin Türk'den oluşan bilirkişi heyeti inceleme yaptı.Vadide bulunan 11 ufak derenin 10 kilometrelik tünellerle santrallere taşınması planlanan proje ile ilgili olarak inceleme yapan bilirkişi heyeti, 12 sayfadan oluşan raporu Rize İdare Mahkemesi'ne sundu. Bilirkişi raporunda Çevre ve Orman İl Müdürlüğü'nün havza bazında koruma-kullanma dengesini belirleyecek gerekli inceleme ve araştırmaları yapması ve çevresel kıstasları ortaya koyması gerektiğine vurgu yapılırken, Camili Vadisi'nin Doğu Karadeniz'deki kaynak değerleri yönünden oldukça zengin ve çok sayıda doğal alanlara sahip önemli vadilerden biri olduğu; ekolojik, biyolojik ve peyzaj değerleri açısından önemli bir alan olduğu vurgulandı.Türkiye'de, 'Dünyanın Biyosfer Rezerv Alanı' olarak ilan edilen tek bölgenin Camili Vadisi olduğuna dikkat çekilen raporda, söz konusu projelerin sürdürülebilir bir planlama anlayışına uygun olmadığı, bilimsel dayanaktan yoksun projelerin, yalnızca amacına yönelik klasik planlama anlayışıyla doğal varlıklarımızı yok olmayla karşı karşıya getirdiği, bu nedenle HES projelerinin kamu yararı başta olmak üzere imar mevzuatına, planlama tekniklerine ve plan bütünlüğüne uygun olmadığına vurgu yapıldı.Davanın avukatı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı'nın, Camili'de UNESCO tarafından verilen 'Biyosfer Rezerv Alanı' statüsünü tanımasına karşın, bu alanların nasıl korunacağına dair yönetmeliği çıkarmadığını belirtti.
Okumuşoğlu, "Yönetmelik çıkmayınca da ülkenin prestiji olabilecek Camili'nin nasıl korunacağı belirsizleşiyor. Böyle olunca da Camili'de 8 adet HES için izin verilebiliyor. Diğer yandan, örneğin korunan alanlar listesi içinde ÇED yönetmeliğinde, dünya biyosfer rezerv alanlarından bahsediliyor ama sıra HES'e gelince 'yönetmeliği yok' diye ÇED süreçlerinde, 'ÇED Olumlu' veya 'ÇED gerekli değildir' kararları verilebiliyor. Bilirkişi incelemesi yapılan proje ÇED'den muaf. Yani hem ÇED'den muaf, hem biyosfer rezerv alanında, hem de 11 derenin suyunu toplayan ve bu sebeple de benzerlerinden ayrılan bir proje. Proje ÇED'den muaf olsa bile Çevre Kanunun 1 ve 3'üncü maddeleri gereği her türlü çevresel riskler dikkate alınmalıydı. Alan, üstelik Türkiye'deki tek dünya biyosfer rezerv alanı konumundadır. Yani Çevre ve Orman Bakanlığı, dünya biyosfer rezerv alanını dahi HES'lere açmışsa, üstelik ÇED'den de muaf tutmuşsa geriye diyecek ne kaldı? Bu, sözün bittiği yerdir" dedi.
Muhammet KAÇAR/RİZE, (DHA)