Baydemir Ortalığı Neden Karıştırdı?
Son Günlerin Güven Oylaması, Çankaya Resepsiyonu First Lady'inin Türbanı Gibi Konular İçinde Boğulan Gündeme Dün Aniden Bir Bomba da Diyarbakır'dan Geldi.
son günlerin güven oylaması, çankaya resepsiyonu först lady'inin türbanı gibi konular içinde Boğulan gündeme dün aniden bir bomba da Diyarbakır'dan geldi.
Diyarbakır büyükşehir belediye başkanı Osman Baydemir başbakan erdoğan'ı topa tuttu. ve gözler bir anda ona çevrildi.
peki nerden Çıktı bu savaş nidaları?.
şimdiye dek adını bir çok kişinin bilmediği bu başkan neden bir anda Başbakana meydan okuyarak gündeme geldi?.
Osman bey neden coştu?
Bu soruları merak Edenler İçin Yazar Şamil TAYYAR bu günkü köşesinde konun analizini yaptı. İşte O yazı.
DTP’li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, savaş tamtamları çalıyor. Başbakan’a ‘ hodri meydan, savaşalım’ diyor. ‘ Diyarbakır kaledir, kimse alamaz’ diye meydan okumaya devam ediyor. Efendim, AK Parti yönetimi Diyarbakır’a ait projelere vize vermiyormuş, Diyarbakır halkıyla inatlaşıyormuş.
Baydemir’in bu ani çıkışının iyi tahlil edilmesi lazım. Son seçimler gösterdi ki, DTP bölgede taban kaybetmeye başladı. Kan kaybı sürüyor.
Sadece Diyarbakır özelinde seçim sonuçlarına baktığımızda şunu görüyoruz; 2002’de 67 bin 298 oy alan AK Parti, bu seçimde oylarını 190 bin 234’e çıkarmış. Yani, 122 bin 936 Diyarbakırlı ilk kez AK Parti’den yana oy kullanmış. Oy yüzdelerine bakalım; 2002’de AK Parti’nin oyu yüzde 15.96’ken, şimdi yüzde 41.22’ye yükselmiş.
Ya DTP?
2002’de DEHAP olarak seçimlere giren DTP aldığı 236 bin 689 (yüzde 56.13) oyu, 22 Temmuz’da 200 bin 747’ye düşürmüş. Çıplak bir yorumla 35 bin 942 DTP’li, ‘ Artık ben sizlerle yokum’ demiş.
Bir başka pencereden bakacak olursak; 2002’de iki parti arasındaki oy farkı 169 bin 391 idi. Şimdi? Sadece 10 bin 513. DTP, bariz üstünlüğünü kaybetmiş. AK Parti, DTP’nin ensesine yapışmış.
2009 Nisan ayında yerel seçim var. Baydemir, ‘Diyarbakır kale, alamazsınız’ diyor ya, seçim startını şimdiden başlatmış gözüküyor. Baydemir’i çatışarak, kavga gederek tabanı AK Parti’ye karşı kemikleştirme kaygısı içinde gördüm.
Hadisenin bir de başka yönü var. DTP öyle sanıldığı gibi çok homojen bir parti değil. Güvercinler ve şahinlerin ciddi çatışması var. Ahmet Türk, Sırrı Sakık ne zaman ‘uzlaşma’ mesajları verse, bir yerlerden böyle ‘yırtık’ mesajlar yükseliyor. Kimi zaman Türk bile kendi teşkilatlarına mesaj vermek için yoldan çıkabiliyor.
Ayrıca, İmralı sakininin DTP’nin meclisteki performansından çok da memnun olmadığı biliniyor. DTP Başkanı Türk’ün Bahçeli ile tokalaşmasına en fazla Öcalan içerlemiş.
DTP’deki bu iç çatışmanın ve siyasi tabandaki fay kırılmasının, kimi zaman Türk siyasetini etkilemesi ve tartışma gündemini meşgul etmesi kaçınılmaz. Türkiye’nin bütünlüğünü ve sorunların üniter yapı içinde çözümünü savunan herkesin meseleye sağduyuyla yaklaşması zaruridir.
Burada siyasilere olduğu kadar askere de büyük görevler düşüyor. ‘ Ötekileştirici’ tavır, uzlaşmadan yana olanları zayıflatır, şahinleri güçlendirir. Milletvekili yemin törenine katılmamak ve 30 Ağustos resepsiyonuna davet etmemek; Leyla Zana, Osman Baydemir gibilerinin ekmeğine yağ sürer biline...
Eğer üzüm yemek istiyorsak, bağcıyı döverek sorunu çözemeyiz.