Talat: "AB, Türkiye ve KKTC'nin Ağzına Bir Parmak Bal Çaldı"

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, AB'nin KKTC ve Türkiye'nin "ağzına bir parmak bal" çalarak, çok fazla öfkelenmelerinin önüne geçmek istediğini vurgulayarak, "İlk kez bir AB belgesinde doğrudan ticaret tüzüğünden bahsedilmesi olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir" dedi.

"KKTC VE TÜRKİYE ENİNDE SONUNDA AB ÜYESİ OLACAK"

Cumhurbaşkanı Talat, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) düzenlediği Kıbrıs, Türkiye, AB ilişkilerinde gelinen son noktaya ilişkin düzenlediği toplantıya katıldı. Talat, toplantıda yaptığı konuşmada, Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye'nin eninde sonunda AB'ye üye olacağına inandığını belirtirken, AB ile ilişkilerin ise iyi gittiği inancında olmadığını söyledi.

"AB, GÜNEY KIBRIS KARŞISINDA TESLİM BAYRAĞI ÇEKTİ"

Kıbrıs Rum tarafının önü açılarak, itelenerek ve hatta omuzlar üzerinde, kendilerinin de katkılarıyla AB üyesi olduğunu ifade eden Talat, "Kıbrıs Rum Kesimi, AB üyesi olduktan sonra, yavaş yavaş AB politikalarına sızmaya başladı. Kendi taleplerini, Türkiye'nin AB üyeliğinin ön koşulu yapmak için var gücüyle çalıştı. Bunun sonuçlarını da şimdi görmeye başlıyoruz" dedi.

AB'nin Güney Kıbrıs'ın talepleri karşısında "teslim bayrağını çektiğini" dile getiren Talat, "Güney Kıbrıslı yetkililer, AB'de yapılan her toplantıya katılıyorlar. Bizim birkaç ayda bir yaptığımız görüşmeleri, benim düzeyimde her gün, diğer statülerde ise 10 katı fazla yapıyorlar" diye konuştu.

"AB KARARINA İSYAN EDESİM GELİYOR"

Türkiye'nin AB üyeliği konusunda kötümser olmadığını, ancak Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin 8 başlıkta dondurulmasına ilişkin alınan karardan oldukça rahatsız olduğunun altını çizen Talat, "İsyan edesim geliyor" dedi. Talat, "Nüfusu 700 bin olan, anayasasının üçte ikisi askıda olan, adanın diğer toplumunu bütün haklarından mahrum bırakan bir defolu ve yarım devlet, taleplerini Türkiye'nin AB üyeliğinin önkoşulu yaptı" diye konuştu.

Adı geçen 8 başlığın yeniden açılması ve kapatılması konusunda da, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmesinin "önkoşul" olarak belirlendiğine dikkat çeken Talat, "Türkiye'nin AB'ye üyelik yolunda ilerlemesi, Güney Kıbrıs'ın taleplerini yerine getirmesine bağlanmıştır. Bu ayıptır, insafsızlıktır." dedi.

"KARARIN OLUMLU TARAFLARI DA VAR"

Talat, AB karanını olumsuz yönlerinin yanında, olumlu yönlerinin bulunduğuna da dikkat çekti. AB'nin KKTC ve Türkiye'nin "ağzına bir parmak bal" çalarak, çok fazla öfkelenmelerinin önüne geçmek istediğini vurgulayan Talat, "Bunu da, izolasyon yerine 'doğrudan ticaret' diyerek yaptılar" dedi. İlk kez bir AB belgesinde "doğrudan ticaret tüzüğü"nden bahsedilmesinin olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebileceğine dikkat çeken Talat, ancak ilgili paragraftaki "Rum yönetiminin kontrol edemediği Kıbrıs Cumhuriyeti toprağı" şeklindeki ifadenin Kıbrıs Türk halkını "aşağılayıcı" bir tutum olarak, kabul edilemez olduğunu söyledi. Doğrudan ticaret tüzüğünün henüz tasarı haline olduğunu ve Ocak ayından sonra görüşüleceğini hatırlatan Talat, "Tüzük nasıl, ne şekilde, hangi şartlarda çıkacak göreceğiz. Ama büyük ihtimalle kuşa çevirecekler" diye konuştu.

"AB NASIL BİR SORUNU BÜNYESİNE ALDIĞINI ANLADI"

Bunun yanı sıra, AB üyelerinin Güney Kıbrıs'ın Kıbrıs sorunu konusunda ne kadar uzlaşmaz olduğunu daha iyi gördüğünün altını çizen Talat, Türk hükümetinin bir liman ve havaalanının Rumlara açılmasını öngören son dakika teklifinin de olumlu bir izlenim bıraktığını sözlerine ekledi. Talat, şunları söyledi:

"Biz, temel hedefimizin Kıbrıs sorununu BM zemininde çözmek olduğunu ortaya koyduk ve bu da AB yetkilileri tarafından anlaşıldı. AB, nasıl bir sorunu bünyesine aldığını daha iyi anladı. Kıbrıs sorunu ile baş etmenin nasıl zor olduğunu daha iyi kavradı."

"SON DAKİKA TEKLİFİNDEN HABERİMİZ VARDI"

Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Talat, bir gazetecinin "Hükümetin son dakika teklifinden haberiniz var mıydı?" sorusuna karşılık olarak, "3-4 gün önceden bilgimiz vardı" yanıtını verdi. Tüm süreç boyunca Türk hükümeti ile temasta olduklarını dile getiren Talat, "Türkiye'de bu konuda yapılan tartışmalara girecek değilim ama biz bu önerinin yapılacağını biliyorduk ve onaylıyorduk" diye konuştu.

"CUMHURBAŞKANI SEZER'İ KKTC'YE DAVET ETTİM"

Talat, "Cumhurbaşkanı Sezer ile neden daha sık görüşmüyorsunuz?" şeklindeki bir soruya ise, şu yanıtı verdi:

"KKTC'de Kıbrıs meselesini Cumhurbaşkanı yürütür. Türkiye'de bu sorunu yürüten merci ise daha çok Dışişleri Bakanlığı'dır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu meseleye ilgisi daha çok semboliktir. Ben gerek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'le olsun, gerek Dışişleri bürokratları ile olsun defalarca görüştüm. Sayın Sezer ile ise bir kez resmi olarak görüştük. Ama bunun haricinde, çeşitli toplantılarda, etkinliklerde birçok kez bir araya geldik ve görüş alışverişinde bulunduk. Hatta ben onu Cumhurbaşkanlığı bitmeden önce Kuzey Kıbrıs'a davet ettim. O da bu davetimi olumlu karşıladı." (ANKA)

Haberler