Bahçeli'nin Basın Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk milliyetçiliğini topyekün aşağılamak ve suçlamanın günün modası haline geldiğini belirterek, Türk milliyetçilerinin, bu linç kültürünün iflah olmaz temsilcileriyle demokratik ve medeni her zeminde fikri hesaplaşmaya hazır ve kararlı olduğunu bildirdi.

Bahçeli, partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısı öncesi bir basın toplantısı düzenleyerek, ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Son dönemde milliyetçi hareketin ve Türk milliyetçiliğinin hedef seçilmesinin nedenlerinin ortada olduğunu belirten Bahçeli, "Türkiye üzerinde karanlık oyunlar oynamak hevesinde olanların önündeki en büyük engel, gerçek manada Türk milliyetçiliği ruhu ve şuurudur" dedi. Bahçeli, maksatlı ve planlı olarak başlatılan bu topyekün kara çalma kampanyasında, Türk milliyetçiliğine gönül vermenin suç karnesi olarak kabul edildiğini savunarak, "Kısacası, Türk milliyetçiliğini topyekün aşağılamak ve suçlamak günün modası haline gelmiştir" diye konuştu. Türk milliyetçiliğine karşı kin ve nefret kusma yarışına giren bu çok sesli koroyu Türk milletinin çok iyi tanıması, amaçlarını ve niyetlerini çok iyi anlaması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bu koronun içinde, Türkiye'nin milli değerleriyle kavgalı ve Türk milliyetçiliğine karşı kan davası güden siyasi ideolojilerin müritleri, iktidarın sofrasında nimet ve ikbal arayan ucuz çıkarcılar, teslimiyetçi sömürge aydını ruhlu lümpen entellektüeller, etnik bölücülüğü destekleyen ihanet ortakları ve siyasi pusulaları sürekli değişen, ancak değişmeyen ortak paydaları Türk milliyetçiliği düşmanlığı olan AB misyoneri sahte demokratlar, saf tutmuştur". Türk milliyetçiliğinin, siyasi tarihin en fazla saldırı, suçlama ve iftiraya maruz kalmış fikir ve düşünce hareketi olduğunu dile getiren Bahçeli, Türk milliyetçilerinin, bu linç kültürünün iflah olmaz temsilcileriyle demokratik ve medeni her zeminde fikri hesaplaşmaya hazır ve kararlı olduğunu belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkesin, Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Milletinin eşit ve onurlu bireyleri olduğuna işaret eden Bahçeli, bireyleri birbirleriyle kaynaştıran temel bağın, aynı milletin eşit fertleri olma ve aynı vatanı paylaşma bilinci olduğunu vurguladı. "Devletin temelinde bu milli bağ ve şuur yatmaktadır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Türk milli kimliğinde bu şekilde birleşilmesi, Türk vatandaşlarının etnik kökenlerini, dil ve dinlerini inkar anlamına gelmemektedir. Bu esas, büyük Atatürk'ün 'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir' sözlerinde ifadesini bulmuştur. 'Ne mutlu Türküm diyene' vecizesi de bu anlayışın bir ifadesidir. Burada Türklük ırka dayalı bir anlam taşımamaktadır. Bu bakımdan Türklüğün etnik biçimde algılanarak dışlanması ve vatandaşlık bağı ile tanımlanan bir alt-kimlik konumuna itilmesi düşünülemeyecektir. Bu tarihi, siyasi ve hukuki gerçekler karşısında Türkiye'de milli kimlik arayışına girilmesi, alt ve üst kimlikler tartışması yapılması abesle iştigaldir. Bu topraklarda bin yıldır hüküm süren 'kardeşlik hukukunu' yaratmış olan Türk milletine bugün milli kimlik aramak, Türk tarihine ağır bir hakarettir. Bir Türkiye Cumhuriyeti varsa, bir Türk milleti de vardır. Türkiye, sadece bir coğrafi bölgenin ve bir toprak parçasının adı değildir. Bu nedenle 'Türkiyelilik' gibi tarihi ve ilmi gerçeklere aykırı sanal kavramların üst kimlik olarak kabulüne yönelik çabalar art niyet ifadesidir." Bahçeli, milliyetçi hareketin, Türk milliyetçiliğinin özü ve ana damarı olduğunu ifade ederek, "Milliyetçi Hareket'in 'popüler milliyetçilik', 'lümpen milliyetçilik', 'ulusalcılık' gibi kavramlarla, 'ulusalcı cephe', 'Kuva-i Milliye' ve benzer isimler altında faaliyet gösteren akımlar ve oluşumlarla, fikri ve siyasi hiçbir benzerliği, yakınlığı ve birlikteliği yoktur ve bunun olması da mümkün değildir" şeklinde konuştu.

SOYKIRIM İDDİALARI

Sözde Ermeni soykırımı konusunda Türkiye'nin giderek daralan bir husumet kıskacı içine alındığına işaret eden Bahçeli, sözde soykırımın tanınması konusunun son olarak ABD Kongresi'nin gündemine girdiğini hatırlattı. ABD'nin, Türkiye'ye karşı tedavisi imkansız bir husumet besleyen Ermeni diasporasının merkezi, beyni ve kalbi olduğunu belirten Bahçeli, asılsız Ermeni soykırımının ABD tarafından tanınmasının siyasi ve hukuki etki ve sonuçlarının, diğer ülkelerin kabul ettiği benzer kararlardan çok farklı olacağına dikkat çekti. Bu noktada, özellikle üç konuya dikkat çekmek istediğini dile getiren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diaspora Ermenilerinin 1915 olaylarıyla ilgili tazminat talepleri konusunda ilk hukuki süreci başlattıkları ülke ABD olmuştur. Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilere hayat sigortası poliçesi satan şirketler aleyhine varislerinin açtığı tazminat davası sonuçlanmış ve ABD sigorta şirketleri tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. ABD'nin sözde soykırımı resmen tanıması halinde, doğrudan Türkiye'yi muhatap alacak bir hukuki tazminat sürecinin başlatılması riski karşımıza çıkacaktır. Diğer taraftan, ABD'nin Ermeni soykırımı yasasını, Ermenistan'la ilişkileri normalleştirmesi ve kara sınırını açması için Türkiye üzerinde bir baskı aracı olarak kullanması ihtimali de gözardı edilmemelidir. Son olarak, bu konunun Irak pazarlık denklemine bir yan unsur olarak sokulmasının ABD'deki bazı çevrelerce düşünülebileceği de hatırda tutulmalıdır".

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin milli değerlerini aşağılamayı suç haline getiren Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin kaldırılması veya değiştirilmesinin Türkiye'nin demokratikleşmesinin temel ölçüsü haline getirildiğini savundu. Bunun merkezine de asılsız Ermeni soykırımı konusunun oturtulduğunu ifade eden Bahçeli, 301. maddenin değiştirilmesini savunanların çıkış noktasının, Türkiye'nin geçmişiyle ve tarihiyle yüzleşmesi olduğunu kaydetti. Bahçeli, sözlerinin sonunda, milliyetçi hareket iktidarının, kuracağı 60. Cumhuriyet hükümetine sayılı günler kaldığını savunarak, "Baraj kapakları açılmıştır. Bu milli heyecan selinin, bu milli şahlanışın önünde artık hiçbir güç duramayacaktır" diye konuştu. Bir gazetecinin, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson ile yaptığı görüşmede ne konuşulduğunun sorması üzerine Bahçeli, başta sözde Ermeni soykırımı olmak üzere bölgesel konular üzerinde partisinin görüşlerini kararlı bir şekilde Wilson'a ifade ettiğini söyledi.

(TAN-MAY-ÖK-Y)

Haberler