Nereden Baksan Tutarsızlık

Gökhan ÖZKAN
Gökhan ÖZKAN
Araştırma Uzmanı - / Işık Menkul Değerler
21 Eki 2015 Çarşamba

Son dönemde ortaya çıkan küresel ekonomilerde belirsizlik lafını hemen hemen herkes duymuştur. Bu durumun başlıca sorun halinde dönüşmesinde ise, Çin’in yaşadığı ekonomik durağanlığı baş sıralara koymamız gerekiyor. Özellikle büyük ülke ekonomilerinin birbirlerine olan pamuk ipliğine bağlı görüntünün sonucunda ekonomilerin kötü performansı birbirlerini de olumsuz yönde etkilemeye de devam ediyor. Serbest piyasa ekonomisini benimseyen Çin, Japonya, ABD Avrupa ülkeleri ise, ticaret ortaklıkları uyarınca ihracat ve ithalat kalemlerinde derin yaralar almaya başladılar. Para birimlerinin değerlerinde sürekli oynaklıklar yaratacak politikalar izleyen bu ülkeler, birbirlerine olan bağları ve bu sarmalın sonucunda oluşan girdap içinde debelenen bir performans sergiliyorlar. Bu doğrultuda ele aldığımız gelişmiş üç büyük ülke ekonomilerin küresel bağlarını ele alıp ekonomilerinde yaşanan sorunları irdelemekde fayda var. 


Çin’in piyasaya girişi 


1978’de serbest piyasa ekonomisine geçen ancak 1992 yılında sona faal olarak bu akımı benimseyen Çin Halk Cumhuriyetinin ekonomisinde yaşanan sorunlar son günde iyice irdelenmeye başladı. Özellikle ihracat rakamlarında ortaya çıkan zayıf perfomans sonrasında ciddi anlamda müdahaleler yapan ülkede tek sorun ihracattan kaynaklı görünmüyor. Ancak üretime dayalı büyüme modelini benimsemiş Çin’in ihracatta yüksek bir performans sergilemesi ve böylelikle ekonomik performansını bu görüntünün üzerine kurduğunu söyleyebiliriz. Kısacası Çin ekonomisi, esas olarak dış ticaret temelli bir yapı izlenimi vermektedir. 


Çin’de ödemeler dengesi ve sermaye atakları


Çin’de dış ticaretin genel yapısına baktığımızda, başlarda istenilen ihracat rakamları elde edilemese de 2010 yılına kadar ciddi bir ekonomik büyüme sağlanmış durumda. Bunun başlıca sebepleri arasında diğer dış ekonomilerde yaşanan talep fazlası eğilimi yatabilir. Çin’in özellikle geçmiş dönemde istediği performansı sergileyememesinin sebebi olarak da hem yeni bir ekonomik yapıya bürünmüş olması, hem de alt yapı çalışmalarının tam olarak sağlayamasına bağlanabilir. Üretimde kullanılacak malzemelerin eski ve işçi verimliliklerinin öncelerde zayıf olması da bu alt yapının olumsuz performansına neden olan ayrıntılar arasında yer almaktadır. Ancak 1960’lı yıllarda %8,4’e gerileyen dış ticaret hacmi, üstün bir performans sergileyerek 1970-1976 yılları arasında ise %9 olarak gerçekleşmiştir. Dünya ticaret örgütünün (WTO) raporlarına göre ise Çin’in, 1948 yılında dünya mal ihracatındaki payı %0,9, dünya mal ithalatındaki payı ise %0,6 iken, 2009 yılı sonunda dünya mal ihracatındaki payı %9,9’a dünya mal ithalatındaki payı ise %8,1’ e yükselmiştir.Böylelikle hem elde etmiş olduğu yüksek yabancı sermaye atağı hem de, dış ticaret dengesindeki üstün performansı Çin’in büyüme potansiyelini ciddi anlamda yükseltmiştir. Cari işlemler dengesinde ise, 2009 yılında dış ticaretin payı yüzde 74 seviyelerine ulaşmıştır. 


O zamandan bu zamana neler değişti ?



 


 


 


 


 


 


 


 


 



 


 


 


 


 


 


 


 


 


 



 


 


 


 


 


 


 


 


 


Ticaret fazlası veren ve ekonomi temelini bu politikaya dayandırmış Çin’in son dönem zayıf büyüme oranına baktığımızda ortalamanın altında kalan bir görüntü ortada. Bu durumu diğer ekonomilerin zayıf performans sergilemesi bu doğrultuda ticaret ilişkilerinin zayıflamasına bağlayabiliriz. Özellikle ABD, Avrupa, Japonya gibi ülkelerde yaşanan düşük talebin etkisiyle, Çin’de ciddi anlamda dış satımın azaldığını görmekteyiz. Özellikle 2009 yılı rakamlarına baktığımızda ise, Çin’in en büyük ticaret ortakları arasında, ihracat tarafında ABD 220 milyar Dolar ile ilk sırada yer alıyordu. 166 milyar dolarla Hong- Kong, 97 milyar dolarla Japonya, 53 milyar dolarla Kore, 49 milyar dolarla Almanya diğer sıralardaki ülkeler. Çin’in 2009 yılında en çok ithalat yaptığı ilk beş ülke ise sırasıyla 130 milyar dolarla Japonya, 102 milyar dolarla Kore, 85 milyar dolarla Tayvan, 77 milyar dolarla ABD ve 55 milyar dolarla Almanya’dır. 


Önceki performansa göre baktığımızda Japonya ve ABD’nin Çin’in en büyük ekonomik dostu olduğunu görmekteyiz. Ancak Japonya ekonomisinde yaşanan bozulmalar bu dengenin sekteye uğramasında en büyük etkenler arasında yer alıyor. Özellikle bugün açıklanan rakamlara baktığımızda, Japonya'nın Çin'e yaptığı ihracat, Eylül ayında bir önceki yıla göre yüzde 3,5 gerileme gösterdi. 


Ekonomik Anlamda Ticaret Performansları


Mal İhracatında İlk dört ülke;



 


 


 


 


Hizmet İhracatı Performansları



 


 


 


 


Tabloda belirttiğimiz rakamlar 2012-2013 arasında ticarette gerçekleşen gelişmeleri ele almaktadır. Dünya Ticaret Örgütü’nün raporuna göre Avrupa’da yaşanan düşük talepten etkilenmekte ve o zamanlar bir ya da birden fazla ülkenin Avro’dan ayrılacağına ilişkin beklentilerin küresel ticaretin zayıflamasına neden olan etmenler arasında yer aldığı açıklamıştır. 


Sonuç olarak, 


Bu durumu aslında sonuca bağlamak çok zor. Çin düşük taleple uğraşıyor, Japonya’nın da düşük taleple mücadelesi devam ediyor. Ek teşviklerle ekonomiler canlandırılmaya çalışılıyor fakat yaşanan kısır döngü olumsuz performansın süregelmesine devam ediyor. Keza, Avrupa’nın ekonomik müdaheleri daha yeni başladı ancak ılımlı toparlanmanın görülebilmesi ve düşük iç talebin canlanması zaman alacağa benziyor. Dış talep içinse diğer ülkelerin ekonomik performanslarındaki iyileşme bekleniyor. Hatta zayıf talep, enflasyonu canlandırmazsa, yeni bir genişlemeci politika anlayışı uygulanabilir. ABD’de ise, parasal genişleme sonlandırıldı sonrası faiz artırımı sürecine başlanacak. Bu doğrultuda güçlü Dolar’ın ihracata olumsuz etkileyebileceğini de göz önünde bulundurup yeni bir belirsizliğin ortaya çıkıp çıkmayacağı da soru işareti olarak yer almakta. Hatta ekonomik müdahaleler bile küresel kur dengesi ve ticaret dengelerini göz önünde bulundurularak alınmaya ve ortak bir yol bulunmaya çalışılıyor ki bu kısır döngü iyice girdaba dönüşmesin diye. (ABD-ÇİN kur savaşı) Nereden nereye bakarsak bakalım tutarsızlık derler ya. İşte öyle bir durum. Çözüm nedir diye düşündüğümüzde sistem 404 NOT FOUND hatası veriyor. 


Kaynaklar: https://www.wto.org/


Piyasa
Hisse Yön Son Fark Saat
Dolar Dolar 32,5513 0,03 02:31
Euro Euro 34,8479 0,17 02:31
İngiliz Sterlini İngiliz Sterlini 40,5676 0,09 02:31
BIST 100 BIST 100 9.645 -0,50 18:10
BIST 50 BIST 50 8.516 -0,79 18:10
BIST 30 BIST 30 10.430 -0,93 18:10
Gram Altın Gram Altın 2431,4 0,08 02:31
Çeyrek Altın Çeyrek Altın 3879 0,05 02:31
Yarım Altın Yarım Altın 7759 0,05 02:31
Cumhuriyet A. Cumhuriyet Altını 16647 -1,42 16:48
Altın Çevirici
Türü
TL Miktarı
Altın Türü
Döviz Çevirici
Türk Lirası
Amerikan Doları
Euro
İsviçre Frangı
Yen
İngiliz Sterlini
Serbest piyasa verileri kullanılarak hesaplanmaktadır. Tüm Değerler
BİST endeksleri, haberler, Kapalıçarşı, uluslararası parite verileri eşanlı olarak verilmektedir. BİST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.

SPK’nın 22 Nisan 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliği uyarınca yayımlanması istenen uyarı;
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir"