Ekonominin ‘Yunanistan’ ile İmtihanı

Gökhan ÖZKAN
Gökhan ÖZKAN
Araştırma Uzmanı - / Işık Menkul Değerler
18 Şub 2015 Çarşamba

Yunanistan Krizi Sebepleri ve Krizin Gelişimi


2008 küresel ekonomik krizi ile birlikte başlayan süreçte finansal kriz ortamının bir borç krizine dönüşmesi en çok Yunanistan’ı etkilemişti. Yunanistan’ın günümüze kadar etkilerinin görüldüğü borç krizinin sebeplerinden en önemlisi, ekonomik durgunluğun içinde Yunanistan tarafında yaşanan ve sürekli bir şekilde devam eden mali dengesizlikleriydi. Rekabet gücünün zamanla azalması, ithalat ve ihracat arasındaki dengeyi bir türlü kuramayan, üretmeden tüketmeye başlayan Yunanistan için 2009’da Euro Bölgesinin ekonomik daralmaya uğramasıyla şartlar iyice zora girmişti.  Ekonomisi AB kriterlerine uygun olmayan Yunanistan birliğe üye olduktan sonra borç krizi iyice artmaya başlamış, özellikle ticaret açığını bir miktar iyileştirmek için para biriminin değerini düşürüp devalüasyon yapması gereken Yunanistan, Euro’yu kullanmaya başladıktan sonra bu adımları atamamış ve borç krizi iyice derinleşmeye başlamıştı.


Yunanistan’ı kurtarma çabaları


2009 yılının Ekim ayında Yunanistan’da gerçekleşen genel seçimlerin ardından iktidara gelen yeni hükümetin 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin mali veriler ile ilgili tartışmaların sonunda Yunanistan’ın bütçe açığının GSYH’nin yüzde 13,6’sına, borç stokunun ise GSYH’nin yüzde 115,1’ine ulaştığı ortaya çıkmıştır.


Cari işlemler dengesinde büyüyen açık 2004’de yüzde 6.3 iken 2008 yılında yüzde 14.7’ye ulaşmıştır. İhracattaki büyüme azalmış ve piyasa payları da daralmaya başlamıştır. Yunanistan son on yılda Euro Bölgesi rtalamasından sürekli olarak daha yüksek enflasyon oranlarına sahip bir ülke konumuna gelmiştir.


Piyasalarda güvenin azalmasıyla başlayan süreç finansal maliyetlerinin artması ile devam etmiş bankalar arası para piyasasındaki borçlanma maliyetlerini yükseltmiş ve bankaların kârlılıklarını olumsuz yönde etkileyeme başlamıştır. Bu gelişmelerin sonucunda 2010 yılının Mayıs ayında Euro Bölgesi ekonomi ve maliye bakanları, IMF'nin de katkısıyla 110 milyar avroya ulaşan üç yıl süreli Yunanistan'ı kurtarma paketine onay vermiştir. Bu sayede Yunanistan için 1. Kurtarma planı ortaya çıkmıştır.


Paket içeriği temelde harcamaların kısılarak tasarrufa yönelinmesime, gelirlerin artırılmasına ve yapısal mali reformların üstlenilmesine yönelik kemer sıkma politikalarına dayanmıştır. Kemer sıkma politikalarına bir çok kamu ve özel sektör çalışanları, işçiler, emekliler, öğrenciler tarafından bir çok tepki gelmiştir.


Mayıs 2010 yılı içerisinde devreye giren 110 Milyar euroluk 1. Kurtarma planında siyasi bölünmüşlük ve kurumsal yetersizliklerin etkisiyle başarı sağlanamamış ve Yunanistan için 2. Kurtarma planı gündeme gelmeye başlamıştır.


2012 Aralık ayına gelindiğinde ise vaat ettiği politikaları uygulamayan Yunan hükümeti için 2. Kurtarma planı hazırlanmaya koyulmuştur. Bu seferki hedef içinde Yunanistan'ın  gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 160'ını aşan kamu borcunun 2020 yılına kadar yüzde 120,5'e indirilmesi yer almıştır. Aylarca süren toplantılar sonucunda AB komisyonu ve IMF ve ECB tarafından gelen delegelerden oluşan Troyka tarafından 130 Milyar Euro’luk kurtarma planı ve tasarısı onaylanmıştır.


Bu yardım paketinin temel amacı ise, 2020 yılına kadar Yunanistan’ın borçlarının GSYH’ya oranının daha öngörülebilir bir seviye olan yüzde 120.5 lere çekilmesi yönündeydi. Bu da tasarrufların tekrar gündeme gelmesi demekti. 


Yunanistan’ın Avrupa’ya Maliyeti 


2008 yılından günümüze kadar borç kriziyle savaşan Yunanistan’da genel seçimler sonrasında Syriza partisi halkın yüzde 36.5 oyuyla birlikte seçimleri kazandı. Kemer sıkma politikalarına ve  borç krizinin çözümüne yönelik seçim öncesinde muhalif tavır takınan Tsipras borçların yeniden yapılandırılması ve tasarruf tedbirlerinin gevşetilmesine yönelik tutumunu koruyordu. Seçimlerin sonrasında ise Euro bölgesinden çıkma düşüncesinde olan yeni Yunan Hükümeti ayrılma maliyetlerinin bilançosunu hazırlamış ve tutum değişikliğine uğramış gibi görünüyor. Yaşanan gelişmeler ışığında Almanya ve Yunanistan arasında geçen borç krizinin maliyetinin Euro bölgesine yüksek bir maliyeti bulunduğu da aşikar.


Yapılan araştırmalar ile birlikte Yunanistan’ın iflasının AB’nin gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 2.3 olarak, parasal maliyeti ise 350 milyar Euro dolayısında olacağı yönünde. Özellikle Euro bölgesinde yaşanan deflasyon krizi ve büyüme sorunlarının çözümü ile uğraşan ECB’nin Yunanistan krizine yönelik atacağı adımlar piyasalar tarafından dikkatle takip edilmeye, oluşan risk ortamı varlık fiyatlarına yansımaya devam etmektedir. 28 Şubat’ta sona erecek yardım anlaşmasında bir sonuca varılaması Yunanistan’ı Euro bölgesinin dışına itebilir ve piyasadaki risk iştihanı artırabilir.


16 Şubat’ta Brüksel’de yapılan toplantıda borç krizi çözülemedi. Özellike Almanya’nın borçların silinmesine karşı takındığı muhalif tutum değişmeyecek gibi duruyor. Bir yandan Yunanistan maliye bakanı ise 48 saat içinde çözüm sürecine girileceği yönünde açıklamalarına devam ederken piyasada kararsız hava ve Euro’da yaşanan dalgalanmalar dikkatle takip edilmeye devam ediyor.


Piyasa
Hisse Yön Son Fark Saat
Dolar Dolar 32,5145 -0,09 15:43
Euro Euro 34,8425 0,15 15:43
İngiliz Sterlini İngiliz Sterlini 40,6941 0,19 15:48
BIST 100 BIST 100 9.768 0,47 15:28
BIST 50 BIST 50 8.630 0,49 15:32
BIST 30 BIST 30 10.560 0,31 15:28
Gram Altın Gram Altın 2435,0 0,50 15:43
Çeyrek Altın Çeyrek Altın 3888 0,70 15:43
Yarım Altın Yarım Altın 7776 0,70 15:43
Cumhuriyet A. Cumhuriyet Altını 16577 0,11 15:43
Altın Çevirici
Türü
TL Miktarı
Altın Türü
Döviz Çevirici
Türk Lirası
Amerikan Doları
Euro
İsviçre Frangı
Yen
İngiliz Sterlini
Serbest piyasa verileri kullanılarak hesaplanmaktadır. Tüm Değerler
BİST endeksleri, haberler, Kapalıçarşı, uluslararası parite verileri eşanlı olarak verilmektedir. BİST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.

SPK’nın 22 Nisan 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliği uyarınca yayımlanması istenen uyarı;
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir"