Haberler

İçişleri Bakanı Atalay:

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Dille İlgili Tartışmalara İlişkin, 'Türkiye Ne Zaman İyi Bir Yola Girse, Birileri Müdahale Eder, Onu Provoke Eder, Bunu Sabote Eder' Dedi

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dille ilgili tartışmalara ilişkin, 'Türkiye ne zaman iyi bir yola girse, birileri müdahale eder, onu provoke eder, bunu sabote eder' dedi.

Atalay, Şanlıurfa'da bir aile tarafından yaptırılan Şehitlik Emin Çavuş Polis Merkezi'nin açılışınından sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'İki dil tartışmaları' konusundaki soruyu cevaplayan Atalay, konuyla ilgili 'hiçbir resmi kimliği-hüviyeti olmayan Demokratik Toplum Kongresinin' bu doğrultuda bazı açıklamaları bulunduğuna değindi.

Türkiye'de bir normalleşme sürecinin yaşandığını anlatan Atalay, AK Parti iktidarında Türkiye'nin geçmişten gelen kronikleşmiş birçok sorununu çözdüklerini ve daha fazlasını da çözme kararlılığı içerisinde olduklarını kaydetti.

Demokratik Açılım, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine de değinen Atalay, şöyle devam etti:

'Bunun özü ne? Bunun özü şu; ülkemizde vatandaşlarımız arasında zamanında doğrusu fitne çıkaranlar olmuş, devletin ihmalleri olmuş, zaman zaman vatandaş kendi anadilini bile konuşamaz hale gelmiş, faili meçhuller, işkenceler olmuş. Biz bunların hepsini bitirerek, vatandaşlarımız arasındaki güven bağını arttırmak istiyoruz. Hem vatandaşın vatandaşa güvenini, hem de vatandaşın devlete güvenini arttırmaya çalışıyoruz. İşte Türkiye hem bir genel seçime gidecek hem de genel seçim sonrası ilk sivil anayasasını yapacak ve inşallah o anayasaya doğru tabi Türkiye pek çok sorununu daha da tartışarak, daha sivil çözümler getirecek. Şimdi bu süreç iyi gidiyor ve biz de yoğun şekilde çalışıyoruz, vatandaşa da bir güven geldi, bölgemizde özellikle vatandaşlar artık terör istemiyor, terörle varılacak hiç bir nokta olmadığını da vatandaşımız görüyor. Sivil toplum kuruluşlarımız, vatandaşlarımız; hükümetimizin, devletin şu andaki yürüttüğü sürece güveniyor. Türkiye artık bunları aşacak ve herkesin kardeşçe huzurla yaşadığı bir ülke haline gelecek. Bu konuda yapılan çok şey var.'

- 'TÜRKİYE NE ZAMAN İYİ BİR YOLA GİRSE'

Türkiye'de 1980'li yıllarda insanların ana dillerinde konuşamadığını ifade eden Atalay, bugün ise herkesin özgürce istediği dili konuşup, öğrenebildiğini ve öğretebildiğini, devletin bir televizyonun Arapça-Kürtçe 24 saat yayın yaptığını ve isteyenlerin, vatandaşın kullandığı dillerde televizyon, radyo kurabildiğini, üniversitelerde de bu yönde bölümlerin açıldığını anlatıp, siyasi partilerle ilgili mevzuatı da değiştirdiklerini anlattı.

Bölgeye giden milletvekilleri veya siyasi çalışma yapanların, eğer biliyorsa o dili konuşabildiğine değinen Atalay, 'Cezaevlerinde insanlar kendi çocuğuyla kendi dilinde konuşamazmış, böyle gariplikler yaşanmış bu ülkede, bunların hepsini değiştirtik ve Türkiye her açıdan normalleşiyor, peki şuanda dille ilgili bir sıkıntı mı var, yok ama birileri bu iyi gidişi nasıl zedeleriz, Türkiye ne zaman iyi bir yola girse, birileri müdahale eder, onu provoke eder, bunu sabote eder ve tekrar vatandaşımız yanlış bazı düşünceler içerisinde, kafası karışır, tekrar vatandaşımızın bu yürüyen süreçlere de şüpheyle baktığı ortamlar doğar. Şimdi şu günleri sizler de görüyorsunuz, her şey normal yürürken birden bire bu tartışmalar tekrar Türkiye'nin her tarafında vatandaşı tedirgin etti. Bunlar sadece şu süreci baltalama çalışmalarıdır ben öyle görüyorum, iyi niyetli görmüyorum' diye konuştu.

Yapılanların sürece çok zarar verdiğini vurgulayan Atalay, 'Halbuki bizim bu çalışmalarla tek amacımız şu; Türkiye'nin sarsılan bütünlüğünü tekrar sağlamlaştırmak, pekiştirmek. Vatandaşlar arasında duygu sarsılmaları olmuş, vatandaşlar arasında kendi normal insani haklarını, kültürel haklarını dahi kullanamamaktan dolayı güven zedelenmesi olmuş, biz bunları tekrar kazandırmak istiyoruz' dedi.

AK Parti'nin, Türkiye'nin her köşesinde var olduğunu, etnik veya bölgesel siyaset yapmadıklarını belirten Atalay, bütün vatandaşları kucakladıklarını ifade ederek, 'Eğer AK Parti bunu başaramazsa diğer partiler bunu başaramazlar. Onun için de bizim istediğimiz şu anda inşallah bütün bu tartışmaları demokratik süreçler içerisinde bitirmek, vatandaşların bütün makul kültürel taleplerini, insan haklarını almasını, yaşamasını sağlamak, dilleri de dahil ama birbirine güven içinde üniter yapımız ve bütünlüğümüz içinde, al bayrağımız altında birlikte huzurla yaşamak, istediğimiz bu' şeklinde konuştu.

- MUHALEFETE ELEŞTİRİ

Birilerinin iki dil ve özerklik gibi tartışmaları gündeme getirdiğini, bunların içinin iyi doldurulmadığını ve tam ne istendiğinin belli olmadığını ifade eden Atalay, bunun ardından CHP ve MHP'nin konuyla ilgili takındığı tavrı eleştirerek, 'Önce Milliyetçi Hareket Partisi hemen atıldı üzerine 'vay Türkiye bölünüyor diye' hadi MHP'yi anlıyorum onların ekmeği, suyu bu, bu sorun biterse kendisi bitecek, onun için onlar bitsin istemiyorlar ama Cumhuriyet Halk Partisi'ne hayret ediyorum ben, yeni Genel Başkan güya bu konularda daha yapıcı rol oynayacağı mesajlarını veriyordu ama O da bunun üzerine atladı 'işte bunlar açılımın sonucudur' dedi' şeklinde konuştu.

Benzer sorunları demokratikleşmeyle çözen ülkelerden örnekler veren Atalay, 'Özellikle terörle irtibatlı sorunların hepsinde iktidarla muhalefetin çok yakın bir işbirliği vardır. Böyle bir sorunu iktidar çözmeye başladıysa, muhalefet bunu asla iç siyasette malzemesi olarak kullanmamıştır' dedi.

İngiltere'nin, Kuzey İrlanda sorununu benzer şekilde çözdüğünü aktaran Atalay, şöyle konuştu:

'Sorumlu siyaset bu, sorumlu muhalefet bu, hemen ortalıkta ne olduğu belirsiz tartışmalar çıkınca bunun üzerine atlayan bir anamuhalet partisi 'işte iktidar bunu yaptı Türkiye'yi bölüyor, açılım politikası' diye ortaya çıkarsa o muhalefetten hiçbir katkı alamazsınız, bu sorumsuzca bir siyasettir. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ne kadar 'ben değiştim' derse, ne kadar 'ben partiyi değiştiriyorum' derse desin, zerre kadar hakikat payı yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi değişmez, Kılıçdaroğlu'nun falan gelmesiyle de o partiyi kimse değiştiremez. CHP bildiğimiz Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bütün bunları böyle sonuna kadar kullanmışlardır, insafsızca, onların Türkiye'nin bütün bu sorunları çözülsün falan diye bir kaygısı yoktur. Onlar sadece iç siyasette kullanarak bundan nasıl nemalanırız diye onun peşindeler, bu kadar büyük bir sorumsuzluk yapıyorlar onun için ben yani CHP Genel Başkanının 'bütün bunlar açılımın sonucudur', 'bütün bunlar AK Partinin eseridir' gibi ifadelerini şiddetle kınıyorum ve kendisine eseflerimi bildiriyorum. Bir sorumlu anamuhalefet partisi böyle bir ortamda, hassas Türkiye'nin bu sorunları çözeceği bir ortamda, bu ifadeleri kullanamaz.'

- 'YERLEŞİM YERLERİNİN ADLARININ DEĞİŞMESİ'

Köy isimlerinin değiştirilmesiyle ilgili bir soru üzerine de Atalay, bunun belediyelerin veya il özel idarelerinin görevi olmadığını bildirdi.

Köy isimlerinin değiştirilmesinin prosedürünü aktaran Atalay, 'Köyünün ismini değiştirmek isteyen köyün muhtarı, Kaymakama başvurur, kelime önemli değil benim için, hangi kelime şu köyümüzün ismi A idi B yapacağım, Kaymakam bey derki hemen köyde çabuk bir yoklama yapalım bir oylama, bir oylama yaparlar. Köylünün yüzde 50'den bir fazlası köyün ismini değiştirmek istiyorsa Kaymakam bunu kayıt altına alır, Valiliğe gönderir, Valilikte bize gönderir ben onaylarım ve köyün ismi değişir süreç bu. Bu yüzlerce olmaktadır şuanda, sadece bölgede değil Türkiye'nin her tarafında. Ben bugüne kadar orada yaşayan köylünün değiştirmek isteyip de benim onaylamadığım bir tane örnek yoktur. Onlar istiyorsa bana gelir ve ben onaylarım. Bunu duyurun ve bu süreç şuanda yürümektedir. Yoksa belediyenin görevi değildir, belediyenin kendi işleri var, belediye gidecek vatandaşa hizmet üretecek. Bu normal hukuki süreç içinde yürütüldüğünde hiç bir engel yok' diye konuştu.

Bir soru üzerine geçici köy korucularıyla ilgili yaptıkları iyileştirme çalışmalarını anlatan Atalay, bazı kentlerin büyükşehir olacağı ve 'ilçelerin il yapılacağı' yönündeki haberlerle ilgili soru üzerine de 'Şu anda ilçeleri il yapmayla ilgili çalışmalarının bulunmadığını' bildirdi.

Atalay, büyükşehirle ilgili çalışmalarının bulunduğunu, bunun henüz tamamlanmadığını ifade ederek, tamamlandığında açıklama yapacaklarını belirtti.

(İSM-EŞB-EHK) - ŞANLIURFA

Kaynak: AA / Yerel

Haberler

Selahattin Demirtaş'a Kobani Davası'nda 42 yıl 6 ay hapis cezası

Selahattin Demirtaş'a Kobani Davası'nda 42 yıl 6 ay hapis cezası

Kobani Davası'nda karar! Ahmet Türk'e 10 yıl hapis cezası, Sırrı Süreyya Önder ve Ayhan Bilgen'e beraat

Kobani Davası'nda karar! Ahmet Türk'e 10 yıl hapis cezası, Sırrı Süreyya Önder ve Ayhan Bilgen'e beraat

Figen Yüksekdağ, Kobani Davası'nda 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Figen Yüksekdağ, Kobani Davası'nda 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Savaşın başından beri böylesi görülmedi! Hizbullah, İsrail'in casus balonlarını vurdu

Savaşın başından beri böylesi görülmedi! Hizbullah, İsrail'in casus balonlarını vurdu

title