Bulgaristan'ın Tirnovo kentinde dünyaya geldi Hulusi Kentmen, bir asırdan da önce, 1912 yılında. İzmit Körfez'de geçirdi çocukluğunu, "Yavuz" diye bahsettiği milli gemimiz, sularda yaralı yatar iken. Orta 1'e gittiği sene sınıfın yarısından çoğu denizci olmak istiyordu. Denizlerde subaylık yaptı yıllarca. Âşıktı yosunun kokusuna. Fakat sonra karaya atandı. İşte tiyatro hikâyesi de bu dönem başladı zaten.
Karadaki görevinin başlamasıyla beraber, işleri saat 14.00 gibi bittiği için, Hulusi Baba halkevlerinde tiyatro oynayan arkadaşlarının provalarını izlemeye gidiyordu. Tiyatro izlemekten muazzam keyif alıyordu. Zaten ilkokul çağlarında kendisi de tiyatro oynamıştı. Bir gün halkevindeki oyunlardan birinin kadrosunda bir kişilik açık oluştu. Oyunun yönetmeni, Hulusi Kentmen'i provalarda sürekli görüyordu seyirci koltuğunda. "Gelsin, o oynasın bu rolü" dedi. İşte Hulusi Baba'nın o sahneye attığı adım, beraberinde birçok tiyatro oyununu ve bizim izlerken inanılmaz keyif duyacağımız yüzlerce filmi getirecekti. Ayrıca reklam filmlerinde de rol aldı.
Aslında internetteki tüm mecralarda ilk filminin "Sürtük" (1942) olduğu yazıyor fakat Hulusi Kentmen kendi röportajında sinemada rol aldığı filmin "Senede Bir Gün" olduğunu söylediği için, bizler de böyle yazmayı uygun gördük. Bu filmin adını duyunca aklınıza hemen 1971 yılında çekilen, Hülya Koçyiğit ve Kartal Tibet'in başrollerini paylaştığı film gelse de, Hulusi Kentmen'in ilk oynadığı film 1946 yılında o zamanların en güzel kadınlarından biri olan Cahide Sonku ve Süavi Tedü'nün başrolde oynadığı filmdi.
İhsan İpekçi'nin yazmış olduğu bu öykü, sinemaya 3 kez uyarlandı. Yani bir de 1965 yılında Selda Alkor ve yine Kartal Tibet'in başrolde oynadıkları var. Hulusi Kentmen ise bu 3 filmde de yer aldı. Film konu itibariyle, bir türlü kavuşamayan Emin ve Nazlı'nın çok acıklı aşk hikâyesini anlatıyor. Hulusi Kentmen de burada Nazlı'nın babası rolünde; Yanbolulu Hilmi Efendi.
Yeşilçam filmlerini bir düşünün, hakikaten Hulusi Baba çoğunda yer alıyordur. Eminiz oynadığı oyuncuların içlerinde onu sevmeyeni de yok. Onu anlatırken hepsi, yüzleri gülümseyerek bahsediyorlar röportajlarda. "Ekranda nasılsa, kendi hayatında da öyleydi" diyorlar.
Yıllarca hep zengin fabrikatör baba rolünü oynadım. İşin en acıklı kısmı şu ki; bütün gün zengin baba rolünü oynayıp çekim bittiğinde eve gitmek için soğukta, köşedeki durakta dolmuş beklemem olmuştur." diyerek zamanında sinema sanatçılarının çok da refah içinde yaşamadıklarını göstermişti.
Olabilemez. Hulusi Kentmen ne kadar iyi bir oyuncu olursa olsun, bir insana iki tokat dâhi atsa sonra kucaklayıp da sevecekmiş gibi duruyordu her an.
Çok otoriter bir babayı oynadığı rollerde bile Hulusi Baba hiçbir zaman o "korkutucu" etkiyi vermedi bize. Çünkü her ne kadar sert baksa da, aslında yapı itibariyle çok tatlı bir insan olduğu her hâlinden belliydi. Bunu ifade etmek için de "tonton" kelimesi çok kullanıldı onun için.
Aslında gerçek sesini hiç duymadık, onu seslendiren kişi Kemal Ergüvenç'ti
Hulusi Kentmen'in on parmağında on bir marifet vardı.
Filmlerde birlikte oynadığı herkes ama herkes, Hulusi Kentmen'in arabasını ne kadar çok sevdiğini bilirdi. İnanılmaz bir tutkusu vardı ona karşı. Arabasındaki en ufak lekeye bile tahammülü yoktu. Bu yüzden "canı gibiydi" diyorlar tarif ederken. Birlikte rol aldığı oyuncular o arabaya binememişler bile duyduğumuz kadarıyla. İzzet Günay'ın yorumuna göre; Hulusi Baba bu arabanın direksiyonuna geçtiğinde kendini başka biri gibi hissederdi.
1993 senesinde 81 yaşındayken böbrek yetmezliğinden kaybettiğimiz ve şimdilerde Karacaahmet Mezarlığı'nda yatan tonton dedemizin ölmeden kısa bir süre önceki sözleri şöyle olmuştu: "Film setinde uyuyakaldığında onu izlemekten uyandırmaya bile kıyamadığımız güzeller güzeli Cahide Sonku'nun sonunu getiren ünlü olma sarhoşluğu ve bağımlılık derecesinde içki içmesiydi. Bakın bana; 80 yaşındayım ama hiç 80 yaşında bir adam gibi durmuyorum. Sizlere önerilerim de şunlar; şımarmayın ve alkol bağımlılığından uzak durun."
Allah Rahmet Eylesin
1975 yılında bir yaz günü,Galata köprüsünün altında ,bana ve kardeşime meyve suyu,babama ve anneme de çay ikram etmişti. Baba adamdı.Aynı filmdeki gibiydi.Beyaz örtülü masada, tek başına,denize karşı oturmuştu. Anadolu’dan geldiğimizi anlamış,bizimle sohbet etmişti. ALLAH rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun.
Allah Rahmet Eylesin
Allah Rahmet Eylesin onu çok severdik
O bambaşka idi Allah rahmet eylesin.
yaradan ne güzel insanlar yaratmış allah mekanını cennet eylesin
Allah rahmet etsin mekanı cennet olsun. Rahmetlinin filmleriyle büyüdük.
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun bir Fatiha okuyacağım ruhuna şimdi
Allah Rahmet eylesin
Hulusi Kentmen gibi bir dedesi olmasını istemeyen kaç kişi vardır ki şu hayatta