TÜM KATEGORİLER
Suriye'deki İç Savaşın 4. Yılı
Suriye Türkmen Meclisi'nden, "4 yıl önce Dera kentinde başlayan olayların iç savaş boyutunu aşarak küresel çatışmalar bileşkesi haline dönüştüğü Suriye'de, insanlık tarihinin en acımasız savaşlarından birinin yaşandığı" belirtildi.
Suriye Türkmen Meclisi'nden, "4 yıl önce Dera kentinde başlayan olayların iç savaş boyutunu aşarak küresel çatışmalar bileşkesi haline dönüştüğü Suriye'de, insanlık tarihinin en acımasız savaşlarından birinin yaşandığı" belirtildi.
Suriye Türkmen Meclisi'nden, iç savaşın 4. yılı dolayısıyla yapılan açıklamada, savaşın en büyük sorumlusunun Esed rejimi ve yanındaki küresel güç odakları olduğu, yüz binlerce Suriyelinin öldürüldüğü, 10 milyona yakın kişinin doğdukları toprakları terk etmek zorunda bırakıldığı bildirildi.
"Suriye iç savaşının en büyük mağdur toplumu ise şüphesiz ki Suriye Türkmenleridir" ifadesine yer verilen açıklamada, stratejik konumları nedeniyle köylerini terk etmek zorunda bırakılan Bayır- Bucak ve Halep Türkmenlerinin, işkencelere tabi tutuldukları, kaçırıldıkları ve binlercesinin şehit edildiği kaydedildi.
Uluslararası sistemin son bir yıldır Esed rejimi lehine siyaset izlediği belirtilen açıklamada, "Varlığımız, geleceğimiz açık bir şekilde tehdit altındadır. Kısıtlı maddi ve siyasi imkanlar dahilinde Suriye Türkmenlerinin manevra alanları bilinçli bir şekilde daraltılmaktadır. Binlerce yıllık geçmişimiz, geleceğimiz bölgesel ve küresel projelerin ipoteği altına girmiştir" denildi.
Açıklamada, "Yıllardır baskı altında olan, özgürlüğü ve onuru elinden alınan halkın başlattığı devrim, Suriye'nin bir savaş laboratuvarına ve güç odaklarının oyun alanı haline dönüşmesini engelleyememiştir" ifadesine yer verildi.
-"Onur ve özgürlük mücadelesi"-
Suriye Türkmenlerinin onur ve özgürlük mücadelesini sonuna kadar sürdüreceği ifade edilen açıklamada şunlar belirtildi.:
"Biz bu yola çıkarken tüm Suriye halkı ile birlikte çıktık. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki bu toprakların kadim sahiplerinden biri olan Suriye Türkmenleri bu hükmü şahsiyet davasında, bedeli ne olursa olsun muzaffer olacaktır. Biliyor ve inanıyoruz ki mülk sadece Yüce Allah'ındır ve bu topraklar bize Yüce Allah'ın emanetidir. Suriye Türkmenleri olarak bize emanet edilen bu toprakları binlerce yıldır vatan bildik. Tarih boyunca emanetimizi elimizden almak isteyenler oldu ama biz hep direndik. Yine, yeniden küresel güç mücadelesinin merkezindeyiz. Topraklarımıza, vatanımıza yönelik tüm senaryoların farkındayız. Bizim tek derdimiz yıllardır yasaklanan dilimizi, yok sayılan milli kültürümüzü, zorla değiştirilen isimlerimizi, söyleyemediğimiz türkülerimizi, neredeyse bir asırdır sakıncalı sayılan, tehdit olarak algılanan milli şuurumuzu geri almak ve mahşer gününe dek korumaktır."
-"Barış içinde bir arada, adil bir düzen"-
Suriye Türkmen Meclisi'nin, hiçbir zaman ülkeyi bölüp parçalamak isteyenlere "vekillik" yapmadığı ve hiçbir zaman yapmayacağı aktarılan açıklamada, Suriye Türkmenlerinin tek amacının ellerinden alınan onur ve özgürlüğü geri kazanmak olduğu bildirilerek "Tek gayemiz, oluşacak yeni Suriye'de hakkımız olanı almak, yani anayasanın garantörlüğünde asli unsur sayılmak, dilimizi, dinimizi, inancımızı, örfümüzü, adetimizi yaşatabilmek ve tüm Suriye halkı ile barış içinde bir arada adil bir düzen ve demokratik bir düzlemde yaşamak" değerlendirmesinde bulunuldu.
Suriye Türkmenlerinin ideolojik kimlikleri ile kişisel beklentilerini bir kenara bırakarak geleceği inşa etmek amacıyla Suriye Türkmen Meclisi çatısı altında birleştiği kaydedilen açıklamada, "Önce biz birbirimize inanıp, güveneceğiz ki dosta, düşmana karşı bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız ki davamızı sırtlayacağız. Biz inanıyoruz ki bundan gayri yolumuz yoktur" denildi.
-"Şerefli, onurlu ve haklı bir dava"-
Suriye Türkmenleri olarak verilen mücadelenin ve savunulan davanın önemine atıfta bulunulan açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
"Suriye Türkmeninin davası şerefli, onurlu ve haklı bir davadır. Hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın ki kendisini Anadolu Türklüğünün manevi değerlerinden ayrı tutmayan biz Türkmenler, Çanakkale'de, Sarıkamış'ta, Sakarya'da canlarını feda eden şehitlerin torunlarıyız. Kuvayımilliye ruhu ile onurumuzu ve özgürlüğümüzü, geleceğimizi korumak boynumuzun borcudur. 4 yıldır sürdürdüğümüz bu mücadelede, tüm kurum ve kuruluşları ile her daim yanımızda olan, maddi ve manevi desteğini esirgemeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve bizleri misafir eden tüm Türk milletine şükranlarımızı sunuyoruz. Allah'ın izni ile tarihin her döneminde bozulmaz, karşı konulmaz zannedilen küresel oyunları bozan ecdadımız gibi bizler de Suriye Türkmenleri olarak varlığımıza kasteden tüm oyunları bozacağız.
Davamız uğruna şehit olan tüm yiğit mücahitlerimize Yüce Allah'tan rahmet diliyor Türkmenlerin onur ve özgürlük mücadelesini başarıya ulaşana kadar sürdüreceğimize söz veriyoruz. Yüce Allah bu haklı davamızda yar ve yardımcımız olsun."
