Haberler

Mutluluk sırasında sek sek

Çiğdem Sidar Ceylan

Çiğdem Sidar Ceylan

21.03.2024 04:22

Mutluluk dediğin ne ki? O da aşk gibi tanım tutmaz, nerde, ne zaman, nasıl sizi bulur anlaşılmaz? Ne kadar sürer ne zaman göçer bilinmez. İki sevimli hayalet gibi. Hayal edip dururuz her birimiz.

Hep başkasında, hep ötekindedir.

Mesele sadece mutlu olmak olsaydı o kolay, ama biz hep ötekinden, başkasından daha mutlu olmaya çabalıyoruz. Bunun da oluru yok. Niye mi? Çünkü herkes olduğundan daha mutlu görünür ve biz onları olduğundan daha mutlu sanırız. Diyor Charles de Montesquieu.

Amerika'da her yılın 20 Martında kutlanan ulusal bir gün var: Ulusal Mutluluk Günü. Biz de yok. Sanırım, niye bizde de yok, diye sormaya kimse cüret etmez.

ABD, her Ulusal Mutluluk Gününde, Dünya Ülkeleri Mutluluk Endeksini yayınlar ve ülkeleri mutluluk sırasına koyar. Bu yıl da 143 ülkede yaşayan insanlarla yapılan anketler sonucu oluşturulan endeks yayınlandı.

Acaba Türkiye kaçıncı sırada? İlk sırada olmayı bekleyen var mı? İlk on? Hadi onu da geçtim, ilk yüze girmiş miyizdir?

Geçen sene yer aldığımız 102. sıradan bu sene 98. sıraya çıkmışız diyorlar. Yani evet, tamam mutsuzuz ama geçen seneden daha mutluymuşuz. Bu da züğürt tesellimiz olsun. İnanmasak da karnemiz 3 puan daha iyiymiş.

7 kez üst üste mutluluk şampiyonu ise, tahmin edeceğiniz üzere, Finlandiya. Ardından hangi ülkeler mi geliyor? Mutluluğa göç etmeye yer arayanlar için, sırasıyla: Danimarka, İzlanda, İsveç, İsrail, Hollanda, Norveç, Lüksemburg, İsviçre, Avustralya.

Bu arada, mutluluğu ulusal bir gün ile kutlayan ABD, mutluluk karnesiyle ilk 20 mutlu ülkenin dışında kalmış. Sebebine gelince, ilginçtir ama uzmanlar bunu 15-24 yaş aralığında bulunan ve Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin bilinçsiz sosyal medya kullanımına bağlıyorlar.

Amerika'da uzmanlar 2017 yılına kadar gençlerin, yaşlılardan daha mutlu olduğunu ama 2017'den bu yana durumun değiştiğini ve buna sebep günde ortalama 5 saat sosyal medya kullanımı olduğunu belirtiyorlar.Bu gençlerin üçte biri ise daha da vahim bir tablo ortaya koyuyor; hafta içi, gece yarısına kadar zamanını ve uykusunu cihazlara ve ekranlara kurban ediyor.

Bunun kaygısıyla ABD, çözüm arayışına ve yeni bir yasa tasarısı araştırmasına düşmüş.

Bize gelince buna dair kaygının esamesi okunmuyor ki çocuklarımızın kaç saatini sosyal medyada öğüttüğüne bakmak aklımıza bile gelmiyor, gelse bile nasıl bakacağımızı bilmiyoruz. Hadi çocukları geçtim peki ya biz yetişkinler, kaç saatimizi öğütüyoruz o cihazlarda.

Biz bu haldeyken, yetkililerin o kaygıya düşüp, yeni yasa tasarılarıyla önlem almak aklına ya da gündemlerine düşer mi? Maalesef.

Mutluluk sıramız 102'ymiş 98'miş aman hepsi yalan dolan. O sırada sek sek mi oynasak belki az daha karnemizi toparlar, birkaç not daha alırız.

title