Tika Başkanı Çam: "Yıllık 2 Bin Proje Tamamlıyoruz"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam ile röportaj, TİKA Başkanı Dr. Çam: - "Cumhurbaşkanımız bize Başbakanken, 'Dünyanın neresinde olursa olsun bizden yardım isteyen bir devlet olursa az ya da çok yardım edeceksiniz' talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz. Aslında bu, Ahmet Yesevi Hazretlerinin Yesi'den bize nasihatidir. 'Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol' diye bir sözü vardır. Biz de onu yerine getiriyoruz"- "Şu an için yaklaşık yıllık 2 bin kadar proje ya başlıyoruz ya da tamamlıyoruz. Dolayısıyla ortalama 2 bin projeye ulaşmış durumda. 50 kadar ülkede ofisimiz mevcut. 140 ülkeye yakın yerde de proje geliştiriyoruz"- "Soyut ve somut kültür olarak ikiye ayrılmış bir alanımız var. Ecdat yadigarı pek çok eser var. Etiyopya'da Harar'da Osmanlı eserleri var. Mekele'de Peygamber Efendimiz'in heyetini kabul eden o zaman Hristiyan daha sonra Müslüman olmuş Necaşi Kralın orada kabri var. Etrafında Sahabi kabirleri var. Onların restorasyonu var. Öbür tarafta Orta Asya'da Merv'de Sahabe mezarlarının restorasyonu. Sultan Alparslan'ın yerinin bulunmasıyla ilgili arkeolojik çalışmalar yürüyor. Tonyukuk Anıtı var Moğolistan'da. Etrafının kazı çalışmaları bitti" EKREM KAFTAN - Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam, "Cumhurbaşkanımız bize Başbakanken, 'Dünyanın neresinde olursa olsun bizden yardım isteyen bir devlet olursa az ya da çok yardım edeceksiniz' talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz. Aslında bu, Ahmet Yesevi Hazretlerinin Yesi'den bize nasihatıdır. 'Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol' diye bir sözü vardır. Biz de onu yerine getiriyoruz" dedi.AA muhabirinin TİKA'nın faaliyetleriyle ilgili sorularını cevaplayan Başkan Çam, "TİKA'nın, Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte 1992 yılında kurulmuş ve ağırlıklı olarak da kardeş coğrafya Orta Asya'daki Türk cumhuriyetleri olmak üzere ihtiyaç duyulan, Türkiye'nin tecrübesinden istifade edebilecek bütün ülkelere yardım yapmak, desteklemek üzere kurulmuş bir teşkilat olduğunu hatırlatarak, "Öncelikle tabii o zamanki Türkiye'nin şartları, 90'lı yılların imkanları, altyapıları çerçevesinde, Türk Cumhuriyetlerine belli katkıda çalışmalar yapılmaya gayret gösterilmiş. Tabii imkanlarımız arttıkça, devletimizin gücü, imkanı, vizyonu genişledikçe bu Balkanlara daha sonra Ortadoğu, Orta Asya, Afrika derken şu an 5 kıtada Latin Amerika, Pasifik Adaları ve Karayip Bölgesi olmak üzere her alanda çalışmaları yürütmekte" diye konuştu. -"Hemen hemen her şeye destek olmaya çalışıyoruz"Dr. Çam, ülkelere göre değişen, sürdürülebilir bir kalkınma yardımları sürecinin yürüdüğünü belirterek, şöyle devam etti: "Ekonomik ihtiyaçları fazla olan ülkelerde hemen hemen her şeye destek olmaya çalışıyoruz. Yani tabiri caizse bir bebeğin anne karnındaki sürecinden başlanıyor. Doğumundan ölümüne kadar geçen her alanda proje geliştirebiliyoruz. Yani doğumhane inşasından sağlık yardım malzemelerinin götürülmesinden tutun, gasilhane yapılması, mezarlıkların inşası ve güzelleştirmesine kadar geçen her aşamada destek olmaya çalışıyoruz. Temel noktada bir devletin kapasitesinin artırılması, kendi ayaklarının üzerinde durması ve ekonomik olarak ihtiyaç olabilecek her alanda hizmet üretilmesi gibi bir çalışma yapıyoruz. Bunun temel olarak başlıklarına bakacak olursak, sağlık, eğitim, kültür sanat alt yapılarının güçlendirilmesi, sosyal ihtiyaçların karşılanması, bakanlıkların ve devlet kapasitesinin artırılması, meslek edindirme faaliyetlerinin artırılması gibi çeşitli alanlarda çalışmalar yürütmekteyiz."-Yılda yaklaşık 2 bin proje"Şu an için yaklaşık yıllık 2 bin kadar proje ya başlıyoruz ya da tamamlıyoruz" diyen TİKA Başkanı Çam, "50 kadar ülkede ofisimiz mevcut. 140 ülkeye yakın yerde de proje geliştiriyoruz. Temel noktada bir insanın yaşam döngüsü içinde en önemli ihtiyaçlardan biri sağlık. Çok basit konularda bile sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyan ülkeler söz konusu. Dolayısıyla onların sürdürülebilir, kalabilecek şekilde hastane sağlık merkezi gibi mevcut hastanelerin güçlendirilmesi, tadilatı, tefrişatı ya da yeniden yapılması konusuna ağırlıklı olarak destek veriyoruz" ifadelerini kullandı.- "Her alanda mutlaka eğitim projelerimizi ortaya koyuyoruz"Dr. Çam, çalışma yürüttükleri diğer bir alanın eğitim olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Eğer bir topluma siz yeterince eğitim desteği sağlayamazsanız, o toplumda sağlıklı bir şekilde ekonomik gelişimi kalkınmayı bekleyemezsiniz. Hele hele egemenlik, özgürlük ve başkalarının boyunduruğu altına girme tehdidinden kurtaramazsınız. Dolayısıyla her alanda mutlaka eğitim projelerimizi ortaya koyuyoruz. Bu eğitim derken, mevcut okulların kapasitelerinin güçlendirilmesi, tadilatı veya tefrişatı ya da yeni okulların yapılması. Dolayısıyla yüzlerce okul inşaatının yapılması ve tamamlanması konusunda çalışmalarımız olmakta. Tabii verimli toprakları olan, alt yapısı yetersiz olup da işletmesini bilemeyen pek çok ülkede tarım projelerimiz var. Sera hayvancılık, arıcılık faaliyetleri. Tarım deyince su. Su ve temiz suya ulaşım gibi çalışmalar var. Bunların yanı sıra, kıymeti ekonomik yetersizliklerden dolayı fark edilemeyen, bilinmeyen ama dünya mirasına ait olan ve hepimizin ortak mirası olarak bulunan kültür zenginliklerinin korunması, yaşatılması ve geleceğe taşınması ile ilgili de projelerimiz var. Dolayısıyla kültür sanat, tarihle ilgili çalışmaların da desteklenmesi konusunda önemli çabalarımız, devletimizin bir politikası olarak mevcut. Bunu tabii soyut kültüre bağlılıktan korunması ya da somut kültüre bağlılıktan korunması olarak da çalışmalar yapmaktayız." - "Duygularımızı beraberce hissettiğimiz bir bölge var""Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından çıktığınız zaman aslında iki ayrı dünya var" görüşünü aktaran TİKA Başkanı Çam, şunları söyledi: "Bir, bizim için yabancı olmayan bizim dediğimiz, onlar da biz olarak gördükleri bir coğrafya var ki, orayı biz farklı bir coğrafya olarak görmüyoruz. İndiğimiz zaman evimize inmiş gibi yuvamıza varmış gibi bir yaklaşım içinde karşılanıyoruz. Hoşgeldiniz denmeyi gerektirmeyecek bile samimiyetle.... Dolayısıyla yakın coğrafyamız, daha düne kadar beraberce yaşadığımız, duygularımızı beraberce hissettiğimiz bir bölge var. Doğu Avrupa Bölgesi, Balkanlar Bölgesi özellikle Kuzey Afrika, Orta Afrika'ya kadar uzanan coğrafya, Ortadoğu. Asya'nın çok geniş coğrafyası. Yakın zamana kadar ki beraber yaşadığımız alan var ki bunların bir kısmı 'bizi bırakmayın, biz buradayız ve lütfen uzak kalmayın' şeklinde telkinlerde bulunuyor kardeşlerimiz. Yani Lübnan dağlarında yaşayan kardeşlerimiz 'bizi unutmayın, neredesiniz' diye sitem ederler. Etiyopya'nın Harar eyaletindeki o son Osmanlı binasını restore ederken aslında aradaki geçmişi, kopuklukları da tamir ettiğimizi hissederek yaptığımız."- "Simgesel de olsa ihtiyaçlarının karşılandığı projeler gerçekleştirdik"Dr. Serdar Çam, Türkiye için çok uzakta kalmış, hiçbir irtibatımızın bulunmadığı ülkeler olduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: "Gittiğimizde sembolik olarak burada Türk halkının hediyesi olarak size bunu yapıyoruz dediğimiz, ada devletleri dediğimiz, mesela Pasifik devletleri var. Şöyle 15 bin kilometre ötedeki Vanuatu Adasına gidip bize bir talep geldiği için onlara küçük de olsa, simgesel de olsa ihtiyaçlarının karşılandığı projeler gerçekleştirdik. veya Orta Amerika'daki Karayip Bölgelerine bakıldığında 22 ayrı devlete biz çeşitli alanlarda destek olmuşuz. Belize ülkesine biz bir sağlık yardımı yaptık. pediatri merkezine destek verdik. Ekipmanlar aldık. Belize Başbakanının eşi teşekkür için Türkiye'ye geldi. Yaptığımız çalışmadan dolayı. Vanuatu Adası'na işte Pasifikler'deki adaya yardım yapmamızdan dolayı, Türkiye'ye uygulanan vizeyi kaldırdı ve hatta yabancı ülkelerden gelen, Fransa'dan, Avrupa'dan gelen ülkelerden yardım kuruluşları, 'Ya biz buraların maliyeti çok yüksek oluyor onun için çıkıyoruz. siz buralara niye geliyorsunuz' diyorlar. Biz de şunu söylüyoruz. Geçmişimizde her ne olursa olsun, imkanımız olduğu ölçüde az ya da çok destek olmaya çalışıyoruz."- "Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol"TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, çalışmalarının amaçlarını şu sözlerle anlattı: "Bu cumhurbaşkanımızın bize Başbakanken verdiği talimat. 'Dünyanın neresinde olursa olsun bizden yardım isteyen bir devlet olursa az ya da çok yardım edeceksiniz', talimatını vermiştir. Biz de onu uyguluyoruz. Aslında bu Ahmet Yesevi Hazretlerinin Yesi'den bize nasihatidir. 'Nerede gönlü kırık olan varsa merhem ol' diye bir sözü vardır. Biz de onu yerine getiriyoruz. Küçük de olsa simgesel olarak yardımlarımızı yapmaya çalışıyoruz ve Türk halkının oraya sevgi mesajını iletmeye çalışıyoruz. Çok da etkili oluyor. Çok büyük bir sevgiyle karşılaşıyoruz, bazen mahcup oluyoruz. Yani yaptığınız yardım küçük bir şey. Bundan çok daha fazlasını size bir törenle etkinlikle göstermeye çalışıyorlar. Biz de teşekkürleri, bir şekilde devletimize, milletimize ulaştırmanın gayreti içinde oluyoruz." Türkiye'nin, "giderek genişleyen coğrafyamızın içinde etkinliğini artıran bir ülke" olduğunu söyleyen Çam, "Dünyanın 16'ncı büyük ekonomisi olmuş, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisi olmuş ülkemiz. İşte turizm alanında, tarım alanında, sanat kültür bilim, her alanda, aslında son 10 yılda çok büyük 10-15 yıllık bir süreç içinde büyük patlamalar yaşıyor Türkiye. ve dikkatleri çekiyor. Dolayısıyla özellikle insani yardımlar ve kalkınma yardımlarında da Türkiye gerçekten ses getirici çalışmalar içine girdi. Arka arkaya iki yıldır İnsani yardımlarda Türkiye, ABD, İngiltere'den sonra Türkiye 3'üncü oldu" dedi.TİKA Başkanı Çam, Türkiye'nin kalkınma yardımlarının bu artışında da iki kere birincilik elde ettiğini hatırlatarak, "İlk defa dış yardımlar konusunda 2011 yılında 1 Milyar doların üzerine çıkan dış yardım yaptı ve artarak da devam etti. Bu şu anda STK'lar ve özel sektörün de katkılarını bir tarafa koyarsak, 4 Milyar dolarlara yaklaşan bir dış yardım kapasitesine ulaştı. Bu tabii çok ciddi bir rakam. Biz dünyanın 16'ncı büyük ekonomisiyiz ama insani yardımlarda 3'üncü oluyoruz. Hem gurur duyacağımız bir alan ama aynı zamanda da düşünülmesi gereken bir alan. Vakıf kültürü ve medeniyetinden gelen bir hayır anlayışımız var ve bu da çok şükür milletimiz, büyük bir özgüvenle zenginleştikçe büyümeye başlıyor" görüşünü dile getirdi.-"Türkiye model ülke"Türkiye'nin ekonomisi toparlandıkça, siyasetinde istikrar oluştukça, hemen kendi içindeki sıkıntıları bir tarafa bırakıp etrafındakilerle paylaşmaya başladığını belirten Çam, şöyle devam etti: "2001 krizini Türkiye çok ciddi bir şekilde, ağır bedeller ödeyerek yaşadıktan sonra, ülkemiz toparlanmaya başladı. Toparlandıkça da bunu etrafındaki bütün zenginliklerini değişik ülkelerle paylaşmaya başladı. Afrika açılımında gösterdi. Suriye'deki kardeşlerimizin yaşadığı sıkıntılarda gösterdi. Arap Baharı süreci denilen bir süreç yaşandı. Türkiye her alanda yardım kapasitesini adım adım artırdı. Dolayısıyla Türkiye, şu anda yardımlar konusunda bir model rol olarak dikkate alınan, AB ülkelerinin, gelişmiş bütün zengin ülkelerin, Türkiye'yi yakından takip ettiği, zaman zaman kıskanarak, zaman zaman da iltifat ederek ve gerçekten takdir ederek değerlendirdiği bir ülke. Dolayısıyla en ufak bir sıkıntı olduğunda dünyada neredeyse BM'ye gitmektense Türkiye'den alırız. AB fonlarından yararlanamayıp da AB üyesi olup sel felaketinde veya bazı afetlerde hemen Türkiye'ye ulaşıp 'bize ne olur destek olun' diyen ülkeler oluşmaya başladı. Dolayısıyla en yüksek düzeyde Cumhurbaşkanımız, Başbakanımıza, hükümetimize, ilgili bakanımıza ve elçiliklerimize intikal eden talepler geliyor. Bunlar da büyük bir oranda bize AFAD, Kızılay gibi çeşitli kuruluşlara intikal ediyor. Biz bunları öncelikler sırasına göre planlayıp desteklemeye çalışıyoruz."-TİKA'nın kültür alanındaki çalışmalarıTİKA Başkanı Dr. Serdar Çam, kültür alanındaki çalışmaları hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "Soyut ve somut kültür olarak ikiye ayrılmış bir alanımız var. Türkiye'de de yurtdışı kültür varlıklarının korunmasına dönük bir eş güdüm çalışmasının da TİKA, sekreteryasını yürütüyor. ve bizden sorumlu bakanımız da bu komitenin başkanı. Bu çerçevede yılda bir kere en azından buluşmaya çalışıyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA ve buna benzer çeşitli kuruluşlarla bir araya geliyoruz. Ecdat yadigarı pek çok eser var. Etiyopya'da Harar'da Osmanlı eserleri var. Mekele'de Peygamber Efendimiz'in heyetini kabul eden o zaman Hristiyan, daha sonra Müslüman olmuş Necaşi Kral'ın kabri var. Etrafında Sahabi kabirleri var. Onların restorasyonu var. Orta Asya'da Merv'de Sahabe mezarlarının restorasyonu. Sultan Alparslan'ın yerinin bulunmasıyla ilgili arkeolojik çalışmalar yürüyor. Tonyukuk Anıtı var Moğolistan'da. Etrafının kazı çalışmaları bitti. Bir müze yapma çalışmaları, karayolunun yapılması, yine Orhun Anıtları'nın olduğu Karakum'da çalışmalarımız var. Balasagun'da ilk Türk Müslümanlarının olduğu bölgeyle ilgili çalışmaları başlattık. Buna benzer, ortak tarihimizle alakalı yakın ve uzakta, yani İslam öncesi ve İslam sonrası da olmak üzere pek çok eserle ilgili, elimizin yettiği kadar, arttırarak bir gayret içindeyiz."Sadece İslam ve Türk eserleriyle ilgilenmediklerini kaydeden Çam, sözlerini şöyle tamamladı: "Bize talep geldiğinde bu noktada makul olmak kaydıyla, dünya mirası olan diğer bütün kültürlerin de yaşatılması, korunması ve insanların huzur içinde olmasını sağlayabilecek katkı vermeye çalışıyoruz. En son noktada Filistin'de Meryem Ana Kilisesi'nin restorasyona da katkı sağlamıştır TİKA. Saraybosna'daki bir kilisenin çevre düzenlemesine destek olmuştur. Bunun haricinde Hoton Türkleri ile ilgili mirasın korunması, geliştirilmesi, yaşatılması ile ilgili çalışmalar da yapılmıştır. Bir de soyut dediğimiz, Balkanlarda 400- 500 yıldır yürüyen Bektaşi geleneği, Halveti geleneği, dergahlar, kültürel etkinlikler ve buna benzer pek çok mirasın korunmasına dönük çalışmaları da yürütmektedir. Biz çok çeşitliliğe, bütün kültürleri beraberce yaşamış, medeniyetin devamı olarak, bütün toplulukların ihtiyaçlarını, halkımızın bir nişanesi, sevgisi olarak en güzel şekilde tarihteki misyonun devamı olarak, bütün ihtiyaç sahiplerinin yanında olmaya çalışıyoruz."

Sultan Alparslan Moğolistan Etiyopya Politika Güncel Haberler