"Aşk Konusunda Eski Kafalıyım"

Ağır Roman: Yeni Dünya'nın bıçkın delikanlısı 'Salih'i canlandıran Tamer Tıraşoğlu, Türkiye'deki ilk dizisinde hatrı sayılır bir hayran kitlesi edindi. Berlin doğumlu olan ve bugüne dek Alman devlet tiyatrolarında sahnelenen oyunlarda rol alan 29 yaşındaki oyuncu, Cosmo- Man dergisinden Elif Öksüz'e İstanbul'daki yeni yaşamını anlattı.

Uzun yıllar yurt dışında yaşadınız. Buraya gelmeye nasıl karar verdiniz?

Yakın arkadaşım Erdal Yıldız, 'Uçurum' dizisinde oynuyor. Bana Türkiye'de güzel bir proje olduğunu söyleyince İstanbul'a geldim. Senaryoyu okudum ve projeye başladım. Yapım şirketi farklı bir yüz arıyordu ve o yüz de bendim.

SOĞUĞU ÖZLEDİM

Oyunculuk eğitimi aldınız mı?

Evet, aldım. Berlin'de dört buçuk yıllık bir tiyatro okulundan mezun oldum. Devlet tiyatrolarında oynadım. Sonrasında sinema filmleri ve diziler geldi. Şimdi de buradayım.

Berlin'de Türkçe mi konuşuyordunuz?

Alman tiyatro okulunda varlığınızı sürdürebilmek için çok iyi Almanca konuşabilmeniz lazım. Eğer klasik bir Türk oyuncusu olsaydım, bana hep belli tipte roller verirlerdi.

Yurtdışındaki setleri gördükten sonra buradaki ortamla kıyaslayabilir misiniz?

Altı günde 90 dakikalık bir dizi çekmek çok zor ama yine de iyi, çünkü oyunculuk anlamında çok şey öğreniyorum. İş ne kadar zor olursa, o kadar çabalıyorum ve kendimi geliştiriyorum. Sabah erken kalkıyorum, spor yapıyorum, sonra sete gidiyorum.

Almanya'yla ilgili en çok neyi özlüyorsunuz?

Soğuk havayı özlüyorum! Neyse ki şu sıralar İstanbul'da havalar soğudu da, biraz rahatladım. Soğuğu çok seviyorum. İstanbul'un ses ve kalabalığı ise beni çok yoruyor.

Türkiye'ye gelirken arkanızda birisini bıraktınız mı?

Bu özel bir konu. Bunlara girmiyorum.

Sokakta yanınıza gelenler oluyor mu?

Yavaş yavaş başladı. Biz bu işi zaten halk için yapıyoruz; beni tanımaları o açıdan çok güzel bir şey. Onlar beni izlemezse, ben olmam. Halkın da yaptığım işi sevmesini istiyorum. Onları mutlu gördüğümde seviniyorum; benim mutlu olmam önemli değil.

Dizide iki kadın arasında kalıyorsunuz. Gerçek hayatta hiç böyle bir durum yaşadınız mı?

Yaşamadım; o konuda çok eski kafalıyım. 'Salih' aslında kötü bir şey yapmıyor; herkes bir tercih yapar. Zor bir durumla karşılaştığında da "Acaba yanlış mı yaptım?", "Acaba diğer kadını seçseydim ne olurdu?" diye düşünmek çok normal. Bu yüzden ben bu karakteri çok iyi anlıyorum; bunu hepimiz yaşıyoruz.

TÜRK KADINI ÇİÇEK GİBİ

Dizide maço bir erkeği canlandırıyorsunuz. Kız arkadaşınızı kıskanır mısınız?

Kıskanç bir adam değilim ama ilişkilerde hiç kıskanç olmadığında da sorun oluyor. Bunun ayarını bilmek lazım; azı karar, fazlası zarar. Zor yani, zor! Bir erkek çok fazla kıskanç olduğunda kadın da bir yerden sonra hata yapmaya başlıyor. Bu aslında bir oyun.

En uzun ilişkiniz ne kadardı?

Dokuz yıl. Dedim ya, ben eski kafalı bir adamım. Onunla da 13-14 yaşlarında çıkmaya başlamıştım.

Türk kadınlarıyla yabancı kadınlar arasındaki fark nedir?

Türk kadınlarının saçlarını çok beğeniyorum; fizikleri de çok güzel. Kendilerine çok iyi bakıyorlar. Onları yeni yeni tanımaya başlıyorum ve çok güzel olduklarını düşünüyorum. Hepsi çiçek gibi. Almanya'daki kadınlar kendilerine bu kadar bakmıyor. İlk buluşmada ne yapmaktan hoşlanırsınız?

Kişiye göre değişir. Bazen bir kadınla tanışıyorum, "Haydi dolaşalım" diyorum. Bazısıyla yemek yiyorum, birisiyle sinemaya gidiyorum. Hepsinde farklı bir şey yaşanıyor. Karşımdaki kadın biraz kapalıysa, hislerini belli etmekten hoşlanmıyorsa, onu açacak bir plan yapmaya çalışıyorum.

İstanbul'u keşfe çıktınız mı?

Yürüyerek her yeri gezdim. Evde senaryo okuyamıyorum, senaryomu yanıma alıp şehri keşfe çıkıyorum. En çok denizi seviyorum.

#Sayfa#

SPORTİF KADINLARI BEĞENİYORUM...

Nasıl kadınlardan hoşlanıyorsunuz?

Spor yapan, kendine bakan kadınlardan hoşlanıyorum. Sarışın ya da esmer olması önemli değil. Bir kadın güzel olur da, karakteri düzgün olmazsa, o kadın çirkinleşir.

Sizce ilişkilerde en büyük sorun nedir?

Bir ilişkideki sorunların yüzde 70'ini kıskançlık oluşturuyor. Benim için kıskanç olmayan bir kadın çok önemli. Karşınızdaki kişiye güvenmelisiniz.

SENARYOYU SOKAKLARDA DOLAŞIRKEN OKUYORUM

Sette olmadığınız zamanlarda ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

Sessizliği çok seviyorum. Evde oluyorum, dinleniyorum ya da spor yapıyorum. Dışarı çok çıkmıyorum. Konuşmak istemiyorum, sadece kitap okuyorum.

Spor olarak ne yapıyorsunuz?

Ağırlık çalışmıyorum. Kendi vücudumu kullanabileceğim tarzda bir şeyler yapıyorum. Cross fitness ya da sokak sporu da diyebiliriz buna. Yaratıcı sporu çok seviyorum. Karşılaştığım her alanı bir spor salonuna dönüştürebiliyorum; bir yer görüp orada 10 dakika spor yapıyorum.

Burada da yapabiliyor musunuz bunu?

Evet, parklarda yapıyorum. Galata'da oturuyorum ben, zaten senaryoyu da sokaklarda dolaşarak okurum. Yanımda da hep spor çantam oluyor. Uygun bir yer gördüğümde hemen spor yapmaya başlıyorum.

Sabah : http: //www.sabah.com.tr

İstanbul Türkiye Berlin Magazin Haberler