Kastamonu'dan Padişahların Sofrasına Uzanan Lezzet

Kahvaltıların vazgeçilmezi olan simitin, Kastamonu versiyonu olan 'Kel simit'in Osmanlı döneminde padişahların da sofralarını süslediği bildirildi. Kastamonulu simit ustası Erdal Köse, AA muhabirine yaptığı açıklamada, susamsız olması nedeniyle 'Kel simit' olarak adlandırılan Kastamonu simidinin çok eski bir geçmişe sahip olduğunu söyledi.

Kastamonu simidinden Prof. Dr. Artun Ünsal'ın 'Susamlı Halkanın Tılsımı' isimli kitabında da bahsedildiğini anlatan Köse, simitin geçmişinin Orta Asya'ya kadar dayandığını belirterek, 'Simit Orta Asya'dan Kastamonu'ya gelmiş, buradan da İstanbul'a Kastamonulu simit ustaları tarafından taşınmıştır. Kastamonu simiti, eşsiz lezzetiyle Osmanlı padişahlarının da sofralarını süslemiştir' dedi. Köse, kentte 10 fırında günlük 12 bin civarında 'Kel simit' üretildiğini dile getirerek, Kastamonuluların susamlı simite rağbet etmediklerini kaydetti. Fırın sahibi Mehmet Tekeli, de 'Kastamonu Simidi'nin diğer şehirlerde yapılan simitlerden farkının, susamsız olması ve elma pekmezinden elde edilen şuruba batırıldıktan sonra fırına verilmesi olduğunu söyledi.

Tekeli, Kastamonu simitinin diğer simitler gibi hemen bayatlamadığını, 3 güne kadar rahatlıkla tüketilebildiğini dile getirerek, 'Böreklik un ve mayadan elde edilen hamur, halkalar haline getirildikten sonra, kaynayan elma pekmezi şurubunun içine atılır. 10 dakika kadar pişirildikten sonra küreklerle taş fırına sürülür ve yaklaşık 10 dakika kadar kızartılır. Bayatlayan simitler de israf edilmez. Bölgemizde tirit olarak bilinen yemek yapılır' diye konuştu.

(İS-ZHL-NÖZ) - KASTAMONU

Yerel Haberler