Haberler

Kanaat Önderleri Buluşması

Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz, bir anlamda ikinci Kurtuluş Savaşı'dır ve bu savaştan, bu mücadeleden millet yüzünün akıyla çıkmıştır.

Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz, bir anlamda ikinci Kurtuluş Savaşı'dır ve bu savaştan, bu mücadeleden millet yüzünün akıyla çıkmıştır. Dünya demokrasilerinde görülmemiş bir iş olmuştur. Millet o gün, o gece Başkomutanının, Cumhurbaşkanının, Hükümetinin çağrısına tereddütsüz cevap vermiş ve meydanları doldurarak, tanklara, uçaklara, bombalara karşı göğsünü siper etmiş, ezanları dindirmemiş, bayrağı indirmemiştir." dedi.

Yıldırım, WOW Otel'de düzenlenen "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kanaat Önderleri Buluşması"nda yaptığı konuşmada, 15 yılda Türkiye'de hem vesayet odaklarıyla hem dayatmalarla mücadele ettiklerini hem de bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptıklarını söyledi.

Milli geliri, 230 milyar dolarlardan 800 milyar dolarlara çıkardıklarını vurgulayan Yıldırım, engellerle karşılaşmasalardı 3 Türkiye değil, 5 Türkiye'yi gerçekleştirmiş olacaklarını dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, halkın, milletin tam desteğine sahip bir iktidar partisine bile göreve geldikten kısa bir süre sonra ilk muhtıranın verildiğini hatırlatarak, "Biz bunlara itibar etmedik. 8 Ocak 2003, gazeteleri açın bakın. Zehir zemberek bir açıklama ama o gün tatsız bir hadise yaşadık. Diyarbakır'da bir uçak düştü, 57 vatandaşımız hayatını kaybetti ve gündem onunla değişti. Bu vesayet odakları boş durmadı. Cumhurbaşkanı seçiminde akla hayale gelmeyen bir engellemeyle, bir hukuk icadı ile karşı karşıya kaldık. Meşhur 367 dayatması. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğu ilk günden o tarihe kadar böyle bir şey yaşanmamış. Onun karşısında tabi ki iş çıkmaza girdi. Konu Anayasa Mahkemesine taşındı. Anayasa Mahkemesi de bu hukuk cinayetine haklılık kazandıracak bir karar verdi. Tek çare kalmıştı işi sahibine götürmek. Biz de öyle yaptık. Hem erken seçim kararı aldık, hem de Cumhurbaşkanının vekiller marifetiyle değil millet tarafından seçilmesine yönelik Anayasa değişikliğimizi halkın önüne getirdik. 21 Ekim 2007'de millet yüzde 69 oyla kabul etti." diye konuştu.

"Başbakan-Cumhurbaşkanı anlaşmazlığı yeni bir şey değil"

Başbakan Yıldırım, o günden itibaren Türkiye'de artık her şeyin değiştiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"İki tane seçilmiş vardı Türkiye'de. Bir yüzde 50 ve daha fazla oyla seçilen Cumhurbaşkanı, bir de yine meclis seçimleriyle oluşan seçilmiş bir başbakan. Böylece yeni bir durumla karşı karşıya kaldık. Aslında bugün milletin önüne gelen Anayasa değişikliğinin çıkış noktası çok eski, 1950'den beri devam ediyor. Başbakan-cumhurbaşkanı anlaşmazlığı yeni bir şey değil. En güçlü şekilde iktidara merhum Adnan Menderes geldiği zaman bile merhum Celal Bayar ile anlaşamamış. Hatıralarında okudum, 'Bazen canımdan bezdiriyordu.' diyor. Geldik Özal'lı yıllara, orada da aynı şey var. Hatta 70'li yıllarda 'Cumhurbaşkanı şunu seçerseniz seçersiniz, yoksa meclisi kuşatırız' denilen tarihleri biliyoruz. 80'li yıllarda merhum Özal'ın yine başbakanla ters düştüğünü biliyoruz. Demirel'in 'kızım' deyip getirdiği Sayın Tansu Çiller ile nasıl sorun yaşadığını hep birlikte gördük. Rahmetli hocamız Erbakan'ın nasıl bir dayatma ile karşı karşıya kaldığını hep birlikte hatırlıyoruz. Merhum Ecevit bile arayarak seçtiği, bulduğu 'Türkiye için bulunmaz bir aday' diye takdim ettiği Ahmet Necdet Sezer ile hangi duruma düştüğünü ve o durumların ülkemize neye mal olduğunu hep birlikte gördük."

Ak Parti'nin şikayet eden bir parti olmadığını dile getiren Yıldırım, "Ak Parti sorunları torunlara havale eden bir parti değil, sorunları çöze çöze bu günlere gelen bir partidir. AK Parti ile Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan dayatma daha sonra en yüksek oyu almış partinin kapatılma davası ile devam etti. O mücadeleyi de atlattık. Ondan önce e-muhtıranın verildiğini hepiniz biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk gerçekleşti. Milli irade dışında başka bir iradeye asla geçit vermeyeceğini açık bir şekilde ortaya koyan iktidarımız bu e-muhtırayı aynen sahiplerine iade etti. Daha sonra yaşananlar, yargı darbe kalkışmaları, yargı reformu ve nihayet yağmurdan kaçarken doluya tutulma hadisesi. FETÖ'nün bu yargı reformu arkasından... Bildik olayları beraber yaşadık. Aslında bizim o yargı reformumuz Anayasa Mahkemesinde tadil edilmesiydi, işin içeriğine, esasına girilmeseydi biz 17-25 Aralık'ı yaşamayacaktık. Orada yapılan iki değişiklikle maalesef bu işin önceden planladığı da ortaya çıktı. Gezi olayları, 17-25 ve nihayet 15 Temmuz. 15 Temmuz, bir anlamda ikinci Kurtuluş Savaşı'dır ve bu savaştan, bu mücadeleden millet yüzünün akıyla çıkmıştır. Dünya demokrasilerinde görülmemiş bir iş olmuştur. Millet o gün, o gece Başkomutanının, Cumhurbaşkanının, Hükümetinin çağrısına tereddütsüz cevap vermiş ve meydanları doldurarak, tanklara, uçaklara, bombalara karşı göğsünü siper etmiş, ezanları dindirmemiş, bayrağı indirmemiştir. Bu sadece İstanbul'da olmadı, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Rize, Kırklareli, Edirne, Sinop ve Hatay'da insanın, vatandaşın olduğu her karış vatan toprağında aynı duygu, aynı heyecan, aynı ruh ayağa kalkmıştır. İşte böyle aziz milletin karşısında sadece şapka çıkartılır. Dünyaya bir demokrasi dersi verildi." ifadelerini kullandı.

"Biz vatandaşımızı doğru bilgilendirmeye gayret ediyoruz"

Başbakan Yıldırım, 15 yılı geride bıraktıklarını hatırlatarak, "Türkiye'nin geldiği noktayı sizler biliyorsunuz. Türkiye'ye de alt yapısı yolları, havaalanları, tren yolları, hastaneleri, okullarıyla daha birçok hizmetleriyle, tarımda, ekonomide, sanayide büyük işler başardık. Bunu neye rağmen başardık? Karşı karşıya kaldığımız engellere rağmen başardık. Bakın 28 Şubat'ta da dayatma gördüler. Dayanabildiler mi? Dayanamadılar. Çünkü güçlü irade yoktu. Tek başına güçlü irade yoktu. İşte bugün yapmak istediğimiz, Türkiye'yi bu ve buna benzer herhangi bir demokrasi ve milli irade dışı girişimlere, teşebbüslere karşı garanti altına almak. Bu sistemin adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir. Hükümeti başkaları kurmuyor, millet doğrudan sandıkta kuruyor. Tek farkı budur. Bu da mutlaka istikrar, mutlaka güçlü iktidar anlamına geliyor." şeklinde konuştu.

Referandumla ilgili yürütülen kampanyalara dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bir kampanya süreci var ve herkes kendini göre anlatıyor. Bu kampanyada 'hayır' propagandası ve 'evet' propagandası yapan var. Bunlar gayet normal. Demokraside bunlar olmalı ama öyle şeyler vatandaşa söyleniyor ki insanın kanı donuyor. Ana muhalefet partisi genel başkanı diyor ki; 'Bu sistem eğer kabul edilirse, bu referandumda 'evet' çıkarsa, devrisi gün bütün malınız, mülkünüz elinizden alınacak, iş yerlerinize el konacak. Dükkanlar kapatılacak.' Efendim, 'memurların tamamı sözleşmeli hale gelecek. Bakanlar Kurulu olmayacak veya olursa 100 kişi olacak. Her türlü, 24 saatte her türlü değişikliği yapacak ve ülke elden çıkacak.' Yani ne diyeyim? Herhalde bunu Erzurumlu 'Teyo Pehlivan' duysa pataklar. Yapacak bir şey yok. Bu kadar abuk subuk işler olur mu ya? ya vatandaşın karşısına çıkıyorsunuz, bir ana muhalefet liderisin, söyleyeceğin şeylerin bir kıymetiharbiyesi olması lazım, inandırıcı boyutu olması lazım. Her neyse, herkes marifetini ortaya koyuyor. Biz vatandaşımızı doğru bilgilendirmeye gayret ediyoruz."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Güneydoğu Anadolu Bölgesi Binali Yıldırım Diyarbakır AK Parti Politika Güncel Haberler

DP'li Cemal Enginyurt'tan okul müdürünün cenazesinde konuşan müftüye sert tepki: Her şey oldunuz, bir Türk olamadınız

DP'li Cemal Enginyurt'tan okul müdürünün cenazesinde konuşan müftüye sert tepki: Her şey oldunuz, bir Türk olamadınız

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

İsrail basınından skandal Eurovision manşeti: Sayemizde reyting gördünüz

İsrail basınından skandal Eurovision manşeti: Sayemizde reyting gördünüz

Kenan Sofuoğlu'ndan çok konuşulacak Cumhurbaşkanı Erdoğan itirafı: 'Vekillik yaparım' demek hayatımın en büyük hatasıydı

Kenan Sofuoğlu'ndan çok konuşulacak Cumhurbaşkanı Erdoğan itirafı: 'Vekillik yaparım' demek hayatımın en büyük hatasıydı

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title