Haberler

İngiliz Yıllık Raporlarında 1920 Türkiye'si

Nurhan Çorlu - Mondros Mütarekesi'nden İtibaren Türkiye'de Askeri, Siyasi, Ekonomik ve Kültürel Alanlardaki Gelişmelerin İngilizlerin Gözünden Ele Alındığı 'İngiliz Yıllık Raporlarında Türkiye 1920' Adlı Kitap Okurlarla Buluştu

Nurhan Çorlu - Mondros Mütarekesi'nden itibaren Türkiye'de askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlardaki gelişmelerin İngilizlerin gözünden ele alındığı 'İngiliz Yıllık Raporlarında Türkiye 1920' adlı kitap okurlarla buluştu.

AA muhabirine kitabıyla ilgili bilgi veren Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ali Satan, Türkiye tarihine ilişkin yapılan çalışmalarda İngiliz belgelerinin önemli bir yer tuttuğunu söyledi.

Satan, Türkiye'nin özellikle yakın dönem tarihiyle ilgili araştırmalarda bu önemin daha da arttığının gözlendiğini belirterek, 1918-1923 yılları arasında İngiltere'nin Türkiye'de işgalci durumda bulunduğu ve her şeyi kontrol ettiği düşünüldüğünde bu önemin anlaşıldığını vurguladı. Ali Satan, şunları kaydetti:

'Mondros Mütarekesi'nden sonra İstanbul'a gelen itilaf güçleri, Osmanlı başkentinde savaş öncesi diplomatik kurumlarından farklı olarak mütareke-işgal devrine mahsus 'yüksek komiserlikler' kurmuştu. Ülkeleri ile Osmanlı devleti arasındaki her türlü ilişkiyi yürüten bu temsilcilerin görevleri arasında Osmanlı ülkesinde meydana gelen olayları rapor etmek de vardı. Bu raporlar, günlük, haftalık, aylık ve yıllık olmak üzere farklı periyotlar içermekteydi. 'Türkiye Yıllık Raporları', ülkemizde şimdiye kadar tam metin olarak hiç yayınlanmamıştır. Bu durumun temel nedeni, yıllık raporlara şimdiye kadar ulaşılmamış olunmasıdır.'

Satan, İngiltere'nin Türkiye'nin yıllık raporlarına ilk kez Ahmet Özgiray'ın yayınlarında rastlandığını aktararak, 'İngiliz Yıllık Raporlarına ilk kez rastladığımız bu yayında da 1920 yılına ait raporun tek parça halinde basılmadığı ve bazı kısaltmaların yapılmış olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye-İngiltere ilişkilerini konu alan pek çok yayında söz konusu yıllık raporlara herhangi bir atıf yapılmamış olması bizi bu raporları dizi kitap şeklinde yayınlama konusunda teşvik etti' diye konuştu.

Türkiye yıllık raporlarının günlük veya haftalık istihbarat raporlarından daha sağlıklı raporlar olduğunu belirten Satan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Öncelikle bu raporlar yıllık olmaları nedeniyle herhangi bir yeni olay hakkında merkeze bilgi ulaştırma endişesi ve telaşından uzak bir biçimde kaleme alınmıştır. Bir yıl boyunca pek çok olaya dair alınan onlarca, yüzlerce haber, duyum ve istihbarat zaman içinde büyük oranda doğruluğu test edilmiş olarak yıllık raporlara girmiştir. Yıllık raporlar, Türkiye ile ilgili siyasi, askeri, ekonomik, sosyal ve hatta kültürel pek çok alanı kapsayan soğukkanlı değerlendirmeler içeriyor. Bu değerlendirmeler Türkiye'de yaşanan olayları, gelişmekte olan olguları tahlil ederken doğal olarak bu oluşumlar karşısında Londra'nın nasıl bir politika takip etmesi hususunda önerileri de barındırıyor.'

- 'RAPORDA DÖNEMİN TÜRKİYE'SİNİN RESMİ BAŞARIYLA ÇİZİLMİŞ'-

Satan, 1920 yılına ait raporda dönemin Türkiye'sinin resminin başarıyla çizildiğini ifade ederek, 'Mondros Mütarekesi'nden itibaren yaşanan gelişmelerin ele alınmasıyla başlayan raporda, İstanbul hükümetleri, saray ve Anadolu'da başlayan milli mücadele harekatının ilişkileri ayrıntılı ve dikkatli bir değerlendirme ışığında tasvir edilmiştir. İstanbul ve Ankara hükümetlerinin dış ilişkileri, Osmanlı donanmasının durumu, Harbiye Nezareti'nin milli mücadeleyi destekleyen faaliyetleri, mevcut Osmanlı ordusu, polis teşkilatı, sıhhiye teşkilatı, İstanbul ve Ankara'nın mali yapısı, 1920 yılında iktisadi durum, basın, İstanbul ve Anadolu'daki gayrimüslimlerin durumu, Ermeniler, Kürtler ayrıntılı bir şekilde İngiltere gözüyle değerlendirilmiştir. Ayrıca Padişah Vahdeddin, Veliaht Abdülmecid, Sadrazam Damat Ferid, Tevfik Paşa, Mareşal Ahmet İzzet Paşa, Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir Paşa'nın şahsiyetlerine dair dönemin İngiliz yetkililerinin bakışlarına yer verilmiştir' şeklinde konuştu.

Raporların 1996 yılından bu yana araştırmacılara peyderpey açıldığını dile getiren Satan, 'Türkiye Yıllık Raporları' dizisini TBMM'nin kuruluşunun 90. yılında 1920 yılı ile başlattıklarını söyledi.

Dizide yer alan raporların Londra Kew Gardens'taki Public Record Office'de İngiltere Dışişleri Bakanlığı belgeleri arasında bulunduğunu dile getiren Satan, 1920 yılı raporunun İngiliz Yüksek Komiseri Sir H. Rumbold tarafından 27 Nisan 1921 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a yazıldığını kaydetti.

Dizinin Türk-İngiliz ilişkilerinin ilk döneminin kapandığı 1927 yılına kadar devam edeceğini ve her yıla ait raporun ayrı bir kitap olarak yayınlanacağını aktaran Satan, 'Bu raporla, tarihe ilgi duyan herkes, tarihimizin en önemli ve karmaşık yıllarını birinci el kaynaktan okuma, araştırmacılar ise döneme dair bilgilerini zenginleştirme imkanına kavuşacak. Raporda da ifade edildiği üzere 'bir gram gerçek, binlerce ton teoriye bedeldir' diye konuştu.

- RAPORDAN ALINTILAR-

Ali Satan, raporda dönemin önemli kişiler hakkında değerlendirmeler de yapıldığını anlatarak, şunları kaydetti:

'Örneğin Vahdeddin için bizim söyleyegeldiğimizin aksine şahsi yaptırım gücü ve iç meselelerde oldukça etkili bir kişilik olduğu söyleniyor. Gücün nasıl kullanılması gerektiğini gayet iyi bilen birisi. Suskun, temkinli, ama hafife alınabilecek bir adam olmadığı rapor ediliyor Londra'ya. Ulu Önder Atatürk ile ilgili de bildiğimiz biyografik özelliklerine temas edildikten sonra hareket içerisinde şahsi ağırlığının oldukça fazla olduğu, idari ve siyasi yeteneğinin, kararlılığının hiç de azımsanmayacak ölçüde olduğundan bahsediliyor. İlginç bir şey de Kazım Karabekir Paşa için 'Mustafa Kemal'e karşı potansiyel bir öneme sahip kişilik' ifadesinin kullanılması.'

Raporda gayrimüslimlerin durumuna da değinildiğini ifade eden Satan, 'Londra'ya durum rapor edilirken, 'Anadolu'da birkaç yer dışında Türklerin gayri Müslimlere kötü davrandığını söylemek pek doğru olmaz' deniyordu' dedi.

Satan, raporda Kürt meselesiyle ilgili 'Türkler bir Kürt meselesinin varlığını yabancı devletlerin konuyla ilgisi olsun olmasın son derece kararlı bir şekilde reddetmekteydiler' ifadesine yer verildiğini aktararak, tüm Kürtlerin hemfikir olduğu ve Türklerle birleştiği noktanın çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bölgelerin Ermenilerin denetimine bırakılması korkusu olduğundan bahsedildiğini kaydetti.

(NAR-KAF-SK) - İSTANBUL

Kaynak: AA / Yerel

Haberler

Bomba iddia: Cumhurbaşkanı Erdoğan kurmaylarına sokak köpekleriyle ilgili talimat verdi

Bomba iddia: Cumhurbaşkanı Erdoğan kurmaylarına sokak köpekleriyle ilgili talimat verdi

Firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz: 2 ay sonra Türkiye'ye döneceğim

Firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz: 2 ay sonra Türkiye'ye döneceğim

Et entegre tesisinde büyükbaş hayvana eziyet! Baltayla vura vura öldürdüler

Et entegre tesisinde büyükbaş hayvana eziyet! Baltayla vura vura öldürdüler

Suudi Arabistan'da kurallar yıkılıyor! Ülke tarihinde ilk kez mayolu defile düzenlendi

Suudi Arabistan'da kurallar yıkılıyor! Ülke tarihinde ilk kez mayolu defile düzenlendi

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title